|
Konu Kimliği: Konu Sahibi bilinmez,Açılış Tarihi: 22 Şubat 2018 (22:25), Konuya Son Cevap : 25 Şubat 2018 (16:30). Konuya 11 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
22 Şubat 2018, 22:25 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | NEBİNİN DİNİ TEVHİD DİNiDİR NEBİNİN DİNİ TEVHİD DİNiDİR NEBİNİN DİNİ TEVHİD DİNİDİR. Tevhid dini ise; lâ ilâhe illAllah Muhammedun Rasulullah’ı bilmek ve bunun gerekleriyle amel etmektir. Fakat maalesef bazı insanlar lâ ilâhe illAllah kelimesinin manasını bilmemekte, onu bozacak ameller işlemekte ve bu kelimenin sadece; yaratıcı olan, rızık veren Allah-u Teâlâ’dır manasına geldiğini sanmaktadır. Onlar bu kelimeyi, ancak bu manayı kastederek söylerler. Oysa bu kelimeyi bu manayla söylemeleri onlara bir fayda sağlamaz ve onları muvahhid yapmaz. Çünkü, bu sözleriyle sadece rububiyyet tevhidini kabul etmişlerdir. Bu şekildeki bir kabulü müşrikler de yapmakta idi. Lâ ilâhe illAllah kelimesinin manası, böyle cahillerin zannettiği gibi değildir. Muvahhid olabilmek için "rububiyyet tevhidi" ni kabul etmekle birlikte "uluhiyyet tevhidi" nin de kabul edilmesi gerekir. Uluhiyyet tevhidinin kabulü; bütün ibadetlerin sadece Allah-u Teâlâ'ya yapılması gerektiğine dair imanı gerekli kılar. Bazı insanlar, lâ ilâhe illAllah’ın gerçek manasını bilmedikleri halde dilleriyle bu kelimeyi söylerler. Bu kişiler müslüman değildir. Çünkü onlar, lâ ilâhe illAllah’ın gerçek manasına iman etmemişlerdir. Oysa bu meseleyi çok iyi bilmek ve anlamak, o meseleye inanmak için gerekli olan şartlardır. Bir şeyi bilmemek ve anlamamak ise o şeye sahip olmamaya benzer. Bazı insanlar da, lâ ilâhe illAllah’ın manasını bildikleri halde gerekleriyle amel etmezler. Bunlar da müslüman değildir. Çünkü tevhidle amel etmek, şirkten uzak olmak ve Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilenleri hem söz hem de amelle reddetmek, tevhid şehadetinin en önemli gereklerindendir. Onlar bu gerekleri yerine getirmedikleri için kafirdirler. Tevhid hem kalp hem dil hem de amelde sağlanmalıdır. Bunlardan birisini eksik yapan kimsenin müslüman olması mümkün değildir. Tevhidi bildiği halde onunla amel etmeyen kimse, Firavun ve İblis gibi inatçı bir kafir olmuştur. Bazı insanlar ise lâ ilâhe illAllah’ı söyledikleri halde gerçek manasını hem anlamazlar, hem de akletmezler. Bu kişiler de lâ ilâhe illAllah’ın manasını bilmeyen kişiler gibi kafirdirler. Buna göre, her kim lâ ilâhe illAllah’ı söylediği halde tagutu reddetmezse işte o kimsenin kıldığı namaz, tuttuğu oruç, yaptığı hac ve verdiği zekat gibi salih amelleri kendisine fayda vermez. Zira, lâ ilâhe illAllah’ı sözle söylemesine rağmen aynı anda onu bozucu ameller yapmaktadır. Tagutun her türünü reddedebilmek ve sadece o gayeyle yaratıldığımız halis tevhidi gerçekleştirebilmek için tagutu, özellikle de zamanımızın tagutlarını, her çeşidiyle çok iyi bilmemiz gerekir. İbrahim (kavminin dininden beri olduğunu ilan ettikten sonra kendi dinini haykırarak) şöyle dedi: “Muhakkak ki ben, yüzümü (her şeyimi) gökleri ve yeri örneksiz yaratan Allah’a ihlasla teslim ettim ve hanif olan dine (şirkten uzak, halis tevhid dinine) bağlandım. Bilin ki ben, müşriklerden değilim (Allah’a zatında, sıfatlarında, hak ve yetkilerinde asla başka varlıkları eş koşmam, sadece O’na ibadet ederim). (Enâm: 79) İbrahim, müşrik kavmi kendisiyle (Allah’ın tevhidi konusunda) çekişmeye (ve onu sahte ilahlarıyla korkutmaya) başlayınca kavmine şöyle dedi: “Allah hakkında (O’nun tevhid edilmesi ve ibadetlerin yalnız O’na yapılması gerektiği konusunda) mı benimle tartışıyorsunuz? Allah beni hidayete muvaffak kılmışken size tabi olmamı mı bekliyorsunuz? Bilin ki ben, sizin Allah’a eş koştuğunuz putların hiçbirinden korkmam. Rabb’im dilemedikçe başıma hiçbir zarar gelmez. Rabb’im her şeyi ilmiyle kuşatmıştır (hiçbir şey O’ndan gizli kalmaz). Hâlâ öğüt almaz mısınız (içinde bulunduğunuz küfür ve şirki terk edip Allah’ın tevhidine neden sarılmıyorsunuz)?!” (Enâm: 80)
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
Konu Sahibi bilinmez 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
ELFAZI KÜFÜR | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 2 | 702 | 29 Ağustos 2021 23:16 |
BiR SORU | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 19 | 6746 | 19 Aralık 2018 23:11 |
SiZCE HANGİSİ MÜSLÜMAN | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 0 | 1135 | 18 Aralık 2018 22:55 |
ALLAH A iMAN NASIL OLUR.. | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 0 | 1277 | 27 Ekim 2018 22:27 |
HELVADAN KANUNLAR ve TEKFİR | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 0 | 1276 | 03 Ekim 2018 21:57 |
23 Şubat 2018, 07:11 | Mesaj No:2 | |
Durumu: Medine No : 19457 Üyelik T.:
19Haziran 2012 | Alıntı:
Lakin burdaki verilen bilgi bazı istisnai şartlarıda içinde barındırmıyor mu??
__________________ "İslâm; huzur ve güven" | |
23 Şubat 2018, 16:01 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 |
Nasıl bır istisnayı durum biraz acarmisiniz
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
23 Şubat 2018, 20:28 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 19457 Üyelik T.:
19Haziran 2012 |
Hocam konuya yaklaşımım yanlış anlaşılmasın, bilakis doğruyu daha iyi algılayabilmek ve başkalarına öyle aktarabilmektir inşallah.. Şöyleki "kalp ile tasdik", hiçbir mazeret karşısında vazgeçilmeyen "aslî rükün", dil ile ikrar ise, dilsizlik ve ölüm tehlikesi gibi haller karşısında vazgeçilebilen ve vücubu sakıt olan "zâid rükün" öyle değil mi? Kalp ile tasdik ortadan kalktığından kişi imandan çıkar/ kafir olur, ancak ölüm tehtidi karşısında kişi dil ile ikrar edemediğinden (böyle bir durumda söylememeyi seçme hakkı müslümana verilmiş) kalbimdeki samimi imana binaen kişi imandan çıkmaz/kafir olmaz inşallah öyle değil mi ?
__________________ "İslâm; huzur ve güven" |
23 Şubat 2018, 20:53 | Mesaj No:5 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 |
"Tevhid" vücudun binlerce organı için "ruh" gibidir. Ruh olmayınca vücut çürümeye/kokmaya/yok olmaya mahkum bir cesetten ibaret olur. Bu konuda mutabıkız. Hatta bu kadar katı bir şekilde dile getirmene katılmakla birlikte, mezheplerin toleransı ile karşı karşıya kalıyoruz. mesela salih amel olmayan iman geçerli midir? kebair günah imanı götürür mü? farzı terk kafir yapar mı? imanlıyım ama şartlar bana taktiği/gizliliği zorunlu kılıyor bu caiz midir? gibi sorular sorunlar karşısında mezheplerimiz yukarıdaki yazı kadar katı tutumlu değildir. İmam azam'a ve diğer müctehid imamlara islamı öğretecek kadar da müctehid olmadığımıza göre dut yemiş bülbüle dönüyoruz. yukarıdaki makaleye göz attığımızda ; Bazı insanlar, lâ ilâhe illAllah’ın gerçek manasını bilmedikleri halde dilleriyle bu kelimeyi söylerler. Bu kişiler müslüman değildir. Çünkü onlar, lâ ilâhe illAllah’ın gerçek manasına iman etmemişlerdir. bu tez yer yüzünde Müslüman yok dedirtiyor.böylesi bir iman müctehid alimlerde mümkündür.bu kriteri avvam tabakasına vur elinde kalır. bir başka cümle; Bazı insanlar da, lâ ilâhe illAllah’ın manasını bildikleri halde gerekleriyle amel etmezler. Bunlar da müslüman değildir. bu tezi tamamen red eden 4 mezhebimiz(şafi Hanefi maliki hanbeli) mevcuttur.salih amel yoksa iman da yoktur tezi 4 mezhep imamı daha toleranslı yaklaşmış inkar etmediği sürece imanlı ama günahkar kategorisine sokmuştur. gönül ister ki yazıdaki katılığı herkes benimsesin. Her Müslüman inancında akidesinde amelinde ciddi olsun. ama gel gör ki realite ile alakası yoktur. Hınca hınç dolan sultan Ahmet camisine gidin cuma çıkışında elinizde mikrofon uzatın tek tek sorgulayın. BİR MÜSLÜMAN BULAMAZSINIZ. KALDI Kİ mezhep imamları da yukarıdaki yazıyı yumuşatma eğilimi göstermişlerdir. Bu yazıyı olduğu gibi kabul eden ve uygulamaya çalışan hariciler olmuştur. Onlar da eline yüzüne bulaştırmışlardır.
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
24 Şubat 2018, 12:08 | Mesaj No:6 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Alıntı:
Haram işlemeye ruhsat zaruret yada mecburiyyettir.. Küfür işlemeye ruhsat ikrahi mülcidir.. İkrah anlık bir belayı def etmek için verilmiş bir ruhsattır.. İkrahın şartları vardır .. 1- İkrah altında olan kişinin ölümü tehtidi altında olması yada herhangi bir uzvunun kesilme durumu yada ölümle sonuçlanacak şekilde darp edilmesi durumu.. 2- Tehdit edenin bunu yapabilecek güce sahip olması.. 3- ikrah altında olanın bu tehtide karşı koyacak güçte olmaması.. 4- Tehditin gerçek olması.. 5- tehtidin anlık belayı def etmesi sürekliliğinin olmaması Yani birinin birine kavga esnasında bak şunu yapmazsan seni öldürürüm demesi ikrah durumu olmaz...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
24 Şubat 2018, 12:15 | Mesaj No:7 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Alıntı:
hangi konuda mutabık değilsek ve hangi mezhep alımının sizi destekleyen görüşü varsa kaynak belirterek verirmisiniz. Ayrıca bu günkü laik demokratik bir anayasası olan devletlerde cuma namazına cevaz verecek bir tane mezhep alımının görüşünü kaynak göstererek verirmisiniz. Ayrıca halkların hükmünü hangi usul ve kaidelerle mezhep alimleri belirlemiştir.halklara hüküm neye göre verilir.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
24 Şubat 2018, 15:27 | Mesaj No:8 | |
Durumu: Medine No : 19457 Üyelik T.:
19Haziran 2012 | Alıntı:
__________________ "İslâm; huzur ve güven" | |
24 Şubat 2018, 22:18 | Mesaj No:9 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Alıntı:
Alimlerden nakillerle olayı birazdaha açarsak, iKRAH ZARURETE DAİR İSLAMIN GÖRÜŞÜ... Hafız İbn Hacer Buhari'nin “Kitabul İkrah” Başlığı altındaki hadislere yaptığı şerhin bir yerinde şöyle demektedir..... وَشُرُوطُ الْإِكْرَاهِ أَرْبَعَةٌ الْأَوَّلُ أَنْ يَكُونَ فَاعِلُهُ قَادِرًا عَلَى إِيقَاعِ مَا يُهَدِّدُ بِهِ وَالْمَأْمُورُ عَاجِزًا عَنِ الدَّفْعِ وَلَوْ بِالْفِرَارِ الثَّانِي أَنْ يَغْلِبَ عَلَى ظَنِّهِ أَنَّهُ إِذَا امْتَنَعَ أَوْقَعَ بِهِ ذَلِك الثَّالِث أَن يكون ماهدده بِهِ فَوْرِيًّا فَلَوْ قَالَ إِنْ لَمْ تَفْعَلْ كَذَا ضَرَبْتُكَ غَدًا لَا يُعَدُّ مُكْرَهًا وَيُسْتَثْنَى مَا إِذَا ذَكَرَ زَمَنًا قَرِيبًا جِدًّا أَوْ جرت الْعَادة بِأَنَّهُ لايخلف الرَّابِعُ أَنْ لَا يَظْهَرَ مِنَ الْمَأْمُورِ مَا يَدُلُّ عَلَى اخْتِيَارِهِ 1- Mükrih yani zorlayan kimsenin tehdit ettiği şeyi yapmaya gücü yetmesine karşılık mükreh yani zorlamaya maruz kalan kimse kaçarak bile olsa bu tehdidi savuşturmaktan aciz kalmalıdır. 2- Tehdide maruz kalan kimse kendisinden istenilen fiili yapmadığı takdirde tehdit eden kişinin söylediği tehditi yerine getireceğine yakin derecesinde zan taşımalıdır. 3- Zor kullanan kimsenin yaptığı tehdit o an için geçerli olmalıdır. Tehdit yönelten kimse “ Eğer şöyle yapmasan seni yarın döverim” dese bu tehdide maruz kalan kimse ikrah altında sayılmaz. Ancak tehdit yönelten kişi çok kısa bir zaman dilimini telaffuz etse veya tehdidden dönmemek gibi bir adeti bulunsa bu takdirde kişi ikraha maruz kalmış sayılır. 4- Tehdide maruz kalan kimse yaptığı fiili gönül rızasıyla işlediğini gösterecek davranışlar sergilememelidir.” (Feth’ul Bari, 12/311 Türkçesi için bkz: 13/543) Hamd b. Atik Vela-Bera meseleleriyle alakalı kaleme aldığı hacmi küçük kıymeti büyük bir risale olan “Sebil’un Necat Ve’l Fikak min Muvalat’il Mürteddin Ve’l Etrak” Adlı eserinde ikrah meselesini açıklarken şöyle demiştir: وأما ما يعتقده كثيرا من الناس عذرا، فإنه من تزيين الشيطان وتسويله، وذلك أن بعضهم إذا خوفه أولياء الشيطان خوفا لا حقيقة له، ظن أنه يجوز له بذلك إظهار الموافقة للمشركين، والانقياد لهم.وآخر منهم إذا زين له الشيطان طمعا دنيويا، تخيل أنه يجوز له موافقة المشركين لأجل ذلك، وشبه على الجهال أنه مكره. وقد ذكر العلماء صفة الإكراه. “İnsanların çoğunun mazeret olarak addettiği şeylere gelince şüphesiz bunlar şeytanın süslemesi ve aldatmasıdır. Böylece bazı kimselere şeytanın dostları mesnetsiz korkular saldığında onlar bu durumda müşriklere zahiren uyum göstermenin, onlara itaat etmenin caiz olduğunu zannettiler, onlardan bir kısmına da şeytan, dünyevi arzuları süslü gösterdi onlar da böyle şeylerden dolayı müşriklere muvafakat edebileceklerini zannettiler. Böylece bu cahillere ikrah altında oldukları telkinini yaptı. Halbuki alimler ikrahın mahiyetini açıklamışlardır.” Buhari (r.a) bu Ayet-i Kerimeleri zikrettikten sonra şöyle demektedir: فَعَذَرَ اللَّهُ المُسْتَضْعَفِينَ الَّذِينَ لاَ يَمْتَنِعُونَ مِنْ تَرْكِ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ، وَالمُكْرَهُ لاَ يَكُونُ إِلَّا مُسْتَضْعَفًا، غَيْرَ مُمْتَنِعٍ مِنْ فِعْلِ مَا أُمِرَ بِهِ “Allah, kendisinin emrettiği şeyi terk etmekten kaçınamayan kimseleri mazur saymıştır. İkraha tabi tutulan kimse ise mustazaftan yani kendisine emredilen şeyi yapmaktan kaçınamayan zavallı ve aciz bir kimseden başkası değildir. Onu tehdid eden, yaptığı tehdidi yerine getirmeye kudreti olan bir kimsedir.” .”
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
25 Şubat 2018, 00:18 | Mesaj No:10 | |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Alıntı:
MÜRCİE: amel ile iman ayrı konular olduğundan büyük günah işleyen mümindir. kafir olmaz. MÜTEZİLE: amel ile iman birdir. ameli olmayanın imanı da yoktur. büyük günah işleyen ne kafirdir ne de mümindir.O, imanla küfür arasında bir yerde (el-menziletü beyne`l-menzileteyn), yani fasıklık noktasında bulunmaktadır. HASAN BASRİ:büyük günah işleyen münafıktır. EHLİ SÜNNETİN 4 MEZHEBİ :büyük günah işleyen kafir olmaz. günahkardır. Allah affeder etmez Allah'ın bileceği bir alandır. HARİCİLERİN EZARİKA KOLU: büyük küçük fark etmez günah işleyen müşriktir. HARİCİLERİN NECEDAT KOLU: günah olduğunda ümmet ittifakı/icma olan fiili işleyen hem kafirdir hem müşriktir. İBADİYE: büyük günah işleyen iman yönünden değil nankörlük yönünden kafirdir.( ne demek ise artık) HARİCİLERİN BAZI KOLLARI: büyük günah işleyenlerin münafık olduğunu, münafığın ise küfürden daha kötü olduğunu söylemişlerdir. TABİUN VE ÜMMETİN ÇOĞU: büyük günah işleyen mümindir kafir olmaz. Ona verilecek isim fasıklık olur. BEDİÜZZAMAN: günah işleyen nefsi hareket etmiştir akli değil. günahkardır kafir olmaz.kebairi (büyük günahları) işlemek, imansızlıktan gelmiyor, belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle, akıl ve kalbin mağlubiyetinden ileri gelir. tevbe edip günahı imha etmezse küfre düşebilir. BÜYÜK GÜNAH İŞLEYENLERİN KAFİR OLACAĞINA KARAR VEREN ALİMLERİN DELİLİ: ‘’ Kim Allah’a ve Resulu’ne karşı isyan ederse ve İlahi sınırları aşarsa, Allah, devamlı kılacağı bir ateşe sokar; onun için alçaltıcı bir azap vardır’’ (Nisa 14.) BÜYÜK GÜNAH İŞLEYENLERİN MÜŞRİK OLACAĞINA KARAR VEREN ALİMLERİN DELİLİ: ‘’ Artık Rabbine kavuşmayı arzu eden kimse iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir kimseyi ortak koşmasın’’ ( Kehf 110) KONU UZUNDUR. EHLİ SÜNET ALİMLERİNDE İTTİFAK VARDIR.DİĞER FIRKALAR KARMAŞIKTIR. DERLEDİĞİM KAYNAKLAR: 1-KİTABÜ’T – TEVHİD (EBU MANSUR EL-MATURUDİ) 2-ANAHATLARIYLA İSLAM AKAİDİ ve KELAM’A GİRİŞ 3-TÜRKİYE DİYANET VAKFI ANSİKLOPEDİSİ 4-MEZHEPLER TARİHİ 5-DÖRT MEZHEP FIKHI
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
DİNİ TERİMLER VE ANLAMLARI | salih | İslami Kavramlar | 0 | 03 Şubat 2018 14:03 |
haftanın hutbesi:15.04.2016- TEVHİD VE VAHDET MEDENİYETİ | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 14 Nisan 2016 12:09 |
KELiMEYi TEVHİD,AYNI ZAMANDA KELİMEYİ TEHDİDDİR. | bilinmez | Tevhid Ve Şirk Konuları | 5 | 04 Aralık 2013 04:21 |
Haftanın Konusu TEVHİD | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 1 | 14 Ağustos 2010 11:46 |
TEVHİD CADDESİ | A.HELİM ALMALI | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 02 Kasım 2009 19:57 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|