Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Muhtelif Konular

Konu Kimliği: Konu Sahibi YaŞuHa,Açılış Tarihi:  03Haziran 2011 (19:59), Konuya Son Cevap : 03Haziran 2011 (19:59). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 03Haziran 2011, 19:59   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
YaŞuHa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:YaŞuHa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13867
Üyelik T.: 24 Mayıs 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Yaş:31
Mesaj: 1.005
Konular: 399
Beğenildi:30
Beğendi:5
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Korkulan Sadece ALLAH (cc.) dır

Korkulan Sadece ALLAH (cc.) dır

Korkulan Sadece ALLAH (cc.) dır
İslam akidesi ve İslam düşüncesi, Allah'a bağlı gönüllerde bu büyük hakikatin yer etmesine neden olurlar. Her şeyin ve insanların Rabbi olan Allah'tan başkasından korkmamak. Bu, Kur'an'ın arzettiği mü'minlerin bir vasfıdır.

"Onlar ki, insanlar onlara "İnsanlar sizin için toplandılar; o halde, onlardan korkun." dediklerinde bu, ancak onların imanını artırır Ve şöyle derler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir." (Al-i İmran-173)

Şeytan, dostlarının durumunu, olduğundan fazla gösterir. Onlara kuvvet ve kudret kisvesi giydirir. Böylece, kalplere onların fayda ve zarara muktedir güç ve kuvvet sahibi oldukları hissini verir. Ta ki, yeryüzünde şer ve fesat yayılsın, boyunlar onların önünde eğilsin ve kalpler onlara itaat etsin. Hiç kimseden bu durum yüzünden inkar sesi yükselmesin, hiç kimse yeryüzünde şer ve fesadın kalkması için bu duyguları bir kenara atmayı düşünmesin.

"İşte şeytan, sizi dostlarıyle korkutuyor. Onlardan korkmayın, benden korkun, eğer mü'min iseniz." (Al-i İmran-175)

Şeytan, batılın kabarık ve kötülüğün güçlü görünmesinden fayda umuyor. Böylece, güçlü, kuvvetli, heybetli ve zalim bir görünüm arzederek kimsenin karşı çıkmaya ve galip gelmeye cesaret edememesini sağlıyor. Şeytan, işin böyle olmasından fayda umuyor. Böylece dostları korku ve dehşetin perdesi altında, terör ve zorbalığın gölgesinde gözlerinin kestiğini yeryüzünde yapmaya başlarlar. İyiyi kötüye, kötüyü iyiye çevirirler.

Böylece yeryüzünde fesadı, batılı ve sapıklığı yayıp hakkın, doğruluğun ve adaletin sesini bastırırlar. Kendilerini, kötülüğü koruyan, iyilikle savaşan ilahlar konumuna getirirler. Kimsenin onları uyarmasına, karşı çıkmasına ve önderlik makamından uzaklaştırmasına müsaade etmezler.

Aynı şekilde kimsenin batılı küçümseyip hakkı yüceltmeye çalışmasına göz yummazlar. Hileci, aldatıcı ve dönek şeytan, dostlarının ardına gizlenerek, vesveselerinin mahiyetini bilmeyenlerin göğsüne onlarla korku salar, İşte bu noktada, yüce Allah, şeytanın hilesini ortaya çıkarır, bütün yeteneklerimden soyutlar. Artık onu, hilesi, tuzağı bile gizleyemez. Yüce Allah, mü'minlere onun hakikatini anlatarak, ondan sakınmaları için onun tuzağının ve vesvesesinin mahiyetini kavramalarını sağlar. Artık şeytanın dostları, onları korkutamaz ve ürkütemez. Şeytan ve dostları Rabb'ine yönelen ve O'nun gücüne dayanan rnü'minleri korkutmaktan uzaktırlar.

Kendisinden korkulan güç, fayda ve zarara malik bulunan güçtür. Bu da, yalnızca Allah'ın gücüdür. Bu güç, mü'minlerin Allah'tan korkmalarını sağlar. Onlar, yalnızca her kuvvetliden daha kuvvetli olandan korktuklarından, onların yanında yeryüzünde korkulacak hiçbir güç söz konusu olmayacaktır. Ne şeytanın, ne de onun dostlarının hiçbir gücü yoktur.

"Onlardan korkmayın, benden korkun, şayet mü'min iseniz..."

"Onlardan sakınmayın, benden sakının....." (Bakara-150)

Kur'an, güçleri ve değerleri yerli yerine oturtacak bir ölçü yerleştirmesi için indirilmiştir. Varlık aleminde bir tek gücün bulunduğunu ve onun da Allah'ın gücü olduğunu yerleştirmek için...

Aynı şekilde, evrende, iman değerinden başka değerin olmadığı hakikatini da yerleştirmiştir. Allah'ın kuvveti kiminle beraber olursa, o bütün zahiri kuvvetlerden yoksun olsa bile, onun için bir korku yoktur. Allah'ın kuvveti kimin aleyhinde olursa, bütün güçler ona dayanak olsa bile, onun için bir emniyet ve huzur söz konusu değildir. Aynı şekilde, iman değerine sahip olan, bütün iyilikleri elde etmiş demektir. Onu kaybedene de hiçbir şey yarar sağlayamaz.

İbadet, inancın davranışlara yansımasıdır, İnanç sağlam olmayınca ibadet de sahih olmaz. Başkasından değil, yalnızca Allah'tan korkmak kolay kolay gerçekleşmeyen bir duygudur. Allah için her şeyden soyutlanmak lazımdır. İster düşüncede, ister davranışlarda olsun şirkin her türlü gölgesinden kurtulmak kaçınılmazdır.

Allah'tan başka birinden, korkmak, inanç ve amelin tamamiyle Allah'ın rızasına uygun olması için, Kur'an'ın uzak durulmasını emrettiği gizli şirkin bir çeşididir.

Mü'min, kullardan korkmaz. Çünkü o, Allah'tan başka hiç kimseden korkmaz, insanlardan korkanlara gelince; Allah, korkulmaya ve sakınılmaya daha müstahaktır.

"Onlardan mı sakınıyorsunuz? Allah sakınılmaya daha müstahaktır; şayet mü'minseniz." (Tevbe-13)

Mü'minin kalbinde Allah korkusundan başka korkunun yer etmesi caiz değildir.

Kulların sizin üzerinizde hiçbir otoriteleri yoktur. Sizin işlerinizde de hiçbir şeye malik değildirler. Dolayısıyla, onlara önem vermeniz ve benden gelen bir şey için onlara yönelmeniz yakışık almaz. Dünya ve ahiret işlerinizin maliki olmamdan dolayı, yalnızca ben korkulmaya müstahakım.

"Onlardan sakınmayın, benden sakının."

Burada, Allah'a imanın ve O'ndan korkmanın değeri ortaya çıkıyor. Allah korkusu, zorbaları hakir görmeyi sağmakta ve korkunç tehlikeler karşısında insana cesaret aşılamaktadır. Yüce Allah, iki ayrı korkuyu bir kalpte bir araya getirmez. Allah korkusu ve insanların korkusu...

Allah'tan korkan, O'nun dışında hiçbir şeyden korkmaz. Yalnızca Allah'tan korkulmalıdır, başkalarından değil, insanın yüceliğine yakışan da budur. Kılıç ve kırbaç korkusu, aşağılık kişilerin düştüğü bir derekedir. Allah korkusu, daha evla, daha yüce ve daha temizdir. Üstelik Allah korkusu, gizli ve açık vicdanla arkadaşlık eder.

Allah'ı bulan nasıl korkar?

Niye korkar ve neden korkar?

Allah'ın gücünden başka bütün güçler saçma olduğundan Allah'ın saltanatından başka bir saltanattan korkulmayacağından, mü'minin de korkması mümkün değildir.

Mü'minin kalbi yeryüzünde hiçbir gücün sarsamayacağı kadar sağlam olmalıdır. Çünkü o, emrinde galip ve kulların üzerinde kahredici güce sahip Allah'ın gücüne bağlanmıştır. Bir tehlike anında, sarsılması caiz olsa bile, bu sarsıntının, yenilgi ve kaçışa neden olması doğru değildir.

Bütün eceller Allah'ın elindedir. Dolayısıyla, mü'minin yaşam korkusuyla sarsılması caiz değildir. Bu, nefse gücünden fazlasını yüklemek anlamına gelmez.

Mü'min insandır ve aynı şekilde karşılaştığı düşman da insandır. İkisi aynı yeryüzünü paylaşıyorlar. Üstelik mü'min, üzerinde bir güç bulunmayan büyük güce bağlanmasıyla temayüz eder. Sonra o, yaşarsa Allah için yaşar, şayet kendisine şehadet yazılmışsa Allah için şehid olur. Her halükarda karşılaştığı düşmanından daha güçlüdür. Bu durum Kur'an'da kesin bir hükümdür.

"Kim o gün, savaşmak için bir tarafa çekilmek ya da başka bir birliğe katılmak dışında, arkasını döner (kaçar)sa, o, Allah'tan bir gazaba uğrar, onun yeri cehennemdir. O, ne kötü bir varılacak yerdir." (Enfal-16)

O halde, korkuya gerek yoktur.

Yüce Allah, ruhi bir sahneyi tasvir ediyor. Düşünceleri kötü olanların hissedildiği ve görüldüğü bir sahne...

Burada onların ve başkalarının yanlış düşünceleri, ölüm ve hayat, ecel ve kader, hayır ve şer, fayda ve zarar, kazanç ve ziyan, ölçüler ve değerlerin hakikati hakkındaki anlayışlarının yanlışlığını düzeltiyor. Bu hakikatleri etkileyici ve ruhları sarsıcı bir üslupla beyan ediyor.

"Kendilerine ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilmiş olanlara bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine savaş farz kılınınca içlerinden bir grub Allah'tan korkar gibi hatta daha şiddetli bir korku ile insanlardan korkuyorlar. Bunlar "Ey Rabbimiz üzerimize şu savaşı niye farz kıldın? Ne olurdu bizi yakın bir tarihe kadar geri bırakaydın!" demektedirler. Onlara de ki: "Dünyanın zevki pek azdır. Ahiret ise sakınanlar için elbette daha hayırlıdır. Ve kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaksınız. Nerede olursanız olun, sağlam kaleler içinde dahi olsanız ölüm sizi bulacaktır" (Nisa-77)

İmani düşünceleri olgunlaşmamış ve itikadın işaretleri kalplerinde ve akıllarında açığa kavuşmamış zayıf imanlı bir topluluk karşısında duruyoruz. Yüce Allah bu insanların acaip hallerini tasvir ediyor; sürekli feryat, sürekli korku. Hiç kimsenin O'nun gibi azap edemeyeceği ve O'nun gibi misakına bağlı kalamayacağı yüce Allah'tan korkan insanlardan korkmaz...

Kalbini Allah korkusuyla onaran, hiç kimseden korkmaz. Allah dilemedikçe ona ne yapabilirler ki?...

O halde, gerçek güç sahibi kimse korkulmaya ve sakınılmaya o layıktır.

Allah'ın indirdiğiyle hükmetmek durumu, her zaman ve mekanda insanlardan bazılarının itiraziyle karşılaşacaktır. Bu insanlar, onu hoşnutluk, inanç ve teslimiyetle karşılamayacaklardır.

Yeryüzünde haksız yere büyüklenen tağutların ve iktidar sahiplerinin itiraziyle karşılaşacaktır. Çünkü bu durum, Allah'ın izin vermediği konularda, insanlar için koydukları kanunlarla hükmetme yetkisini almak suretiyle uluhiyet iddialarını reddetmek ve uluhiyeti tamamen Allah'a geri vermek demektir.

Aşırı kâr, zulüm ve haram üzerine kurulu maddi güç sahipleri Allah'ın indirdikleriyle hükmetmenin karşısına dikileceklerdir. Çünkü Allah'ın şeriatının egemen olması durumunda onların zulümlerini sürdürmelerine imkan kalmayacaktır.

Şehvet, heva - heves, fuhuş, **** ve kokuşmuşluğun simsarlarının itiraziyle karşılaşacaktır. Çünkü hüküm, yalnız Allah'ın olunca, onların büyük maddi kazanç sağladıkları bu pislikten arınmaları ve yargılanmaları kaçınılmaz olacaktır.

Aynı şekilde, bunların dışında, yeryüzünde, hayrın, adaletin ve Allah'ın dininin gölgesinde bansın egemen olmasını istemeyen daha nice şer odaklanır, Allah'ın hükmüyle hükmedilmesine karşı çıkacaktır.

Şüphesiz yüce Allah, indirdikleriyle hükmetmenin çeşitli odaklarca itiraza ve mukavemete maruz kalacağını biliyordu. Aynı şekilde, bu mukavemetlere karşı koyacak, Allah'ın hükmünü koruyacak, O'nun mala cana yüklediği sorumlulukları yerine getirecek fedakâr insanlara gerek olduğunu da biliyordu. O yüzden onlara şöyle sesleniyor:

"İnsanlardan korkmayın, benden korkun"

İşte yol budur...

İnsanların korkusu, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeye engel olmamalıdır. Allah'ın şeriatinden yüz çevirip O'nun uluhiyet hakkını teslim etmeyen tağutlar; Allah şeriatının, vurgunlarına engel olacağını bilen sermayedarlar; Allah'ın şeriatının hükümlerini ağır bulan ve ondan sapan bütün sapıklar; bozuk tabiat ve ahlak itibariyle düşük olanlar...

Bunların etrafa saçtıkları korku, Allah'ın şeriatının egemen olmasına engel olmamalıdır.

Evet insanlardan duyulan korku, uluhiyetin başta gelen özelliği olan hakimiyetin yalnızca Allah'a verilmesi anlamına gelen şeriatın egemen olması olayına engel olmamalıdır.

Yalnızca Allah korkulmaya müstehaktır. Allah'tan başkasından sakınılmaz bu yüzden...

Kendilerine müslüman ismini veren bazı insanlar var ki, Allah'ın hükmünü istemeyen, mal mülk ve iktidar sahipleri karşısında hayata ve dünya malına olan düşkünlükleri ve korkuları yüzünden sus pus oluyorlar. Bu durum, her zaman ve mekanda, "din adamlığı" nı meslek edinen bazı insanlar için de geçerlidir. Bu adamlar, Allah'ın ayetlerini, hayat metodunu ve düsturunu düşük bir **** karşılığında satıyorlar.

"Ayetlerimizi az bir ücret karşılığı satmayın." (Bakara - 41)

Bunlar, batıldan korkarak susmayı yeğlerler. Ya da küçük bir rütbe, görev, unvan ve fayda karşılığı Allah'ın dinini tahrif ederek zorbaların meşruluğunu gösteren fetvalar verirler. Allah'ın dinini satmak suretiyle cehennemi satın alırlar. Güvenilen birinin ihanetinden daha alçak ve koruyucu konumunda olan birinin bozguncu olmasından daha çirkin bir şey yoktur.


Din adamları unvanını taşıyan bu insanlar, korumaları gereken dine ihanet edip onun hakikatini gizliyorlar. Bunlar, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemek karşısında sustukları gibi Allah'ın kitabına rağmen, kelimelerin yerlerini değiştirerek iktidar sahiplerinin arzusuna uygun fetvalar çıkarıyorlar.

Allah'ın dininin davetçileri, yüklendikleri mesajı sunarken mahlukatı hesaba katarak davranmamalıdırlar. Kendilerini tebliğ, amel ve uygulama için gönderen yüce Allah'tan başkasından korkmamalıdırlar.

"Allah'ın risaletlerini tebliğ edenler, ondan korkarlar. Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar." (Ahzab-39)

Allah'ın sisteminin yeryüzünde egemen olması için, mü'minlerin cihad etmesi kaçınılmazdır. "Allah yolunda" cihad ederler; kendilerinin, kavimlerinin vatanlarının ya da ırklarının yolunda değil, Allah'ın metodunun gerçekleşmesi, O'nun hükümranlığının yerleşmesi, O'nun şeriatının uygulanması ve bu yolla insanlık için iyiliğin gerçekleşmesi için yalnız Allah yolunda...

Kendilerinin bu işte bir müdahaleleri yoktur, nefislerine bir pay ayırmazlar. Hiçbir surette ortağı bulunmayan Allah yolunda cihad...

Allah yolunda cihad ederler ve kınayanın kınamasından korkmazlar. Allah'ın fıtri yasalarına tabi oldukları ve O'nun hayat metodunu tanıdıkları halde, hangi cahili örf ve değer yargısı onları yollarından alıkoyabilir ki?

Ölçülerini ve hükümlerini insanların nevasından alanlardır ki, insanların kınamasından korkarlar. Bir de insanların yanından yardım ve bir takım beklentiler umarlar...

Ancak, insanların heva ve heveslerinin şehvetlerinin ve değerlerinin üzerine egemen kılmak için Allah'ın ölçüsüne, mizanına ve değerlerine müracaat ederler. Güç ve izzetlerini Allah'ın gücünden ve izzetinden alırlar. Kendileri, konumlan ne olursa olsun ve medeniyetleri, bilimleri ve kültürleri ne düzeyde olursa olsun, insanların onlar hakkında söylediklerinden etkilenmezler.

Bugün için biz, insanların söylediklerini, yaptıklarını, sahip olduklarını,uygun gördüklerini ve hayatlarında değer verdikleri ölçülerini, itibarlarını ve değer yargılarını, bir şey yaparken, düşünürken veya uygularken hesaba katıyoruz.

Çünkü biz, ölçüde, mikyasta ve değerlendirmede müracaat etmemiz gereken esas merciden habersiziz.

Bu da, Allah'ın metodu, şeriatı ve hükmüdür. Sadece o tek başına Hakk'tır. Ona aykırı olanların tümü ise batıldır, isterse bu batılı, milyonlarca insan tanısın veya asırlar boyu bütün nesiller uygulasın, hiçbir değeri yoktur.

Milyonlarca insanın tanıması ve hayatının kuralı kılması, İslam düşüncesi nazarında bir ölçü ifade etmez. Ancak, bir değerin, durumun, örfün veya geleneğin değeri, Allah'ın metodundan kaynaklanıyorsa bir anlam ifade eder.

Bu yüzden mü'min topluluk, Allah yolunda cihad ederken kınayanın kınamasından korkmaz. Bu da Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayan seçkin mü'minlerin bir üstünlüğüdür.

Bazı durumlarda ailenin korkusu da söz konusu olabilir. Bu, beşer hayatında derin bir hakikattir. Yüce Allah, gerek akrabalık şefkatine ve gerekse hayat olayları arasındaki içice ilişkilere değinmektedir.

"Mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Allah ise katında büyük bir ecir olandır." (Enfal-28)

Aile, bazen insanın, imanın mükellefiyetlerini, gelecek tehlikelerin korkusuyla yerine getirmemesine sebep olur. Çünkü Allah yolunda cihada çıkan kişi birçok kayıplara maruz kalır ve fedakarlıklarda bulunur. Hem kendisi hem de ailesi sıkıntılara duçar olabilir. Kendisine gelen sıkıntılara katlanabilir ancak eşine ve çocuklarına gelen sıkıntıya tahammül edemez. Onların rahatını, güvenliğini, istikrarlarını ve mal-mülklerini te'min için korkaklaşır, cimrileşir, kendisini hayırdan alıkoydukları ve insanlık gereği olan görevini yerine getirmesine engel oldukları için çocukları ve eşi onun birer düşmanı konumuna gelmiş olurlar.

Aynı şekilde ailesi ve çocukları karşısına dikilerek, başına bir sıkıntı gelmesinden korkarak görevini yapmasına engel olabilirler. Ya da bulunduğu yoldan farklı bir yolda da olabilirler. O ise, ailesiyle Allah arasında bir ayırım yapmakta ve Allah için onlardan uzaklaşmakta zorluk çekebilir.

Bu yüzden mü'min kalplerin uyanması için Allah tarafından uyarı gerekmiştir. Bu duygulara takılıp kalmamaları ve durumlarının te'sirinden kurtulmaları için bu uyarı gereklidir.



Fİ-EMANİLLAH
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi YaŞuHa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Aile Edep demekti Şiirler ve Şairler YaŞuHa 2 2286 04 Mayıs 2014 21:47
Kardeşimize dua lütfen Dua Bölümü MusabBinumeyr 4 2563 04 Aralık 2013 19:38
Kilonuz mu Var? Sorun Değil Artık/Medineweb Diyet gün ışığı 4 2999 27 Kasım 2013 21:45
Üzüm çekirdeği mucizesi Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri YaŞuHa 2 2490 27 Kasım 2013 21:34
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak? Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 7 3350 26 Kasım 2013 20:23

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
SADECE OKU !! günışığı Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 1 31 Mayıs 2021 00:09
Sadece allah bilir../medineweb MusabBinumeyr Allah(c.c) 3 04 Şubat 2019 18:56
HAFTANIN HUTBESİ-05.08.2016 KULLUK SADECE ALLAH’A ÖZGÜDÜR alperkara Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 04 Ağustos 2016 12:55
Övgüye Layık Olan,Sadece Allah’tır YaŞuHa Allah(c.c) 0 17 Ekim 2013 21:49
Kalpleri Birbirine Isındıran Sadece Allah'tır Salahaddin_Ayyoubi Videolar/Slaytlar 3 08 Eylül 2013 20:23

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.