Durumu: Medine No : 21422 Üyelik T.:
08 Kasım 2012 Arkadaşları:35 Cinsiyet: Mesaj:
3.297 Konular:
784 Beğenildi:132 Beğendi:34 Takdirleri:141 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Biz öğütülerek eğitildik çocuklar Biz öğütülerek eğitildik çocuklar Biz, sizler kadar hür düşünemiyoruz çocuklar. Zihnimiz bulanık, duygularımız karmaşık. Karşılaştığımız sorunlara hep benzer çözümler üretiyoruz. Çünkü bizi öğüterek eğittiler çocuklar… Bu ülkede, çocukluğumuzdan beri başımıza çok işler geldi. İnsan olmanın keyfini, demokratik yaşamın saygınlığını tatmak nasip olmadı bize. Baskıcı devletimize “baba” dedirttiler bize çocuklar… Daha ilkokul sıralarında tırnaklarımız uzun mu diye sıraya dizilip kontrollerden geçirildik, ucu keskin cetvellerin parmaklarımızın üzerine her an inme korkusu ile… Okullarda acaba saçımda bit çıkacak mı korkusu ile tebessüm ederek teslim ettik kendimizi öğretmenlerimize. İlk orada öğrendik otoriteye boyun eğmeyi. Teneffüslerde azıcık koşsak, çocuklaşsak, sınıfta gürültü var diyen müdür yardımcılarının baskınına uğradık, sıra dayağından geçirildik topluca. Suçlularımız da suçsuzlarımız da ince sopaların acısı ile yanan parmaklarıyla kalem tutmaya çalıştı gözlerini silerek… Şikâyet nedir bilmedik, kendini ifade etmeyi saygısızlık olarak gördük. Biz, akıllı uslu olmak zorundaydık çocuk olmak yerine… Zaten anne babalarımız bizi bir yerlere teslim ederken “eti de senin kemiği de” diyerek veriyordu. Mahallelerimizde konu komşu ile iç içe yaşardık ama devletten korkardık, yerin kulağı var, ne olur ne olmaz diye… Okuduğumuz şiirlerde ilkelerimize bağlılığımızın yeminlerini eder, açılan yollardan, gösterilen amaçlardan hiç durmadan yürüyeceğimize topluca ant içerdik bizi sıra dayağına çeken öğretmenlerimizin gözüne girmek için coşkuyla… 10 Kasımlar nedense hep soğuk günlere denk gelir, 1 dakikalık saygı duruşu yaparken okul önlerinde parmaklarımız üşür, burnumuz üşür, soğuktan dizlerimiz titrer ama ettiğimiz antlara sadık kalarak titremiyor olduğumuzu ispata çalışırdık soğuktan takır takır titreyen dişlerimizle birbirimize… Babamızdı devlet. O bizim için en iyisini düşünür, bizi kendine iyi bir vatandaş yapmak için ezer, korkutur, öğütürdü. Bizler, bizim düşüncelerimizi, aklımızı, ruhumuzu öğütenlere hayranlık duyardık… Nereden bilecektik o zamanlar “Stockholm Sendromu”nu ve nereden bilebilirdik ki kişinin kişiliğini kaybettiği kadar celladına âşık olacağını… Biz, bize öğretildiği gibi düşünmek zorunda olduğumuza inandık, farklı düşünceler taşıyanlara “hain” dedik, “komünist” dedik, “yobaz” dedik… Hür düşüncenin ne olduğunu bilmiyorduk ki “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz asla” sözünü anlayabilelim… Önce kimliğimizi kaybettik, sonra kişiliğimizi… Biz, öğütüldük çocuklar… Göz göre göre bizi yönetenlerin zararına uğrasak da kendi hakkını savunamayacak kadar korkak olduk… Biz, bize bağıranlara, hakaret edenlere hayranlık duyan olduk… Biz radikal olduk, fanatik olduk, çok seven olduk ama erdemli olamadık… Gözlerimiz önünde yalanı, dolanı, yolsuzluğu görsek de değerlerimize sahip çıkamadık sevdiklerimize sahip çıktığımız kadar… Ve şimdi, bizim başımıza inen giyotinlerin sizlerin başları için de hazırlandığını gördükçe içim daralmaya, yaralarım acımaya başladı… Eğitim sistemimizde yapılan değişiklikler, dershanelerin kapatılması, alternatif eğitimlerin yok edilmesi ürkütüyor beni çocuklar… Anlıyorum ki, sizler de bizler gibi öğütüleceksiniz bu ülkede… Ne söylesem faydasız onu da biliyorum… Bakanların, milletvekillerinin, devlet babamızın beni anlayacağını da düşünmüyorum… Sizlere ebeveynlik yapan anne babalarınıza da bir şey diyemiyorum… Çünkü biz öğütmeyi öğrendik… Artık sizi gözyaşlarımla kendi kaderinize bırakıyorum çocuklar... alıntıdır adem güneş |