Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Kitaplık/Kütüphane > Eserler/Yazarlar

Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi:  25 Ekim 2012 (01:39), Konuya Son Cevap : 25 Ekim 2012 (01:39). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 25 Ekim 2012, 01:39   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:174
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
evtx Salyangoz & Mustafa Halife (Güzel Bir Kitap dir)

Salyangoz & Mustafa Halife (Güzel Bir Kitap dir)

Salyangoz & Mustafa Halife




Suriyeli yazar Mustafa Halife’nin bu romanı, Hristiyan bir Arap vatandaşının hikayesini anlatıyor. Eğitim için gittiği Fransa’dan altı yıl sonra ülkesine döndüğünde; havaalanında, Müslüman Kardeşler Örgütü’ne üye olmak suçlamasıyla tutuklanır! Ve böylesi anlamsız bir suçlama sonucu hapishanede tam 13 yıl geçirir.
Kitabın kahramanı her ne kadar dini ve siyasi konumunu açıklamaya çalışsa da başarılı olamaz. Sonuçta çift taraflı bir baskıya maruz kalır. Bir taraftan gardiyanların diğer taraftan ise beraber hapsedildiği İslami cemaatlere mensup mahkûmların baskısı. Baskılar sonucu çevresine bir uzlet duvarı örülür ve mahkumiyeti süresince neredeyse hiç konuşmaz.
Bir gün hücresinin duvarında başı hizasına gelen bir deliği keşfeder ve bu delikten idamların ve işkencelerin uygulandığı hapishane meydanını battaniyesi altına saklanarak gizli gizli gözlemeye başlar. Mahkumları çöküntüye uğratan işkencelerin tasvirleri kitaba sürükleyici bir üslup kazandırırken olayların çeşitliliği her bölümde sürpriz sonuçlarla karşılaştırıyor okuyucuyu. Mesela bu hapishanede uyuz olmak bile ölmek için yeterli bir sebeptir. Yine gardiyanların fare yakalaması, yakaladıkları fareyi mahkuma yedirme fırsatı bulmaları açısından oldukça sevinç verici bir olaydır. Bir baba üç oğlunun aynı anda idam edilişine şahit olabilir. Tüm bu örnekler kitapta tasvir edilen cehennemin sadece ayrıntılarıdır.



“SALYANGOZ” HAKKINDA
(Bir Casusun Günlüğü)

Suriyeli yazar Mustafa Halife, bu romanında Hristiyan bir Arap vatandaşının hikayesini anlatıyor. Eğitimi için gittiği Fransa’dan altı yıl sonra döndüğü zaman ülkesinin havaalanında Müslüman Kardeşler Örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanan kahramanımız, böylesi anlamsız bir suçlama sonucu hapishanede tam 13 yıl geçirir.
Kitabın kahramanı her ne kadar dini ve siyasi konumunu açıklamaya çalışsa da başarılı olamaz. Sonuçta çift taraflı bir baskıya maruz kalır. Bir taraftan gardiyanların diğer taraftan ise beraber hapsedildiği İslami cemaatlere mensup mahkumların baskısı. Baskılar sonucu çevresine bir uzlet duvarı örülür ve mahkumiyeti süresince neredeyse hiç konuşmaz.
Bir gün hücresinin duvarında başı hizasına gelen bir deliği keşfeder ve bu delikten idamların ve işkencelerin uygulandığı hapishane meydanını battaniyesi altına saklanarak gizli gizli gözlemeye başlar. Mahkumları çöküntüye uğratan işkencelerin tasvirleri kitaba sürükleyici bir üslup kazandırırken olayların çeşitliliği her bölümde sürpriz sonuçlarla karşılaştırıyor okuyucuyu. Mesela bu hapishanede uyuz olmak bile ölmek için yeterli bir sebeptir. Yine gardiyanların fare yakalaması, yakaladıkları fareyi mahkuma yedirme fırsatı bulmaları açısından oldukça sevinç verici bir olaydır. Bir baba üç oğlunun aynı anda idam edilişine şahit olabilir. Tüm bu örnekler kitapta tasvir edilen cehennemin sadece ayrıntılarıdır.
Yazarı hapishane hayatına dair naklettiği ayrıntılardan bir diğeri de koğuşlar arasında Mors Alfabesi yoluyla sağlanan iletişimdir. Yine şehitlerin isimlerini ve ölüm tarihlerini ezberleyen hafızlar ve bunlar gibi kahramanın serbest kalıp ikinci bir cehenneme nakledişine kadar şahit olduğu nice olaylar.
Aslında bu kitap bir nevi yazarın biyografisidir. Ama sadece hapishane yılları ile sınırlı. Nitekim yazar da uzun yıllar kaldığı hapishaneden çıktıktan sonra hayatına anlam verecek hiçbir isteği kalmamıştır. Eğer o da hapishaneden çıktıktan sonra arkadaşının yaptığı gibi intihar edebilseydi tereddütsüz intihar ederdi. Ama yazmak onu – mecazi bir intiharın ardından – hayata bağlamıştır. Ama hapishanedeyken içinde yaşadığı kabuğunu dışarıdayken de hiçbir şey izleme isteği olmaksızın hep yanında taşımıştır
“Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla.”
SALYANGOZ
(Bir Casusun Günlüğü)
Mustafa Halife
Salyangoz
Suzan’la birlikte Paris Orly Havaalanı’nın kafeteryasında oturuyoruz. Altı yıl süren bir ayrılığın ardından beni yurduma döndürecek olan uçağın havalanmasını bekliyoruz.
Son on beş dakikaya kadar Suzan, Fransa’da kalmam için beni ikna etme çabalarından vazgeçmemiş durumda. Aylar önce ülkeme dönmek ve orada çalışmak yönündeki kesin kararımı ona bildirdiğimde sıraladığı gerekçeleri tekrar etmeye başlıyor. Ben Katolik Hristiyan Arap bir ailenin çocuğuyum. Ailemin yarısı Paris’te yaşıyor. Dolayısıyla eğitimim için bu ülkedeki okulların kapıları bana açık. Özellikle de Paris’e gelmeden önce bile Fransızcayı oldukça iyi düzeyde bilmem nedeniyle eğitim hayatım kolay ve rahat geçti. Sinema yönetmenliği okudum ve işte şimdi mezuniyetimin ardından kendi vatanıma, kendi şehrime dönüyorum.
Suzan’ın ailesi de Arap. Ama bütün ailesi Fransa’ya göç etmiş ve orada yaşıyor. Okulun son iki yılında Suzan’la oldukça yakın iki dost olduk. Hatta ben ülkeme dönmek için, Suzan ‘da Fransa’da kalmak için ısrar etmeseydik ailelerimizin onayı ile evlenebilirdik bile. Dönüşüm konusunda yaptığımız bu son tartışmamızı şu sözlerle bitirdim:
- Suzan… Ben vatanımı, şehrimi seviyorum. Caddelerini, sokaklarını seviyorum. Bu, boş anlamsız bir romantiklik değil. Aksine bilinçli, köklü bir his. Mahallemizdeki eski evlerin duvarlarına kazılmış yazılar hala hafızamda. Onları özlüyorum. Birinci sebebim bu. İkincisine gelince; Ben seçkin bir yönetmen olmak istiyorum. Kafamda büyük planlar, projeler var. Büyük işler hedefliyorum. Fransa’da hep yabancı olarak kalacağım. Onların gözünde herhangi bir sığınmacıdan farkım olmadan çalışacağım. Benim yerime başka gençleri tercih edeceler. Hayır. Hayır, bunu istemiyorum. Ülkemde haklarım var… Başkaları benden daha avantajlı değil. Biraz gayretle kendimi ispat edebilirim. Ülkemin bana ve benim gibilere ihtiyacı var. Bu yüzden dönüş kararım kesindir ve aksine beni ikna etmek yönündeki bütün çabalar boşuna.
Birkaç dakika süren sessizliğin ardından çağrıyı duyduk. Şimdi uçağın havalanma zamanı. Bardaklarımızda kalan birayı bir defada içtik. Üzgün bir şekilde Suzan’a baktım. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Boynuma sarıldı. Onu öptüm; “Böyle durumlara dayanamam”
Sana mutluluklar diliyorum. Dedim.
Ben de sana. Dikkatli ol. Kendine iyi bak.
Ve uçak havalandı…
Bir Casusun Günlüğü
Yaptığım bu casusluk ulusal bir casusluk değil. Bu günlüğün büyük bölümünü sahra hapishanesinde yazdım. Önceki cümlemde kullandığım “yazmak” gerçek anlamında değil, mecazidir. Çünkü sahra hapishanesinde yazmak için ne kalem ne de kağıt bulunmaz. Bu kocaman hapishanenin giriş bölümü haricinde yedi bölümü ve otuz yedi koğuşu vardır. Ve yine daha numaralandırılmamış birçok koğuşu, odaları ve hücreleri… Hapishane aynı anda on binden fazla mahkumu barındıracak kapasitede. Bünyesinde en çok üniversite mezunu barındıran bu hapishanenin mahkumları -bazısı burada yirmi yıldan fazla kalmalarına rağmen- hiçbir kağıt ya da kalem görmemiştir.
Zihinsel yazı Müslümanların geliştirdiği bir yazı yöntemidir. Mahkumlardan biri on binden fazla kişinin ismini aklında tutmaktaydı. Sahra hapishanesine düşen mahkumların isimleri, ailelerinin, şehirlerinin, köylerinin isimleri. Tutuklanış tarihleri, haklarında verilen hükümler ve sonları…
Bu günlüğü yazmaya karar verdiğim zaman artık zihnimi bir kayıt cihazına çevirmeyi başarmış durumdaydım. Gördüklerimin hepsini, duyduklarımın ise bir kısmını zihnime kaydetmiştim.
Şimdi yaptığım kayıtların bir kısmını açıklama zamanı.
- Ben on üç yıl önceki benle aynı kişi miyim? Evet, aynı kişiyim. Ve hayır aynı kişi değilim. Kısmen evet. Ama büyük ölçüde hayır.
Evet. Çünkü, zihnimdeki bu günlüğün içerdiği gerçeklerin bir kısmını yazıyorum.
Ve hayır. Çünkü, her şeyi yazacak ve söyleyecek gücüm yok. Bunları söyleyebilmek için itiraf edebilmek gerekir. İtiraf için ise bazı şartlar olmalı.
20 Nisan
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
En Pratik Sağlık Bilgileri Pratik / Faydalı Bilgiler enderhafızım 0 172 14 Ekim 2023 13:10
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... Serbest Kürsü su damlası 3 2563 24 Kasım 2016 14:16
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2094 23 Kasım 2016 12:06
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... İlahiler/Ezgiler Esma_Nur 1 2826 23 Kasım 2016 11:44
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2410 23 Kasım 2016 11:10

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Aslında hepsi en güzel bir güzel ile güzel oldu ../medineweb su damlası Gönülden Dökülen Nağmeler 3 11 Nisan 2019 00:21
'Hased' in çok güzel tarifi,tefsiri - Mustafa İslamoğlu Esma_Nur Videolar/Slaytlar 0 30 Ağustos 2013 21:40
4 Halife, 4 Büyük Takım Zeynep Elif Videolar/Slaytlar 0 13 Mart 2013 17:31
Mustafa Karataş - En Güzel Dualar 2012 enderhafızım Programlar//İstekler 0 30 Ocak 2013 19:27
Halife tayini ve hukuki durum _bülbül_ Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 2 11 Nisan 2009 23:43

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.