|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM,Açılış Tarihi: 02 Aralık 2007 (08:19), Konuya Son Cevap : 09 Ekim 2023 (19:43). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
02 Aralık 2007, 08:19 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Parmağını Ateşe Tutan Öğrenci Parmağını Ateşe Tutan Öğrenci HARİKZADELER Sokağı... Şehzade Camii'nden Lâleli Camii'ne doğru inerken karşılaştığım sokaklardan birinin adı bu. Harikzadeler. Yani, yangından kurtulanlar... İstanbul'un ahşap binalarının kim bilir kaçıncı yangınını teşkil ediyordu buradaki son yangın. Kışın soğuğunun bile ateş gibi yaktığı bir geceydi. Sonraları ismini sokağa verecek olan müthiş yangın da işte böyle bir gecenin yarısından sonra iki katlı ahşap bir evde başlamıştı. Kısa zamanda etrafı saran ateşlerin içinden canını kurtaran kurtaranaydı. Alevlerin aydınlığında sokağa fırlayan genç kızcağız da bunlardan biriydi. Ne yapıp nereye gideceğini şaşırınca Şehzade Camii'nin medreselerinden birinin camlarından görünen bir ışık ümit vermişti. Dişlerini şakırdatan bu soğuğa daha fazla dayanamazdı. Bugün kız talebe yurdu yapılan medresenin kapısını itip içeri girdi. Gaz lâmbasının ceviz rahle üzerine serptiği ışıkta Kur'ân tefsiri mütalâa eden dalgın talebe başını kaldırınca bir mânâ veremedi: - Kimsin sen, in mi cin mi? Gecenin bu saatinde ne işin var burada? - Ben in, cin değilim. Din kardeşlerinden biriyim. Mahallemizde çıkan yangın bizi de alevler içine aldı, canımı zor kurtarıp, buraya sığındım. - Olmaz! Ben şu anda tefsir mütalâa eden bir talebeyim. Şaibeli hareketlerden uzak kalmam lâzım. Seni buralarda görürlerse dedikodunun önünü alamayız. Burasını hemen terk etmelisin. - Gecenin bu saatinde nereye çıksam donarım! Tefsir talebesi mırıldanarak düşünmeye başlar... - Hayırdır inşaallah. Herhalde bir imtihana tabi tutuluyoruz?.. Bir iki dakikalık sükût... - Öyleyse şu duvarın dibindeki kilime sarın ve köşede istirahatine bak. Gözlerini tekrar kitabına dikip, Beyzâvî tefsirini mütalâaya devam eden talebe, dakikalar ilerledikçe şeytanı ile mücadeleye başlar. Bir ara: - Hayır! diye haykırarak parmağını lâmbanın isli alevine tutar, derisi büzülünceye kadar ateşten çekmemekte de ısrar eder. Mücadele sabaha kadar devam eder, birkaç defa ateşe tutulan parmak iyice yanar ve ucunda bir yara bile meydana gelir. Şafak sökmek üzeredir. Sonraları Kuzat mezunu olup hâkim çıkacak olan talebe sabah ezanıyla birlikte medreseyi terk edip namaza gider. Dönüşte odasında kimsenin kalmadığını görünce rahat bir nefes alır. Ortalık aydınlanınca yangın yerine koşan kızcağız, babası ile anasının feryatlar içerisinde kendisini aradıklarını görünce bağırır: - Babacığım, anneciğim, benim için asla üzülmeyin. - Kızım nerede kaldın bütün gece? - İşte şurada, medresenin odasında, bir talebenin yanında. Ve kızcağız olanları anlatır. Bu defa Osmanlı paşası baba kızını yanına alarak Şehzade Camii'nde tefsir veren hoca efendinin huzuruna çıkar ve talebelerini toplamasını rica eder. Hoca üzgün, mollalar hayrette. Bir talebenin kızcağıza iffete aykırı bir davranışta bulunduğu endişesi içindeler... Toplanan mollaları bir bir gözden geçiren kızcağız birini işaret eder: - İşte babacığım, parmağının ucu sarılı olan talebe! Tefsir hocası hayretler içerisinde sorar: - Selâhaddin, senden asla ümid etmezdim, nasıl oldu da böyle bir şikâyete sebebiyet verdin? Selâhaddin başını önüne eğer ve hocasından utancından tek kelime bile söylemeye muktedir olamazken kızın babası müdahale eder: - Muhterem hocam, değerli talebenizi hırpalamayın. Biz onu şikâyet için değil, takdir ve tebrik için aramaktayız. Siz, parmağını niçin sardığını bir sorun ona! Ve mahcup talebe ısrara dayanamaz anlatır: - Şeytan bana vesvese verdikçe ben de parmağımı lâmbanın ateşine tutuyor, 'Buna tahammül etmeyi göze alıyor musun?' diye soruyordum. İşte bu sırada parmağım yandı, sarmak zorunda kaldım! Bir Osmanlı paşası olan baba kararını açıklar: - Hocam der, bu öğrencinin mezun oluncaya kadar bütün masraflarını üstlenmekle kalmıyor, ayrıca kızımı verip onu damat edinme şerefine de talip bulunuyorum! Bu tarihî olay karşısında bugün bizim dilimizden dökülen cümle, meşhur sözden başkası olmayacaktır. Zaman olur ki hayali cihan değer! |
Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı | Kur'ân-ı Kerim Genel | Medineweb | 1 | 2883 | 01 Ocak 2013 16:58 |
Muhammed ve İnançlılar / Röportaj | Anket'ler-Röportaj'lar | EyMeN&TaLhA | 1 | 2759 | 02 Kasım 2010 01:14 |
Ebuzerr / (Ali Şeriati) | Ashab-Kiram(r.a) | Mihrinaz | 5 | 4950 | 16 Temmuz 2010 01:33 |
BAKMAK YETMEZ.... | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Mihrinaz | 4 | 2224 | 24 Nisan 2010 15:15 |
İN'SANLARDAN... | Serbest Kürsü | Beytül Ahzan | 3 | 2224 | 02 Mart 2010 22:27 |
02 Aralık 2007, 14:30 | Mesaj No:2 |
Cvp: Parmağını Ateşe Tutan Öğrenci
yazınızı sonuna kadar soluksuz okudum yağmur kardeşim.ibret verici ve düşündürücü... Allah razı olsun...Allah hepimize parmağını ateşe tutan bu talebe gibi her işimizde irade sağlamlığı versin..şeytanın oyunlarında vesveselerinden hepimizi korusun inş.
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
08 Aralık 2007, 20:23 | Mesaj No:3 |
Cvp: Parmağını Ateşe Tutan Öğrenci
Mum ışığıyla terbiye olan Damat Efendi Muhammed b. Süleyman, “Damat Efendi” lakabıyla meşhur olmuştur. Çünkü bu iffet abidesi, talebelik döneminde bir gece yarısı, Mum ışığı altında ders çalışmaktadır. İlmî mütalâalara daldığı bir esnada kapısı çalınır. O vakitte birinin gelmesinin hasıl ettiği hayret ve misafirin Kimliği hakkındaki merakla hemen kapıyı açar. Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktadır. Misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta başka bir ışık göremediği için Onun kapısını çalmaya mecbur kaldığını söyler. Genç talebe, misafirini geri çeviremez, Onu gece karanlığına ve sokağın soğuğuna terk edemez, Çaresizce kızı içeri alır. Ona oturup dinlenebileceği bir köşe gösterdikten sonra da Sabaha kadar dersine çalışmaya devam eder. Utangaç ve gizli-saklı nazarlarla onu seyreden kızcağız, Bu iffetli talebenin bir haline taaccüp eder; Genç, arada bir parmağını önünde yanan mumun alevine tutmakta ve Bir müddet öylece bekledikten sonra geri çekmektedir. Gün ışıdıktan sonra genç kız oradan ayrılıp evine döner. Halkın yardımıyla yolunu bularak ulaştığı ev, Osmanlı vezirlerinden birinin sarayıdır; Bu genç kız da, o vezirin kerimesidir. Saray halkı, ona geceyi nerede ve nasıl geçirdiğini merakla sorarlar. Genç kız başından geçenleri, gördüklerini ve hususiyle de Kendisini misafir eden talebenin tuhaf halini bir bir anlatır. Vezir, kızına yardım eden o genci sarayına davet eder Niçin sabaha kadar elini yanan mumun üzerinde tuttuğunu Ve elinin yanmasına sebep olduğunu sorar. Yusuf yüzlü genç, “ Yolunu kaybettiği için kapımı çalan bir misafiri dışarıda bırakamazdım; Bu sebeple onu kulübeme aldım. Şeytan beni kandırmaya yeltendiğinde, parmağımı ateşe tutarak, Nefsime cehennem azabını hatırlattım ve böylece Yanlış bir şey yapmaktan kurtuldum.” Vezirin çok hoşuna giden ve teklifi kabul ederek o kızcağızla evlendikten sonra da “Damat Efendi” olarak anıla gelen Muhammed b. Süleyman gibi bir hayat yaşayabilenlere ne mutlu. Not Mecmau’l-Enhur fi Şerhi Mülteka’l-Ebhur eserinin sahibidir kendisi 01-12-2007 16:12:49 PM buda benim yayın tarihim | |
09 Ekim 2023, 19:43 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
Okunması gerek teşekkürler
__________________ Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Myanmar'da camiler bile ateşe verildi | EyMeN&TaLhA | İslami Haberler | 6 | 30 Ağustos 2017 16:03 |
Ateşe Yuvarlanmaya Devam Ediyorlar | FECR | Serbest Kürsü | 4 | 07 Şubat 2012 02:21 |
Ateşe tutmak ile temizlik olur mu? | MERVE DEMİR | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 10 Nisan 2009 08:06 |
ateşe tapan sana bu sitem | MescidiAksa | Şiirler ve Şairler | 1 | 13 Ağustos 2008 17:50 |
Ateşe Tapma | Emekdar Üye | İslam/Dinler/Mezhepler | 1 | 24 Temmuz 2008 23:16 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|