Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KADIN AİLE ÇOCUK.::. > Kadın-Aile-Çocuk > Çocuk Ve Gençlik Eğitimi

Konu Kimliği: Konu Sahibi AlimOğlu,Açılış Tarihi:  29 Mart 2016 (02:39), Konuya Son Cevap : 29 Mart 2016 (02:40). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 29 Mart 2016, 02:39   Mesaj No:1
Medineweb Usta Üyesi
AlimOğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AlimOğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15399
Üyelik T.: 24 Aralık 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 264
Konular: 59
Beğenildi:189
Beğendi:36
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart En güzeli sevgiyle disiplin

En güzeli sevgiyle disiplin

O hayatta en sevdiğiniz varlık. Ama onun yaramazlıkları, söz dinlemezlikleri karsısında kimi zaman çaresiz kalıyorsunuz. Ona karsı çeşitli disiplin metodları uyguluyorsunuz; azarlıyorsunuz, hakaret ediyorsunuz belki de hiç yapmamanız gerekenleri yapıyor karanlık odalara kapatıyor ya da dövüyorsunuz. Bu davranışlarınız onun benliğinde derin yaralar açıyor. Size karsı hırs duymaya başlıyor. Ve yapma dediklerinizi, inadına daha fazla yapmaya başlıyor. Peki bu durumda ne yapmalısınız? Hiç "sevgiyle disiplin" kurmayı denediniz mi? Sevgi bir çok kapıyı açtığı gibi çocuğunuzla aranızda çözümsüz sorunların da kapısını açacaktır. Peki bunu nasıl yapabilirim? diye soruyorsanız size bir kitap önerebiliriz. Bu konuda yazılmış en nitelikli ve anlaşılır kitaplardan biri olan Fitzhugh Dodson'un Kuraldışı Yayınları'ndan çıkan "Sevgiyle Disiplin" isimli kitabi açıklamalarıyla
ve örnekleriyle anne ve babalar için bir başucu kitabı niteliğinde. Bu kitap sayesinde, doğumundan 21 yasma gelinceye değin çocuğunuz üzerinde en etkili disiplin yöntemini "sevgiyle disiplini" uygulayabilirsiniz. Bu kitabın "Ödüllendirme Sistemi" isimli bölümünü sizlere sunuyoruz.

ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİ
Çocuğunuza "doğru davranışlar" öğretmek için en etkili yöntem "Pozitif ödüllendirme"dir. En etkili yöntem olmasına rağmen ne yazık ki anne babalar tarafından da en az kullanılanıdır. Şimdi "Pozitif Ödüllendirme"nin hayvan eğitimi üzerindeki etkisini gösteren bir örneğini inceleyelim: Eskiden Los Angeles yakınlarında "Japon Hayvanat Bahçesi" denilen bir park vardı. Bu parkın görevlilerinden, hayvan psikologu Dr. Leon Smith, Japonya'nın Hokkaido adasından gelmiş vahşi ayılara basketbol oynamayı öğretmişti. Vahşi ayılar, adadan geldiklerinde doğal olarak basketbol hakkında fazla bir şey bilmiyorlardı. Dr. Sminth, yine de ayılara bazı anne babaların yaptığı gibi ne bağırdı ne nutuk çekti ne de onları dövdü. Ne mi yaptı? Pozitif Ödüllendirme sistemini esas aldı. Yöntemi şöyleydi: /Ayinin kafesin içindeki basket potasına doğru yaptığı en küçük hareket bile ufak bir parça etle ödüllendiriliyordu. -Ama kafesin diğer tarafına doğru giderse ne ödül ne de ceza veriliyordu. Dr. Smith, bu sistemi ayılar basketbol potasının yanına gelene kadar her gün sürdürdü. Daha sonraki etaplardaysa ayıları topu yerden aldıklarında, potaya götürdüklerinde ve basket attıklarında ödüllendirdi. Anlaşılacağı gibi bu gelişmelerin hiçbiri tek bir derste gerçekleşmedi. Ama eğitimleri tamamlandıktan sonra Dr. Smith ne zaman kafesinin içine bir top atsa ayıların biri koşup topu yakaladı ve potaya attı. Bu örnek basit olmasına rağmen anne babalar için çok önemli noktaları vurgulamaktadır. Dr. Smith'in neler yaptığını birlikte gözden geçirelim: İlkönce, ayılardan hangi davranışları beklediğine karar verdi. /Ayıların topu alıp, basket atmayı öğrenmelerini istiyordu, bunun dışındaki tüm hareketler doktora göre istenmeyen davranıştı, ikinci olarak, yapılmasını istediği hareketler için bir ödül kararlaştırdı; bir parça et. Üçüncü olarak, ödülleri en son aşamada, ayı basketi attığında değil de, küçük miktarlarda her aşamada verdi. Bu küçük adımlar. Dr. Smith'e vahşi ayılara basketbol oynamayı öğretme başarısını getirdi.
Özetlersek, Pozitif ödüllendirme sisteminin ana fikri; "İstenen davranışlar daima ödüllendirilmelidir ama istenmeyen davranışlara ödül yoktur, ödüllendirilen davranışlar ise genellikle tekrarlanır."
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi AlimOğlu 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İngiliz karbonatının faydaları ve zararları... Sağlık AlimOğlu 0 2107 02 Ekim 2017 12:12
Sivrisibek ısırıkları için pratik... Bilgi Dağarcığı AlimOğlu 0 1486 17 Eylül 2017 14:37
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 2.... Genel Arapça AlimOğlu 12 4933 11 Eylül 2017 10:16
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 1.... Genel Arapça Mihrinaz 15 5620 11 Eylül 2017 09:54
Hacamat Yapacaklar Dikkat!! MEDİNEWEB Tıbbı Nebevî AlimOğlu 0 1287 19 Ağustos 2017 23:30

Alt 29 Mart 2016, 02:39   Mesaj No:2
Medineweb Usta Üyesi
AlimOğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AlimOğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15399
Üyelik T.: 24 Aralık 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 264
Konular: 59
Beğenildi:189
Beğendi:36
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: En güzeli sev6iyle disiplin

ALTIN ARAMAK
Bir zamanlar Andrew Carnegie Amerika'nın en zengin adamıydı. Vatanı İskoçya1 dan Amerika 'ya küçük bir çocukken geldi, şaşılacak derecede garip işler yaptı ve sonunda Birleşik Devletler' in en büyük çelik üreticisi sıfatını kazandı. Bir zamanlar kendisiyle birlikte kırk üç milyoner çalışıyordu. O günlerde milyonerlik pek sık rastlanan bir unvan değildi; daha açıklayıcı olmak gerekirse, o günün bir milyon doları günümüzün yirmi milyon dolarına eşitti.
Bir gazete muhabiri Carnegie' ye "kırk üç milyoneri nasıl işe alarak çalıştırdığını" sordu. Carnegie, bu adamların hiç birinin onun için çalışmaya başladığında milyoner olmadığını, onunla çalışarak bu günkü servetini edindiğini söyledi.
Muhabirin ikinci sorusu şuydu: "Bu insanları nasıl geliştirdiniz ki sizin için bu derece değerli kişiler oldular ve siz onlara bu kadar çok para verdiniz?" Carnegie, insanların da madenden çıkarılmış altın gibi olduklarını söyleyerek yanıtladı bu soruyu. Altın madenden çıkarıldığında, bir ons saf altın elde edebilmek için üzerinden bir ton pisliğin ayıklanması gerekir fakat madene giren kişinin amacı pislik çıkartmak değildir, bu kişi madene altın için girer.
Bu anne-babaların olumlu ve başarılı çocuk yetiştirmek için geliştirmeleri gereken yöntemin ta kendisidir. Kusurlara, çirkinliklere ve sakatlıklara bakmayın, kafanızı takmayın. Altına bakın, pisliğe değil; iyiye bakın kötüye değil. Hayatın olumlu yönlerini görün. Her şey gibi, çocuklarımızda da ne kadar çok iyi nitelik görmeye çalışırsak, o kadar çok iyi nitelik buluruz.
Bazı anne babalar yalnızca iyi davranışları ödüllendirme metodunu uygularken, bazıları da bilmeden bunun tam tersini uygular. Farkında olmadan, çocuklarını istenmeyen davranışları için "ödüllendirirler" böylece çocuklara aslında kendilerinden beklenenin tam tersini öğretirler. Milyonlarca anne baba çocuklarına bilmeden kötü insan olmayı öğretmektedir! Bir çok çocuk anne babasının istediği gibi davrandığında ödüllendirilir mi? Kucaklanıp, aferin denilir mi? Hayır! Zaten öyle davranması gerekiyordu diye düşünülür ve hiçbir şey söylenmez. Burada gözden kaçan; iyi davrandığında ödüllendirilmeyen çocuğun "Nasıl olsa aldırmıyor" diyerek bu davranışını tekrarlamamaya yönlendirildiğidir. Bir de bu durumun tersini düşünelim: Çocuk iyi davranmak yerine, arkadaşına vurur, çorbayı isteyerek yere döker, kız kardeşine eziyet eder, annesinin çantasından para çalar, hiçbir şekilde itaat etmez, özetle, yapılmaması gereken yüzlerce davranıştan birkaçını sergiler. Bunun sonuncunda ne olur? Olumlu davrandığında ona aldırmayan anne babası yapmaması gereken davranışlar sergilediğinde hemen bütün dikkatlerini çocuklarına veriler. Onu azarlar hatta tokatlarlar. Anne babaların bu davranışını ben "Erimiş Çikolata Kanunu'na karşı gelmek" diye adlandırıyorum. Eğer ikisi arasında seçme şansı verilirse, çocuk tabii ki erimemiş çikolataya, erimiş çikolataya tercih edecektir. Ama erimemiş çikolata yoksa erimişine "hiç yoktan iyidir" diye razı olacaktır. Aynı şekilde anne babasından ilgi görmeyen çocuk, hiç yoktan iyidir anlayışıyla azar işitmeye razı olacaktır. Bir çocuk için ne şekilde olursa olsun ilgi görmek en önemli şeydir. Anne babanın kızgınlığı çocuğa ödül etkisi yapar, istemeden de olsa çocuklarına, kardeşine eziyet etmeyi, arkadaşları ile kavga etmeyi, para çalmayı ve daha yapmaması gereken pek çok şeyi öğrenir. Sonuçta pek çok anne baba çocuklarına öğretmek istedikleri şeylerin tam zıddını öğretir, ödüllendirmeyerek, çocuklarının iyi davranışlarını köstekler, cezalandırarak da (negatif ilgiyle) kötü hareketlerini bilmeden destekler. Başka anne babaların düştüğü hataya düşmemek için ne yapmalıyız? Emekleme döneminden başlayarak ergenlik çağına kadar uygulayacağınız bir ödüllendirme sistemi geliştirmeliyiz. Bazılarınız, "Ama benim çocuğum sekiz yaşına geldi bile, şimdi ne yapacağım" dediğini duyar gibiyim. Endişelenmeyin. Çocuğunuz hangi yaşta olursa olsun, bu sistemi uygulayabilirsiniz. Ama ne kadar erken başlarsanız sizin için o kadar kolay olur. örneğin, delikanlılık çağına ulaşmış bir çocuk (ergenlik psikolojisinin doğal bir sonucu olarak ) anne ve babasının her söylediğine karşı çıkacağı için işiniz çok zorlaşabilir. Bu bölümde, ödüllendirme sisteminizi nasıl kurabileceğinizin genel bir özeti, daha sonraki bölümlerde ise değişik yaşlarda uygulanabilecek değişik bakış açıları yer alacak. Diyelim ki sekiz yaşında bir çocuğunuz var ve siz ödüllendirme sistemini ilk defa olarak denemek istiyorsunuz. Nereden başlamalısınız?
A) ilk olarak, çocuğunuz davranışlarını ve duygularını ayrı-ayrı
değerlendirmeye çalışmalısınız. Bir çocuğun duyguları derken; sevgi, sevinç, heyecan, öfke, keder ve korkudan bahsediyorum. Duyguları sadece çocuğunuza ait bir dünyadır. Onları ne etkileyebilir ne de değiştirebilirsiniz. Heyecanlanmak, korkmak, üzülmek veya kızmak çocukların elinde değildir. Hiçbir çocuk duygularından sorumlu tutulamaz. Çünkü duygular davetsiz misafir gibidir. Davranışlar, ancak dışarıdan izlenebilir ve kontrol altında tutulabilir. Örneğin; öfkelenmek çocuğun elinde değildir ama kızdığında arkadaşının gözüne kum atmak, kardeşine vurmak ya da oyuncak çalmak elindedir. Anne babalar çocuklarının duygularını kontrol altına alıp yönlendiremezler ama hareketlerini hem kontrol altına alabilirler hem de büyük ölçüde yönlendirebilirler. Çocuğunuza uygun bir ödüllendirme sistemi oluştururken, duygularını değil hareketlerini yönlendirmeyi amaçlıyoruz.
B) Dikkat edilmesi gereken ikinci nokta; çocuğun sadece tanık olduğumuz hareketlerini hedef almaktır. 6özle görülmeyen, elle tutulmayan olaylarda anne baba etkili olamaz. Örneğin: kliniğime gelen anne babalara "çocuğunuzun sizi tedirgin eden yönleri nelerdir? Hangi davranışlarının değişmesini istersiniz?" diye sorduğumda, genellikle "sorumluluk sahibi değil" yanıtını alırım. Onlara "sorumluluk" ya da "saldırganlık" kavramlarının soyut olduğunu açıkladığımda ise sözlerini, "eşyalarını dolaba asmak yerine yerlere atıyor" ya da kardeşini dövüyor" olarak değiştirirler. Bu noktada elinizde, çocuğunuza uygun ödüllendirme sistemini oluşturabilmek için çok değerli iki kural vardır.
Birincisi; sisteminizi çocuklarınızın duyguları değil hareketleri üzerine kurmak,
ikincisi ise; ödüllendirme sistemini sadece elle tutulur, gözle görülür davranışlara uygulamaktır. Uyulması gereken genel kurallar bunlardır. Şimdi konuya daha fazla açıklık getirmek için hayali örneğimiz olan sekiz yaşındaki bir çocuk için iyi ve kötü karakter özellikleri oluşturalım. Sisteminizi oluştururken, üç ayrı liste yapmanızda fayda var: A: Onayladığınız ve devam etmesini istediğiniz davranışlar. B. Azalmasını istediğiniz davranışlar. C. Daha fazla yapmasını istediğiniz davranışlar. Bu üç listeyi söyle hazırlayabilirsiniz:

A. Onayladığınız ve devam etmesini istediğiniz davranışlar
1. ilginç sorular sorması. (Bu özelliğinin ona okul hayatında başarı sağlayacağını biliyorsunuz.)
2. Ev islerine yardımcı olması. (Ama her zaman değil!)
3. Ara sıra sizi kucaklayarak sevgisini göstermesi.
4. Yakın arkadaşı ile kavga etmeden uzun süreli oyunlar kurabilmesi.
5. Giysilerini dolabına asması. (Bazen!)

B. Azalmasını istediğiniz davranışlar
1. Altı yaşındaki kardeşi ile ağız dalaşı başlatması.
2. Kardeşine vurması.
3. istediğini elde edemeyince bağırması.
4. Bazen itaatsizlik etmesi.

C. Daha fazla yapmasını istediğiniz davranırlar
1. Giysilerini dolabına asması.
2. Ev ödevini ihmal etmemesi.
3. Kardeşi ile kavga etmeden oynaması.
4. Yatağını toplaması.
İlk listedeki maddeler çocuğunuzun zaten yaptığı şeylerdir, sizin yapacağınız, bu davranışlar için bir ödül saptamaktır. Unutmayın; "ödüllendirilen davranışlar mutlaka tekrarlanır, "önemli olan çocuğunuzun ödüllendirilecek davranışlarını düzenli olarak tekrarlaması değil her tekrarladığında ödüllendirilmesidir. örneğin, giysilerini dolaba her gün değil de haftada iki kere asıyor diyelim; siz de o zaman onu iki kert ödüllendirerek bu hareketini tekrarlama isteğini güçlendiriniz.
Pozitif ödüllendirme sistemi oturmuş iyi alışkanlıklar oluşturmaya yöneliktir, iki türlü ödül vardır. Manevi olanlar, taktir etme, öpücük, kucaklama vb. ödüllerdir. Sisteminize erken yaşta başlarsanız, isinizin çok kolaylaştığını ve manevi ödüllerin hemen her zaman yeterli olduğunu, maddi ödüle ancak çok özel durumlarda ihtiyaç duyduğunuzu göreceksiniz. Örneğin, sekiz yaşındaki çocuğunuz ilginç bir soru sorduğunda: hemen, "Ne kadar akılıca bir soru, bunu düşünmek için çok akıllı olmak gerekir" diyebilirsiniz. Eğer evde size yardımcı olduysa, yine buna benzer iltifatlarda bulunabilirsiniz. Ya da son zamanlarda size özellikle yardim ediyorsa, "Bugünlerde bana çok yardımcı oldun, ben de sana bir şey ikram etmek istiyorum, hadi dondurma yemeye gidelim" diyebilirsiniz. Eğer, eve çağırdığı arkadaşı ile uzun süre güze güzel oynadılarsa, "çocuklar, çok güzel oynuyorsunuz, aferin, hadi dondurma yemeye gidelim" diye bir sürpriz yapabilirsiniz. Çocuğunuz, istediğiniz bir davranışı öğrenirken, başlangıçta her sefer onu ödüllendirmeyi ihmal etmeyin. Yapması gerekeni öğrendikten sora ise onu aralıklarla ödüllendirmediniz. Örneğin, arkadaşı ile kavga etmeden oynadığı için her seferinde onu ödüllendirmeyin. Bunu beklemediği bir zamanda yapın. Eğer, "Bizi birlikte güzel güzel oynadığımız halde niçin dondurma yemeye götürmüyorsun?" diye mızmızlanırsa; "Özel ödüller özel zamanlar içindir" demekten kaçınmayın, ödülün zamanını ve şeklini çocuk değil siz kararlaştırmalısınız.
Çocuğunuzun arzu edilen davranışlarını ödüllendirmek sadece onu bu davranışları tekrarlamaya yönlendirmez, sizin üstünüzde de olumlu etki yapar. Siz de sürekli ödüllendirebileceğiniz bir davranış aramaya başlarsınız. Böylece, bilinçaltınızda kendinizi pozitif olaylara konsantre olmaya alıştırırsınız. Ne yazık ki bazı anne babalar bunun tam tersini yapar; Çocuklarını cezalandırmak için izlerler. Siz böyle yapmayın! Çocuklarınızı iyi işler yaparken "yakalayın" ve onları ödüllendirin! Unutmamalısınız ki: "balla, sirkeyle yakaladığınızdan daha fazla sinek yakalarsınız." Dört yaşındaki çocuğu için benden yardım isteyen babayı örnek alalım: çok yaramaz olan bu çocuk, gittiği anaokulunda arkadaşlarını dövüp ellerinden oyuncaklarını alıyor ve hiç laf dinlemiyormuş. Babaya çocuğun olumlu yanlarını görmesini önerdim. Çünkü çocuğunda -cezalandırmak için- sürekli olumsuz öğeler aramak yerine onun iyi özelliklerinin de olduğunun farkına varmalıydı. Babaya su soruyu yönelttim: "Çocuğunuzun onayladığınız ve sürdürmesini istediğiniz davranışları nelerdir?" inanır misiniz, babası dört yaşındaki oğlu için söyleyecek olumlu tek bir şey bulamadı! O zaman fikrini değiştirmesi için şu noktalara dikkatini çektim: Oğlu anaokuluna her gün isteyerek ve severek gidiyordu, çok enerjikti, başka çocukların onu ezmesine izin vermiyordu. Bunları duyunca baba çocuğunun her hareketinin kötü olmadığının farkına vardı. Olumlu ödüllendirme sistemimize babayı bu konularda ödül vermeye teşvik ederek başladım. Hayatında babasından ilk defa olarak iltifat gören çocuk onu daha iyi dinlemeye başladı, sistem yerine oturduğunda babanın, çocuğunu naşı' ödüllendireceğini planladık. Şimdi yine- sekiz yaşındaki çocuk- örneğimize dönelim: onun iyi davranışlarından söz ettik, konu istemediğimiz ya da daha az yapmasını istediğimiz davranışlara geldi. Çocuğumuzun davranışlarını değiştirmek istiyoruz ve öğrenilmesi gereken davranışlar için ödüller belirlememiz gerekiyor. Her şeyden önce, çocuğumuzun ödül saydığı şeylerin; kişilerin, yerlerin, eşyaların ve aktivitelerin tam bir listesini çıkarmalıyız.
Aşağıda Dr. Paul Clement'in izniyle yayınladığımız, anne babaların doldurması gereken bir liste bulacaksınız. Ödüller (anne babalar için anket) Çocuğumuzu tam olarak anlayabilmemiz için onun önem verdiği kişileri, yerleri, eşyaları ve aktiviteleri bilmemiz gerekir. Bunları, aynı zamanda ödül olarak da kullanabiliriz, ister yeni öğrettiğimiz, ister daha fazla yapılmasını istediğimiz bir davranış olsun, eğer onu ödüllendirirsek bu davranış sıklıkla tekrarlanacaktır.

1. Kişiler :Hafta içinde, çocuğunuzun en fazla zaman geçirdiği on kişinin listesini yapın. Zamanını en çok geçirdiği kişiyi ilk sıraya ikinci kişiyi ikinci sıraya vb. Ardından çocuğunuzun daha fazla zaman geçirmesi gerektiğine inandığınız kişilerin listesini yapın. Bu listeye, çocuğunuzun daha fazla zaman geçirmek isteyeceği kişileri de yazabilirsiniz.
2. Yerler : Çocuğunuzun hafta içinde zamanını en fazla geçirdiği yerlerin listesini yapın. (Ev, sokak, mutfak, park, sınıf, odası vb.) Şimdi de çocuğunuzun daha fazla zaman geçirmek istediği yerlerin listesini yapın.
3. Şeyler : Çocuğunuzun, hafta içinde en fazla zaman geçirdiği on şeyin listesini yapın. (Oyuncaklar, TV, evdeki hayvanlar, kitaplar, bisiklet, bebekler vb.) Çocuğunuzun çok istediği halde sahip olamadığı ya da yapma şansının olmadığı şeylerin listesini yapın. Aşağıdaki listeye çocuğunuzun en sevdiği on yiyecek ve içeceğin adların yazın. Bu listeye seker, çikolata gibi her zaman yemesine izin vermediğiniz şeyleri de ekleyin.
4. Aktiviteler : Çocuğunuzun hafta içinde en çok zaman ayırdığı
aktiviteleri sırasıyla yazın. (Televizyon seyretmek, kitap okumak, sporla ilgilenmek vb) Böyle bir listenin çocuklarınızı daha yakından tanımak için size yardımcı olduğunu göreceksiniz. Anne babalar, çocuklar hakkında genellikle bilinçli olarak bu listedeki gibi düşünceler üretmezler. Listeleri yaptıktan sonra bu dört ana maddenin çocuğunuzun hayatında ne kadar önemli bir yer tuttuğunu ve belki de bu maddelerin bazılarını ödül olarak kullandığınızı göreceksiniz. Anne babalara bu listeleri yaptırmamın en önemli nedeni, onlara, çocuklarının her birinin ne kadar özel olduğunu hatırlatmaktır. Her çocuğa uygulanabilecek bir ödül listesi yoktur. Bir çocuğa ödül görünen, diğer çocuğa ters etki yapabilir. Her çocuğun hoşlandığı kişiler, yerler ve aktiviteler farklıdır. Şimdi elinizde ödül olarak kullanabileceğiniz şeylerin listesi var. Çocuğunuzun, yapmamasını istediğiniz hareketlerinin listesine geri dönelim. Buradaki en önemli konu maddeleri tek tek çözümlemeye çalışmaktır. Diyelim ki artık kardeşi ile dövüşmemesini istiyorsunuz, önce, buna neyin sebep olduğunu bulmaya çalısın. Eğer her dövüşten sonra çocuklarınızdan birini ya da ikisini birden cezalandırıyorsanız, demek ki siz farkında olmadan "Erimiş Çikolata" ilkesini uyguluyorsunuz. Negatif ilginiz, istemediğiniz halde çocuklarınızı ödüllendiriyor ve onları dövüşmeye teşvik ediyor, ilk adım, negatif ilgiyi derhal keserek bu tarz ödüllendirmeyi durdurmaktır. Planınızın diğer yanının uygulayarak, çocuklarınızın arasındaki arkadaşlığı güçlendirmeye çalışın. Arkadaşça davrandıkları zaman çocuklarınızı ödüllendirerek bu duyguyu güçlendirmek istiyorsunuz. Bunun için aşağıdaki programı uygulayabilirsiniz: Sabah, çocuklar okula gitmeden önce bir ödül. Akşam yemeğinden sonra, değişik zamanlarda iki ödül. Ödüllerin en fazla etkili olduğu zaman, istenen davranışların yapıldığı andır. Size düşen görev sabah ve aksam çocuklarınızı dövüşmediği ve iyi geçindikleri zamanı bulmaktır! Daha önce söylediğim gibi anne baba olarak en büyük göreviniz; çocuklarınızı en iyi şekilde davranırken "yakalamaktır!" Böyle zamanlarda çocuklarınızı ödüllendirirken, "Sizi birbirinizle iyi geçinirken görmek çok güzel!" demeyi unutmayın. Artık "dövüşmedikleri zaman ödül, dövüştükleri zaman hiç bir şey" düzenini kurduk. Ama "Dövüşürken onları nasıl durdurayım?" dediğinizi duyar gibiyim. Bunun çözümünü kitabin ilerleyen bölümlerinde açıklamaya çalışacağım.
Aşağıdaki üç maddeden birine girmiyorsa, yapılması gereken, çocuklarınızı "kötü" davranışlarına aldırmamaktır. Kendine ve başkasına zarar veriyor; Eşyaya- eşyalara zarar veriyor; Sizi sinirlendiriyor.
Bu üç kategoriye giren davranışların, çocuğun yaşına göre getirilecek çözümlerini kitabın ilerleyen bölümlerinde uzun uzun anlatmaya çalışacağım. Sakın beni yanlış anlayarak, "Çocuğunuz ne yaparsa yapsın aldırmayın!" dediğimi sanmayın. Çocuğunuz, duvarlara resim yapıyorsa ya da piyanonun üstüne ismini kazıdıysa, bunlar tabii ki durdurulması gereken davranışlardır. Benim bu bölümde vurgulamak istediğim; pozitif davranışları ödüllendirerek, (hele de erken yaşta başlarsanız) kurmak istediğiniz disiplin programında kendinize büyük kolaylık sağlayabileceğinizde. Sıkça duyduğum bir soru;"Bu çocuklara rüşvet vermek değil midir?" Kesinlikle HAYIR. Rüşvet: meşru olmayan bir iş yaptırmak için verilen para ya da armağandır. Bizim burada ödüllendirdiğimiz davranışlar, başkasının canını acıtmamak ödev yapmak, ortalığı toplamak gibi yararlı davranışlardır. Anne babalar çalıştıkları isten maaş ve ikramiye alırlar. Çocuğumuzu yaptığı iyi hareketler için ödüllendirirken biz de aynı mantığı kullanmalıyız. Kardeşine vurmamayı öğrenmeyi, ortalık toplamayı, ödev yapmayı "iş"e, bizlerin onlara verdiği ödülleri ise "maaşlara benzetebiliriz, İş yaparak kazanılan paraya nasıl "rüşvet" denemezse aynı şey çocuklarımıza verdiğimiz ödüller için de geçerlidir, ödüllerin arasını açarak, ara sıra ödül vermeye başladığımız da işe çocuğumuza ödül almaktan değil, sadece iyi bir iş yapmış olmaktan mutluluk duymayı öğretiriz. Amacımız; çocuklarımızın sorumluluk sahibi, kendi kendilerini ödüllendirebilen yetişkinler olmalarıdır. Pozitif ödüllendirme sistemini ne kadar çok kullanırsak, diğer disiplin yöntemlerine o kadar az ihtiyaç duyarız. Çünkü: başa çıkılması gereken kötü hareketler de o derece azalır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Mart 2016, 02:40   Mesaj No:3
Medineweb Usta Üyesi
AlimOğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AlimOğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15399
Üyelik T.: 24 Aralık 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 264
Konular: 59
Beğenildi:189
Beğendi:36
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kimse kimseye yaşamayı öğretemez

Anne ve babaların kabul etmeleri gereken bir şey vardır ki, kimse kimseye yaşamayı öğretemez. Herkes hayatı kendi yasayarak öğrenir. Anne ve babalar kendi gençliklerini düşünürlerse, kendi yaptıkları hataların önemli bir bölümünün, büyükleri tarafından daha önce uyarıldıkları konularda olduğunu hatırlayacaklardır.
Genç insan hata yaparak bu dünya içinde kendi gücünün sınırlarını tanır. Bu anlamda her hata gelişme yolunda bir aşamadır. Bunun için iki şart vardır:
1- Hatalardan ders alarak ileriye doğru bir adım atılması ve aynı hatanın tekrarlanmaması .
2- Bütün hayatı içine alacak ve hayatın akışını olumsuz yönde etkileyecek
hatalar yapılmaması. Uyuşturucu kullanımı gibi.
Bütün anne ve babalar bu iki şartı göz önünde bulundurarak çocuklara
ve gençlere "kendi hatalarını" yapma, sonuçlarını yaşama ve hayatı
öğrenme şansı verilmesi gerektiğini içlerine sindirmelidirler.
Unutmayın ki, hoşgörü, karşınızdakini istediğiniz gibi olmaya
zorlamak değil, kendi istediği gibi mutlu olmasına imkan verme
büyüklüğüdür.

SON ÇOCUKLUKTA GELİŞİM (6-12 YAŞ)
Gelişimde her dönem kendine özgü ve belirli bedensel, zihinsel, duygusal ve toplumsal özellikleri taşır. Bireysel ayrılıklarla birlikte bu ortak özelliklerin bilinmesi bireyin eğitiminde izlenecek yolu belirler.
Bizde yaşlara göre bunları ele alacağız, böylece hangi yaş bizi ilgilendiriyorsa onu takip etmemiz daha kolay olacak.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Sevgiyle kalın/medineweb MusabBinumeyr Makale ve Köşe Yazıları 1 04 Şubat 2019 19:15
Yuvanızı sevgiyle inşa edin, eşyalarla değil! enderhafızım İslamda Kadın ve Erkek 3 26Haziran 2014 12:18
Ailede Sevgi Ve Disiplin enderhafızım Evlilik-Nikah Konuları 0 09 Şubat 2013 21:29
'istikrarlı hayat ve disiplin' YaŞuHa Muhtelif Konular 0 14 Ağustos 2011 22:27
Babaların En Güzeli (s.a.v.) seydanur Hz.Muhammed(s.a.v) 3 05 Ağustos 2009 18:00

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.