|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Kara Kartal,Açılış Tarihi: 20 Temmuz 2024 (13:46), Konuya Son Cevap : 20 Ağustos 2024 (09:57). Konuya 100 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
20 Temmuz 2024, 13:46 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 | Bu Ayın Misafiri Vasat Bu Ayın Misafiri Vasat SELAMUN ALEYKÜM SEVGİLİ MEDİNEWEBLİLER Temmuz ayında forumun yükselen yıldızı olan @Vasat arkadaşımızı misafir ediyoruz. HOŞGELDİN @VASAT Bir ay boyunca gönlünce bu sayfada duygularını, fikirlerini paylaşabilirsin. Editör sorularımız var çok tatlı sorular senin bile belki kendine sormadığın, kendini öğreneceğin sorular mesela Sonra forumun ikramları, merak ettikleri özele girmeden seni darlamadan soracağımız sorular var. Tabi önce seni tanımak isteriz. Tanışmak isteriz. Hatta merak ettiğin bişey varsa sende bize sor. karşılıklı soru cevap sohbet çay kahve eminim vardır tatlı tuzlu soğuk sıcak ikramlarla seni misafir edelim. MİSAFİRLİĞİN HAYIRLI OLSUN. ARAMIZDA KALMASIN, SİTEDE MİSAFİR ETTİĞİM İLK KİŞİ SENSİN VE ÇOK HEYECANLIYIM istediğin düşündüğün gibi bir karşılama olmadıysa affet acemilik @Vasat
__________________ Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler |
Konu Sahibi Kara Kartal 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Beğendiremiyoruz | Kara Kartal/Kişisel | Kara Kartal | 10 | 83 | 16 Aralık 2024 15:47 |
Bu nasıl çorap kokusu dayı=) | Komik Paylaşımlar | Kara Kartal | 3 | 55 | 14 Aralık 2024 18:04 |
Hep Otuz üç Yaşında Teaser | Film Kutusu | Kara Kartal | 0 | 37 | 14 Aralık 2024 13:04 |
Suriye kıyamını zaferle taçlandırdı | İslami Haberler | Kara Kartal | 1 | 44 | 11 Aralık 2024 19:44 |
Esad nerede? | Gündem/ Manşetler | Kara Kartal | 0 | 53 | 06 Aralık 2024 22:00 |
20 Temmuz 2024, 16:31 | Mesaj No:2 | |
Durumu: Medine No : 62825 Üyelik T.:
12 Ekim 2023 | Alıntı:
Hoş bulduk Kara Kartal kardeşim, çok mutlu oldum ve çok da şaşırdım, bu kadar erken beklemiyordum : ) "Forumun yükselen yıldızı", inşaAllah bu hüsn-ü zannıza layık olabilirim : ) Bu arada bu ilk misafir ağırlama ise, sonrakileri düşünemiyorum; hiçbir acemilik hissetmedim, Allah razı olsun, beklediğimden çok daha güzel bir duygu yaşattınız : ) Kendimi kısaca tanıtmam gerekirse: 40 yaşını birazcık aşmış, 1 kız annesi, lise mezunu bir ev hanımıyım. Kişisel gelişim konuları ve İslami konular ile gençliğimden beri ilgiliyim, ancak bu alanlarda özel bir eğitim almadım. (Son yıllarda online olarak katıldığım psikoloji temelli birkaç kursu saymazsak; stres yönetimi, yaşam koçluğu gibi) Bu arada @FECR abimizin açmış olduğu bu konu benim için oldukça anlamlı oldu: [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Çünkü geçmişte tam da burada “uzak durun” denilen türdeki bir cemaatin içine girmek üzereyken, Rabbimin bir yanlışlarını fark ettirmesi üzerine elhamdülillah bugün hak olarak gördüğüm dini çizgime ulaşabildim. Bugün itibariyle dini çizgimi özetleyecek olsam, kısaca: ehl-i sünnet ve'l cemaat derim. Kur'an ve sahih hadisler öncelikli rehberimdir. Hasen hadisler de zaten sahih hadislere oldukça benzerdir. Zayıf hadislere de inanırım ama bir şartla: ilgili zayıf hadisleri kabul etmek istediğimde, hiçbir ayeti veya sahih hadisi reddetmek zorunda kalmamalıyım. Kısaca ayet ve sahih hadislere uyumluysa kabul ederim, uyumsuzsa “ayet ve sahih hadisi bir kenara atıp da (Allah muhafaza) zayıf bir hadise “hadistir” demem. Fıkhî meselelerde Türkiye’nin çoğu gibi Hanefiyim, ancak dört hak mezhepten Hanbeli mezhebini de sıklıkla kendime yakın buluyorum. Her halükârda ehl-i sünnetin kabul ettiği dört mezhebi ben de saygıyla benimsiyorum, Rabbim imamlarından razı olsun. Kendimle ilgili söylemek istediğim başka şey var mı diye düşünüyorum, sanırım özel olarak yok : ) Sıradan bir ev hanımı olarak günüm ev işleriyle geçer, arta kalan vakitlerde de ilgi alanıma dair araştırmalar, gözlemler, yazışmalar vs. derken gün bu şekilde biter ve sonra en baştan : ) Rabbimizin izin verdiği yere kadar, bu alanlardaki çalışmam hiç bitmeyecek gibi görünüyor; ki İslam ile Psikolojiyi çok yakından ilişkili olarak görüyorum; ikisini birbirinden ayırmadığım gibi, hangisiyle uğraşsam öteki taraf da güçleniyor elhamdülillah. Sanırım şimdilik bu kadar, çok terletmeyecek şekilde sorularınızı alabilirim : )
__________________ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla "Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?" [Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler] | |
21 Temmuz 2024, 01:37 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
Çok teşekkürler bu güzel açıklama için. İslam ve psikolojiyi nasıl birbirine bağlı hâle getirdin diye sorsam? Psikoloji-islam arasında bizim kacirdigimiz nasıl bir yakınlık sözkonusu acaba
__________________ Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler |
21 Temmuz 2024, 09:55 | Mesaj No:4 | |
Durumu: Medine No : 62825 Üyelik T.:
12 Ekim 2023 | Alıntı:
Tabi ki : ) Hakkında konuşulacak detayları tümden anlatsam çok kapsamlı olacağı için, en temelden başlayarak "her iki alanda da benzer olan şeyleri" özetle ifade etmeye çalışacağım: *Psikolojide, insanların daha iyi bir ruh hali için: insanların kendi kendine söylediği (iç diyaloglardaki) olumsuz konuşmaları bırakıp, kendileriyle olumlu konuşmaları telkin edilir. Bu arada bu olumsuz iç seslerin kaynağını belirtmezler, bizim düşüncemiz olduğu varsayılır. İslam'da ise bu olumsuz iç sesler "şeytan veya nefs" ikilisinden birisidir (bazen her ikisidir). Bununla birlikte çözüm olarak İslam'da da aynı şekilde onlara kulak vermeyi bırakıp, olumlu/doğru davranışa yönlenmemiz öğütlenir. *Psikolojideki takıntı, İslam'daki "vesvese"ye teslim olmuş kişinin ulaştığı noktadır. Şeytana kulak verir ve o yolda ilerlenirse, konu ne kadar saçma olursa olsun: Kişi o yolda ilerlemeye başlar ve kişi vesveseye ne kadar süre teslim olursa takıntısı o derecede güçlenir/köklenir. Allah'ın aklını kullanmayanlara verdiği bir cezadır bu. Örnek: "Odadan çıkarken lambayı 3 kere açıp kapamazsam başıma bir uğursuzluk gelecek." Evdeki lamba ile uğursuzluğun ne alakası olabilir? İşte bu, dini konularda saptırmak veya Müslümanlara zulmü teşvik etmek haricinde: ek olarak bir de "mizah duygusu" olan şeytanın insanları saptırırken eğlenmek için kullandığı yöntemlerden biri. İnsanları düşürdüğü bu hale bakıp bakıp güldüğünden çok eminim. Bu arada hedefi sadece gülmek değil tabi ki. Bu şekile gelen insanlarda mantık yeteneğinin hasar gördüğünü açıkça söyleyebiliriz ve bununla kalsa iyi; beraberinde dine girme veya dini güzelce yaşama konusunda da zorluklar yaşanması oldukça olasıdır. [Namaz rekatlarını takip etme veya "abdestim oldu mu, olmadı mı?"gibi kısmen masum olan vesveseler hariç, ileri boyutlarda: "Allah beni sevmiyor; Allah beni affetmeyecek; (haşa) Allah zalim, adaletsiz" gibi "kendi zanlarını" Allah'ın üzerine iftira olarak atıp, ahiretlerini mahvetme riskleri mevcut. Tabi ki zamanında uyanıp tevbe ile korunursalar ayrı. Rabbim Şeytanın ve nefsimizin şerrinden muhafaza etsin, amin.] Bu arada çocukluktan edinilen çeşitli davranışlar için ne çocukları, ne de henüz ilk ergenlik yaşındakileri suçlayamayız. Çünkü çocukken irade yoktur ve bir takıntı çocukken başladıysa, henüz yeni ergenken (dinen mükellef olduktan sonraki ilk yıllar) kişinin kendindeki bir durumu fark edip de, bu geçmişten edindiği takıntılardan kolaylıkla kurtulması mümkün değildir. Farkındalık ve genel olarak kurtulmak için zaman ve emek ister ve yeni mükellef bir gencin aklını/iradesini kullanmayı etkin şekilde kullanmaya başlaması en az 14-15 yaşlarını buluyor. Amel defterinin açılması (ortalama 12 yaş) kişinin sorumluluklarını kendi eline teslim ediyor, ancak tabiri caizse henüz acemi şöför gibi oluyorlar ve dediğim gibi az-çok ne yaptığını fark etmek için bu yaşlara kadar gelinmesi gerekiyor. *Psikolojide katı, kaba, öfkeli, alaycı vb olmanın sosyal iletişimde engel olduğu öğretilir. İslam'da da aynı şekilde bunlardan kaçınmak öğretilmekte. *Psikolojide güler yüzlü olmak, nezaket, hediyeleşme ve benzerinin sosyal iletişimdeki faydaları öğretilir. İslam'da da aynı şekilde. *Psikolojide "olumlama" "şükür günlüğü tutma" gibi yöntemlerle kişilerin ruh hali iyileştirilir. İslam'da ise "Şükrederseniz nimetimi artırırım" ayeti bize asıl olanı en güzel şekilde anlatmakta. ... Aklıma ilk gelenler özetle bu şekilde, inşaAllah benzerliği gösterecek kadar yeterli ifade edebilmişimdir : ) Bu iki alana "benzerlikleri görmeye yönelik" dikkatle bakıldığında çok daha fazlası da görülebilir inşaAllah. Bu arada konuyla ilgili tüm ayet ve hadisleri yazmadım, aksi halde çok uzun sürecektir. Ancak genel kültür üzerinden bilinen şeyler olduğu için bu özet geçme lüksünü kullanmış bulunuyorum, affola : )
__________________ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla "Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?" [Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler] | |
21 Temmuz 2024, 11:33 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Ayın misafirliğiniz hayırlı olsun. Ayın misafirlikte yöneticilerin sordukları klasik sorular vardı. 20-30 tane bir anda soru bombardımanı vardı. Herhalde artık konsept değişikliğine gidildi. Psikolojiyle ilgilendiğinize göre bir soru da ben sorayım: Kur'an'ın kişisel gelişime bakış açısı nasıldır? İnsanı eğitirken kullandığı ilke ve metotlar nelerdir? Bu konuda ayetleri inceleyip bir takım çıkarımlar elde ettiniz mi? Kişisel gelişim alanında günümüzde uzmanlaşan kişiler çoğalıyor ve kendilerine "yaşam koçu" adı vererek ticari bir sektör de oluşmuş vaziyette. Bu sektöre Müslümanların bakış açısı nasıl olmalıdır? Bu sektörünün içinde olmasının veya olmamasının avantaj ve dezavantajları sizce nelerdir?
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
21 Temmuz 2024, 11:48 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
Fecr abinin muhteşem sorularına vereceğiniz sorulardan sonra İkramlık dinlencmece çok yakışıklı anket sorularımız var buyur Vasat.😎 Teşekkürler verdiğin cevap icin Standart İkramlık sorular geliyor )))) İnsanlarla iletişiminiz nasıldır? Güler yüzlü müsünüz? Ağlar mısınız? Ağlarsanız neden? Hiç unutamadığınız en kötü gününüz? Hiç unutamadığınız en mutlu gününüz? Mutluluk sizin için ne ifade ediyor? Kimler için nelerden vazgeçersiniz taviz verirsiniz? Hayat felsefeniz nedir? İki yolunuz var birincisi kariyer ikincisi aşk ?hangisini seçerdiniz? Yaptığınız en büyük çılgınlık? Hayatı Bir resimle anlatmanız istenseydi Ne cizerdiniz ? Hiç gün batımını izlediniz mi? Her güneşin batışında ömrünüzden bir günün gidişi sizi üzüyor mu? Hayatta en cok kıymet verdiğiniz? Bir şeyle uğraşmaktan ne zaman vazgeçersiniz? Size göre sevgi? Size göre macera? Size göre hayal Size göre kardes Size göre dost Size göre aile Size göre eş Size göre hayat.. Size göre insan Size göre özlem Size göre hasret Size göre beklemek Size göre gitmek Size göre mutluluk Size göre endişe Size göre özgürlük Bir gün herşeyi bırakıp kaçmak isteseniz nereye gidersiniz? (-) ler (+) ları hep götürür mü? Sonuna kadar dayanır mısınız yoksa hemen mi pes edersiniz? Ölmeden önce yapmam gerek dediğiniz bişe var mı? Ne tarz müzikler dinlersiniz? Forumda sizi en mutlu eden olay? Forumda sizi en çok üzen olay? Forumda en çok ilginizi çeken konular? Hayat size ne öğretti? Hayatınızda illa yapın dediğin birşey var mı bize? Bu yakışıklı sorulardan beğenmediğin olursa yada cevaplamak istemediğin pas gecebilirisn. Hayırlı pazarlar
__________________ Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler |
21 Temmuz 2024, 12:28 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 62825 Üyelik T.:
12 Ekim 2023 |
Sabahleyin bir önceki soruya cevap yazmıştım ama teknik bir arızadan ötürü mü oldu bilmiyorum, gönderdiğim halde mesajım burada görünmedi.Tekrar kısa bir deneme yazısı olsun diye bu mesajı atıyorum, eğer mesajım giderse geçici bir durum olmuş demektir : )
__________________ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla "Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?" [Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler] |
21 Temmuz 2024, 14:27 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
Mesajınız geldi sorun görünmüyor adminler gelsin sorun ne daha iyi anlaşılır.teknik aksamadan dolayı kusura bakma
__________________ Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler |
21 Temmuz 2024, 14:43 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | Hoşgeldiniz efendim sizi ağırlamak ne kadar güzel,Hayırlı olsun misafirliğiniz bir ay dolu dolu güzel geçmesi temennisi ile inşaAllah...
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
21 Temmuz 2024, 17:02 | Mesaj No:10 | |
Durumu: Medine No : 62825 Üyelik T.:
12 Ekim 2023 | Alıntı:
Bu arada bir önceki mesajımda kısaca değinmiştim ama mesajım teknik bir durum sebebiyle olması gereken zamanda gönderilemedi, haliyle üyeler göremedi. Dolayısı ile bu sorunuzu tekil olarak ayrıca cevaplıyorum: Açıkçası Psikolojideki “kişisel gelişim” ile İslam'daki "nefs terbiyesi”ni neredeyse aynı görüyorum. Aradaki belki tek fark ise: psikoloji ilmi sadece bu dünyayı ele alırken, İslam hem bu dünyayı hem de ahireti birlikte ele alıyor. Ancak, İslam hakikatte iki dünyayı da düzeltebilecek durumdayken, İslam’a sadece ahireti ilgilendiriyormuş gibi bir yaklaşımla yaklaşıldığı için, onun dünyamızı (aile ve sosyal ilişkilerle birlikte ruh halimizi) düzelten yönü fark edilmiyor. Bu bakış açısındaki eksiklikten ötürü, son asırda mı desem, ne desem (tarihi gelişimi hakkında net araştırmam yok) : aile sorunları, sosyal ilişkilerde bozukluklar ve bireysel olarak depresyon, takıntı gibi birçok rahatsız edici durum -sadece genel olarak dünyayı değil- Müslümanların da önemli bir çoğunluğunu ele geçirmiş durumda. Ve bana göre çözüm: tabi ki İslamiyet’e tam anlamıyla dönüşte. İslamiyet’in öğretilerini, sadece ahireti kazanmak için gerekliymiş gibi görmeyi bırakıp, onun dünyaya bakan yönünü de fark edip hayatımıza tam anlamıyla geçirdiğimizde: Hem bireysel/ruhsal olarak huzur; Hem aile olarak ve sosyal alanda huzur; Hatta okul, iş hayatı gibi alanlarda (dış şartlardaki olumsuzlukların zorunlu getirisi olan durumlar hariç) başarı ve haliyle huzur; Ve kısaca, genel olarak: Kendimizi ve toplumu ilgilendiren her alanda başarı, uyum ve huzur bize gelebilir olacaktır inşaAllah. Ancak, toplumun genel haline bakarsak, toplumsal boyutta iyileşme görmek için henüz çok yol var. Dolayısıyla benim şu fark ettirmeye çalıştıklarımı fark edenler, ilk iş olarak kendi iç sorunlarını ve yakınlarıyla olan insani ilişkilerini onarabilir ve kendi ailesinden, varsa çocuklarından başlayarak, ulaşabildiği her kim varsa onlara bu bilgileri ileterek, toplumun değişmesi için gereken yönde bir iyilik hareketi başlatabilirler : ) Yaşam Koçluğu konusunda ise, online bir kurstan 12 saatlik eğitimini alıp 100 puan notla sertifika kazanmış biri olarak söylüyorum; Yaşam Koçları: Kur’an’ın “Siz hiç akletmez misiniz?” sorusuna muhatap olan türdeki şaşırmış insanların “kendi nefslerine sorması gereken türdeki” soruları: kişinin kendisi yerine kişiye soran insanlardır. Faydası kesinlikle vardır, ancak gerekli midir? Özellikle de bilinçli bir Müslüman için? Hayır. Bilinçli bir Müslüman (devam eden satırlarda kişisel gelişimle nefs terbiyesi arasındaki bağı görebilirsiniz) : kalbinin içindeki şeytandan/nefsten gelen dürtüleri, kendisinden (ruhunun sesinden) ayırmayı bilir. Kötü olanı fark eder ve dışlar, olumsuz olanı fark eder ve dışlar, mantıksız olanı fark eder ve dışlar ve girişimcilik gibi dünya hayatını ilgilendiren alanlarda: bilmediği konularda araştırır, bilenlere danışır ve en son kendine uygun gelen bir karar verip istiharesini yapar ve kalanını Allah’a bırakmayı bilir. Ve, hani insanlar için denir ya: “beynimizin sadece bilmem kaçını kullanıyoruz.” İşte o kullanılmayan tüm alanlar, Allah’ın izniyle: kişinin kendi kendine hayali engeller oluşturup durmayı bırakması (“çok zor, yapamam, imkansız” vb sözlerle kendi zihnini bloklamayı terk etmesi) ardınca açılıyor. Zihin gücünü bloklayan özel kalıcı bir hastalık, engellilik durumu yoksa: bu imkan ortalama zekadaki herkes için mevcuttur. İnsan bir şeyi başaracağına inanır (Dış engellerden bağımsız konularda tabi. Misal İngilizce öğrenmek, ehliyet almak, daha dışa dönük olmak vb. “kişinin tamamen kendisiyle alakalı” şeylerde) ve istikrarla ve elde edeceğinden şüphe etmeden, inançla, olması gerektiği gibi çalışırsa: muhakkak istediğini elde eder. Ancak başaracağına inancı olmadan çalışırsa, isterse gece gündüz çalışsın: o iş çok zor. (Aslında “imkansız” derdim de, Allah’ın acıyıp yardım etme olasılığı var.) Bu arada bahsettiğim istek, elde edeceğine dair şüphesiz inanç ve istikrar, bizlere: “dua nasıl edilir?” şeklinde, sünnetle öğretilmiş durumda. İlgili hadisler meşhurdur, ona binaen kendi ifadelerimle geçiyorum: 1. Samimiyetle, olacağına kesin inanarak. 2. Tabi ki caiz konularla sınırlı. 3. Duayı hiç terk etmeden, “dua ettim ama kabul edilmedi” demeden. 4. Tevekkülle birlikte, yani dua edeceğiz ama gerekenleri de fiili olarak yapacağız. 5. Dünyalık işlerde ise istihare kilit önemde. Çünkü çok istediğimiz bir şey bizim için hayırsızsa duamızın kabul edilmesini istemeyiz ve bunu (istediğimiz şeyin hayırlı olup olmadığını) sadece Allah bilebilir. "Dua edin icabet edeyim" diyen bir Rabbimiz var ve duanın şartları da işte bunlar. "Olacağına kesin inan, şüpheye düşme, duayı terk etme, sabırla sonuna kadar git ve bu arada sadece dua yetmez, tevekkül de var: bunun için çalış, ilgili yollara başvur, araştır. ve İstihareyi de asla unutma." Sonuç, eğer kişi için hayırlıysa: Başarı. (Bu arada Allah dilerse, duanın kabulüne engel görünen dış engelleri de ortadan kaldırabilir. Ancak toplumsal/geniş kitleyi ilgilendiren konularda bireylerin tek başlarına duası genel olarak etkisizdir, toplumun iyiliğine olacak durumlarda duanın ve amellerin toplumun çoğunluğu tarafından birlikte yapılması gerekir. Kısaca toplumsal konularda detaylar biraz farklı, buna binaen şu an kısa değinerek geçiyorum.) Ve işte, tüm bunlar için yaşam koçları gerekmiyor, ama dedim ya: insanlar iç sorgulamalarında kafası karışmış, yolunu kaybetmiş haldeler: bu yüzden bir destek arayışına girmekteler. İnsanlar böyle arayışlardayken, birisinin çıkıp “aradığın destek bende” demesi ise şaşılacak şey değil doğrusu, ticari zeka her yerde aktif ve doğrusu destekleri de cidden işe yarıyor : ) Ancak bir Müslüman, kalbinin içindeki vesveseleri yönetmeyi bilir ve Allah’ın rızasının dışına çıkmadan bir hayat geçirmeyi hedeflerse, tüm bunları kendi de bulabilir/fark edebilir. Not: Yaşam Koçluğu sertifikam olmasına rağmen bugüne dek hiç kimseye ücretli destek sunmadım. Çünkü görüldüğü üzere edindiğim tüm temel bilgileri İslam’la harmanlıyorum ve İslami bilgiler üzerinden para kazanmaya karşıyım. Ancak birisi İslam alanının dışında destek isterse o başka : ) Yine de o esnaya gelene kadar, arada arkadaşlık tarzı bir durum geliştiği için: sanırım ben yine ücret alamam : ) Maddi olarak istediğimde el işi vb şeylerle bu yönde uğraşıyorum zaten ve o alan bana yeterli elhamdülillah : )
__________________ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla "Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?" [Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler] | |
Konuyu Toplam 3 Kişi okuyor. (0 Üye ve 3 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ayın Üyesi''YaŞuHa'' | Esma_Nur | Ayın Üyesi | 19 | 14 Aralık 2013 22:01 |
Ayın Editörü | Esma_Nur | Ayın Üyesi | 21 | 22 Mart 2013 23:07 |
Ayın Üyesi | Esma_Nur | Ayın Üyesi | 33 | 01 Mart 2013 14:20 |
Ayın Üyesi | Esma_Nur | Ayın Üyesi | 31 | 20 Şubat 2013 15:16 |
Ayın Editörü | Esma_Nur | Ayın Üyesi | 28 | 05 Şubat 2013 17:37 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|