|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Aysima,Açılış Tarihi: 18 Kasım 2008 (11:27), Konuya Son Cevap : 18 Kasım 2008 (11:27). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Kasım 2008, 11:27 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 1390 Üyelik T.:
16 Nisan 2008 | yoldaki VİRAJLAR yoldaki VİRAJLAR Kuran'ı kerim okuyanlarımız bilirler. Rabb'imiz bizi çağırdığı yola "sırat-ı müstakim" der. Sırat-ı müstakim;dos doğru yol anlamına gelir. Fakat dos doğru yol ile düm düz yol takdir edersiniz ki birbirinden farklı şeylerdir. Sırat-ı müstakimin doğruluğu hedefe ulaştırması açısındandır. Fakat hayat tarzı olarak sırat-ı müstakim ,virajlardan,iniş çıkışlardan ve engellerden ibaret bir yoldur. Bu yolda olanlar bilirler,hayatlarını kendilerine ve değerlerine saygılı bir şekilde yaşatmamak için elinden geleni yapan marazlar vardır. Bunlar şeytan ve onun (insanlaşmış) aveneleridir elbette. Bunun bilincinde olan bir insan sırat-ı müstakime girdiğinde dos doğru olan ama düm düz olmayan bir yola girdiğini bilir. Bilmesi gerekir... Başına gelebilecek eziyet ve zorlukları,bu yola girmenin doğal sonucu ve ilerlemesinin vesikası olarak telakki eder. Yol çetin,yolcuda gönüllü olunca elbette yolun sahibi de bir çok ikramlarda bulunacaktır. Yolcunun hatasız ilerleyebilmesi için yol boyunca sayısız işaretler ve ikazlar yerleştirilmiştir. Fakat neticede insanız tabii. Yoldaki işaretlere ve uyarılara zaman zaman uymuyoruz veya fark etmiyoruz bile. Birde hız yapmışsak bu yolda. kaza yapmamız veya savrulmamız an meselesi oluyor. Çoğu zaman ibretle izliyoruz bu savrulma sahnelerini ;çoğu zaman hayretle... Ama hepsi acı veriyor insana. Makam,mal,gençlik,kadın,sağlık,evlatlar,nefis... İnsanın kalitesine göre kimi zaman keskin,kimi zaman tatlı virajlardır bunlar. Rab'imizin rahmetine bakın ki her bir virajın başına da o virajı başarıyla geçip Allah'ın takdirine kavuşmuş elçiler yerleştirmiş. Yola adımını atıp ilerleyen bir yolcu nefis ve şehvetle olan ilk virajına yaklaştığında ,eğer gözünü ve kulağını tıkamamışsa, virajın başında Hz. Yusufla karşılaşır. Duyabilene Yusuf derki: Ey yolcu! Yavaşla bakalım. Bu keskin bir virajdır. Bana kulak vermezsen savrulursun. Benim hayatıma bir bak ve benim rehberliğimde geç bu virajı der. Yolcu bu uyarıyı alır ve uygularsa ne ala. Fakat Ey Yusuf! Ben bu virajı kendi yöntemlerimle aşarım. Viraj dediğin nedir ki deyip de yardımı kabul etmezse işte o zaman savrulmaya başlamış demektir. Bu virajı aşan biri yolun devamında zalim bir idareci virajıyla karşılaşır. Tabi virajın başında da Hz. İbrahimle... Hz. İbrahim ona: Ey yolcu! Görüyorum ki zordasın. Hayatın kuşatılmış,düşünmen ve özgürlüğün elinden alınmış,öz yurdunda garip bırakılmışsın. Bu viraj serttir. Savrulanı çoktur. İşte benim hayatım. Bana bak ve hayatın için ibretler çıkar. Yoksa savrulman çok ani olur der. Yolcunun bu virajı emniyetli bir şekilde aşabilmesi için Hz. İbrahimin rehberliğini kabul etmesi ve uygulaması gerekir. Onun gösterdiği tavrı gösterdiğinde onun kazandığı gibi kazanmaması için hiç bir engel yoktur. Fakat; Ey İbrahim! Seninle dönemlerimiz farklı,sen tektin biz cemaatiz,sana hiç bir imkan verilmemişti oysa bize düşmanlarımız bir sürü açık kapı bırakmış,senin zamanında zulüm varmış bizde ise demokrasi diye bişey var. Ben kendi başımın çaresine bakar imkanları kullanarak sıyrılırım derse işte bireysel ve toplumsal bir savrulma gerçekleşir o zaman. Hiç kuşkusuz peygamberler ve yolcu arasında böyle diyaloglar geçmiyor elbette. Sırat-ı müstakimde yürümeye çalışan bir yolcuyu ve peygamberlerin bu yoldaki fonksiyonlarını naçizane böyle bir misalle verdim. Eğer bizler hayatımızda karşılaştığımız zorlukları ve imtihanları peygamberlerden yardım alarak,Allah'ın onayladığı metotlarla aşmaya çalışmaz isek tarihin tekerrür çemberi içerisinde döner dururuz. Kuran'da peygamber kıssalarının tekrar tekrar anlatılması,aynı kıssanın değişik üslup ve usullerde ısrarla anlatılması peygamberlerin hayatımızda ki fonksiyonuna dikkat çekmektedir. Allah resulünün hayatından ödev çıkarılmadığı ve aynı mertliğin gösterilmediği takdirde yürüdüğümüz yol virajlı bir yol olmaktan çıkıp tüm imkanların ayaklarımıza serildiği, zevkli ve tasasız düm düz bir yol haline gelir. Bu yol da cennete götürür mü bizi? Ne dersiniz? Yalçın PEKOK
__________________ ''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!'' |
Konu Sahibi Aysima 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Risale-i Nurda Namaz | Risale_i Nur (Said Nursi) | Aysima | 0 | 2307 | 21 Mart 2009 23:15 |
Son Cüzde Kaçırılmaması Gereken SünnetLer | Kur'ân-ı Kerim Genel | Yitiksevda | 5 | 3077 | 21 Mart 2009 23:06 |
Emir Sultan | Alimler(Rh) | Aysima | 2 | 2474 | 21 Mart 2009 21:22 |
Tevazu | Adap-Edep-Ahlak | Mihrinaz | 2 | 2321 | 26 Şubat 2009 20:27 |
Risale-i Nurlar"'da Yahûdi | Risale_i Nur (Said Nursi) | Emekdar Üye | 3 | 2144 | 25 Şubat 2009 22:35 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Yoldaki işaretler Seminer | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 0 | 22 Ağustos 2013 17:46 |
İlk Yaşamın Son Durağı (Yoldaki Musibetler) | enderhafızım | Serbest Kürsü | 1 | 01 Mart 2013 21:47 |
Yoldaki İşaretler - Seyyit Kutub | enderhafızım | Eserler/Yazarlar | 0 | 09 Temmuz 2012 13:06 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|