Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Namaz-Abdest-Teyemmüm

Konu Kimliği: Konu Sahibi GÖKCEN_AZRA,Açılış Tarihi:  04 Kasım 2014 (23:59), Konuya Son Cevap : 04 Kasım 2014 (23:59). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04 Kasım 2014, 23:59   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
GÖKCEN_AZRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:GÖKCEN_AZRA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 27691
Üyelik T.: 26 Nisan 2013
Arkadaşları:14
Cinsiyet:ANNE
Memleket:ARZ
Yaş:42
Mesaj: 2.423
Konular: 105
Beğenildi:98
Beğendi:4
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Namazım

Namazım




Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında:

-Oğlum,namaz hiç bu vakte bırakılır mı?

Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmıştı,ama ezan
okunduğu vakit yerinden sıçrar,
yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı.

Kendisi ise,nefsini bir türlü yenemiyordu.

Hep ne oluyorsa?namaz sondakikalara kalıyor,bu sebeple namazını alelacele edâ ediyordu.

Bunu düşünerek kalktı yerinden,gözü saate kaydı.

Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika kalmıştı.

Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak,"Yine geciktirdim namazı."dedi kendi kendine...

Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendini odasına attı.

Mecburen,hızlı hareketlerle namazını edâ etti.

Anneannesini düşünmeden edemedi...

"Bu halimi görse,tatlı-sert kızardı yinebana" dedi.

Çok seviyordu onu...

Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki,onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi.

Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki,hicabından renkten renge girerdi.

O gün akşama kadar derse girmişti.

Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde...

Duâsını yaparken,başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu.

Namazdan sonra bir süre bu şekilde tefekkür etmeyi severdi.

Gözleri kapanır gibi oldu.

"Ne kadar da yorulmuşum "dedi.

Daldı gitti öylece...

Kıyamet kopmuştu.

Mahşeri bir kalabalık vardı.

Her yön insanlarladoluydu.

Kimi donakalmış,hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor;
kimi sağa sola koşuşturuyor,kimisi de diz çökmüş,başı ellerinin arasında bekliyordu.

Yüreği,yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor,soğuk terler döküyordu.

Hayattayken kıyamet,sorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı.

Ama mahşer meydanındaki ürperti,korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.

Hesap ve sorgu devam ediyordu.

Bu arada onun ismini de okudular.

Hayretle bir sağa,bir sola baktı.

"Benim ismimi mi okudunuz?"dedi,dudakları titreyerek...

Kalabalık birden yarılmış,bir yol oluşmuştu önünde...

İki kişi kollarına girdi.

Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi.

Kalabalık arasından şaşkın bakışlarla yürüdü.

Merkezi bir yere gelmişlerdi.

Melekler her iki yanından uzaklaştılar.

Başı önündeydi.

Bütün hayatı,bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden...

Şükürler olsun dedi,kendi kendine ve devam etti;

Gözlerimi dünyaya açtım,hep hizmet eden insanları gördüm.

Babam sohbetlerden sohbetlere koşturuyor,malını

İslâm yolunda harcıyordu.

Annem eve gelen misafirleri ağırlıyor,yemek sofralarının biri kalkıp,bir yenisi kuruluyordu.

Ben ise,hep bu yolda oldum.

Onlara Allah'ı anlattım.

Namazımı kıldım.

Orucumu tuttum.

Farz olan ne varsa yerine getirdim.

Haramlardan kaçındım.

Kirpiklerinden aşağıya gözyaşları dökülürken,

"Rabbimi seviyorum,en azından sevdiğimi zannediyorum"diyordu.

Ama bir yandan da "O'nun için ne yapsam az,Cennet'i kazanmaya yetmez diye düşünüyordu.

Tek sığınağı Allah'ın rahmetiydi.

Hesap sürdükçe sürdü.

Boncuk boncuk terliyor; sırılsıklam olmuş,zangır zangır titriyordu.

Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu.

Sonunda hüküm verilecekti.

Vazifeli melekler ellerinde bir kâğıt,mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler.

Önce ismi okundu.

Artık ayakları tutmaz olmuştu.

Neredeyse yığılıp kalacaktı.

Heyecandan gözlerini kapamış,okunacak hükme kulak kesilmişti

Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi.

Kulakları yanlış mı duyuyordu?

İsmi Cehennemlikler listesindeydi.

Dizlerinin üstüne yığıldı.

Hayretten donakalmıştı."Olamaaaaz."diye bağırdı.

Sağa-sola koşturdu.

İnanamıyordu."Ben nasıl Cehennemlik olurum?

Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum.

Onlarla beraber koşturdum.

Hep Rabbimi anlattım."diyordu.

Gözleri sağanak olmuş,titrek vücudunu ıslatıyordu.

Vazifeli iki melek kollarından tuttu.

Ayaklarından sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehennem'e doğru yürümeye başladılar.

Çırpınıyordu.Medet yok muydu?

Bir yardım eden çıkmayacak mıydı?

Dudaklarından kelimeler kırık dökük,yalvarmayla karışık döküldü.

"Oruçlarım... Okuduğum Kur'an'lar... Namazım...

Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?" diyordu...

Bağıra bağıra yalvarıyordu.

Cehennem melekleri onu hiç dinlemediler,sürüklemeye devam ettiler.

Alevlere çok yaklaşmışlardı.

Başını geriye çevirdi.

Son çırpınışlarıydı.

Rasulullah(s.a.v)"Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler,
günde beş vakit namazda insanı günâhlardan öyle temizler" buyuruyordu.

"Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?diye düşünüyordu.

Namazlarım...

Namazlarım...

Namazlarım."

diye diye hıçkırdı.

Vazifeli melekler hiç durmadılar.

Yürümeye devam ettiler;

Cehennem çukurunun başına geldiler.

Alevlerin hareketi yüzünü yakıyordu.

Son bir defa dönüp geriye baktı.

Artık gözleri de kurumuştu.

Ümitleri sönmüştü.

Başını öne eğdi.

İki büklüm oldu.

Kollarını sıkan parmaklar çözüldü.

Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi.

Vücudunu birdenbire havada buldu.

Alevlere doğru düşüyordu.

Tam iki metre düşmüştü ki,bir el kolundan tuttu.

Başını kaldırdı.Yukarıya baktı.

Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı.

Kendisini yukarıya çekti.

Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı."

Siz de kimsiniz İhtiyar gülümsedi:

"Ben senin namazlarınım"

"Neden bu kadar geç kaldınız?

Son anda yetiştiniz.Neredeyse düşüyordum."dedi...

İhtiyar yüzünü gererek,tekrar güldü;başını salladı;

"Sen beni hep son anda yetiştirdin,hatırladın mı?...

Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı.

Kan-ter içinde kalmıştı.

Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı.

Yatsı ezanı okunuyordu.

Bir ok gibi yerinden fırladı.

Abdest almaya gidiyordu...

alıntı
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi GÖKCEN_AZRA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Bir Cuma vakti Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Allahın kulu_ 1 2101 06 Şubat 2015 19:12
akışına bırak...! Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler Mihrinaz 8 6916 20 Aralık 2014 00:11
Hayatın Gerçekleri!... Serbest Kürsü GÖKCEN_AZRA 14 9643 19 Aralık 2014 23:37
MUTLU KADIN OLAbilmek... Psikoloji mehmet akif2 3 2213 12 Aralık 2014 19:54
filistinli bakan! İslami Haberler GÖKCEN_AZRA 2 1947 10 Aralık 2014 23:41

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Osman Gündüz & Namazım 2013 enderhafızım İlahiler/Ezgiler 0 05 Kasım 2013 12:31
Beni Terk Etme Namazım... Seher Yeli Namaz-Abdest-Teyemmüm 1 27 Mart 2013 12:04

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.