|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL,Açılış Tarihi: 09 Ağustos 2012 (04:41), Konuya Son Cevap : 09 Ağustos 2012 (04:41). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Ağustos 2012, 04:41 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 18779 Üyelik T.:
20 Mayıs 2012 | Rabbinin rahmetini yoksa onlar mı bölüştürüyorlar?/ Mevlüt Hönül Rabbinin rahmetini yoksa onlar mı bölüştürüyorlar?/ Mevlüt Hönül Rabbinin rahmetini yoksa onlar mı bölüştürüyorlar? (Hayır, nasıl ki) bu dünyada geçim araçlarını onlar arasında bölüştüren ve onların bazısını başkalarına yardım etmeleri için diğerlerinin üstüne çıkaran Biziz; (aynı şekilde, dilediğimize manevi bağışlarda bulunan da Biziz): Rabbinin bu rahmeti, onların yığabilecekleri bütün (dünyevi servetler)den daha hayırlıdır. (Zuhruf-32) Ayeti kerimede: Kimilerini kimilerine üstün kılma, bir ferdin diğer ferde üstünlüğü, egemenliği anlamında değildir. Bu şekil görülen bir üstünlük anlayışı sömürgeci anlayışların verdiği anlamdır. Toplumsal bir birliktelik içinde, yaşamaya ihtiyaç duyan insanoğlu iş gücüne, kabiliyetine, azimlerine göre bir birlerine iş görürler. Bu iş görme egemenlik, üstünlük olarak değil bilakis bir biri ile var olma anlayışıdır. Gelenekçi zihniyetler ise, bu ayet’te verilmek istenen mesajı, farklı yorumlama sureti ile sanki Rabbimiz insanlar arasında rızık farklılığı ile birilerinin birilerine üstünlüğü olarak görmekte. Bu yanlış algılamalara karşı ayeti kerimede gerçek manada verilmek istenen mesaj, insanların farklı yetenek ve iş güçlerine göre rızık elde ettikleri ve rızkı fazlaca elde edenlerin bu elde ettikleri rızık ile yardım etmek zorunda oldukları görüşüdür. Rabbimizin rahmetini bölüştürmeye hiçbir güç kadir değildir, Rab terbiye eden, gözeten, koruyan kanun koyandır. Kulun yegâne velisi, yardım edeni, rızık vereni, onu dirilten, ona hayat veren ve onu öldürüp ardından diriltecek olan, ceza veya mükâfat verecek olan. Allah yaşamımız boyunca bizlere verdiği emanete sahip çıkarak, razı olacağı emir ve yasaklara riayet ederek koruduğu zaman mükâfatını, korumadığında ise cezaya müstahak olunacağını bildirmektedir. Yaşam boyu geçimini sağlamak için gerekli olan geçim araçlarını,(Rızkı) Allah insanların kendi yeteneklerine, işgüçlerine, azimlerine bağlı olarak vermektedir. İnsanların bu yeteneklerine bağlı olarak rızkın dağılımı insanlar arasında farklılıklar gösterebilir. Bu İlahi kanun gereğidir. Lakin kapitalist sistemlerde yetenekten ziyade kişisellik arz eden bu husus fertler bazına indirgenerek adaletsiz bir dağılım üzere olmaktadır. Örnek verecek olursak: Bir iş ataması gerçekleşeceği zaman, adalet gözetilmeden, iş gücüne bakılmadan, yeteneği göz ardı edilen ve o işi hak edenlerin yerine, dayısı olanlar yerleştirilebilmekte, akraba bağları, kayırmalar sureti göz önünde bulundurularak yapılan haksız uygulamalar uygulanmaktadır. Yetenek ve iş gücüne azime bağlı olan rızık, hususunda her insanın eşit bir gelir düzeyine çıkarma çabaları bu ayeti kerimenin ortaya koymuş olduğu hakikate ters düşer. Tüm insanları eşit gelire sahip kılmak imkânsızdır. Esas olan elde edilen rızkı rıza-i ilahi esasına bağlı olarak insanlara yardım etmek için kullanmaktır. Dünyalık olarak elde edilen malların Allah katında değeri ancak ve ancak ilahi esaslara göre kullanma ile değer kazanır. Bunun dışında elde edilen dünyalık Allah katında hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü dünyalık hem mümine, hem sefihe, hem kâfire, hem zalime verilir. Lakin manevi rahmetten Salih amel işleyenler, muttaki kullar yararlanır. Allah’ın kimini kimine üstün kılması, Elde edilen dünyalıkları rıza-i ilahi amaçlı kullanıma yönlendirme içindir. Rızkı elde etmek insanın kendi gayreti ve yeteneğine bağlıdır. İslam servet hususunda belli bir zümrenin, servetlerini biriktirmelerine, savurganlık yapmalarına, israf ve cimrilikte bulunmalarına karşı, o serveti yetimlere, yoksullara ve ihtiyaç sahibi olanlara, Allah yolunda infak etmeyi emreder. Genelde fakirliğe sebep olan, işverenin işçiye emeğini tam ödememesi, kazanılan malı Allah yolunda infak etmemesi, biriktirdikçe biriktirmesi esas sebeptir ve bu tür oluşumlara karşı Allah adaleti gözetmemizi ve rızık olarak elde ettiklerimizi infak etmeyi emreder. Rızkı verme hususunda Allah yarattığı her şeye eşit taksimat yapar, Ama bu taksimatı adaletsizlik yapanlar kendi lehlerine kullandıkları zaman. Zengin ve Fakir ayrımı ortaya çıkar, bunu günümüzde en fazla yapan anlayış sahipleri din adına din baronluğu yapan din sınıfı gruplardır. Adalet hususunda tek etkileneceğimiz merkez nokta Kuran ve Allah resulüdür. Kuran, rızık hususunda her daim adaleti emrediyor iken, adaletsizlik yapanlar, suçu Allah’a yükleyerek Allah bana verdi söylemleri ile gasp ettikleri yoksulların mazlumların mallarına ipotek koymaktadırlar. Kendi elleriniz ile yapıp ettiklerinizi Allah’a mal etmekten utanmalısınız Allah adildir zalim olan insandır. Günümüz Ebu Leheplerinin ellerini kurutmak hiçde kolay gözükmüyor. Çünkü hâkim oldukları ticari ve mali kaynaklar ile insanları boyunduruk altına almaktadırlar. Bu boyunduruk sahiplerinin, paylaşımdan uzak zenginliklerine ehemmiyet vermeyerek bunları etkisizleştirme bilincini elde etmek ile işe başlamalıyız. Bu zümrenin, bizleri boyunduruk altına alma girişimlerine izin vermeyerek, rızkımızı kazanma/emeğimizin karşılığını alma olarak hakkımızı adilane bir ölçü ile alabilmeliyiz. İktidar sahiplerinin ellerinde bulundurdukları imkânlarda gözümüzün olmadığını, bilakis ellerinde bulundurdukları imkânların, bizler üzerinde herhangi bir etkisinin olamayacağını, onurlu duruşumuz ile sergilemeliyiz. Hangi durumda olursak olalım, cehennemin yakıtı olan bu lanetli zihniyetin bizleri kiralayarak dinimizi pazarlık konusu yapmasına müsaade etmeyelim. Hiçbir zalim ve zengin gücün bizleri yönetmesine/yönlendirmesine üzerimizde söz sahibi olmasına emeklerimizi sömürmesine izin vermeyelim. İnsan olmaya aday isek onurumuzu kaybetmeyelim. Bunu sağlamanın tek yolu fakir ellerimizi birleştirmek olmalıdır. Ayrılığa düşmeksizin dünyanın maddi ihtişamını ellerinde bulunduranlar arasında tercihimizi yalınayak mustazaflardan yana yaparak Allah’ın bizlere bahşettiği yaşam standartlarına uygun eylemleri ortaya koymaya hiçbir tereddüt göstermeden yanaşmalı ve yapmalıyız. Mevlüt Hönül Malazgirt 09.08.2012 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ “...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız” İmam HÜSEYİN (a.s) |
Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik | Makale ve Köşe Yazıları | AlimOğlu | 47 | 20598 | 16 Eylül 2016 00:11 |
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 2612 | 18Haziran 2016 02:59 |
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 4 | 2218 | 22 Şubat 2016 23:34 |
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 1855 | 26 Ocak 2016 23:38 |
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 2280 | 10 Mayıs 2015 23:35 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Irk Ayrımı /Mevlüt Hönül | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 08 Eylül 2021 09:08 |
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 26 Ocak 2016 23:38 |
Dinin Özü: Dua/ Mevlüt HÖNÜL | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 02 Mart 2015 18:53 |
İbadet Ve İtaat'ımız Allahamı ! Yoksa ? / Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 28 Mayıs 2012 02:36 |
Sorguluyorum!!/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 05Haziran 2010 22:40 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|