Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > İSTANBUL İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi JAZARİ,Açılış Tarihi:  21 Ekim 2013 (23:07), Konuya Son Cevap : 22 Ekim 2013 (22:08). Konuya 6 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 21 Ekim 2013, 23:07   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

1.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

مَنْ يَتَّصِلُ ذِكْرُهُ؟ أَ كَثِيرٌ وَلَدًا أَمْ كَثِيرٌ أَثَرًا؟
1-كَانَ العَاصُ بْنُ وَائِلٍ مِنْ أَشَدِّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلنَّبِيِّ (ص) فِي مَكَّةَ،
2-عِنْدَمَا ذُكِرَ اسْمُ الرَّسُولِ كَانَ يَقُولُ: دَعُوهُ فَإنَّهُ رَجُلٌ أَبْـتَرُ.
3-عِنْدَمَا سَمِعَ رَسُولُ اللهِ قَوْلَهُ هَذَا حَزِنَ حُزْنًا شَدِيدًا،
4-فَأَنْزَلَ اللهُ سُورَةَ الْكَوْثَرِ تَسْلِيَةً لَهُ مِنْ جِهَةٍ، رَدًّا عَلَى أَعْدَائِهِ مِنْ جِهَةٍ أُخْرَى.
5-أَوَّلاً ذَكَّرَ اللهُ نَبِيَّهُ الْكَرِيمَ أَنَّهُ مَنَحَهُ خَيْرًا كَثِيرًا كَالنُّبُوَّةِ، وَالْكِتَابِ، وَالْحِكْمَةِ، وَكَثْرَةِ الْأَتْبَاعِ، وَنَحْوِهِ، بِقَوْلِهِ "إنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ".
6-ثُمَّ طَلَبَ مِنْهُ أَنْ يُصَلِّيَ لِرَبِّهِ، وَيُعَظِّمَهُ، وَيُؤَدِّيَ مَا وَجَبَ عَلَيْهِ مِنْ ذِكْرٍ وَشُكْرٍ وَحَمْدٍ بِتِلْكَ النِّعَمِ.
7-وَأَرَادَ أَنْ يَنْحَرَ مِنْ بَـهِيمَةِ الْأَنْعَامِ دَلاَلَةً عَلَى شُكْرِهِ وَحَمْدِهِ إِيَّاهُ.
8-وَأَشَارَ إلَى جَمِيعِ هَذِهِ بِكَلاَمِهِ "فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ".
9-وَأَخِيرًا بَشَّرَهُ بِعَدَمِ انْقِطَاعِ ذِكْرِهِ إلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ،
10-وَأَخْبَرَهُ أَنَّ الْأَبْتَرَ الْحَقَّ هُوَ الَّذِي يَقُومُ بِسَبِّهِ وَشَتْمِهِ بـِنِسْبَةِ الْبَتْرِ إِلَيْهِ، بِآيَةِ "إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ".
11-فَإِنَّ هَذِهِ السُّورَةَ وَمَا فِيهَا مِنْ تَسْلِيَاتٍ، وَتَبْرِئَاتٍ، وَإِشَارَاتٍ، وَتَبْشِيرَاتٍ قَدْ تَحَقَّقَ سِرُّهَا جَمِيعًا وَلَمْ يَمْضِ عَلَى نُزُولِهَا زَمَنٌ طَوِيلٌ.
12-إِذْ مَاتَ الْعَاصُ صَاحِبُ هَذَا الْقَوْلِ الرَّدِيءِ، وَمَا بَقِيَ وَرَاءَهُ مَنْ يَذْكُرُهُ بِمَا فَعَلَهُ مِنْ خَيْرٍ كَانَ أوْ شَرٍّ.
13-وَأَمَّا النَّبِيُّ فَكَانَ وَمَا زَالَ يَذْكُرُهُ جَمٌّ غَفِيرٌ مِنْ أُمَّتِهِ، وَيُصَلِّي عَلَيْهِ عِنْدَمَا ذُكِرَ اسْمُهُ.
14-إِذَنْ أَيُّهَا الْقَارِئُ الْعَزِيزُ! إِنَّ الْإِنْسَانَ لاَ يَتَوَقَّفُ دَوَامُ نَسَبِهِ وَاسْتِمْرَارِ ذِكْرِهِ عَلَى كَثْرَةِ الْأَوْلاَدِ الَّذِينَ مِنْ صُلْبِهِ،
15-إنَّمَا يَرْجِعُ إِلَى حُسْنِ تَصَرُّفَاتِهِ فِي حَيَاتِهِ، وَأَعْمَالِهِ الْإِيجَابِيَّةِ الْمُؤَثِّرَةِ فِي التَّارِيخِ.
16-أَلاَ تَرَى أَنْ لَيْسَ لِلنَّبِيِّ ابْنٌ يَعِيشُ بَعْدَ وَفَاتِهِ، وَلَكِنَّ ذِكْرَهُ دَامَ بِنِسْبَةٍ زَائِدَةٍ عَصْرًا بَعْدَ عَصْرٍ!؟
17-أَمَّا الْعَاصُ بْنُ وَائِلٍ فَهُوَ حُكِمَ بِالنِّسْيَانِ وَدُفِنَ فِي ظُلُمَاتِ التَّارِيخِ.
18-إِنْ تُرِدْ أَنْ تُشَاهِدَ تَجَلِّيَ هَذَا السِّرِّ فَاسْأَلْ كَمْ فَرْدًا يَعْرِفُ اسْمَ الَّذِي يُشَارُ إِلَيْهِ بِقَوْلِهِ تَعَالَى "إِنَّ شَانِئَكَ" وَهُوَ ذُو أَوْلاَدٍ كَثِيرِينَ، مَعَ عِلْمِ الْمَلاَيِينِ اسْمَ مُحَمَّدٍ (ص) وَذِكْرِهِمْ خَيْرَ مَا تَسْتَطِيعُ أَلْسِنَتُهُمْ.
19-وَالْحَاصِلُ أَنَّ الْبَتْرَ انْقِطَاعُ فِي الذِّكْرِ لاَ فِي النَّسَبِ.



Kimin namı yürür? Çocuğu çok olanın mı, eseri çok olanın mı?

1-Âs b. Vâil, Hz. Peygambere düşmalık yönünden Mekke’deki insanların en katısıydı.
2-Hz. Peygamberin adı anıldığında “Bırakın onu, çünkü kendisi zürriyetsiz bir adamdır.” derdi.
3-Allah’ın elçisi onun bu sözünü işittiğinde çok üzüldü.
4-Bunun üzerine Allah, bir yandan kendisini teselli, diğer yandan düşmanlarına cevap için Kevser suresini indirdi.
5-Allah, öncelikle değerli nebisine kendisine peygamberlik, kitap, hikmet, bağlıların çokluğu gibi birçok nimet verdiğini “Şüphesiz sana birçok nimet verdik” sözüyle hatırlattı.
6-Sonra kendisinden rabbi için namaz kılmasını, onu ululamasını ve üzerine düşen zikir, şükür ve söz konusu nimetlere hamd gibi görevleri yerine getirmesini istedi.
7-Kendisine şükür ve hamdinin bir göstergesi olarak eti helal hayvanlardan kesmesini istedi.
8-Bütün bunlara “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” sözüyle işaret etti.
9-Son olarak kendisine, kıyamet gününe kadar namının kesilmeyeceği müjdesini verdi.
10-Ayrıca ona gerçek soyu kesiğin, bizzat zürriyetsizlik isnadıyla kendisini incitip yaralayan kişi olduğunu “Doğrusu sana dil uzatan var ya gerçek zürriyetsiz odur” ayetiyle bildirdi.
11-Hakikaten bu sure ile içerdiği teselli, avutma, işaret ve müjdelerin sırrı, inişi üzerinden uzun bir vakit geçmeden bütünüyle gerçek oldu.
12-Zira bu pespaye sözün sahibi Âs öldü ve ardında iyi veya kötü yaptıklarını anacak kimse kalmadı.
13-Hz. Peygambere gelince adı anıldığında ümmetinden olağanüstü geniş bir kitle hep kendisini anıp salât u selam getirmiş ve halen getirmektedir.
14-O halde değerli okuyucu, insanın soyunun devamı ve namının yürümesi, kuşkusuz zürriyetinden gelen evlatlarının çokluğuna bağlı değildir.
15-O, ancak yaşamı süresince yaptığı işlerin güzelliği ve tarihte iz bırakan olumlu eylemleriyle ilişkilidir.
16-Görmez misin ki Hz. Peygamberin vefatı sonrası hayatta kalan bir oğlu yoktur ama, namı (adının anılması) asırdan asra artan bir oranda devam etmiştir.
17-Âs b. Vâil ise unutulmaya mahkum olmuş ve tarihin karanlıklarına gömülmüştür.
18-Bu sırrın tecellisini görmek istiyorsan sor bakalım Allah Teala’nın “Şüphesi seni inciten” sözüyle işaret ettiği kişinin adını kaç kişi biliyor. Oysa Milyonlar Muhammed (s.a.)’in adını bilmekte ve dillerinin gücünün en üst seviyesinde onu anmaktadır.
19-Sözün özü gerçek soy kesikliği anılma yönüyledir, soy sop yönüyle değil.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi JAZARİ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Yaşlı Olmasam Dağa Çıkardım Muhtelif Konular yasarakkas 5 2278 06 Ekim 2015 09:47
74 yaşında bir Terörist(!) Serbest Kürsü ayrıLık_ 2 1711 15 Eylül 2015 16:04
2014 ALES Sonbahar dönemi sınav Başvurusu ÖSYM'den Duyurular JAZARİ 0 2466 21 Eylül 2014 21:01
DHBT Soru-Cevap/Medineweb DHBT-Çıkmış Sorular-Cevaplar Mihrinaz 8 13091 11 Eylül 2014 23:30
2014/2 EKPSS/KURA İle Engelli Memur Yerleştirme... ÖSYM'den Duyurular JAZARİ 0 2365 11 Eylül 2014 20:12

Alt 21 Ekim 2013, 23:22   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

2.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

حُبُّ أَبِي بَكْرٍ وَتَفَانِيهِ لِلنَّبِيِّ (ص)
1- فِي يَوْمٍ مِنَ الْأَيَّامِ الْمُبَكِّرَةِ لِلْبِعْثَةِ اجْتَمَعَ مُشْرِكُو مَكَّةَ بِجِوَارِ الْكَعْبَةِ يَغْتَابُونَ النَّبِيَّ (ص) وَيَلُومُونَهُ.
2- وَفِي أَثْنَاءِ ذَلِكَ مَرَّ بِـهِمْ رَسُولُ اللهِ (ص)، فَلَمَّا رَأَوْهُ زَادُوهُ لَوْمًا وَتَعْيِيبًا.
3- فَعُتْبَةُ بْنُ أَبِي مُعَيْطٍ أَشَدُّهُمْ غَضَبًا، وَأَوْفَرُهُمْ تَعْذِيبًا أَخَذَ يَخْنُقُهُ حَتَّى يَنْقَطِعَ نَفَسُهُ، وَيَكَادَ يَمُوتُ.
4- فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ وَدَفَعَهُ عَنْهُ قَائِلاً: أَ تَقْتُلُونَ رَجُلاً أَنْ يَقُولَ رَبِّي اللهُ وَقَدْ جَاءَكُمْبِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ؟‏
5- فَتَنَازَلَ عَنْهُ الْمُشْرِكُونَ وَاتَّجَهُوا إِلَى أَبِي بَكْرٍ (ض)، وَضَرَبُوهُ ضَرْبًا شَدِيدًا، وَصَرَعُوهُ، وَوَطِئُوهُ تَحْتَ أَقْدَامِهِمْ.
6- لَقَدْ دَنَا عُتْبَةُ مِنْ أَبِي بَكْرٍ، وَشَرَعَ يَضْرِبُهُ بِنَعْلَيْنِ مَخْصُوفَيْنِ عَلَى وَجْهِهِ مَرَّةً وَعَلَى بَطْنِهِ مَرَّةً أُخْرَى، حَتَّى فَقَدَ وَعْيَهُ، وَلَمْ يَكُنْ مَعْرُوفًا بِسِيمَاهُ.
7- وَلَمَّا انْكَشَحَ مَنْ حَوْلَهُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ حَمَلَهُ بَعْضُ النَّاسِ مِنْ بَنِي تَيْمٍ فِي ثَوْبٍ إِلَى مَنْـزِلِهِ، وَأَرْقَدُوهُ فِي فِرَاشِهِ وَهُمْ لاَ يَشُكُّونَ فِي مَوْتِهِ.
8- فَظَلَّ يَضْطَجِعُ مُغْمًى عَلَيْهِ حَتَّى آخِرِ النَّهَارِ، فَلَمَّا أَفَاقَ صَارَ أَوَّلُ كَلاَمٍ خَرَجَ مِنْ بَيْنِ شَفَتَيْهِ: مَاذَا فَعَلَ رَسُولُ اللهِ (ص)؟إِذِ الْمُشْرِكُونَ مَسُّوهُ لِسَانًا وَعَذَلُوهُ.
9- فَتَعَجَّبَ مِنْهُ الَّذِينَ حَمَلُوهُ إِلَى مَنْـزِلِهِ، ثُمَّ قَامُوا وَقَالُوا لِأُمِّهِ "أُمِّالْخَيْرِ": اِعْتَنِي بِهِ، وَحَاوِلِي أَنْ تُطْعِمِيهِ شَيْئاً أَوْ تَسْقِيهِ إِيَّاهُ.
10- فَلَمَّا غَادَرُوا وَخَلَتْ بِهِ أُمُّهُ أَلَحَّتْعَلَيْهِ أَنْ يُطْعِمَ وَيُشْرِبَ.
11- وَمَا إِنْ فَتَحَ عَيْنَيْهِ حَتَّى سَأَلَ أُمَّهُ: أَ مَسَّ رَسُولَ اللهِ (ص) أَيُّ ضَرَرٍ؟
12- فَقَالَتْ: وَاللهِ لاَ عِلْمَ لِي بِصَاحِبِكَ، فَقَالَ: اِذْهَبِي إِلَى أُمِّ جَمِيلٍ بِنْتِ الْخَطَّابِ فَاسْأَلِيهَا عَنْهُ.
13- فَخَرَجَتْ حَتَّى وَصَلَتْ أُمُّ جَمِيلٍ، فَقَالَ:إِنَّ أَبَابَكْرٍ يَسْأَلُكَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللهِ،
14- قَالَتْ: لاَ أَعْرِفُ أَبَا بَكْرٍوَلاَ مُحَمَّدِبْنِ عَبْدِ اللهِ، وَإِنْ كُنْتِ تُحِبِّينَ أَنْ أَذْهَبَ مَعَكَ إِلَى ابْنِكَ ذَهَبْتُ، قَالَتْ: نَعَمْ.
15- فَمَضَتْ مَعَهَا حَتَّى وَجَدَتْ أَبَا بَكْرٍ صَرِيعاً دَنِفاً فَاقْتَرَبَتْ أُمُّ جَمِيلٍ، وَأعْلَنَتْ بِالصِّيَاحِ، وَقَالَتْ:
16- وَاللهِ إِنَّ قَوْماً نَالُوا هَذَا مِنْكَ لَأَهْلُ فِسْقٍ وَكُفْرٍ، وَإِنِّي لَأَرْجُو أَنْ يَنْتَقِمَ اللهُ لَكَ مِنْهُمْ.
17- قَالَ: فَمَا فَعَلَ رَسُولُ اللهِ(ص)؟ قَالَتْ: هَذِهِ أُمُّكَ تَسْمَعُ، قَالَ: فَلاَ شَيْءٌ عَلَيْك منها، قالت: سالم صالح،
18- فقال: أين هو؟ قالت: في دار ابن الأرقم، قال: فإن لله علي أن لا أذوق طعاماً ولا أشرب شراباً أو آتي رسول الله(ص).

19- فأمهلتا حتى إذا هدأتِ الرِّجْل ، وسكن الناس؛ خرجتا به،يتكئعليهما، حتى أدخلتاه على رسول الله (ص).
20- فلما رآه صحيحا سالما ارتاحت نفسه ونسي ما به من ألم ووجع، وصار فرحا خفيفا مثل الطيور.




EBÛ BEKİR’İN PEYGAMBERE OLAN SEVGİ VE BAĞLILIĞI

1- Peygamberliğin erken günlerinden birinde Mekke müşrikleri Kâbe civarında toplanmışlar, Hz. Peygamber (a.s.)’i çekiştirip kötülemekteydi
2- Bu sırada Hz. Peygamber (a.s.) yanlarından geçti. Kendisini görünce kınama ve ayıplamalarını artırdılar.
3- En öfkeli ve en zorbaları konumundaki Utbe b. Muayt gırtlağından tutup sıkmağa başladı, o kadar sıktı ki nefesi kesilip az kalsın ölecekti.
4- Bunun üzerine Ebu Bekir geldi ve kendisini ondan (Peygamberden) şu sözlerle uzaklaştırdı:
Bir kişiyi sırf “Rabbim Allah” dediği ve Rabbinizden size açık deliller getirdiği için öldürecek misiniz?
5- Müşrikler onu bırakıp Ebû Bekir’e yöneldiler, onu acımasızca dövüp yere serdiler ve ayaklarının altında çiğnediler.
6- Utbe Ebû Bekir’e yaklaştı, mahmuzlu nalınlarla bir yüzünü bir karnını tekmelemeye başladı. Ebû Bekir sonunda bilincini yitirdi ve yüzü tanınmaz hale geldi.
7- Etrafındakiler çekilince Teym oğullarından bir takım kişiler bir örtü içerisinde kendisini evine taşıyıp yatağına yatırdılar. Öleceğinden kuşku duymuyorlardı.
8- Gün sonuna kadar baygın halde yatakta kaldı. Ayıldığında ağzından çıkan ilk söz şu oldu: Allah’ın elçisi ne yaptı? Zira müşrikler kendisine dil uzatıp incitmişlerdi.
9- Kendisini evine taşıyanlar bu durumu şaşkınlıkla karşıladılar. Sonra kalkıp annesi Ümmü’l-hayr’a şöyle dediler: Onunla ilgilen, kendisine bir şey yedirip içirmeye çalış.
10- Söz konusu kişiler ayrılıp annesi onunla baş başa kaldığında kendisine bir şey yedirip içirmekte ısrar etti.
11- Gözlerini açar açmaz annesine sordu: Allah’ın elçisine herhangi bir zarar dokundu mu?
12- Annesi “Vallahi arkadaşın hakkında hiçbir bilgim yok” biçiminde karşılık verdi. Bunun üzerine annesine “Hattab kızı Ümmü Cemil’e git ve kendisine onu sor” dedi.
13- Bunun üzerine çıktı ve nihayet Ümmü Cemil’in yanına vardı. Kendisine “Ebû Bekir sana Abdullah oğlu Muhammed’i soruyor” dedi.
14- “Ne Ebû Bekir’i ne de Abdullah oğlu Muhammed’i tanırım. Eğer seninle oğlunun yanına gitmemi isterse giderim” dedi. O da “Peki” diye karşılık verdi.
15- Kendisiyle birlikte yola çıktı. Nihayet Ebu Bekir yere serilmiş perişan bir halde buldu. Ümmü Cemil yaklaştı ve bir çığlık atarak şöyle dedi:
16- Vallahi bunu sana yapanlar kuşkusuz kafir ve fasık kimselerdir. Dilerim Allah senin adına onlardan intikam alır.
17- “Allah’ın elçisi ne halde” diye sordu. “Annen var duyar” deyince “Ondan sana bir zarar gelmez” diye karşılık verdi. Bunun üzerine “İyidir, afiyettedir” dedi.
18- “Kendisi nerededir?” diye sordu. “İbnu’l-Erkam’ın evinde” diye karşılık verdi. Bunun üzerine dedi ki: Allah’a yemin olsun ki Allah’ın elçisine ulaşmadıkça ne bir yemeğin tadına bakakcak ne bir içecek içeceğim.
19- Bir süre beklediler. Nihayet el ayak çekilip insanların sesi kesildikten sonra birlikte dışarı çıktılar. Ebu Bekir kendilerine yaslanarak yürüyordu. Bir müddet sonra onu Allah’ın elçisinin huzuruna soktular
20- Kendisini sağ salim görünce içi rahatladı, bünyesindeki elem ve acıyı unuttu ve kuşlar gibi sevinçli ve hafif bir duruma geldi.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Ekim 2013, 23:29   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

3.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

خدمة العقل

1-اسمه الحقيقي أبو عثمان عمرو بن بحر الكناني، واشتهر بلقب "الجاحظ" لجحوظ واضح في عينيه.
2- كان من المعمّرين وعاش 96 عامًا، ووضع آثارا لا يحصر عددها في كل من ثقافة العرب واليونان والفرس التي عرفها عصره.
3- فقد ولد الجاحظ سنة 159 هجرية في خلافة المهدي ثالث الخلفاء العباسيين، ومات في خلافة المهتدي بالله سنة 255 هجرية،
4- فعاصر بذلك 12 خليفة عباسياً هم: المهدي والهادي والرشيد والأمين والمأمون والمعتصم والواثق والمتوكل والمنتصر والمستعين والمعتز والمهتدي بالله،
5- وعاش القرن الذي كانت فيه الثقافة العربية في ذروة ازدهارها. كان الجاحظ ذا نــهم علم لا يشبع، صاحب موهبة عقلية لا تقتنع إلا بالحجج القوية البالغة.
6- وفي صباه كان يبيع الخبز والسمك في سوق البصرة، ثم بدأ يأخذ العلم عن أعلامه.
7- فأخذ علم اللغة العربية وآدابـها عن الأصمعي وأبي عبيدة وأبي زيد الأنصاري، ودرس النحو على الأخفش، وتبحر في علم الكلام على يد إبراهيم بن سيار بن هانئ النظام البصري.
8- وكان يذهب إلى مربد البصرة فيأخذ اللغة مشافهة من الأعراب،
9- ويناقش حنين بن إسحاق وسلمويه فيتعرَّف على الثقافة اليونانية،
10- ويقرأ ابن المقفع فيتصل بالثقافة الفارسية،
11- ثم لا يكتفي بكل ذلك، بل يستأجر دكاكين الوراقين ويبيت فيها ليقرأ كل ما فيها من كتب مؤلفة ومترجمة،
12- فيجمع بذلك كل الثقافات السائدة في عصره؛ من عربية وفارسية ويونانية وهندية أيضا.
13- كان الجاحظ موسوعة تمشي على قدمين، وتعتبر كتبه دائرة معارف لزمانه،
14- كتب في كل شيء تقريبًا؛ كتب في علم الكلام والأدب والسياسية والتاريخ والأخلاق والنبات والحيوان والصناعة والنساء والسلطان والجند والقضاة والولاة والمعلمين واللصوص والإمامة والحول والعور وصفات الله والقيان والهجاء.
15- كان الجاحظ لسان حال المعتزلة في زمانه، فرفع لواء العقل وجعله الحكم الأعلى في كل شيء،
16- ورفض من أسماهم بالنقليين الذين يلغون عقولهم أمام ما ينقلونه ويحفظونه من نصوص القدماء.
17- وكان له أسلوب فريد يشبه قصص ألف ليلة وليلة المتداخلة…
يتناول موضوعًا ثم يتركه ليتناول غيره.. ثم يعود18- للموضوع الأول.. وهكذا.


AKLIN HİZMETİ

1- Gerçek adı Ebû Osman Amr b. Bahr el-Kinânî’dir. Gözlerindeki belirgin bir pörtleklik dolayısıyla kendisi (Pörtlek gözlü anlamında) “el-Câhız” lâkabıyla ün kazanmıştır.
2- Uzun ömürlülerden olup 96 sene yaşamıştır. Arap, Yunan ve Fars kültürüne ait asrının bildiği bilcümle kültürel birikim hakkında akıl almaz sayıda eserler vermiştir.
3- Hicrî 159 yılında Abbasi halifelerinin üçüncüsü Mehdi’nin halifelik döneminde dünyaya gelmiş, Mühtedi billah’ın hilafeti ne denk gelen hicrî 255 senesinde vefat etmiştir.
4- Bu zaman zarfında şu 12 Abbasi halifesiyle dönemdaş oldu: Mehdi, Hadi, Reşid, Emin, Memun, Mutasım, Vâsık, Mütevekkil, Muntasır, Müsteîn, Mutezz, Mühtedi billah
5- Arap kültürünün parlaklığının zirvesinde olduğu çağı yaşamıştır. Câhız doymak bilmez bir ilim merakına ve ancak net, sağlam delillerle ikna edilebilen bir aklî yeteneğe sahipti.
6- Çocukluğunda Basra çarşısında ekmek ve balık satardı. Daha sonra oranın ulularından ilim tahsiline başladı.
7- Arapça dil ve edebiyat bilimlerini Esmaî, Ebû Ubeyde ve Ebû Zeyd el-Ensârî’den, Nahiv bilgisini Ahfeş’ten aldı. Nazzâm (adıyla bilinen) Basralı İbrahim b. Seyyâr b. Hâni’ elinde Kelâm ilminde derinleşti.
8- Basra Mirbed’ine gider, bedevilerden şifahi yolla (arı) dil öğrenirdi.
9- Huneyn b. İshak ve Silmeveyh’le tartışır, Yunan kültürüyle tanışırdı.
10- İbnu’l-Mukaffa’ı okur, Fars kültürüyle temasa geçerdi.
11- Sonra bütün bunlarla yetinmez, telif-tercüme içindeki bütün kitapları okumak için kitapçı dükkânları kiralayıp orada gecelerdi.
12- Böylelikle çağında egemen Arap, Fars, Yunan, Hint vb. unsurlara ait bütün kültürleri (dağarcığında) topluyordu.
13- Câhız yürüyen bir ansiklopediydi. Kitapları zamanının ansiklopedisi sayılır.
14- Aşağı yukarı her konuda yazdı. Kelam, Edebiyat, Siyaset, Tarih, Ahlâk, Botanik, Zooloji, Sanat, Kadınlar, Siyasi otorite, Askerlik, Yargıçlar, Valiler, Öğretmenler, Hırsızlar, İmamet, şaşılık, körlük, Allah’ın sıfatları, köle ve cariyeler ile hiciv ustaları hakkında kalem oynattı.
15- Câhız yaşadığı dönemde Mutezile’nin beden diliydi. Akıl sancağını yükseltip onu her konuda en yüce hakem kıldı.
16- Nakilciler adını verdiği eski metinlerden ezberleyip naklettikleri karşısında akıllarını iptal edenleri (eleştirip) reddetmiştir.
17- Kendisinin iç içe geçmiş 1001 gece masallarına benzeyen eşsiz bir üslûbu vardı…
18- Bir konuyu ele alır, sonra onu bırakıp başka bir konuya geçer.. Daha sonra tekrar ilk konuya geri döner.. İşte bu şekilde (devam eder gider).
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Ekim 2013, 23:40   Mesaj No:4
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

4.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

نوادر من سيرة عمر بن الخطاب (ض

1- عندما تسلم عمر خلافة المسلمين وتولى هذا الامر الشاق جدا له، ولى عمرو بن العاص رضي الله عنه على مصر.
2- في يوم من الايام أتى قبطي الى عمر رضي الله عنه يشتكي قائلا: أصابني ظلم يا أمير المؤمنين!
3- قال له وكيف وعلى يد من تعرضت له؟
4- قال سابقت محمد بن عمرو بن العاص والي مصر فسبقته بفرسي.
5- فهجم علي أمام الناس فضربني وقال لي: كيف تسبقني وانا ابن الاكرمين.
6- فقال عمر رضي الله عنه: علي أن أعاقبهم بالدرة.
7- فانتقل الى مصر، ودعا ابن الوالي فضربه ضربا امام ابيه
8- والتفت الى ابيه عمرو بن العاص فأنذره إنذارا شديدا وقال له: متى استعبدتم الناس وقد ولدتـهم أمهاتـهم أحرارا ؟!
9- أتى سفير فارس المرسل من قبل أنوشروان إلى المدينة، ليفاوض عمر، رضي الله عنه،
10- فدخل المدينة، ومعه وفد على مستوى عالٍ، يريد أن يخاطب عمر بن الخطاب؛ الذي دَوَّى صيته في العالم،
11- فسأل: أين قصر عمر؟ قالوا: لا قصر له، قال: أين هو؟ قالوا: هذا بيته،
12- وإذا هو بيته من الطين، فذهب إلى البيت، فضرب على الباب، فقال له أهله: عمر ليس هنا، التمسه في المسجد، فإنه ينام الضحى في المسجد،
13- فذهب إلى المسجد، والوفد معه، وأطفال المدينة، وجواريها يلاحقون أهل فارس؛ لأنَّ عليهم الديباج والحرير، منظر بـهيج ما رَأَوْه في الحياة،
14- فما وجدوه في المسجد، ودلّ الصحابة على مكانه، فوجدوه نائماً تحت شجرة، وعصاه بجانبه.
15- فوقف سفير فارس، وأخذ يرتعد ويقول: هذا الخليفة؟ قالوا: هذا الخليفة! قال: حكمت، فعدلت، فأمنت، فنمت.
16- مرة كان عمر يخاطب المسلمين قائلا: يا أيها الناس, اسمعوا وعوا.
17- فقام سلمان الفارسي، فقال: والله، لا نسمع ولا نعي
18- قال: ولِمَ يا سلمان؟ قال: أتكتسي ثوبين، وتكسونا من قسمة الفيء ثوب،
19- فقال عمر لابنه عبد الله: قم أجب سلمان فقال عبد الله: أما الثوب الآخر، فإنه من ثوبي -قسمي مع المسلمين- أعطيته والدي
20- فقال سلمان: الآن، قلْ نسمع، وامر نطع.

Ömer b. Hattâb (r.a.)’ın Hayatından Kesitler

1- Ömer Müslümanların halifeliğini devralıp kendisi için çok meşakkatli bu işi üstlenince, Amr b. el-Âs (r.a.)’ı Mısır’a vali atadı.
2- Günlerden bir gün Ömer (r.a.)’e bir Kıpti gelerek şu sözlerle şikayette bulundu: Başıma bir haksızlık geldi ey müminlerin emiri!
3- Ona “Nasıl ve kim eliyle ona maruz kaldın?” dedi.
4- “Mısır valisi Amr b. el-As’ın oğlu Muhammed’le yarıştım ve atımla onu geçtim.
5- Halkın önünde bana saldırıp “Benim gibi bir asilzadeyi nasıl geçersin?” diyerek vurdu.
6- Ömer (r.a.) “Onları kamçıyla cezalandırmak boynuma borç olsun” sözleriyle karşılık verdi.
7- Hemen Mısır’a geçmiş, valinin oğlunu çağırıp babasının önünde bir güzel dövmüştür.
8- Babası Amr .b el-As’a dönüp onu sert bir şekilde uyarmış ve kendisine “Anneleri hür doğurmuşken insanları ne zaman köleleştirdiniz?!” demiştir.
9- Ömer (r.a.) ile görüşmek üzere Enuşirvan tarafından gönderilen İran elçisi Medine’ye geldi.
10- Ünü dünyaya yayılmış Ömer b. Hattâb ile konuşma isteğiyle, beraberinde üst düzey bir heyet, Medine’ye girdi.
11- “Ömer’in sarayı nerede?” diye sordu. “Sarayı yok” dediler. “Kendisi nerede?” deyince “İşte bu evi” diye karşılık verdiler.
12- Bir de ne görsün evi kerpiçten. Eve gitti, kapıyı çaldı. Ailesi ona “Ömer burada değil, kendisini mescitte ara, çünkü kuşluk vakti mescitte uyur” dedi.
13- Yanındaki heyetle mescide gitti. Medine’nin çocukları ve cariyeleri peşlerine takılmış İranlıları izliyordu. Çünkü üzerlerindeki atlas ve ipekler hayatta görmedikleri harika bir görüntü arz ediyordu.
14- Onu mescitte de bulamadılar. Sahabiler yerini gösterdi de kendisini değneği yanında bir ağacın altında uyurken buldular.
15- İran elçisi durdu, ürperdi ve şöyle demeye başladı: Bu halife ha? “Halifenin ta kendisi” dediler. Dedi ki: Yönettin, adaleti egemen kıldın, güven hissettin ve uyudun.
16- Bir keresinde Hz. Ömer şöyle diyerek Müslümanlara hitap ediyordu: Ey insanlar! Dinleyin ve zihninize nakşedin.
17- Hz. Selman el-Fârisi ayağa kalktı ve şöyle dedi: Vallahi ne dinler, ne de söylediğini tutarız.
18- “Niçin ey Selman?” dedi. “Bize ganimet payından bir elbise giydirirken kendin iki elbise giyersin öyle mi?” diye karşılık verdi.
19- Hz. Ömer oğlu Abdullah’a “Kalk da Selman’a cevap ver” deyince Abdullah “Diğer elbiseye gelince o Müslümanlarla benim payıma düşen elbisedendir. Onu babama vermiştim” diye açıklamada bulundu.
20- Bunun üzerine Selman “Şimde söyle dinleyelim, emret uyalım” karşılığını verdi.
Alıntı ile Cevapla
Alt 22 Ekim 2013, 21:33   Mesaj No:5
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

5.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

الأخلاق في الإسلام
1- يتجلى للمتدبر في كتاب الله وسنة نبيه عليه السلام
2- أن الإسلام في جوهره رسالة أخلاقية
3- وأن السمة الأخلاقيةَ ساريةٌ في تعاليم الإسلام كلها
4- حتى في العقائد والعبادات والمعاملات
5- إن الاسلام يربط الأخلاق الحميدة بالإيمان جاعلاً إيها من لوازمه وثمراته
6- الإيمان بضع وستون أو بضع وسبعون شعبة،
7- أعلاها: لا إله إلا الله،
-8 وأدناها إماطة الأذى عن الطريق،
9- والحياء شعبة من الإيمان
10- لا يزني الزاني حين يزني وهو مؤمن
11- ولا يسرق السارق حين يسرق وهو مؤمن
12- ولا يشرب الخمر حين يشربها وهو مؤمن".
13- وكذلك العبادات في الاسلام متضمنة أهدافا أخلاقية
14- قد أفلح المؤمنون
15- الذين هم في صلاتهم خاشعون
16- والذين هم عن اللغو معرضون
17- والذين هم للزكاة فاعلون
18- والذين هم لفروجهم حافظون
19- والذين هم لأماناتهم وعهدهم راعون
20- إنما المؤمنون
21- الذين آمنوا بالله ورسوله
22- ثم لم يرتابوا وجاهدوا بأموالهم وأنفسهم في سبيل الله
23- أولئك هم الصادقون
24- وكذلك في الاقتصاد
25- ليس للمسلم أن ينتج ما يشاء وكيفما يشاء ولو كان ضارا بالناس.
26- قد يكسب الانسان مكسبا ماديا كبيرا من وراء زراعة التبغ "الدخان" أو "الحشيش" أو"الأعناب" ليصبح عصيرها خمرا ونحوه من المواد المخدرة أو الضارة.
27- قد تكون هذه الاعمال جالبة أرباحا وفيرة ومحققة منافع اقتصادية للمنتجين والمصنعين
28- ولكن الإسلام أهدر هذه المنافع في مقابل المضار الضخمة المترتبة عليها في العقول والأبدان والأخلاق
29- يقول القرآن
30- يسألونك عن الخمر والميسر، قل: فيهما إثم كبير ومنافع للناس وإثمهما أكبر من نفعهما
31- وكما ربط الإسلام الاقتصاد بالأخلاق، ربط بها السياسة أيضا، رافضا كل الرفض الوسيلة القذرة، ولو كانت للوصول إلى غاية شريفة
32- حيث قال النبي صلى الله عليه وسلم
33- إن الله طيب لا يقبل إلا طيبا
34- في علاقة الدولة بمواطنيها يقول الله تعالى
35- إن الله يأمركم أن تؤدوا الأمانات إلى أهلها وإذا حكمتم بين الناس أن تحكموا بالعدل
36- هذه هي سياسة الإسلام في السلم
37- فإن سياسته في الحرب أيضا لا تنفصل عن الأخلاق
38- قال تعالى: "وقاتلوا في سبيل الله الذين يقاتلونكم ولا تعتدوا إن الله لا يحب المعتدين
39- وما لكم لا تقاتلون في سبيل الله والمستضعفين من الرجال والنساء والولدان الذين يقولون ربنا أخرجنا من هذه القرية الظالم أهلها واجعل لنا من لدنك وليا واجعل لنا من لدنك نصيرا
40-إن الإسلام يحذر في الحرب من الغدر والتمثيل بالجثث وقطع الأشجار وهدم المباني وقتل النساء والأطفال والشيوخ والرهبان والمزارعين المنقطعين لحراثة الأرض
41- والخلاصة، أن الإسلام هو نظام الحياة الشامل والأخلاق المثالية الرفيعة.
42- وهاتان الوجهتان مترابطتان لا تنفصلان أبدا


İslam’da Ahlak

1- Allah’ın kitabını ve Peygamberinin sünnetini düşünen kimseye açıkça belli olur ki:
2-İslam özünde ahlaki bir mesajdır.
3- Ahlaki nitelik İslam’ın bütün öğretilerine sirayet etmiştir.
4- Hatta inançlar, ibadetler ve sosyal ilişkilere bile.
5-(Aşağıdaki naslarda) İslam güzel ahlakı, imanın zorunlu sonuçları ve meyvelerinden sayarak onu imana bağlar.
6-İman altmış ya da yetmiş küsur şubaedir.
7-En üstünü lailahe illallah (Allah’tan başka tanrı yoktur) sözüdür.
8-En aşağı düzeydeki de yoldan eziyet verici maddeleri kaldırmaktırç
9-Haya da imanın bir şubesidir.
10-Zina eden mümin olarak zina etmez.
11-Hırsızlık yapan mümin olarak hırsızlık yapmaz.
12- İçki içen mümin olarak içki içmez.
13- Aynı şekilde islamda ibadetler de ahlaki maçlar taşırlar.
14- Müminler kurtuluşa ermişledir.
15- Onlar ki namazlarında huşu içindedirler.
16- Oyun ve eğlenceden yüz çevirirler.
17- Zekatı verirler
18- Namuslarını korurlar.
19-Emanetleri korurlar, sözlerini tutarlar.
20- Müminler ancak o kimselerdir ki:
21- Allah’a ve Resulüne inandılar.
22- Sonra şüpheye düşmediler, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihat ettiler.
23- İşte onlar doğrulardır
24- Ekonomide de aynı şekildedir.
25- Müslüman, insanlara zararlı olsa bile (aldırmaksızın) isteği şeyi istediği gibi üretemez.
26- İnsan tütün, haşiş ya da suyu şarap olsun diye üzüm ve benzer uyuşturucu veya zararlı mahsuller üreterek büyük maddi kazanç elde edebilir.
27- Bu işler hem üreticiler hem de sanayiciler için bol kazançlar/karlar getirebilir ve ekonomik menfaatler sağlayabilir.
28- Fakat İslam akıllar, bedenler ve ahlaka verdiği büyük zararlar yüzünden bu menfaatleri iptal etmiştir.
29- Kur’an der ki:
30- Sana içki ve kumarı soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük günah vardır. aynı zamanda insanlara faydalar vardır. Fakat günahı (zararı) faydasından daha büyüktür.
31- İslam iktisat ile ahlak arasında irtibat kurduğu gibi şerefli bir gayeye ulaşmak için bile olara çirkin vasıtayı tamamen reddederek siyasetle ahlak arasında da irtibat kurmuştur.
32- Nitekim Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
33- Allah tayyibdir (mukaddes ve münezzehtir). Ancak tayyib (temiz ve helal) olanı kabul eder.
34- Devletin vatandaşlarla ilişkisi bağlamında Yüce Allah buyurur ki:
35- Allah size emanetleri sahiplerine tevdi etmenizi
İnsanlar arasında hüküm verdiğinizde adaletle hüküm vermenizi emreder.
36- Bu, islam’ın barış zamanındaki siyasetidir.
37- Savaş zamanındaki siyaseti de ahlaktan ayrılmaz.
38-Yüce Allah buyurmuştur ki: Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın Zira Allah haddi aşanları sevmez.
39- Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşmıyorsunuz?
40- İslam savaş esnasında hıyanet, vücut organlarını kesmek, ağaçları kesmek, binaları yıkmak, kadınları, çocukları, yaşlıları, ruhbanları, topraklarını işleyen çiftçileri öldürmekten sakındırır.
41- Kısaca İslam kapsamlı hayat nizamı ve yüksel ideal ahlaktır.
42- Bu iki yön birbirine sıkı sıkıya bağlıdır, asla ayrılmazlar.
Alıntı ile Cevapla
Alt 22 Ekim 2013, 21:52   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

6.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

من الرذائل الذميمة فى الاسلام
ولا تُطِعْ كل حَلَّافٍ مَهِينٍ هَمَّازٍ مَشَّاءٍ بِنَمِيمٍ مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ عُتُلٍّ بَعْدَ ذَلِكَ زَنِيمٍ1-
الإسلام منهجٌ رباني2-
لا يمكن أن يلتقي مع الجاهلية في طريق3-
لأن الإسلام في وادٍ، والجاهلية في وادٍ آخر4-
فهذه الآية الجامعة تشير الى بعض الرذائل المذمومة في الاسلام5-
ومن خلال تلك الآية سوف نبين بعض الأخلاق الذميمة6-
الحلاف: كثير الحَلْف.7-
يحلف الانسان كثيرا لأنه غير واثقٍ من نفسه أو لأنه يكذب8-
والكاذب يتوهَّم أن الناس يكذبونه ولا يصدقونه فيسارع إلى الحلف9-
الهمَّاز: هو الذي يعيب الناس بالقول والإشارة في حضورهم أو في غيبتهم10-
يكره الإسلام الهمز واللمز11-
قال تعالى: "وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ". أى النمام والطعان 12-
مشاء بنميم: وهو الذي يمشي بالنميمة بين الناس13-
وينقل حديثهم ليوقع بينهم14-
وهو النمام الفتان.15-
إذا جلس في مجلس قال:16-
والله فلان أخلاقه عالية17-
سمته حسن مستقيم18-
أما فلان فهو دجَّال كبير، لا تصدقه19-
وكلما شعر أن هناك إنساناً يحبه الناس ويقدرونه20-
يبدأ بالطعن به افسادا بين الناس وتفريقا بين الأحبة21-
وقد ذكر النبي صلى الله عليه وسلم22-
أنّه لا يدخل الجنة نمام.23-
كما نفى صلى الله عليه وسلم مثل هذه الصفات الذميمة عن المؤمن24-
"المؤمن ليس بالطعَّان واللعَّان ولا الفاحش ولا البذيء".25-
ومما قال عليه السلام أيضا26-
"ألا أخبركم بخياركم؟"27-
قالوا: بلى يا رسول الله،28-
قال: "الذين إذا رُؤوا ذُكر الله عز وجل بهم،29-
ثم قال: "ألا أخبركم بشراركم؟"30-
قالوا: بلى.31-
قال: "المشَّاءون بالنميمة، المفسدون بين الأحبة الباغون للبرآء العيب".32-
مناعٍ للخير: وهو الذي يبخل بماله و يمسك عن الإنفاق في سبل الخير33-
بحيث ينهى نفسه وغيره عن فعل الخير.34-
وهذه صفة الكافر والمنكر35-
أما صفة المؤمن فإنه فَعَّال للخير36-
والمناع للخير يكبر عليه أن يتعاون مع الناس وأن يرحمهم و ينصحهم37-
و بمعىنى أشمل، كل إنسان يُسيء إلى من أحسن إليه فهو مَنَّاع للخير.38-
معتد أثيم: ظالم متجاوز في الظلم والعدوان ، كثير الآثام والإجرام39-
وكل إنسان يعتدي على أموال الناس أو على أعراض الناس أو على قلوب الناس بالغَيْبَة والنميمة أو يأخذ أموالهم أو يطلق لأهوائه العنان دون أن يرعى حقاً لجار فهو معتدٍ40-
أما الأثيم فهو المتلبِّس بمعصية دائمة حتى صارت صفةً مشبهةً له41-
فكل حركاته وسكناته إثم،42-
فأينما جلس يبحث عن اللَّذة المحَرَّمة،43-
وأينما حل يبحث عن معصيةٍ يعصي بها الله44-
عُتُل: هو الغليظ الجافي45-
والأكول الشروب 46-
والشره المنوع47-
الفظ في طبعه ، اللئيم في نفسه48-
السّئّ في معاملته49-
وهو من شر الناس الذين يعيشون فقراء، ليموتوا أغنياء50-
زنيم: ابن الزنا51-
ومن ليس له نسب صحيح52-
فلا ينتمي إلى أمَّته بل هو لصيقٌ بها53-
وعُرِفَ الزنيم أيضاً بلؤمه، وخبثه، وكثرة شروره54-
قال المفسرون: نزلت في الوليد بن المغيرة55-
فقد كان دعيا في قريش وليس منهم56-
ادعاه أبوه بعد ثمان عشرة سنة57-
أي تبناه ونسبه لنفسه بعد أن كان لا يعرف له أب.58-
وهذه بعض الأخلاق الذميمة المنهية فى الاسلام.59-


İSLAMDA YERİLEN DAVRANIŞLAR


1- Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye sakın boyun eğme
2- İslam rabbani bir yöntemdir.
3- Cahiliye ile hiç bir yerde (yolda) buluşması mümkün değildir.
4- Çünkü İslam bir vadide, cahiliye başka bir vadidedir.
5- Bu ayet İslam’da yerilen bazı kötü ahlaka işaret etmektedir.
6- Bu ayet çerçevesinde (İslam’da) yerilen ahlakın bazılarını açıklayacağız.
7- Hallaf, çokça yemin eden demektir.
8- Kendinden emin olmadığı ya da yalan söylediği için çokça yemin eder.
9- Yalancı, insanların kendisini yalanladık-larını, ona inanmadıklarını sanır ve hemen yemine başvurur.
10- Hemmaz, söz ve işaretle insanları yüzlerine karşı ya da gıyaplarında ayıplayan kimsedir.
11- İslam sözle ve elle yapılan hakaretleri hoş görmez.
12- Yüce Allah buyurur ki: insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline! Yani dedikodularını yapan ve şereflerini lekeleyen!
13- Meşşâin bi nemim, o kimsedir ki: İnsanlar arasında kovuculuk yapar
14- Aralarını bozmak için söz taşır.
15- Dedikoducu ve fesatçıdır.
16- Bir meclise oturduğu zaman der ki:
17- Vallahi falan kimsenin ahlakı yücedir.
18- Yaşantısı iyi ve istikamet üzeredir.
19- Falan kimse ise büyük yalancıdır; ona inanma.
20- Bir yerde insanların birini sevdiklerini ve takdir ettiklerini fark etse,
21- İnsanların arasını bozmak ve sevenlerin arasını ayırmak için hemen onu karalamaya başlar.
22- Peygamber (s.a.s.) söyle bildirmiştir:
23- Hiçbir dedikoducu cennete girmez.
24- Peygamber (s.a.s.) aynı şekilde bu gibi kötü sıfatların müminde bulunamayacağını da söylemiştir:

25- Mümin ne başkalarını karalayıcı (ta'n edici), ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de edepsizdir.
26- Yine şöyle buyurmuştur:
27- Size en hayırlınızı bildireyim mi?
28- Evet bildir, ya Resulallah, dediler.
29- Buyurdu ki: Görüldükleri zaman, aziz ve celil olan Allah’ı hatırlatırlar.
30- Sonra buyurdu ki: Size en kötülerinizi bildireyim mi?
31- Evet, bildir, dediler.
32- Buyurdu ki: Dedikodu yapanlar, sevenlerin arasını bozanlar, masumları karalamaya çalışanlar.
33- Mennaü’l-Hayr, malıyla cimrilik yapıp, hayır yolunda harcama yapmaktan uzak duranlardır.
34- Öyle ki böyle kimseler hem kendilerini hem de başkalarını hayır yapmaktan men ederler.
35- Bu kafir ve inkarcının sıfatıdır.
36- Mümin ise çokça hayır yapan kimsedir.
37- Hayrı engelleyen kimseye, insanlarla yardımlaşmak, onlara merhamet etmek ve iyilik yapmak ağır gelir.
38- Daha kapsamlı bir tanımla, kendisine iyilik eden birine kötülük eden herkes, “iyiliği engelleyen” kapsamına girer.
39- Mutedin esim, zulüm ve düşmanlıkta ileri giden zalim, günah ve suçları kabarık olan demektir.
40- Gıybet ve dedikodularını yaparak insanların mallarına, namuslarına veya kalplerine saldıran ya da mallarını alan veyahut komşu hakkını gözetmeyip arzularının dizginini boşaltan her insan saldırgandır.
41- Esim ise sürekli günah işleyen, günah kendisinin ayrılmaz bir özelliği haline gelen kimse demektir.
42- Bütün oturuş ve kalkışları günahtır.
43- Nereye konsa, hemen yasak zevkin peşine düşer.
44- Nereye gitse, Allah’a isyan edeceği bir günah arar.
45- Utul ise çok kaba ve katı demektir.
46- Obur ve içki müptelasıdır.
47- Açgözlü ve hayırsızdır.
48- Sert karekterli ve alçaktır.
49- Beşeri ilişkilerinde kötüdür.
50- Fakir yaşayıp, zengin ölenlerin (cimrilerin) en kötüsüdür.
51- Zenim, veledi zinadır.
52- Sahih bir nesebi bulunmayan kimsedir.
53- Kendi milletine ait değildir, bilakis onlara sonradan katılmıştır.
54- Zenim ayrıca alçaklığı, iğrençliği ve şirretliğiyle de bilinir.
55- Müfessirler, bu ayetin Velid b. Muğire hakkında indiğini söylemişlerdir.
56- Velid, Kureyş kabilesine sonradan katılmıştı. Gerçekte onlardan değildi.
57- Babası onu 18 sene sonra nesebine katmıştır.
58- Yani daha önce babası bilinmezken onu oğul edinmiş ve kendi nesebine katmıştır.
59- Bunlar İslam’da yasaklanan kötü ahlaktan bazılarıdır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 22 Ekim 2013, 22:08   Mesaj No:7
Medineweb Sadık Üyesi
JAZARİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:JAZARİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17525
Üyelik T.: 23 Mart 2012
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 585
Konular: 65
Beğenildi:74
Beğendi:41
Takdirleri:13
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: istanbul ilitam Arapça-I metin terc.

7.ÜNİTE TERCÜMESİ(ARAPÇA-I)

1- من صفاتِ النبي صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ الخِلقية والخُلقية

2- لقد جاء وصف النبيّ صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ في روايات صحابته كالتالي
3- انه صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ كان أَحْسَنَ النّاسِ وَجْهًا وَأَحْسَنَهُمْ خُلُقًا.
4- وقالَ أبو هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عنهُ
5- "مَا رَأَيْتُ شَيْئًا أَحْسَنَ مِنَ النَّبيِّ صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ كأنَّ الشَّمسَ تجرِي في وَجْهِه"
6- وكَانَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَبْعَةً مِنْ الْقَوْمِ لَيْسَ بِالطَّوِيلِ وَلا بِالْقَصِيرِ
7- أَزْهَرَ اللَّوْنِ لَيْسَ بِأَبْيَضَ أَمْهَقَ (أي شديد البياض) وَلا آدَمَ ( أي الأسمر)
8- لَيْسَ بِجَعْدٍ قَطَطٍ (الشعر الذي فيه التواء وانقباض) وَلا سَبْطٍ رَجِلٍ (الشعر المسترسل).
9- وكان بعيد ما بين المنكبين،
10- عظيم الجُمّة ( وهي ما سقط من شعر الرأس ووصل إلى المنكبين) إلى شحمة أذنيه،
11- مُشْرِقَ الوَجْهِ، أَبْيَضَ مُشْرَبًا بِحُمْرَةٍ،
12- وَاسِعَ العَيْنَيْنِ، أَهْدَبَ الأَشْفَارِ أَيْ طَوِيلَ شَعَرِ الأَجْفَانِ،
13- : طَوِيلَ الذِّرَاعِ، سَوَاءَ البَطْنِ وَالصَّدْرِ،
14- أَجْلَى الْجَبْهَةِ، وَاسِعَ الْجَبِينِ،
15- شديدَ سَوَادِ العَيْنِ وَبياضِهَا،
16- عَظِيمَ رُؤُوسِ العِظَامِ كَالْمِرْفَقَيْنِ والكَتِفَيْنِ والرُّكبَتَيْنِ
17- إذَا مَشَى تَقَلَّعَ كأَنَّما يَمْشِي بِقُوَّة
18- إذَا الْتَفَتَ الْتَفَتَ مَعًا.
19- كانَ من صفاته الخلُقية صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ
20- أنه كان أَجْوَدَ الناسِ صَدْرًا،
21- وأَصْدَقَ الناسِ لَهْجَةً،
22- وَأَلْيَنَهُم عَرِيكَةً، وأَكْرَمَهُمْ عِشْرَةً
23- مَنْ رَءَآهُ بَدِيهَةً هابَهُ،
24- وَمَنْ خَالَطَهُ مَعْرِفَةً أَحَبَّهُ
25- كان يَعْفُو عَمَّنْ ظَلَمَهُ
26- وَيَصِلُ مَنْ قَطَعَهُ وَيُحْسِنُ إلَى مَنْ أَسَاءَ إليهِ
27- لا يَزِيدُه كَثْرَةُ الأَذَى عليهِ إِلا صَبْرًا وحِكْمةً.
28- وكانَ مَا انْتَقَمَ صلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِنَفْسِهِ إِلا أَنْ تُنتَهَك حُرْمَةُ اللهِ فِي شَىْءٍ فَيَنْتَقِمُ بِهَا للهِ.
29- وَقَدْ كانَ صَلَّى اللهُ عليهِ وَسَلَّمَ مُتَّصِفًا بِصِفَاتٍ حَسَنَةٍ
30- مِنَ الصِّدْقِ وَالأَمَانَةِ وَالصِّلَةِ وَالعَفَافِ والكَرَمِ وَالشَّجَاعَةِ
31- وطَاعَةِ اللهِ في كُلِّ حَالٍ وَأَوَانٍ وَلَحْظَةٍ وَنَفَسٍ
32- مَعَ الرَّأْفَةِ والرَّحْمَةِ والشَّفَقَةِ والإِحْسَانِ وَمُوَاسَاةِ الفُقَرَاءِ والأَيْتَامِ والأَرَامِلِ والضُّعَفَاءِ
33- وَكَانَ أَشَدَّ النَّاسِ تَوَاضُعًا يُحِبُّ الْمَسَاكِينَ ويَشْهَدُ جَنَائِزَهُمْ ويَعُودُ مَرْضَاهُمْ.
34- ومما جاء فى القرآن الكريم في وصفه عليه السلام سلوكيا:
35- "وإِنَّكَ لَعَلَى خُلُقٍ عَظِيم".

36- "لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ"

37- " يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا وَدَاعِيًا إِلَى اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا مُنِيرًا وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ بِأَنَّ لَهُمْ مِنَ اللَّهِ فَضْلًا كَبِيرًا "

38- "فَبِمَا رَحْمَةٍ مِّنَ اللّهِ لِنتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لاَنفَضُّواْ مِنْ حَوْلِكَ"
39- والخلاصة أن الرسول عليه السلام جمع في نفسه الصفات الحميدة كلها وبرئ من الصفات الرذيلة كلها
40- فأصبح أسوة وقدوة حسنة لنا وللانسانية جمعاء
41- كما خلقه الله تعالى في أحسن و أجمل صورة.


1- Peygamber’in (s.a.s.) fiziki ve ahlaki özelliklerinden bazıları:

2- Peygamber’in (s.a.s.) özellikleri ashabının rivayetlerinde şöyle anlatılmıştır.
3- Peygamber (s.a.s.) yüz bakımından insanların en güzeli ve ahlak bakımından en iyisiydi.
4- Ebu Hüreyre (r.a.) der ki:
5- Peygamber’den (s.a.s.) daha güzel bir şey görmedim. Adeta güneş onun yüzünde akıyordu (parlıyordu)”
6- Peygamber (s.a.s.) kavmi içerisinde orta boyluydu; ne çok uzun ne de çok kısaydı.
7- Beyaz tenliydi; ne çok parlak ne de çok esmerdi.
8- Saçları ne tam kıvırcık ne de tam düzdü.
9- İki omuzu arası genişti.
10- Saçları kulak memelerine kadar uzundu.
11- Yüzü parlaktı, teni hafif kumraldı.
12- Gözleri iri, kirpikleri uzundu.
13- Kolları (direğe kadarki kısım) uzun, karın ve göğüs bölgesi aynı hizadaydı.
14- Alnı açık ve genişti.
15- Gözünün siyah ve beyaz kısımları çok siyah ve çok beyazdı.
16- İki dirsek, iki omuz ve iki dizdeki kemik başları (eklem yerleri) kalındı.
17- Yürürken sağlam bir şekilde yürürcesine öne doğru hafif eğilerek ve ayaklarını yerden keserek yürürdü.
18- Döndüğü zaman bütün vücuduyla dönerdi.
19- Şunlar da peygamber’in (s.a.s.) ahlaki özelliklerindendir:
20- İnsanların yüreği en genişiydi.
21- İnsanların en doğru sözlüsüydü.
22- En yumuşak huylusu ve en geçimlisiydi.
23- Onu ilk defa gören, heybetinden korkardı.
24- Onu yakından tanıyan, onu severdi.
25- Haksızlık yapanı affederdi.
26- Kendisiyle ilişkisini kesenle o ilişkisini sürdürür, kötülük edene o iyi davranırdı.
27- Kendisine yapılan eziyetlerin çok oluşu onun sadece sabır ve hikmetini artırırdı.
28- Kendisi için intikam almazdı. Fakat bir konuda Allah’a saygısızlık yapılırsa, o zaman Allah için intikam alırdı.
29- Peygamber (s.a.s.) şu güzel sıfatlara sahipti:
30- Doğruluk, güvenirlik, akrabalık ilişkilerini gözetmek, namuslu olmak, cömertlik, şecaat,
31- Her durumda, her zaman, her dakika ve her nefes alışta Allah’a itaat etmek.
32- Ayrıca şu sıfatlara sahipti: Yumuşak huyluluk, merhamet, şefkat, iyilik, fakir, yetim, dul ve zayıflara yardım etmek,
33- İnsanların en mütevazisiydi. Yoksulları severdi. Onların cenazelerine katılır, hastalarını ziyaret ederdi.
34- Kur’an-ı Kerim’de Peygamber’in davranışlarıyla ilgili varit olan ayetlerden bazıları şöyledir:
35- “Şüphesiz sen yüce bir ahlak üzeresin”
36- Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
37- Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik. Mü’minlere kendileri için Allah’tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.
38- “Allah’ın bir rahmeti olarak onlara yumuşak davrandın. Eğer sert ve katı kalpli olsaydın, etrafından dağılır giderlerdi.”
39- Sonuç olarak Resul (a.s.) kendinde bütün güzel hasletleri toplamış ve bütün kötü hasletlerden uzak kalmıştır.
40- Böylece hem bizim hem de bütün insanlık için örnek ve model olmuştur.
41- Tıpkı Allah’ın kendisini en güzel ve en iyi surette yarattığı gibi.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Istanbul ilitam mustafao28 İSTANBUL İlitam 2 02 Mayıs 2016 01:00
İstanbul ilitam Arapça-2 metin tercümeleri JAZARİ İSTANBUL İlitam 7 16 Şubat 2014 23:01
1/7 üniteler arapça-1 abdurrahman özdemir(Istanbul ilitam) ebda82 İSTANBUL İlitam 2 03 Aralık 2013 16:57
istanbul ilitam fıkıh usulü vize çıkmış soruları(2011) JAZARİ İSTANBUL İlitam 1 26 Ekim 2013 08:18
istanbul ilitam yeni kayıt olacaklar için yardımcı dosya JAZARİ İlitam 4.Sınıf Dersleri 3 22 Ekim 2013 01:56

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.