Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > Ashab-Kiram(r.a)

Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi:  23 Mart 2009 (11:02), Konuya Son Cevap : 23 Mart 2009 (11:02). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 23 Mart 2009, 11:02   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 885
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz.Alinin Müslüman Olması

Hz.Alinin Müslüman Olması

Hazret-i Hatice`nin tereddütsüz îmân edip Müslüman olması, Resûl-i Ekrem Efendimizi son derece memnun ettiği gibi, şevkini de arttırdı. Artık yeryüzünde davasını tasdik ve kabul eden biri vardı.
Peygamber Efendimizin, İslâma dâvet ettiği ikinci insan, yine en yakınlarından biri olan Hazret-i Ali idi. O, dört beş yaşından beri Efendimizin terbiyesi altında bulunuyordu ve o, eşsiz terbiyenin eseri olarak, akranlarına göre feraset ve ahlâk bakımından üstün bir seviyedeydi.
Birgün Resûl-i Ekrem Efendimizi Hazret-i Hatice ile namaz kılarken gördü. Hayran hayran seyredip namaz bitince,
"Nedir bu?" diye sordu.
Resûl-i Ekrem,
"Ey Ali, bu Allah`ın seçtiği, beğendiği dindir. Ben seni bir olan Allah`a îmân etmeye davet eder, insana ne faydası, ne de zararı dokunmayan Lât ve Uzza`ya tapmaktan sakındırırım" dedi.
Hz. Ali, bu teklif karşısında tatlı çocuk bakışlarını yere dikerek bir an durakladı. Sonra şöyle dedi:
"Benim şimdiye kadar görmediğim, işitmediğim birşey bu. Babam Ebû Talib`e danışmadan birşey diyemem."
Fakat, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, henüz da`vasını açıkça ilân etme emrini almış değildi. Bu sebeple Hz. Ali`yi ikaz etti:
"Ey Ali!" dedi. "Eğer söylediklerimi yaparsan yap. Yok eğer yapmayacak olursan, gördüğünü ve işittiğini gizli tut. Kimseye bir şey söyleme!"165
Hazret-i Ali, bu ikaz üzerine sırrını muhafaza edeceğine söz verdi. O geceyi düşünerek geçirdi. Şafak aydınlığı ile birlikte gönlüne de aydınlık doğdu. Resûlullahın huzuruna giderek,
"Allah, beni yaratırken Ebû Talib`e sormadı ki, ben de Ona ibâdet etmek için gidip kendisine danışayım," dedi ve Müslüman oldu.
Müslüman olan ilk çocuk şerefini kazanan Hazret-i Ali, o sırada on yaşında bulunuyordu.166
Tedbir, her zaman güzel bir harekettir. Ama bir davanın yeni yeni yayılmaya başladığı sırada çok daha güzeldir. İşte Allah Resûlü, Hazret-i Ali`ye gördüklerini ve işittiklerini şimdilik kimseye anlatmama ve duyurmama ikazında bulunmakla kâinatta da câri olan tedbir, tedric ve hikmet kanununa riâyet ederek, bizler için de bir ölçü veriyordu. Gerçekten tedbire başvurma, zaman ve mekânın şartlarını gözönünde bulundurarak dâvasını yayma Allah Resûlünün tebliğ hayatında mühim bir yer işgal eder.
Îmân safında yer almada, Hazret-i Hatice ve Hazret-i Ali`yi, Resûl-i Ekremin evlatlık edindiği Zeyd bin Hârise (r.a.) takip etti.
Müslüman olduktan sonra, Hazret-i Ali ile Hazret-i Zeyd`in, Nebiyy-i Ekrem Efendimize gönülden bağlılıkları yeniden tazelendi ve güç kazandı. Artık, Efendimizden ayrılmıyor, namaz ve ibadetlerini onunla birlikte ifâ ediyorlardı.
Hazret-i Ali, zaman zaman Resûl-i Ekremle birlikte Kâbe`ye gider, orada namaz kılarlardı.
Afif i Kindî, alış veriş maksadıyla geldiği Mekke`de, henüz îmân etmediği bir zamanda Peygamberimiz, Hz. Hatice ve Hz. Ali`yi namaz kılarken görmüştü. Müslüman olduktan sonra, o hallerinden gıbta ile bahsederek şöyle demiştir:
"Ben, o zaman imân edip de, onların dördüncüsü olmayı ne kadar isterdim."
Peygamber Efendimiz, davasını henüz umuma açıklamamış olmasına rağmen, müşrikler onların Kâbe`de namaz kılmalarından, yaptıkları ibadetten farklı bir ibadet yapılmasından pek hoşlanmıyorlardı. Bu sebeple bir müddet sonra, Peygamber Efendimiz, Hazret-i Ali ile, namazlarını kırlarda, vadilerde edâ etmeyi daha uygun buldular.

Annesi İle Babası Hazreti Hz. Ali`nin Peşinde
Resûl-i Ekremi bir gölge gibi takip edip, yalnız bırakmayan Hazret-i Ali`nin bu hali, anne ve babasının endişe ve telâşına sebep oldu. Bilhassa anne Fâtıma Hâtun fazlasıyla korkuya kapıldı. Kocasına,
"Dikkat et, oğlun Muhammed`le çok dolaşıyormuş, sakın ona birşeyler olmasın" dedi.
Ebû Talib anlayışlı bir insandı. Durumu bizzat Peygamber Efendimizden öğrenmek istedi. Bunun için birgün Resûl-i Ekrem Efendimizle Hz. Ali`nin arkalarından gitti. onları Mekke`nin bir vadisinde namaz kılarken buldu. Fahr-i Kâinat`a,
"Ey kardeşimin oğlu!" dedi. "Bu din, ne dindir?"
Peygamber Efendimiz,
"Ey amca! Doğru yola dâvet edeceklerimin ve bu dâvete koşması gerekenlerin başında sen varsın ve sen buna herkesten daha lâyıksın! Putlara tapmaktan vazgeç ve bir Allah`a îmân et" diye teklifte bulundu.
Bir an düşünceye dalan Ebû Talib, sonunda şöyle dedi:
"Ben, eski dinimden ayrılamam. Fakat, sen üzerinde bulunduğun dinde devam et! Allah`a yemin ederim ki, ben sağ kaldıkça, yapmak istediğini tamamlayıncaya kadar kimse sana el uzatamaz, hoşlanmadığın birşeyi sana eriştiremez" diye konuştu.
Sonra da oğlu Ali`ye döndü ve
"Oğulcağızım! Senin üzerinde bulunduğun bu din nedir?" diye sordu.
Hz. Ali,
"Babacığım," dedi, "ben, Allah`a ve Onun Resûlüne îmân, onun Allah`tan getirdiklerini de tasdik ettim. Ona uydum ve onunla birlikte namaz kıldım."
Bunun üzerine Ebû Talib,
"Ey oğlum! Amcan oğlunun dinine sana da isteyerek girmek yaraşır. O, seni ancak hayra dâvet eder. Ona itaat et!"168 diyerek hem Resûl-i Ekrem Efendimizi, hem de Hz. Ali`yi sevindirdi. Sonra da oradan uzaklaştı.
Eve dönen Ebû Talib`e, hanımı Fâtıma Hâtun telaş ve şiddetle,
"Nerede oğlun? Hizmetçim, Ciyad mevkiinde onu Muhammed`le birlikte namaz kılarken görmüş. Oğlunun dinini değiştirmesini uygun görüyor musun?" diye sordu.
Ebû Talib,
"Sus! Vallahi, amcası oğluna arka çıkmak ve yardımcı olmak, elbette herkesten çok ona düşer" diyerek telaş ve endişeye mahal olmadığını ifâde etti. Sonra da, "Eğer nefsim, Abdülmüttalib`in dinini bırakmak hususunda bana itâat etmiş olsaydı, ben de Muhammed`e tabi olurdum. Çünkü, o halîmdir, emîndir, tâhirdir."169 dedi.

165. İbni Kesir, Sîre: 1/428.
166. İbni Hişâm, Sîre, 1/262.
167. İbni Hişâm, Sîre, 1/264.
168. İbni Hişâm, Sîre, 1/264
169. İbni Hişâm, Sîre, 1/264; İbn-i Sa`d, Tabakât, 8/18; Taberî, 2/214






Salih Suruç
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
41.Haftanın Misafiri Belgin Hafta'nın Misafiri Belgin 37 14813 04 Ekim 2009 16:49
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp su damlası 6 3607 04 Ekim 2009 12:50
Yokluğuna Alıştırma... Şiirler ve Şairler KARAKÖSE 1 2989 04 Ekim 2009 12:45
Kırgınım Sana /medineweb Şiirler ve Şairler su damlası 8 3246 02 Ekim 2009 19:49
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) Resim/Karikatür Esma_Nur 2 2737 02 Ekim 2009 11:25

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Edeb Alinin nasihatleri CaferTayar Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler 2 26 Şubat 2012 15:53
Hz.Alinin Kılıcı Zülfikar Belgin Ashab-Kiram(r.a) 2 15 Mayıs 2009 14:49
Hz.Alinin Bir Duası KuM TaNeSi Ashab-Kiram(r.a) 1 23 Mart 2009 11:16
Hz.Alinin Nasihatleri KuM TaNeSi Ashab-Kiram(r.a) 0 23 Mart 2009 10:21
Hz.Ömerin Müslüman Olması Belgin Ashab-Kiram(r.a) 0 23 Mart 2009 10:07

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.