|
Konu Kimliği: Konu Sahibi mekkelim,Açılış Tarihi: 07 Ekim 2010 (13:11), Konuya Son Cevap : 08 Ekim 2010 (00:19). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
07 Ekim 2010, 13:11 | Mesaj No:1 |
El-Ğarra Hutbesi / İmam ALİ El-Ğarra Hutbesi / İmam ALİ Kendi kuvvetiyle yücelen, yüceliğine rağmen yarattıklarına yakın olan, her türlü ganimeti ve fazileti ihsan eden, her felaketi ve sıkıntıyı gideren Allah’a hamd olsun. Kereminin yakınlığından ve nimetlerinin bolluğundan dolayı O’na hamd ederim. O’nun İlk ve Zatıyla Zahir olduğuna iman ederim. Yakın ve hidayet edici olan O’nunla doğru yolu bulurum. Güçlü ve galip olan O’ndan yardım dilerim. Yeten ve yardım eden olarak O’na güvenirim. Muhammed’in [s], O’nun emrini yerine getirmesi, delillerini bildirmesi ve uyarılarını sunmaı için gönderdiği kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim. Ey Allah’ın kulları! Size, örnekler veren, ecellerinizi belirli vakitlerle takdir eden, size elbiseler giydiren, rızkınızı genişleten, amellerinizi hesaplayarak sizi ihata eden, size cezayı hazırlayan, bol nimetlerle ve büyük hediyelerle tercih eden Allah’tan sakınmayı tavsiye ediyorum. Apaçık delillerle sizi uyarmış; sizi saymış; sınanma yerinde ve ibret yurdunda sizin için müddetler takdir etmiştir. Orada sınanıyorsunuz; ondan dolayı da hesaba çekileceksiniz. Dünya, pınarı bulanık; su içilecek yeri çamurludur. Görünüşü beğenilir; içi helak eder. Ondan nefret eden samimi oluncaya ve onu inkar eden güveninceye kadar değişken bir aldatma, batan bir ışık, yok olan bir gölge ve eğik bir dayanaktır. Ayaklarıyla şaha kalkar, ipleriyle tuzağa düşürür, oklarıyla vurur. Yatağın darlığına, dönüş yerinin ıssızlığına, varılacak yerin müşahedesine ve amelin karşılığına götürmek için insanı ölüm kementleriyle bağlar. Böylece sonra gelenler önce gidenleri takip eder. Ölüm bitirmekten vazgeçmez, kalanlar da günah işlemekten geri durmaz. Öncekileri örnek alırlar; sürüler halinde varılacak sona ve yokluğa giderler. İşler hızla geçince, zaman bitince ve diriliş yaklaşınca, Yüce Allah onları kabirlerin yarıklarından, kuşların yuvalarından, yabani hayvanların inlerinden ve helak oldukları yerlerden, O’nun emrine süratle icabet ederek, dönülecek yere hızla koşarak; sessizce, gruplar ve saflar halinde ayakta çıkarır. Murakabe onları ihata eder; çağıran onlara sesini duyurur. Üzerlerinde boyun eğme elbiseleri, teslim olma ve zillet bitkinliği vardır. Hileler boşa çıkmış, ümit kesilmiş, gönüller suskunlaşmış, sesler kesilmiş; ter konuşmayı engelleyecek derecede artmış; korku büyümüş; kulaklar ise işlenen amellerin karşılıklarıyla, suçun cezayla, sevabın mükafatla değiştirileceğini bildiren hitabıyla, çağıranın sesinden titremiştir. Onlar Allah’ın kudretiyle yaratılmış; yenilerek köleler haline gelmiş; ölümle alınmış; kabirlere konulmuş; çürümüş cesetler haline gelmiş; tek başlarına haşredilmiş; yaptıklarının krşılığını almış ve tek başlarına hesaba çekilmişlerdir. Kurtuluş yolunu istemleri için kendilerine mühlet verilmiş; açık yol kendilerine gösterilmiş; hoşnut olmak isteyenin mühletiyle kendilerine ömür verilmiş; şüphe karanlıkları aydınlatılmış; yarış atlarının hazırlandığı yerde, kendilerinden istenileni düşünmeleri ve bir şeyi aramak amacıyla eline ateş alıp arayanı beklemeleri için ecel süresince ve mühletin dalglanmaları arasında bırakılmışlardı. Ey temiz kalplere, dikkatli kulaklara, azimli anlayışlara ve basiretli akıllara rastladığında isabetli örnekleri ve şifa veren nasihatleri olan! Allah’tan, duyup boyun eğenin, suç işleyip itiraf edenin, korkup iyi amel işleyenin, dikkatli olup acele edenin, kesin olarak bilip doğru davrananın, kendisine tembihte bulunup ibret alanın, uyarılıp sakınanın, kulak verip dönenin, dönüp tövbe edenin, birine uyup uyduğunun peşinden gidenin, kendisine gösterilip görenin ve çabuk isteyenin, kaçarak kurtulup hazineden yararlananın, döşeği güzel bulanın, dönülecek yeri hazırlayanın, yolculuk yurdu için kendisinden önce ihtiyaçlarını gönderenin sakınması gibi sakının! Ey Allah’ın kulları! Allah’tan sizi yaratma sebebine göre sakının! Nefsi hakkında sizi ikaz ettiği şeyin özünde endişelenin. Sizin için hazırladığı vaadinin doğruluğunun ve dönülecek yerin korkusundan sakınmanın gereği olarak elde edilecek şeyi hak eden. Allah, size, önem verdiği şeyleri muhafaza etmeniz için kulaklar, körlükten kurtulmanız için gözler, -terkip edilmiş yapısıyla, ömrünün uzunluğuyla, faydalarıyla kaim bedenlerle, gıdalarını isteyen kalplerle, nimetlerini örterek, şükrü gerektiren iyilikleriyle ve sizden belayı alıkoyan afiyetiyle-, uzuvlarını bir arada tutan, kıvrımları mütenasip bedenler vermiştir. Sizin için –sizden gizlediği- ömürler takdir etmiştir.sizden önce gidenlerin eserlerinden sizin için, paylarından faydalanmaları ve boğuldukları iplerin geniş olması gibi ibretler bırakmıştır. Ümitleri gerçekleşmeden ölüm onları yakalamış; ecellerin kesip ayırması onları dünyadan uzaklaştırmıştır. Bedenler selamette iken hazırlık yapmadılar; zamanın başında ibret almadılar. Ayrılığın ve intikalin yakınlığına, korku telaşına, acının ıstırabına, yutkunmanın zorluğuna, torunların, akrabaların, azizlerin ve dostların yardımına bakınmasına rağmen, gençliğin yumuşaklığına sahip olanlar yaşlılık hastalığından, sağlığın rahatlığına sahip olanlar hastalık musibetlerinden, beka müddetine sahip olanlar yokluk zamanlarından başka bir şey bekliyorlar mı? Akrabalar ölümü uzaklaştırabildiler mi? Yada ağıt yakanlar faydalı olabildiler mi? Kişi, ölüler diyarında rehin olarak, yatağın darlığında tek başına terkedilmiştir. Yılanlar derisini çekip koparmakta, bitkinlikler tazeliğini yıpratmakta, şiddetli rüzgarlar izlerini silmekte, olaylar işaretlerini süpürmekte, cesetler dolup taştıktan sonra helak olmakta, kemikler sağlamlığından sonra çürümektedir. Ruhlar yüklerinin ağırlığı karşılığında rehin olmakta, haberlerinin gaybı ortaya çıkmaktadır. Artık ondan iyi amelini artırması istenmez, hatalarından dolayı tövbe etmesi de talep edilmez. Örneklerini izlediğiniz, yollarından gittiğiniz, ve caddelerinden yürüdüğünüz topluluğun çocukları ve babaları, kardeşleri ve akrabaları değil misiniz? Kalpler, payına karşı katı, olgunluğuna karşı ilgisiz, faaliyet alanının dışında bir yere gider. Sanki kastedilen kendisinden başkasıymış; sanki olgunluk dünyayı kazanmaktaymış gibi… bilmiş olun ki, sırattan ayakların kaymasıyla, kaymanın verdiği korkuyla ve bazen de başka korkularla geçeceksiniz. Allah’ın kulları! Allah’tan, düşüncenin kalbini meşgul ettiği, korkunun bedenini yorduğu, gece ibadetinin az olan uykusundan alıkoyduğu, ümidin gününün öğle sıcağını susuz geçirttiği, zühdün şehvetlerini engellediği, zikrin dilini titrettiği, gerektiği zaman korkan, ana yolun dışındaki tali yollara sapmaktan kaçınan ve istenen yola götüren en doğru yolu seçen akıl sahibi gibi sakının! Öyle ki gururun alıkoymaları onu engellemez; kendisi de işlerin karışıklığını hafife almaz. En tatlı uykusunda ve en güvenli gününde müjdenin sevinciyle ve mutluluğun rahatıyla muzafferdir. Dünyanın geçilecek yerini övülmeye değer olarak geçmiş; ahiretin azığını mutlu olarak takdim etmiştir. Korkudan dolayı çabuk davranmış; süre içinde acele etmiştir. İstenmesi gerekene rağbet etmiş; kaçınması gerekenden uzaklaşmıştır. Yaşadığı günde yarınını gözetmiş; önceden geçene bakmıştır. Sevap ve kazanç olarak cennet yeter! Ceza ve vebal olarak cehennem yeter! Öç alıcı ve yardım edici olarak Allah yeter! Muhalefet edeni ikna edici delil ve düşman olarak Kitap yeter! Uyardığıyla mazur olan, açıklığa kavuşturduğuyla delil getiren, gizlice göğüsleri yarıp geçen ve sırdaş olarak kulaklara üfüren bir düşman için sizi uyaran Allah’tan sakınmanızı tavsiye ediyorum. O düşman, eşini ayartıncaya ve rehinini kurtulamayacak hale getirinceye kadar saptırıp helak eder; vaat edip arzu ettirir; suçların kötülüklerini süslü gösterir; insanı helake götüren büyük günahları gözünde basitleştirir; sonra da süslü gösterdiğini reddeder; sabitleştirdiğini önemli sayar; güvenilir olduğunu söylediği şey için uyarır. * el-Ğarra kelimesi, alnında beyaz olan [at], her şeyin beyazlığı; güzel, yakışıklı; eli açık; onurlu anlamına gelir. Bu anlamlardan mülhem el-Ğarra hutbesi olarak nitelenmiştir. | |
Konu Sahibi mekkelim 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Said Nursi'den hepimize mektup! | Risale_i Nur (Said Nursi) | talibetün | 3 | 2413 | 16 Kasım 2010 23:09 |
Kadın Çalışırsa... | İslamda Kadın ve Erkek | Medine-web | 1 | 2506 | 05 Kasım 2010 23:27 |
Avam Anlamaz,Alimler Okusun | Alimler(Rh) | mekkelim | 1 | 2118 | 05 Kasım 2010 23:22 |
Müslümanın En çok Unuttuğu şey Nedir? | Anket'ler-Röportaj'lar | Mihrinaz | 15 | 7810 | 29 Ekim 2010 22:40 |
islamda kadın dövmek var mıdır? | Makale ve Köşe Yazıları | talibetün | 1 | 2807 | 26 Ekim 2010 22:07 |
08 Ekim 2010, 00:19 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | İmam Ali'nin (a.s) sözlerini dinleyenler onlardan çok etkilenirlerdi. O hazretin vaazlar ı kalpleri titretir, gözlerden yaş akıtırdı. Günümüzde bile hazretin vaaz ve hutbelerini okuyup veya dinleyip de titremeyen kalp var mıdır ki? Seyyid Razi, meşhur "el-Garra Hutbesi"ninaklettikten sonra diyor ki: "İmam Ali (a.s) bu hutbeyi okuyunca bedenler titredi, gözlerden yaşlar akmaya başladı ve kalpler titremeye, hızla çarpmaya başladı!" Nehcül Belağa İmamın hitabetini,belağattaki yüksek ilmi derecesini ve o asırda yaşanmış olayları bizlere nakletmede baş ucu kaynaklarımdandır. Teşekkürler.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ben İmam Hatipliyim | Mihrinaz | İlahiler/Ezgiler | 2 | 20 Nisan 2017 09:55 |
Genç İmam :) | MERVE DEMİR | Fıkralar-Hikayeler | 13 | 14 Ocak 2010 23:00 |
Jet İmam | FECR | Fıkralar-Hikayeler | 3 | 29 Ağustos 2009 15:35 |
Lider ve İmam | İmamHüseyin | Soru Cevap Arşivi | 4 | 21 Mart 2009 23:59 |
İmam Hüseyin'in (a.s) Kerbela'daki İlk Hutbesi | AşıkıZehra | İslam/Dinler/Mezhepler | 1 | 08 Ocak 2009 23:16 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|