22 Nisan 2014, 09:56
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 21422 Üyelik T.:
08 Kasım 2012 Arkadaşları:35 Cinsiyet: Mesaj:
3.297 Konular:
784 Beğenildi:132 Beğendi:34 Takdirleri:141 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Zaman israfı ve zamanı anlamak Zaman israfı ve zamanı anlamak Zaman Mefhumu Eline geçen boş vakitlerin bir daha eline geçeceğini mi sanırsın. Saatin saniyeleri gibidir insan için zaman, sadece bulunduğu yerde anlık olarak varlığını sürdürür, bir daha o anlarda olması imkânsızdır. Tıpkı bu yazıyı okuyacağınız anların bir daha gelmesinin imkânsız olduğu gibi. Durgun suya bir taş atılır, taş suda halkaya sebep olur, önce küçük halkalar oluşur sonra bu halkalar gittikçe genişler ve bir yerde bu süreç biter su yine durgun hale gelir. Evet, insanda ana rahmine düşmesinden itibaren onun için dünya kavramıyla zaman başlamıştır. Durgun suya atılan bir taş misali gibi insan ömrü küçük halkalardan büyük halkalara doğru genişler ve gün gelir dünyada varlığı biter. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri zaman hakkında şu harika tespitlerde bulunur: “Nasıl elimizdeki saat, sureten sabit görünüyor; fakat içindeki çarkların harekâtıyla, daimî içinde bir zelzele ve âlet ve çarklarının ıztırapları vardır. Aynen onun gibi, kudret-i İlâhiyenin bir saat-i kübrâsı olan şu dünya, zâhirî sabitiyetiyle beraber, daimî zelzeleve tagayyürde, fenâ ve zevâlde yuvarlanıyor. Evet, dünyaya zaman girdiği için, gece ve gündüz, o saat-i kübrânın saniyelerini sayan iki başlı bir mil hükmündedir. Sene, o saatin dakikalarını sayan bir ibre vaziyetindedir. Asır ise, o saatin saatlerini tâdâteden bir iğnedir. İşte, zaman, dünyayı emvâc-ı zevâl üstüne atar. Bütün mazi ve istikbali ademe verip yalnız zaman-ı hazırı vücuda bırakır.” (25. Sözden) Varlık, uzay ve zaman nehrinde sürekli akıp giderken gelecek zaman ise sır gibi önümüzde bekler. Geçmiş ve gelecek zaman denkleminin tam ortasında anlık zaman dilimleri mevcuttur; bu sebeple varlık için zaman bu anlardan ibarettir. Bu tıpkı hiç izlemediğimiz bir sinema filmine benzer; filmden geçen her kare kasetin oynatılan kısmında kalır, kasetin oynatılmayan kısmı ise sır gibi önümüzde durur. Bu örnek ile zamanı sinemanın anlık oynatılan kısmına da benzetebiliriz. Zaman çok hızlı akıp gider, ışığın bir saniyede aldığı yolu bilirsiniz; ışık bile üçyüzbin kilometre yol alırken zaman diliminden sadece bir saniyeyi kullanır. Bazen bir saniye bile olsa hayatta çokça değişikliklere sebep olabilir, tıpkı iki yarışçının bitiş çizgisini geçerken yarışçılardan bir tanesinin yarım saniye farkla yarışı kazanması gibi. Zamanı anlamak çok zordur. Birkaç örnek daha vererek zaman mefhumunu anlamaya çalışalım; Örneğin, zaman düz bir çizgi üzerinde ilerleyen bir nokta gibi düşünülse, insan hayatı da zaman çizgisi üzerinde hareket eden noktaya benzer ve bu nokta, zaman çizgisi üzerinde bilinmeyen çok süratli bir hızla geri alınmamak üzere zamanın gerisine doğru akıp gider. İşte insan için zaman, düz bir çizgi üzerinde hareket eden bir nokta misali gibidir ve o nokta, insanın içerisinde bulunduğu an’dır. Bu sebeple insan, bir dakika sonrasına kadar yaşayıp yaşamayacağını bilemediği için, içinde bulunduğu anı yaşar ve bütün önem arz eden işler o an içinde yapılır/yapılmalıdır. Son bir örnek daha verirsek; zaman bir kum saatindeki kumların hızla aşağı bölmeye inmesine de benzetilebilir; kum saatindeki kum taneleri son kum tanesini de aşağı bölmeye indirebilmek için birbiri ile yarışır gibidir. Son kum tanesinin aşağı inmesiyle kum saati için zaman bitmiş olur. İşte insana verilen dünyadaki zaman nimeti de bu kum saati örneğine de benzetilebilir. İnsan için geçen her an adeta son ana doğru hızlıca yaklaşır. Yaşanılan an -zaman- böyle devam ederken insan, zamanın gelgitleri arasında savrulur durur ve çoğu zaman zamanı istifadeli kullanma açısından gaflete düşer. …devam edecek alıntıdır Mehmet KAZAR risale haber |
| |