|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL,Açılış Tarihi: 18 Ağustos 2010 (03:16), Konuya Son Cevap : 18 Ağustos 2010 (03:16). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Ağustos 2010, 03:16 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 18779 Üyelik T.:
20 Mayıs 2012 | Teslimiyet'in zirvesi/Mevlüt Hönül Teslimiyet'in zirvesi/Mevlüt Hönül سلم S-L-M Salim (Kurtulmuş) olmak, selamette olmak, arıza ve manialardan uzak bulunmak,(Şirk ve Günahlardan uzak) salim ve halis kalb, Eman ve necat=Kurtuluş yolu, Sulh, Teslim olma, teslimiyet boyun eğme, inkiyad etmek, ihlaslı davranmak, Müslüman olmak, İslama girmek, Allah’a itaat edip şer’i hükümlerine bağlı kalan Müslüman, Selam, selamlaşma gibi anlamlarda kullanılan s-l-m kökünden gelen Müslümanlık teslimiyetin adıdır. Teslimiyetin Kuran’daki İsmi Müslümanlıktır. Sıfat olan bu kavram eyleme, yaşama, hayata aktarılması ile fiile dönüşür. Eylemsiz bir fiil niteliği taşımaz sadece sıfat olarak kalır. Teslimiyet ismi Türkçede, pes etmek, yenilmek, boyun eğmek, birinin isteğini olduğu gibi kabul etmek anlamlarında kullanılır. Kur’ani boyutu ele alındığında bambaşka bir anlam kazanır. Türkçede bilinen teslimiyet zilleti ifade ederken, Kur’ani açıdan şerefi, izzeti, onuru, ihlası, samimiyeti, topyekun Allah’a bağlanmayı, kayıtsız ve şartsız olarak Rabbe boyun eğmeyi, zalime ve zulme karşı direnişi, sabrı,ahlakı, paylaşmayı, infakı, kurtuluş yolu vb bir bütünlüğü ifade etmektedir. Müslüman’ın kim olduğu hususunda bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir(Tirmizi, İman, 12; Nesai, İman, 8) Ama hayır, Rabbine Andolsun ki onlar, (ey peygamber), aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalplerinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tabi olmadıkça, (gerçekten) inanmış olmazlar. (Nisa-65) Bütün benliğini Allaha teslim eden, daima iyilik yapan ve her türlü batıldan yüz çeviren İbrahim’in inanç sistemine Allahın onu sevgisiyle yücelttiğini görerek uyan kişiden daha iyi iman sahibi kim vardır? (Nisa-125) İbrahim (a.s) Allah’ın hükmüne, adaletine kararına tam bir teslimiyet ile iman etmiş ve Allah’ın emrini ifa etmek için, ciğerparesini hiç çekinmeden kurban etmeye razı olmuş ve bu teslimiyeti en ufak bir şüpheye mahal vermeyecek derecede İsmail (a.s) kabullenmişti. İbrahim’in İnancı ve İsmail’in teslimiyeti Allah’ın sonsuz rahmeti ile muamele etmesi ile sonuçlanmıştır.Müslüman=İslam olmak Allah’ın hükmüne razı olmaktır, Allah Resulü Hz Muhammed (s.a.a)’in İslam adına getirdiklerine tam bir teslimiyet ile kabullenmektir. Allah kullarına sonsuz rahmeti ile muamele ederken Kullar bu muameleye karşılık olarak yalnızca Allah’a kulluk etmek görevini yerine hakkıyla getirmek ile mükelleftirler. Her tür korku, endişe, cehalet ve dehşetten emin olmak ve yalnızca Rabbine teslim olmak İslam=Müslümanlıktır. İmam Ali (a.s) Nehcü'l-Belağa’da şöyle buyuruyor: "İnsanlardan bazıları; elleri, dilleri ve kalpleriyle kötülüğe karşı çıkarlar. Bunlar, bütün hayrı kendilerinde toplamışlardır. Bazıları da elleriyle değil; ama dilleri ve kalpleriyle kötülüğe karşı koyarlar. Bunlar, iki özellikle amel etmiş ve birini terk etmişlerdir. Bazıları da sadece kalple kötülüğe karşı çıkarlar, bunlar birini almış ve önemli iki tanesini terk etmişlerdir. Ve bazıları da hem elle hem dille ve hem de kalple kötülüğe karşı çıkmayı terk etmişlerdir. İşte bunlar, yaşayan ölülerdir. "Taberi Tefsirinden "İsmail (a.s) Kurban edilmesi Teslimiyetin Zirvesi İbrahim (a.s.) rüyayı görünce oğlu İsmail'e: -Ey oğlum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm! Dedi. Onu alıp kurban yerine götürdü. Oğlunun anasına(Hacer’e): -Bu çocuk büyüdü. Onu benimle gönder! Dedi. İbrahim (a.s.) oğlunu aldı. Bir keskin bıçak yanına alarak, oğlu İsmail'le yola çıktı. Göklerin melekleri, bu hali görüp ağlaştılar. -Ya Rabbi, dediler, İbrahim, ne büyük köledir. Onu, Sen'den ötürü ateşe attılar. Hiç kaygılanmadı. Şimdi de: -Oğlunu kurban et! Diyorsun, yine kaygılanmıyor. İbrahim(a.s.), oğlu ile dağa çıkmaya başladı. Dağa bir sarsılma geldi: -Bu ne gündür ki, bir Peygamber, oğlunu benim üstümde öldürecek! Dedi.Dağ titreyince, İbrahim(a.s.)'ın oğlu İsmail korktu. Babasına: -Ey baba! Dedi. Bu dağ niçin böyle sarsılıyor? İbrahim(a.s.): -Ey oğul, dedi, Yüce Allah, her şeye Kadir'dir, her ne dilerse yapar! İblis ise, İbrahim'in Allah'a vefasına üzüldü. Ne yapacağını, ne edeceğini bilemedi. İsmail'in anasının yanına geldi: -Ya Hacer! Dedi. İbrahim, senin oğlunu nereye götürdü? Hacer: -Babası ile birlikte gitti. Dedi. Şeytan: -Sana söylemedi, ama İbrahim, oğlunu alıp öldürmeye götürdü. Dedi. Hacer: -Sen İblis'sin. Allah'ın Peygamberi, oğlunu nasıl öldürür? Sen bunu nasıl söylersin?Şeytan: -Oğlunu öldürmesini, Allah buyurdu! Diye cevap verdi. Hacer: -Eğer bu Allah'ın buyruğu ise, ben de o buyruğa baş eğerim! Dedi.Şeytan, Hacer'den umudunu kesince, İsmail'e geldi ve onu aldatmak istedi. Çünkü çocukların gönlünün zayıf olacağını düşünüyordu. Onun ardından yetişip: -Ey oğul, baban seni öldürmeye götürüyor. Dedi. Çocuk İsmail: -Sen İblis'sin, bu Allah'ın babama bir buyruğudur! Dedi. Eğer, bu, Allah'ın bir emri ise, ben o emre boyun eğerim! Dedi. Oğuldan da ümit kesen şeytan, İbrahim(a.s.)'ın karşısına dikildi: -Rüyanda sana İblis; 'Bu oğlunu kurban et' dediği için oğlunu öldürmeğe gidiyorsun. Eğer onu öldürürsen, Allah'a asi olursun! Dedi. İbrahim(a.s.), onun şeytan olduğunu anladı. -Ey Allah'ın düşmanı! Dedi. Hiç bana layık mıdır ki senin sözüne kanarak, Yüce Allah'ın buyruğundan ayrılayım? İblis, bu sözlerden ümidini kaybetti. Yine geri döndü, gitti. İbrahim(a.s.) da o dağa çıkıp, oturdu. Oğlunu da önüne oturttu. Yukarıda geçtiği gibi Kur'an şöyle der: Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası şöyle dedi: "Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?" (İsmail): "Ey babacığım" dedi, "sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sıkıntıya göğüs gerenler arasında bulacaksın!" (SAFFAT /102) İsmail: -Ey baba! Keşke bu olayı bana evde söyleseydin. Annemle helalleşip, evden çıkardım! Dedi. Bu söz üzerine baba, oğul sarılıp kucaklaştılar. Ağlaşıp gözyaşı döktüler. İsmail sonra: -Ey baba! Dedi. Allah'ın hükmünü tez yerine getir! O emre uy! Vakit geçirme ki, Allah'a asi olursun! Hem, belki de anam bunu işitir. Gelir, beni senin elinden alır. O duyup işitmeden elini tez tut.İsmail, böyle deyince, İbrahim(a.s.) da iki bileğini sığadı. İsmail'in ellerini sıkıca bağladı. Boğazlamaya hazırlandı. Sonra İsmail'i, sağ yanı üstüne yatırdı. İsmail, Yüce Allah'a, gönülden teslim oldu. Boğazına bıçağın vurulmasını bekliyordu. İbrahim(a.s.)'ın ise eli titriyordu. Gözyaşları, İsmail'in yüzüne düştü. O da gözlerini açtı, babasının yüzüne baktı. Onun kendisine kıyamadığını anladı. Ona: -Ey baba! Dedi. Beni boğazlamaya kıyamıyorsun! Hemen yüzümü ört ki, yüzüme bakıp bana kıyamamazlık etmeyesin. Hem de anama da, hakkını helal etmesini söyle! Bir rivayete göre de İsmail şöyle demişti: -Ey baba! Beni yüzümün üstüne döndür. Belki yüzüme bakınca şefkatin artar, beni boğazlayamazsın.İbrahim de öyle yaptı. Bıçağını, oğlunun ensesine koydu: "Bismillah!" diyerek, bıçağını kuvvetle bastırdı. Bıçağın ağzı, ters döndü. İsmail'i kesmedi. İsmail: -Baba, niçin geç davranıyorsun? Bıçağa ne oldu ki beni kesmiyor? Diye sordu. İbrahim: -Bilmiyorum ki ne oldu. Ben ne kadar uğraşsam, bıçak kesmiyor. Allah'ın hikmetinden acayiplikler görüyorum! Dedi. İsmail: -Bir daha bıçağı sağlamca tut! Kuvvetlice bas! Belki boğazımı kesersin! Dedi.İbrahim, bütün kuvvetiyle bıçağı bastırdı. Bıçak, Yüce Allah'ın emri ile ikiye katlandı. Hiç kesmedi. O anda Yüce Allah, Cebrail'i gönderdi. Cebrail, bir beyaz koç getirdi. Gözleri siyahtı. Ayakları ve boynuzları da siyahtı. Cebrail, koçun boynuzundan tutup, o dağa indirdi. İbrahim(a.s.)'ın yakınında durdu. Kendisine seslendik: "Ey İbrahim, sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz: (SAFFAT 104-105) Diye buyurdu. İbrahim(a.s.), bu sözü işitince, Yüce Allah'ın vahyinin heybetinden titredi. Bıçak elinden düştü. Cebrail 'in; "Allahü Ekber, Allahü Ekber" sesini işitti. Başını kaldırdı. Onu gördü: -"Allah'tan başka İlah yoktur!" Dedi.Oğluna: -Başını kaldır! Bak! Yüce Allah, bize, "bayram-sevinç" verdi! Dedi.İsmail baktı, Cebrail'i gördü. Koç elindeydi. Kendisi de; "Vallahü Ekber ve lillâhilhamd!" Dedi. Şöyle rivayet edilmiştir ki; kurban edilirken getirilen Tekbir, üç kişinin sözleridir: Birisi, Cebrail'in, diğeri İbrahim'in, üçüncüsü de, kurban edilecek olan İsmail'indir. İsmail gitti, koçu tuttu. İbrahim(a.s.)'a teslim etti, o da koçun ayaklarını bağladı. Onu, İsmail'in yerine, "kurban" etti. İşte hacda, "kurbanların kesildiği yer burasıdır.Kaynaklar: 1) Kur'an-ı Kerim (Muhammed Esed ) 2) Tarihi Taberi MEVLÜT HÖNÜL honul@msn.com [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] 18/08/2010
__________________ “...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız” İmam HÜSEYİN (a.s) |
Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik | Makale ve Köşe Yazıları | AlimOğlu | 47 | 20462 | 16 Eylül 2016 00:11 |
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 2603 | 18Haziran 2016 02:59 |
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 4 | 2215 | 22 Şubat 2016 23:34 |
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 1851 | 26 Ocak 2016 23:38 |
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 2277 | 10 Mayıs 2015 23:35 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
’Halepçe Soykırımı ‘’ / Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 10 | 16 Mart 2022 20:05 |
Irk Ayrımı /Mevlüt Hönül | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 08 Eylül 2021 09:08 |
Kibir hastalığı / mevlüt hönül | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 24 Mayıs 2016 17:24 |
Dinin Özü: Dua/ Mevlüt HÖNÜL | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 02 Mart 2015 18:53 |
Sorguluyorum!!/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 05Haziran 2010 22:40 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|