|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Muhteşem,Açılış Tarihi: 15 Ekim 2011 (19:53), Konuya Son Cevap : 18 Ekim 2011 (13:10). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
15 Ekim 2011, 19:53 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 2004 Üyelik T.:
25 Mayıs 2008 | hak dostlarından nasihatler hak dostlarından nasihatler “Şer’i hükümleri çıkarmaya ulaştıran delil ve kaideleri belirle yen ilim.” demektir. Fıkıh usûlü âlimleri, bu delil ve kaideleri tespit ederler. Fıkıh âlimleri de bu delil ve kaidelere dayanarak şer’i hükmün ne olduğunu belirlerler. Rasulullah döneminde bir kısım fıkhı usûl kaidelerine ihtiyaç yoktu. Çün kü tek fetva makamı Rasulullah’tı. Sahabe döneminde Resulullah’ın vefatından sonra ortaya çıkan mese le ve hadiseler karşısında yeni ictihadlara ( Kuran ve Sünnetten hüküm çıkarma ) ve fetvalara İhtiyaç hissedildi. Fa kat sahabeler, usûl kaidelerini yazılı bir şekilde tespit etmeye gerek görme diler. Ortaya çıkan meselelerin hükmü hakkında Allah’ın Kitabına, onda bulamıyorlarsa Rasulullah’ın Sünnetine başvuruyorlar, onda da bulamıyorlarsa yine naslar ( Kur’an ve Sünnet)ın ışığı altında şer’i şerifin gayesi ve ruhuna uygun bir şekilde İc tihad yapıyorlar ve bunu yaparlarken herhangi bir zorluk hissetmiyorlardı. Çünkü onlar, Peygamberin fıkıh medresesinde yetişmişlerdi. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, hilâfetleri esnalarında kendilerine gelen bir davanın hükmünü vermek üzere önce Kitâb’a onda bulamazlarsa Sünnet’e baş vururlardı. Onlarda da bulamazlarsa Sahabenin İleri gelenlerini toplar, onlarla istişare ederlerdi. Bu hususta bir görüş birliği hâsıl olursa onunla hükmederlerdi. Hâsıl olmadığı zamanlarda ise reyleriyle ictihâdda bulunarak hüküm verirlerdi.Tabiin döneminde de bu ilmin tedvini görülmemiştir. Bunlar da saha belerin yolunu izliyor ve onların metotlarını takip ediyorlardı. Dini deliller den şer’i hükümler çıkarırken bir kısım usûl kaideleri yazıp onlara bağlı kal maya ihtiyaç hissetmiyorlardı. Tebei tabiin döneminde ise İslâm devletinin sınırları iyice genişledi. Çe şitli milletler İslâm’a girdi. Yabancı kültürlerle muhatap olundu. Arap acem birbirine karıştı. Arapça eski safiyetini muhafaza edemedi. Müctehidler ve ictihadlar çoğaldı. (Müctehid; Kuran ve Sünnetten hüküm çıkarma ehliyetine sahip olan din âlimidir.) Naslardan hüküm çıkarmada çeşitli metodlar ortaya çıktı. Tartışma alanları açıldı. Meseleleri birbirinden ayrıştırıp onların her birine hü küm çıkarma zorlaştı. Bu nedenle naslardan sıhhatli hükümler çıkarmak için bir kısım kurallar belirlemeye ve belli metotlar koymaya ihtiyaç hissedildi. Böylece müctehid, ih§tilaflı hususlarda o kaidelere uysun ve isabetli İcti had yapsın. İşte Arapçanın dil kaidelerinden ve şeriatın asıl gayesinden il ham alınarak tesbit edilen bu kurallar ve belirlenen bu metod, fıkıh usulü nü ortaya çıkardı. Müctehid bir mes’elenin şer’î hükmünü öğrenmek istediğinde, önce Kur’ân’a onda hükmü bulamazsa Sünnet’e başvurur. Bu iki kaynakta, hükmü bula mazsa İcmâ’a müracaat eder. Şayet onda da bulamazsa, o meselenin hükmünü kıyas ve diğer fer’î deliller ile ictihad ederek bulur. Bu hususa dayanak olarak ise; aşağıdaki hadisi şerif gösterilir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Muâz b. Cebel radıyallahu anhayı Yemen’e kadı olarak gönderirken araların da şu konuşma geçmişti: Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem O’na sordu: Sana bir dava getirildiğinde ne ile hük medeceksin yâ Muâz? - Allah’ın Kitâb’ında bulduğumla hükmedeceğim. - Onda bulamazsan ne ile hükmedeceksin? - Peygamberin Sünneti ile hükmedeceğim. Hz. Peygamber tekrar sordu: - Ya onda da bulamazsan? - Kendi reyimle İctihâd ederim. Muâz’ın bu suretle cevap vermesi üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve selem) Efendimiz çok sevinmiş ve Al lah’a: “Ey Allahım ! Elçinin elçisini bu konuda muvafık kıldığın için sana hamdediyorum” diyerek hamdü senada bulunmuştur. Bu da gösteriyor ki çözümünü aradığımız her konunun Kur’an’da ve Sünnet’te cevabını bulamayabiliriz. İctihat ehli âlimlerimiz Kur’an ve Sünnet’in ruhuna ters düşmeyecek şekilde ümmetin meselelerine Şer’î hükümleri çıkarmaya ulaştıran delil ve kaidelere dayanarak çözüm üretirler. İşte bu hükümleri çıkarmaya ulaştıran Şer’î delilleri inşallah bir sonraki sayımızda izaha çalışacağız. Selam ve dua ile… ilkadım)
__________________ Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var. Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.Bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var. Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur. |
Konu Sahibi Muhteşem 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Neden allah'a yöneliş? | Serbest Kürsü | Esma_Nur | 1 | 2229 | 24 Ekim 2011 14:14 |
allah korkusu ve hesap duygusu | Allah(c.c) | Kara Kartal | 1 | 2066 | 19 Ekim 2011 15:35 |
hak dostlarından nasihatler | Muhtelif Konular | YaŞuHa | 1 | 2346 | 15 Ekim 2011 19:53 |
umumi dua | Dua Bölümü | su damlası | 3 | 2807 | 06 Ekim 2011 19:57 |
Müftülükten ailelere öneriler: Eşinize saldırı... | Din Görevlileri | Medine-web | 4 | 2324 | 28 Eylül 2011 19:12 |
18 Ekim 2011, 13:10 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Cevap: hak dostlarından nasihatler İnsanı Ateş DeqiL Kendi Gafleti Yakar.Herkeste Kusur Görür, Kendine Kör ßakar , ßiL Ki Neye Nasıl ßakarsan '' O '' Sana Öyle ßakar..!! |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Meded isteme, tevessül, Allah dostlarından yardım dilemek caiz midir? Dinde vasıta ol | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 09 Nisan 2009 11:50 |
babacan nasihatler | CaferTayar | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 4 | 13 Mart 2009 18:14 |
Nasihatler... | AŞK'ÜL İSLAM | Tasavvuf-Tarikat | 2 | 28 Ekim 2008 10:27 |
Çocuklara Nasihatler ... | MERVE DEMİR | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 14 Eylül 2008 05:46 |
Bir Dervişten Nasihatler | iklimya | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 1 | 12 Mart 2008 00:54 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|