|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Tuba_,Açılış Tarihi: 19 Mayıs 2014 (02:34), Konuya Son Cevap : 04 Kasım 2018 (19:42). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
19 Mayıs 2014, 02:34 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 20781 Üyelik T.:
10 Ekim 2012 | Hurafeler (vaaz) Hurafeler (vaaz) Hurafeler Günümüzde birçok hurafelerin yaygın bir şekilde yapıldığını görmekteyiz. Öncelikle hurafe nedir ve çıkış sebepleri neleredir bunları izah edelim. Hurafe; Akla ve gerçeğe aykırı, aldatıcı söz demektir. Masal, efsane ve genel olarak gerçek dışı kabul edildiği halde hoşa giden nakil ve rivayetlerde hurafe olarak değerlendirilebilir. Ayrıca hiçbir mantıki izahatı bulunmayan, din adına ileri sürülüp benimsenen batıl inanç ve davranışlarda hurafe kapsamına girmektedir. Hurafelerin birçok çıkış sebebi vardır. Bunlardan en önemlileri şunlardır: 1.Önceki dinlere ait kültürlerden bazı unsurların İslam Dinine taşınması. 2.Cehalet, yani dini temel kaynaklarından öğrenmemek. 3.Özellikle bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimize dayandırılan uydurma hadisler. Çağımızda en yaygın hurafelerin başında Türbe ziyaretleri gelmektedir. İslam Din yaratılmış olan mahlukatlar içinde insanın dirisine önem verdiği gibi ölüsüne de önem vermiştir. Ölüm hadisesi gerçekleştikten sonra ölüler temizlenip güzelce kefenlendikten sonra kabirlere konulmaktadır. Kabirlerin ziyaret edilmesinde orda yatan insanlar için hayır duada bulunulmasında hiçbir sakınca yoktur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmaktadır. “Size kabir ziyaretlerin yasaklamıştım. Artık, kabirleri ziyaret edebilirsiniz.” “Kabirleri ziyaret ediniz, Çünkü bu size ahireti hatırlatır.” Evliyaların, Allah Dostu olarak kabul edilmiş kişilerin yattığı yerler halk nezdinde “Türbe” olarak adlandırılmıştır. Sonuç itibariyle türbelerde bir kabirdir ve ziyaret edilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Yalnız, bu ziyaretlerde İslam’ın koymuş olduğu ölçülere riayet edilmelidir. Türbelerde konulan bu ölçülere ters ve çok yanlış olan davranışları ise şöyle sıralayabiliriz: 1.Türbelerde yatanlar beşer üstü varlık olarak görmek ve Allah ile kendi arasında aracı olarak kabul etmek. 2. Türbe ziyaretlerini sanki dini bir vecibeymiş gibi telakki etmek. 3.Çaput, bez bağlamak ve mum yakmak. 4.Türbelerde yatanlara adak adamak. 5.Türbelerde yatanlar adına kurbanlar kesmek. 6.Kabrin etrafında bulunan duvar, demir vb. şeyleri öpmek. 7.Türbelere eğilerek girmek. 8.Türbelerde yatıp şifayı orda yatanlardan beklemek. 9.Türbe kapılarına sahip olmak istediği şeyin (mesela ev, araba, çocuk vb.) resmini çizmek. Yukarıda saymış olduğumuzu davranışlar Müslüman’a yakışan hareketler değildir. Her gün 5 vakit namazımızda Fatiha süresinde bulunan إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ“Yalnız Sana kulluk eder, yalnız Senden Yardım dileriz” manasında ayeti okuduğumuz halde dediğimize muhalif olarak yardımı başka kapılarda aramak çelişki değil midir? İhtiyaçların karşılanmasını ölüden ummak kişiyi şirke sürükleyebilir. Şirk ise Allah’ın bağışlamayacağı en büyük günahlardandır. Günümüzde üzülerek görmekteyiz ki; Kabirler, insanlara yaratılmış olan her şeyin bir gün ölümü tadacağını hatırlatmalıyken, dünyevi işlere cevap arandığı yerler haline getirilmiştir. Türbe, yatır ve evliya kabristanları ziyaret edenler, ahireti hatırlamalı, orda yatanlarında bir gün bu hayatta yaşadıklarını ama bu dünyadan ayrıldıklarını anlamalı, kendisinin de bir gün kabire gireceğinin farkında olmalıdırlar. Kur’an okuyarak sevabını onların ruhuna bağışlamalıdır. Bu gibi işlemlerin dışında cereyan eden hadiselerin kişiye fayda yerine zarar getireceği unutulmamalıdır. Günümüzde halkımız arasında birçok şey ya uğurlu sayılmakta yada uğursuz sayılmaktadır. Kimileri ayların, kimileri günlerin veya gecelerin, kimileri hayvanların, kimileri ise bazı eşyaların uğursuzluğuna veya uğurlu olduklarına inanmaktadır. Hayvanların içinde; 1.Baykuş ötmesi, 2.İnsanın önünden kara kedi geçmesi, 3.İnsanın veya arabanın önünden tavşan geçmesi, 4.Kargaların ötüşü ve horozların vakitsiz ötüşü vb. Uğursuz sayılan günler veya gecelerde vardır. Bunlar; 1.İki bayram arasında nikah kıyılması veya düğün yapılması, 2.Cuma ve arife günlerinde çamaşır yıkanması veya dikiş yapılması, 3.Gece vakti tırnak kesilmesi, gece aynaya bakılması, yine gece vakti ev süpürmek, geceleyin dışarıya sıcak su dökülmesi, 4.Salı günü temizlik yapılması ve 5.Akşam vakti sakız çiğnenmesi vb. Uğursuz olduğu kabul edilen şeylerden bazıları ise şunlardır; 1.Sol gözü seğiren kişinin bu olayı kötüye yorumlaması sağ göz seğirirse hayra yorumlaması, 2.Kişinin üzerinde dikiş yapılacaksa veya düğme dikilecekse ağza bir şey alınması yoksa başa sıkıntıların geleceğine inanılması, 3.Kapı eşiğinde oturan kişiye iftira atılacağına inanmak, erkeğin önünden kadının geçmesinden dolayı erkeğin nasibinin kapanacağı 4.Ezan okunurken köpek ulumasını şerre yormak, 5.Evde cam veya porselen gibi bir şey kırıldığı zaman belanın defedildiğine inanmak, 6.Merdiven altından geçmeyi uğursuz saymak, 7.Sağ kulağın çınlaması hayra sol kulağın çınlamasını şerre yormak, 8.Ayakkabı veya terlik ters dönmesini uğursuzluğa saymak, 9.Gece vakti sandık açmayı mezarının açılmasına saymak, 10.Kişinin üzerinden geçildiği zaman boyunun büyümeyeceğine inanmak vb. gibi şeyler halkımız arasında sıkça karşılaştığımız hurafelerdendir. At nalı, kurt dişi, koç boynuzu gibi şeyler evin dış cephesine asmak, nazar boncuğunu üzerine veya evin içine yahut dışına arabaların içine asmak halkımız arasında uğurlu kabul edilen şeylerdendir. Yukarda saymış olduğumuz ve halk arasında yaygın olan bu hurafelerin kaynakları ve tarihçeleri bilinmemektedir. Tarihin her döneminde varlığını koruyan hurafeler, insanın ruh ve tabiatına uygun düşmeyen, akla ve mantığa aykırı şeylerdir. İnsanların karşılaştığı problemleri çözmede doğru yolların dışında, yanlış yollara sapmaları hurafeleri iyice yaygınlaştırmıştır. Bu sebeple uğuru veya uğursuzluğu yaratılmış mahlukat’tan beklemek doğru değildir. Unutmayalım ki; insanın başına Yüce Allah’ın dilemesinden başka hiçbir şey gelmemektedir. Hurafeleri ortaya çıkaranlar ve bu hurafeleri yaygın hale getirenler için dünya ve ahiret sıkıntısı vardır. Çünkü iyi bir iş yapan kimsenin peşinden o iş devam ettirilirse alınacak sevaplardan payı vardır. Kötü bir iş yapan, kötü bir çığır açan ise o kötü yolda gidenlerin almış olduğu günahlardan bir payı vardır. Bu sebeple yapmış olduğumuz şeyin İslam Diniyle ilgisinin olup olmadığına bakmalı, dünyamız ve ahiretimiz için faydası araştırılmalı ve sadece gönlümüz istedi diye yapmamalıyız. Peygamber Efendimizin bir hadis-i şerifini sizlerle paylaşmak isterim. “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” Hurafelerin bizler için bir başka zararı ise bidat olarak ortaya çıkmasıdır. Bidat dinde aslı olmayan birtakım batıl ve yanlışlıkları ifade eder ki, Sevgili Peygamberimiz bidatlerden uzak durmamızı istemektedir. Bidat ile ilgili Efendimizden bizlere aktarılan hadisler şöyledir. “Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez.” “Bundan sonra söyleyeceğim şudur ki: Sözün en hayırlısı Allah’ın kitabıdır. Yolların en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sel-lem’ in yoludur. İşlerin en kötüsü, sonradan ortaya çıkarılmış olan bid’atlardır. Her bid’at dalâlettir, sapıklıktır.” Hurafeler sosyal yaşantıda sıkıntılara sebep olmaktadır. İnanç yanlışlıklarından dolayı Dini yaşantıda sektelere sebep olmaktadır. Hurafeler gerçek anlamda kaçınılmaz ise zaman içerisinde Din olarak telakki edilecektir ki, artık terk etmek günahmış gibi telakki edilebilecektir. Günümüzde bu durumu üzülerek görmekteyiz. İnandığı gibi yaşamayan kardeşlerimiz yaşamlarını inançları haline getirmişler ve yanlış şeylerin ardına takılıp gitmişlerdir. Bu sebeple bizlere hiçbir fayda sağlamayacak olan hurafeleri hayatımızdan atmaya özen gösterelim. Kuran ve sünnete uymak bizim en temel vazifelerimiz arasındadır. Dinimizi Kur’an ve sünnetten öğrenmekteyiz. Hayatımızda karşılaşmış olduğumuz birçok şeyin Kur’an ve Sünnette olup olmadığını bilir isek hatalara düşmekten o kadar çok korunabiliriz. Bu sebeple Dinimizin iki ana kaynağı olan Kur’an ve Sünneti öğrenmeye gayret göstermemiz bizleri hurafelerden uzaklaştıracaktır. Ramazan ayında ziyaret edilmesi makbul olan birçok yerler ziyaret edilmektedir. Elbette ziyaret edilecektir. Bunları yasak kapsamında değerlendirmek doğru değildir. Ancak ziyaret esnasında yapılan bazı yanlışlıklar var ki, işte bu gibi tavırlardan kaçınmaya özen gösterelim. Geçmişlerimizi Kur’an’ın nuruyla aydınlatalım. Kendileri ve kendimiz için dua ve niyazda bulunalım. Ölülerimiz ve dirilerim için tövbe istiğfar edelim. Vaazımızın ilk girişinde saymış olduğumuz ziyaretlerle ilgili yanlışlıklardan kaçınalım. Yüce Rabbim gecenizi mübarek kılsın. İslam’ın özüne ters şeylerle meşgul olmaktan bizleri alıkoysun. Dünya ve ahiretimizi en güzel şekilde kazandıracak doğru davranışları hayat düsturu haline getirmeyi cümlemize nasip etsin. Allah’a emanet olun. Ahmet ÜNAL Vaiz |
Konu Sahibi Tuba_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Her bid’at delalet midir? | Hurafeler-Bi'datlar | Yitiksevda | 1 | 2162 | 14 Temmuz 2014 17:57 |
Nur suresini sorularla tanıyalım | Sorularla Sureleri Tanıyalım | bilinmez | 32 | 15207 | 14 Temmuz 2014 05:20 |
Hikmet | İslami Kavramlar | Tuba_ | 0 | 2047 | 19 Mayıs 2014 03:02 |
Mina | İslami Kavramlar | GÖKCEN_AZRA | 1 | 1938 | 19 Mayıs 2014 02:58 |
Hurâfeci Tahrif Akımlarından Hurûfîlik,... | Hurafeler-Bi'datlar | Tuba_ | 0 | 2031 | 19 Mayıs 2014 02:53 |
27 Aralık 2014, 00:47 | Mesaj No:2 |
Cevap: Hurafeler (vaaz)
mesela gözüm kalıyor misafir gelecek veya ayakkabı üst üste çıkıyor misafirgelecek gibi ....denmesi bizim evde hep olur..
| |
04 Kasım 2018, 15:36 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Hurafe Örnekleri 1. Bir genç askere giderken evden çıkmadan önce bir dilim ekmeğin yarısını yer, yarısını da geri bırakırsa, artık ekmek onu, çağıracağı için kazaya belaya uğramadan geri dönermiş. 2. Biri yolculuğa çıkarken arkasından aynaya su serpilirse kazaya uğramazmış. 3. Biri gurbete giderken arkasından su dökülürse hem kazaya uğramaz, hem de gurbetten çabuk dönermiş. 4. Bir kişi sabunu başka birine elden verirse, sabun acı olduğu için, acı olaylar görülürmüş veya iki kişi arasına düşmanlık girermiş. 5. Evliliğin ilk günü (gerdek gecesi) erkek veya kadın, hangisi önce uyursa o daha evvel ölürmüş. 6. Bir erkekle bir kadın evlendikleri zaman gerdek gecesi hangisi daha evvel diğerine tokat vurursa onun sözü daha çok dinlenirmiş. En mutlu gecede mutsuzluğa teşvik, bundan daha çok saçma inanç ve âdet olur mu?.. 7. Gök gürlerken buğday anbarına el ile vurulursa hasat çok olurmuş. 8. Soğan kabuğuna basılırsa fakirlik gelirmiş. 9. Nar taneleri yere düşürülmeden yenilirse cennete girilirmiş. 10. Tarla veya bahçede bitkiler hastalanmış ise, tarla sahibinin güneş doğmadan önce, tarlasının etrafını koşarak dolaşması gerekirmiş. 11. Çeltik ekilen arazinin etrafı eşeğe binmiş bir kimse tarafından Kur’an okunarak dolaşdırsa, o araziye DOLU yağmazmış. 12. At nalı asılan yere nazar isabet etmezmiş. 13. Önünde “beştaş oyunu” oynanan eve fakirlik gelirmiş 14. Otururken ayak sallanırsa alacaklı kapıya gelirmiş 15. Cezvede su içilirse zengin olunurmuş 16. Kefen diken iğne kırılmalıdır. Zira ölümü ve uğursuzluğu celbedermiş 17. Ayakkabılar ters dönerse şeytan üzerinde namaz kılarmış 18. Gece sandık açmak, kendi mezarını açmaktır. Yani ölümü çağırmaktır. 19. Cenaze çıkan ev ile çevresindeki evlerin suları dökülmelidir. Çünkü Azrail kılıcını o sularda yıkar. Sular pislendiği için içilmez
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
04 Kasım 2018, 19:42 | Mesaj No:4 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
- Yürümeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından ilk çıkan kişiye ipi kestirmek, - Kırkı çıkmamış bir bebeğin tırnakları kesilirse o çocuğun hırsız olacağına inanmak, - Küçük çocukların üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak, - Çocuğu olmayanlara çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek, - Çocuk doğan eve 40 gün süre ile et alınmaması gerektiğine inanmak, - Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması gerektiğine inanmak, - Boyu ölçülen çocuğun cüce kalacağına inanmak, - Gelinin kucağına erkek çocuk verilince çocuğunun erkek olacağına inanmak, - Loğusa kadının herhangi bir şeyden zarar görmemesi inancıyla, bulunduğu yere süpürge, soğan, sarımsak asmak, yastığının altına iğne, bıçak gibi şeyler koymak, - Loğusa kadını kırkı çıkana kadar yalnız bırakmamak, - Hamile kadınların saçlarını kesmemeleri gerektiğine inanmak, VE BUNLARA HALA İNANILIYOR OLMASI...
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hamilelik Döneminde Yaygın Olan Hurafeler | Fatıma-i Zehra | Hurafeler-Bi'datlar | 6 | 05 Mart 2023 10:09 |
Din Diye Sunulan Hurafeler/E.Şenlikoğlu | Mihrinaz | İslamda Kadın ve Erkek | 0 | 10 Mart 2022 14:36 |
Tesbit Edilen Bazı Hurafeler | FECR | Hurafeler-Bi'datlar | 21 | 24Haziran 2016 13:42 |
Hurafeler ve Hayatımıza Etkileri | Tuba_ | Hurafeler-Bi'datlar | 0 | 19 Mayıs 2014 02:36 |
Diyanet İşleri Başkanlığının Açıkladığı Hurafeler | KuM TaNeSi | Hurafeler-Bi'datlar | 4 | 26 Ocak 2009 20:37 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|