Büyülü Yazılar/İbrahim İnecik
Kısa metrajlı rüyalar görüyorum bu aralar ,erken dönem pişmanlıklarım yüzünden bodoslama daldığım öykülerimi hep yarıda kesip
yakıtı göz çapaklarım olan gecelere dalış yapıyorum ama
ne fayda , aklım hep iki buçuk karış havada.
Evet sevgili okur durum bu , ' iç güveysiden aynı balat ' ruh halimden sıtkım sıyrılmak üzereyken saat tam 00:32 'de telefonum çaldı
Ekranda görününen isim ' cennetten yer yüzüne düşmüş ilk aşk'' diye kaydettiğim biricik sevgilim di.
Sesini her duyduğumda suratımda ki sırıtış uzaydan görülebilecek kadar keskin ve netti , kola rengi suratım bile yeni bir aforizmaya maruz kalmış
çirkin ördek yavrusundan hallice daha güzel görünmeye başlardı.
- Sabah ki açılışa geç kalma ! diye uyarmak için aramış
Ve dank ! diye kapattı yüzüme..
Bir süre telefonun diğer ucunda ki sessizliği dinledim , inanın ninni söyleyen seksenlik teyze gibi huzur verici oluyor bazen ,ama bazen işte..
sonra gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım ,
Garip ama gerçek !, yine sabah olmuştu gözlerimi açtığımda
saat dokuza beş var ve ben tüm işlerimi bitirip dışarı çıktığımda saat dokuza üç kalmıştı . Über sevgilim italyan restorantından yeni çıkmış spagetti kadar pürüzsüzdü , karşı kaldırımda beni bekliyordu ,
Uzaktan mı yakından mı olduğunu unuttuğum ve bir daha sormaya haya ettiğim akrabasının '' ECİNNİ MARKET'' 'inin açılışı vardı
elinde mikrofon olan birisi bağırıyordu
'açılışımıza özel bugün, kara büyü bedava '
'Üç Ecinni alana , bir ifrit bedava ''
' Jamaika'dan özel olarak ithal ettğimiz Cadı süpürgeleri sadece iki dirheme''
ve liste uzayıp gidyordu , sonra siyah bir Mercedes dükkana yaklaştı , dazlak , iki metre boyunda ,sağ kaşının üzerinde otuz iki numara tekme izi olan hint irisi biri indi o civanım araçtan , etrafa şöyle bir Hitler bakışı fırlatıp , sebze halinden çalındığı belli olan bir şeftali kasasının üzerine çıkıp
Açılış konuşmasına başladı , ardından dua etti ve büyü festivali başladı
Vatana millete geçmiş olsun.
Böyle yürüyen cesetlerin içinde olduğum zamanlar daralırdım ,
- bir tabut olsa da girsek , havasındayıdım yine .
Durumu fark eden Eflatun sevgilim olaya müdahele edip , Cinci dazlağı tebrik edip iyi niyet temennilerini ettikten sonra ayrıldık mekandan ,
daha kahvaltı yapmamıştık, bu gibi durumlarda karşımda ki insanı
genelde yiyecek bir şeylere benzetirim ,
'Açken ben , sen 'sen' değilsin '' ata sözüne bianen ya simit olurdu gördüğüm yada kek ..
ama Lacivert sevgilimi bu sabah spagetti olarak görmüştüm , tuhaf...
Konuyu dağıttık sanırım sevgili okur..
Mekandan ayrıldıktan sonra
- sana bugun ilanı aşk ettim mi ? diye sordum
- hayır ,
- peki o zaman şu surlara çıkıp çikolatalı sütlerimizi içerken sana ilan-ı aşk edeyim ve öyle başlayalım güne , dedim..
Tebessüm etti
- Delisin sen , biliyorsun değil mi , dedi..
- Aşk deliliğe giden yolda itfaiye aracı gibidir , son sürat ateşe götürür , dedim..
- Seni ateşe mi götürüyorum ? dedi ve sustu.. mahzunlaştı çehresi
Kırdığım cevizlerden sonra sabah sabah pot kırmakta iyi gelmiyordu bünyeme ama kırmıştık işte ..
Duan Juan bile çekmemiştir bu çektiğimi..
şimdi kırdığım yerleri tamir etmem , yani sıvamam lazım dı ,
ama nasıl ? ...
Devamı sonra
İbrahim İnecik
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]