|
Konu Kimliği: Konu Sahibi bilinmez,Açılış Tarihi: 24 Şubat 2018 (22:22), Konuya Son Cevap : 24 Şubat 2018 (22:22). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Şubat 2018, 22:22 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | HÜKÜM KOYMADA(YASAK-SERBESTLiK) YETKİ KİMİN.. HÜKÜM KOYMADA(YASAK-SERBESTLiK) YETKİ KİMİN.. HÜKÜM KOYMADA(YASAK-SERBESTLİK) YETKİ KİMİN.. - Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ أَمَرَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ “Muhakkak ki hüküm vermek, yalnız Allah’a aittir. Kendisinden başkasına değil, yalnız O’na ibadet etmenizi emretti. Dosdoğru din işte budur! Fakat insanların çoğu (hüküm verme yetkisinin yalnız Allah’a ait olduğunu) bilmez.” (Yusuf: 40) İşte bu ayeti kerime bize, küçük olsun, büyük olsun hayatın her meselesinde insanlar arasında hüküm verme hakkının sadece Allah-u Teâlâ'ya ait olduğunu belirtiyor. O hakkı sadece bir olan Allah-u Teâlâ'ya vermek O’na ibadettir. Bu hakkı veya ondan az dahi olsa bir bölümünü yaratılmışlardan herhangi birine vermek, sahibini İslam milletinden çıkaran ve ameli boşa çıkaran "Allah-u Teâlâ'ya büyük şirk koşmaktır." Şirkten tevbe etmeyen kimsenin varacağı yer ise içinde sonsuza kadar kalacağı cehen-nem ateşidir... Bu ayette de belirtildiği üzere insanların çoğu "hükümde Allah-u Teâlâ’yı birleme" meselesini ve Allah-u Teâlâ'nın hükmünden başkasını kabul etmemenin tıpkı namaz, oruç, zekât, hac gibi bir ibadet olduğunu bilmemektedirler. Öyleyse her kim hüküm verme hakkını Allah-u Teâlâ'dan başkasına verirse işte o kimse Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadet etmiştir. Aynı şekilde bu ayette; ( ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ ) "Dosdoğru din işte budur" sözüyle Allah-u Teâlâ'nın kabul ettiği dosdoğru dinin ancak büyük ve küçük her meselede hüküm verme hakkının sadece bir olan Allah-u Teâlâ'ya verildiği din olduğu açıklanmıştır. Hüküm verme hakkı, gerçek ulûhiyet (ilahlık) sıfatlarıyla vasıflanmış Allah-u Teâlâ’dan başkasının olamaz. Çünkü O, ibadeti hak eden tek ilahtır. Bu nedenle şayet bu hak O’ndan başkasına veya O’nunla birlikte bir başkasına verilirse O’nun emrine karşı ge-linmiş, O’ndan başkasına ibadet edilmiş ve böylece O’na ibadetinde şirk koşulmuş olunur. Oysa Allah-u Teâlâ bize: ( أَمَرَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاه ) "Kendisinden başkasına değil, yalnız O’na ibadet etmenizi emretti. " buyurarak kendisinden başkasına ibadet etmememizi emretmiştir. O halde her kim hüküm verme ve hakimiyet hakkını Allah-u Teâlâ'dan başkasına veya Allah-u Teâlâ ile birlikte bir başkasına verirse işte o kimse onu Allah-u Teâlâ'dan başka bir ilah edinmiştir. Velev ki o kimseye açık bir şekilde: "Sen benim ilahımsın" demese bile... Çünkü hüküm verme hakkını ya tam olarak veya ondan ufak dahi olsa bir bölümünü her kime verdiyse ona ibadet etmiştir. Muhakkak ki insanların çoğu Allah-u Teâlâ'dan başkasına namaz kıldığında, oruç tuttuğunda, haccettiğinde O’na şirk koştuğu-nu ve O’ndan başkasına ibadet etmiş olduğu-nu bilirler. Fakat onların çoğu, her kim hüküm verme hakkını Allah-u Teâlâ'dan başkasına verirse o kimseye ibadet ettiğini ve böylece Allah-u Teâlâ'ya şirk koştuğunu bilmezler. İşte bunun içindir ki Allah-u Teâlâ bize bu gerçeği: ( وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ ) “Fakat insanların çoğu (hüküm verme yetkisinin yalnız Allah’a ait olduğunu) bil-mez.” sözüyle açıklamıştır. Bu ise; insanların çoğu hüküm verme yet-kisini Allah-u Teâlâ'dan başkasına vermenin O’ndan başkasına namaz kılmak, oruç tutmak ve haccetmek gibi ibadet etmek ve böylece O’na şirk koşmak olduğunu, aynı şekilde onların çoğunun böyle yaparak dosdoğru din üzerinde olmadıklarını bilmiyorlar manasına gelmektedir. Çünkü dosdoğru din; büyüğü ve küçüğüyle her türlü hükmün sadece Allah-u Teâlâ'ya verilmesidir. İşte bu, ayetteki: ( ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ ) "Dosdoğru din işte budur" sözünün manasıdır. Burada üzerinde durulması gereken bir mesele daha vardır. Bu ise demokrasi ve siyasi partiler meselesidir... Bazı insanlar vardır ki onlar yeryüzünde İslam şeriatinin hükmünü tekrar geri döndürmek istediklerini ve bunun kâfir demokratik sistemlerin prensipleri doğrultusunda parlamentoyla ilgili seçimlere giren siyasi bir parti kurmakla gerçekleşeceğini, böylece seçimlerin sonucunda kazanacak olurlarsa ülkede mevcut olan ve İslami olmayan ka-nunları değiştirip onların yerine İslam kanunlarını tekrar uygulayacaklarını iddia ederler. Yine onlar işte bu yolla İslam şeriatiyle hükmetmenin mümkün olabileceğini ve üstelik Müslümanların kanlarının dökülmeyeceğini iddia ederler. Oysa her kim, İslam ile hükmetmeyen demokratik bir devlette küfür kanunlarına tabi olan siyasi bir parti kurmasının kendisine caiz olduğunu, bu amelinin İslam’a ve Müslümanlara hizmet olduğunu iddia eder veya küfür kanunlarına tabi olan ve bazı menfaatler elde etmek amacıyla kurulan bir siyasi partiye İslam ve Müslümanlar için katıldığını söylerse işte bu kimsenin bu ameli ve sözü bir tek şeyi gösterir. O da; o kimsenin tevhidde ve Lâ ilâhe illallah Muhammedun Rasûlullah meselesinde cahil olduğu ya da İslam’ı yıkmak, ehlini uyuşturmak ve böylece tağutların hükmünü yerleştirmek isteyen birisi olduğudur. Öyle ki Allah-u Teâlâ'nın kitabını bir ke-nara bırakarak, beşer aklının ürünü olan kanunları tatbik eden, bununla birlikte İslam iddiasında bulunan ülkelerin çoğunda olduğu gibi küfür kanunlarına (anayasaya) ve tağutlara (ülkelerin yöneticisine) karşı ihlâslı olmak, saygı göstermek, onları korumak üzere Allah-u Teâlâ'ya yemin ederek küfür ka-nunlarına bağlı siyasi bir parti kurmak küfür olan bir fiildir. İsterse İslam’ın hükmünü yeryüzünde tekrar ikame etmek gayesiyle yapılsın durum değişmez.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
Konu Sahibi bilinmez 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
ELFAZI KÜFÜR | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 2 | 738 | 29 Ağustos 2021 23:16 |
BiR SORU | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 19 | 6934 | 19 Aralık 2018 23:11 |
SiZCE HANGİSİ MÜSLÜMAN | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 0 | 1156 | 18 Aralık 2018 22:55 |
ALLAH A iMAN NASIL OLUR.. | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 0 | 1302 | 27 Ekim 2018 22:27 |
HELVADAN KANUNLAR ve TEKFİR | Tevhid Ve Şirk Konuları | bilinmez | 0 | 1298 | 03 Ekim 2018 21:57 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Taşları Yemek Yasak | Nebevi Sevda | Satır Arası Birkaç Kelam | 0 | 21 Kasım 2018 23:03 |
Salavatsız Giriş Yasak | Ravza'm | Anket'ler-Röportaj'lar | 7 | 24 Ocak 2013 01:38 |
PEYGAMBERİMİZİN YETKİ VE SORUMLULUKLARI KURANDA NASIL AÇIKLANIR? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 25 Şubat 2011 23:22 |
Allahın ELÇİSİNE VERDİĞİ GÖREV, YETKİ ve sorumluluk.. | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 23 Aralık 2010 21:54 |
Çocuklarda Serbestlik | İmamHüseyin | Çocuk ve Aile Sağlığı | 1 | 08 Mayıs 2009 17:35 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|