|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM,Açılış Tarihi: 07 Temmuz 2008 (19:08), Konuya Son Cevap : 04 Ağustos 2012 (00:31). Konuya 9 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
07 Temmuz 2008, 19:08 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Bak sen zekaya :) Bak sen zekaya :) Muhammed b. İdris, henüz dört yaşındadır. Tesadüf bu ya, bir gün kadı efendinin sokaklarından geçeceği tutar. Tam o sırada iki öfkeli adam bir garibi sürükler, hemen oracıkta kadı efendinin önüne çökertirler. Muhammed, akranlarıyla birlikte hadise mahalline yaklaşır. Davacılardan biri alelacele anlatmaya başlar: - Kadı efendi! Biz üç arkadaştık. Birlikte bir iş yaptık ve yüklüce bir para kazandık. Yalanı yok ya, birbirimize itimadımız da yoktu. Paramızı, hepimizin güveneceği birine, yani bu adama emanet ettik ve altı çize çize; “üçümüz birlikte gelmedikçe vermeyeceksin!” diye tembihledik. Ama o bize hıyanet etti. Kadı, yaka paça sürüklenen adama bakar, - Doğru mu söylüyor bunlar? -Doğru ama eksik efendim. - Nasıl yani? - Evet, bunlar dün akşam bana bir kese altın para bıraktılar ve birlikte gelmedikçe hiçbirimize verme dediler. Ancak henüz elli adım bile gitmeden içlerinden biri geri geldi ve altınları geri istedi. Uzaktan, “Bakın veriyorum” diye bağırdım. Bu ikisi de kafa sallayıp “Tamam” dediler, “Ver!” Söyleyin, başka ne yapabilirdim ki? Kadı bu kez diğerlerine döner: - Peki, buna ne diyeceksiniz? - Onu da açıklayalım. Keseyi emanet edip giderken şimdi burada olmayan arkadaşımız durdu. “Bütün paramızı emanetçiye bıraktık ama bu akşam ne yiyeceğiz?” dedi. Biz de harcanacak kadar birşeyler almasına izin verdik. Hepsini alıp kaybolacağını nerden bilebilirdik?? - Hmm, şimdi iş vuzuha erdi. Arkadaşınız paraları alıp kaçtı desenize.. - Evet ama biz paraları verdiğimiz adamı tanırız. Ona üstüne basa basa “Üçümüz birlikte gelmeyince vermeyeceksin” demedik mi, dedik. O da bunu kabul etti mi, etti. Gözünü açaydı da aldanmasaydı. Madem bir avanaklık yaptı, ceremesini çeksin. Bedelini kesesinden ödesin. Ödesin demek kolaydır ama, emanetçi söz konusu parayı verecek güçte değildir. Zaten üzgün ve bitkindir; ağlamamak için dudaklarını ısırmakta ve büyük bir teslimiyet içinde boynunu büküp beklemektedir. Kadı efendiye bakıp zor duyulan titrek bir sesle, - Hatalıyım efendim, cezama razıyım. Dava bir anda emanetçinin aleyhine dönmüştü. Merhametli kadı gözlerini kıstı, sakalını sıvazladı, bir çıkış yolu aramaya başladı. Arasa da nereye kadar! İşte tam o sırada küçük dinleyici Muhammed b. İdris, zavallı emanetçinin elinden tutup, - Ağlama be amca, kendini niye üzüyorsun ki?? - Nasıl üzülmem be gülüm, başıma gelenleri duydun işte.. - Sen gel beni dinle ve de ki, “Kese bende” - Emanetleri almaları için bunların üç kişi olmaları gerekmiyor muydu? - Evet öyle gerekiyordu. - Öyle ise söyle onlara, getirsinler arkadaşlarını alsınlar paralarını! ))) |
Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı | Kur'ân-ı Kerim Genel | Medineweb | 1 | 2928 | 01 Ocak 2013 16:58 |
Muhammed ve İnançlılar / Röportaj | Anket'ler-Röportaj'lar | EyMeN&TaLhA | 1 | 2780 | 02 Kasım 2010 01:14 |
Ebuzerr / (Ali Şeriati) | Ashab-Kiram(r.a) | Mihrinaz | 5 | 4982 | 16 Temmuz 2010 01:33 |
BAKMAK YETMEZ.... | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Mihrinaz | 4 | 2242 | 24 Nisan 2010 15:15 |
İN'SANLARDAN... | Serbest Kürsü | Beytül Ahzan | 3 | 2274 | 02 Mart 2010 22:27 |
07 Temmuz 2008, 23:00 | Mesaj No:3 | |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Cvp: Bak sen zekaya :) Alıntı:
Yağmur işte.. Ne zaman nasıl yağacagı belli olmuyor Tanırlar sanıydım ya çocuk bahçesine dönmüş.. Hata bizde hemen malümat verelim... İsmi Muhammed olup dört mezheb imamlanndan biridir. Hicri 150 tarihinde ve bir rivayette İmam-ı A’zam hazretlerinin vefatı gününde, Gazze’de doğmuştur. İki yaşında iken Mekke-i Mükerremeye götürülerek orada ilk tahsile başladı. Sonra Medine’ye göç ederek burada İmam Malik ibni Enes hazretlerinden ilim tahsil etmiş olup zamanında fıkıh, hadis, lügat, edebiyat ilimlerinde emsali yoktu. Aynı zamanda takva ve salah bakımından eşi yoktu. Yine dört mezheb imamlanndan Ahmed ibni Hanbel, talebeleri cümlesindendir. 195 tarihinde Bağdad şehrine giderek orada iki sene kaldıktan sonra Hac niyyeti ile Mekke-i Mükerremeye dönmüş, bir ay kaldıktan sonra Mısır’a gitmişti. Geri kalan ömrünü orada ilim tedris etmekle geçirmiş ve 54 ,yaşında olduğu halde 204 tarihinde vefat etmiştir. Usül-i fıkıh hakkında ilk eser verendir. Hadis-i şerif üzerine Es - Sünen ve El - Müsned isminde iki kıymetli eseri vardır. Abbasiler devrinde Şafii mezhebi Mısır, Şam, İrak, İran ve Horasan’da yayılmışken sonradan bu mezheb salikleri azalmıştır. İslam Alimleri’nin çoğu Şafiidir. Hanefi mezhebi sonradan genişlemiş ve salikleri çoğalmıştır.... | |
07 Temmuz 2008, 23:11 | Mesaj No:4 | ||
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Cvp: Bak sen zekaya :) Alıntı:
Alınma yahuuu espri yaptm , yoksa kalp kırmaya hiç niyetim yoktu inanın, kırdıysam affola... | ||
07 Temmuz 2008, 23:11 | Mesaj No:5 |
Cvp: Bak sen zekaya :)
bende medineliden yanayım. şöyleki; medinelinin hakkında yorum yaptığı ve kuzucuğum dediği imam şafii değil, sokakta bulunan 4 yaşındaki bir müslüman evladıdır.
__________________ Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir. | |
07 Temmuz 2008, 23:12 | Mesaj No:6 | |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Cvp: Bak sen zekaya :) Alıntı:
Elbette | |
07 Temmuz 2008, 23:13 | Mesaj No:7 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Bak sen zekaya :)
o zaman imam şafii değildi ki...4 yaşındaki çocuğa kuzucuğum demek iltifattır sevgidir. normaldir dedim ya takım tutmayalım kevir |
04 Ağustos 2012, 00:25 | Mesaj No:9 | |
Durumu: Medine No : 17525 Üyelik T.:
23 Mart 2012 | Cevap: Bak sen zekaya :) Alıntı:
| |
04 Ağustos 2012, 00:31 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 17525 Üyelik T.:
23 Mart 2012 | Cevap: Bak sen zekaya :) Imâmi âzam’in ilmi ve zekâsi İmâmı Âzâm Ebu Hanife zamanında Onu sevmeyen, Ona buğzeden muhaliflerinden biri, Onu talebelerinin huzurunda cevapsız bırakmak ve mahcup etmek için aldatıcı bir soru hazırladı ve sormak için büyük imamın yanına geldi. Hazırladığı bu aldatıcı ve karmaşık soruyu sordu: |