|
Konu Kimliği: Konu Sahibi _bülbül_,Açılış Tarihi: 13 Nisan 2009 (15:09), Konuya Son Cevap : 13 Nisan 2009 (15:09). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
13 Nisan 2009, 15:09 | Mesaj No:1 |
Asrımızda ictihad hareketlerinin önemli sima ve merkezleri Asrımızda ictihad hareketlerinin önemli sima ve merkezleri Yirminci asra girerken Avrupalıların denge gereği ölmesine de, sıhhat ve güç kazanmasına da izin vermedikleri hasta adam Osmanlı Devleti'nin miadı dolmuş, 1878 Berlin Konferansı'ndan itibaren mezkûr ülkeler mirasın paylaşılmasını müzakere masasına getirmişlerdi Benimsenen yeni siyaset gereği İngilizler 1878'de Kıbrıs'ı 1882'de Mısır'ı; Fransızlar 1831'de Cezâyir'i, 1881'de Tunus'u istilâ ettiler İslâm devletlerinin zayıflığından faydalanan Avrupalıların istilâları artarak devam edecek ve bütün İslâm dünyasını kaplayacaktır 19 ve 20 asır ıslâhâtçıları, sömürgecileri İslâm ülkelerinden atmak ve İslâm toplumunu, yükselme çağının madde ve mânâda güçlü günlerine döndürebilmek için geri kalış sebepleri üzerinde durup çareler aradılar Hemen hepsinin ittifak ettiği bir zayıflama ve geri kalma sebebi de ictihad kapısının kapanması, taklidin, şuursuz ve tefekkürsüz dinî hayatın müslümanlara hakim oluşu idi İşte bu sebeple Hindistan'dan Fas'a kadar birçok ülkede ortaya çıkan ıslâhâtçılar taklide savaş açmış, ictihadı teşvik etmiş, ferd ve kuruluşlar olarak ictihad teşebbüslerinde bulunmuşlardır 1- Mısır: Şeyh Muhammed Abduh (v 1905) hocası ve kader arkadaşı Cemaleddîn Efgânî'nin daveti üzerine Paris'e gitmiş ve orada el-Urvetü'l-vüskâ isimli bir dergi çıkararak aynı adı taşıyan gizli bir cemiyet vasıtasıyla İslâm dünyasına dağıtmışlardır Derginin ilk sayısında neşredilen ve çıkış maksadını açıklayan yazıdaki bir madde mevzûmuzla ilgilidir: "Bütün müslümanları, selefin tutunduğu köklere tutunmağa çağırmak, çünkü bu işin evveli ne ile düzen buldu ise sonu da onunla düzelecektir" Abduh ömrü boyunca bu prensibe sadık kalmış; el-Ezher'de giriştiği ıslâhât teşebbüsünde, derslerinde ve eserlerinde taklidin yerine ictihadı ve ilmî düşünceyi yerleştirme gayesini hedef almıştır Mısır Müftüsü olduktan sonra verdiği fetvâlar genellikle icthada dayanmaktadır Bunların içinde posta sandığına para yatırmak, hayat sigortası, şapka giymek gibi yeni konulara ait olanları da vardır Abduh'un en sadık ve meşhur talebesi Reşîd Rızâ (v 1935) Suriye'den Mısır'a göçtükten sonra hocası ile iştişare ederek genel hedefleri el-Urvetü'l-vüskâ ile aynı olan el-Menâr dergisini 1898 yılında çıkarmaya başlamıştır Dergide taklidi yeren, ictihadı teşvik eden yazılar, eski ve yeni müelliflere ait risaleler neşretmiş, ayrıca 1904 yılından başlayarak vefatına kadar bin civarında dinî suale yazılı cevap (fetvâ) vermiştir Vefatından sonra altı cild halinde toplanıp neşredilen bu fetvâlar, eski ve yeni bir çok meseleye cevap getirmekte ve kitap, sünnet, istihsan, mesâlih (amme menfaatı), örf gibi şer'î delillerden ictihadla çıkarılmış bulunmaktadır Reşîd Rızâ'nın 1325 yılında basılan ve Türkçe tercümesi de iki defa basılmış bulunan Muhâverâtü'l-muslih ve'l-mukallid isimli eseri, İslâm dünyasının ve müslümanların çeşitli problemleri yanında bilhassa ictihad ve taklid konularını işlemekte, karşılıklı konuşmalar halinde taklidi mahkum ve ictihad hareketini teşvik eylemektedir Abduh'un talebelerinden olup bilâhare Ezher şeyhliği yapan Mustafa el-Merâgî 1935 yılında, Ezher ulemâsından kurulu bir fetvâ heyeti teşkil etmiştir Bu heyet, fetvâlarında belli bir mezhebe bağlı kalmamış, delili kuvvetli olan ictihadları tercih etmiş, hakkında nass bulunmayan meselelerde umûmî ve husûsî örfe, âmme menfaatine ağırlık vermiştir 1961 yılında çıkan ve Ezher Üniversitesi'ni yeniden düzenleyen kanun, Meşîhatü'l-Ezher bünyesinde Mecmau'l-buhûs isimli bir kuruluşa da yer vermiştir Bu kuruluşun, İslâm'ın araştırılması ve yayılması hedeflerine yönelik çeşitli komisyonları ve faaliyetleri içinde mevzûumuzu yakından ilgilendiren birisi de 1964 yılından bu yana yapılgelen ilmî kongrelerdir (el-mu'temerât) Şimdiye kadar dokuzu gerçekleştirilen bu milletlerarası ilmî toplantıların ilkinde (Mart, 1964) ictihad ve taklîd konularındaki tebliğlere ağırlık verilmiş ve bu mevzûuda şu kararlar alınmıştır a) Kur'an-ı Kerîm ve Sünnet dinî hükümlerin asıl kaynaklarıdır Bu iki kaynaktan hüküm çıkarmak, şartlarını taşıyan ve ictihadını caiz olan sahada yapmış bulunan her müslümanın hakkıdır b) Müslümanların menfâatlerini korumak ve yeni ortaya çıkan meseleleri şer'i hükümlerine kavuşturabilmek için öncelikle fıkıh mezheblerinden ihtiyâcı karşılayan ictihadları seçmek gerekir c) Aranan hüküm fıkıh mezheblerinde bulunmazsa önce mezheblerin usûlü dairesinde, bu da mümkün olmazsa mutlak mânâda toplu ictihada (el-ictihâdu'l-cema'î) başvurulur Kuruluş, gerektiğinde başvurulmak üzere toplu icitihadın yollarını tanzim edecektir Kuruluş, yaptığı dokuz toplantıda siyâsî, ictimâî, iktisâdî, dinî ve hukukî birçok konuyu ele almış, hazırlatılan tebliğler tartışılmış, tavsiye kararları alınmıştır Bunlardan bazı örnekler vermek gerekirse: Birinci kongrede ictihâd, ikincisinde çeşitli şekilleri ile sigorta, faiz ve zekât; üçüncüsünde yine sigorta, dinî günler ve bayramların tesbit usûlü, haccda kesilen kurbanların değerlendirilmesi, dördüncüsünde İslâm ülkelerinin faydalanabilmesi için çeşitli kanun taslaklarının hazırlanması konuları, yukarıda zikredilen usûl ve ölçüler içerisinde incelenmiş ve hükme bağlanmıştır Ezher'in başlattığı bu toplu ictihad teşebbüsü aşağıda zikredeceğimiz benzerlerine de örnek olmuştur 2- Suriye: Cemaleddin el-Kâsimî (v 1914) bu asrın başlarında Suriye'de dinî ve ictimâî ıslahat öncülüğü yapanların başında gelir 49 yıllık ömrü içinde, çeşitli meşgaleler arasında, 100'ün üzerinde eser veren bu gayretli âlim, Şah Veliyullah, Abduh gibi müceddidlerin takipçisidir Onun ictihada davet konusundaki faaliyetleri idarecileri tedirgin etmiş, "Cemâlî Mezhebi" diye bir mezheb kurduğu iddiasıyla gözaltına alınmış, kitapları müsadere, tetkik ve iade edilmiştir İctihad-taklid konusundaki düşüncelerine şu sözleri ışık tutmaktadır: "Hak ve isabet yalnızca bir mezhebin veya görüşün inhisarında değildir Allah bu ümmete birçok müctehid verme lütfunda bulunmuştur İctihad yoluyla ilmî ıslâhâttan maksat bir mezhep kurup halkı ona çağırmak değil, ilim yolcularının azimlerini kamçılamak, meseleleri delilleriyle birlikte kavramalarını sağlamaktır Biz ictihatta müstakiliz; ne taklid eder ve ne de taraf tutarız" [Zâfir el-Kâsımî, Cemâleddin el-Kâsımî, Kahire, 1961 (Kâsımî'nin Kavâidu't-tahdîs isimli eserinin başında)] Kâsimî ve arkadaşı Abdurrezzâk el-Beytâr'ın gayretleri boşa gitmemiş, aynı yolu benimseyen M Ahmed Zerkâ, Ma'rûf Devâlibî, Saîd Ramazân el-Bûtî gibi âlimler Suriye'de bu temayülün temsilcileri olmuşlar, tesirlerini kendi ülkelerinin dışına da taşımışlardır 3- Tunus: Tunus'ta, müftülük ve Zeytûne Üniversitesi şeyhliği (rektör mesabesinde) yapmış bulunan Muhammed Tâhir b Âşûr, Efgânî ve Abduh'un yolunda yürümüş, Abduh gibi o da âlimler topluluğunun (akademi vb) ictihadını teşvik etmiştir: "İslâm ümmetinin ülke ve halk olarak ihtiyaçları ölçüsünde ictihad farz-ı kifâyedir Yolları ve vasıtaları imkân dahilinde ve güçleri mevcut olduğu halde ictihad mevzûundaki kusurları sebebiyle ümmet günaha girmiştir (Ulemâ, kendi dinî hayatlarında uygulamak üzere ictihada kendilerini verme imkânını kullanmadıkları için günahkârdır Halk, âlimlerden bunu istemedikleri, ictihadı teşvik eden ehliyetli kişilerden yüz çevirdikleri için günaha girmişlerdir İdareciler, âlimleri ictihada sevketmeyi ihmal ettikleri için günah işlemişlerdir) İctihad müessesini kapalı tutmanın kötü tesirleri, önceki müctehidlerin yaşadığı zamanlardakine benzemeyen meseleler ile ümmetin, reyler içinden bir rey (ictihad, mezhep) ile amel etmek durumunda oldukları meselelerde ortaya çıkmaktadır Bu ikinci durumda âlimler mezheplerin görüşlerinden birini tercih etmelidirler Bütün bunları yapmak üzere İslâm ülkelerinde bulunan âlimlerin en ehliyetli olanları seçilmeli ve bir akademi (mecma') kurulmalıdır" [M Tâhir b Âşûr, Mekâsıdu'ş-şerîa, Tunus, 1978, s 140 vd] 4- Cezayir: Cezayir'in doğusunda Konstantiniyye şehrinde doğan Abdülhamîd b Bâdîs (v 1940) Cezayir'in kurtuluş hareketinin olduğu kadar, bu ülkedeki dinî ve içtimâî ıslâhâtın da unutulmaz siması, büyük lideridir Zeytûne Üniversitesi'nde okumuş, et-Tâhir b Âşûr'un öğrencisi olmuş, 1912'de Hicâz'a giderek buradaki selefî âlimlerden ilim ve fikir almıştı İbn Bâdîs memleketine döndükten sonra ders, kitap, konferans ve periyodik neşriyat vasıtaları yanında 1931'de kurduğu "Cem'iyyetü'l-ulemâi'l-müslimîne'l-Cezâyyiriyyin" cemiyeti yoluyla görüşlerini yaymış, mektebini yerleştirmiştir Abduh, İbn Âşûr gibi ıslâhâtçıların çizgisini takip eden İbn Bâdîs, ülkesinin şartları öyle gerektirdiği için daha çok tarikatlere cephe almış, bu arada kitap ve sünnete dönmeyi kurtuluş şartı saymıştır İbn Bâdîs ve Mâlik b Nebî gibi öncülerin peşinden giden Cezayirli aydınlar ve idareciler her yıl tekrarladıkları milletlerarası ilmî toplantı ve kongrelerden (el-Mültekâ) birini de (1983'te yapılan) ictihad konusuna tahsis etmişlerdir Toplantıyı tertipleyen Din İşleri Bakanı açış konuşmasında "Bu asırda ictihad ile yeni meselelere cevap getirilemeyince meydanın ehliyetsiz tahrifçiler ile donuk mukallidlere kaldığını, ulemanın ictihad hareketini ihya ile mükellef bulunduklarını" ifade etmiştir İctihadın mahiyeti, geçmişi, halihazır durumu, geleceği, ictihad konuları, şekli, müctehid yetiştirme yolları gibi konularda yüzlerce tebliğin tartışıldığı bu toplantıda şu tavsiye kararları alınmıştır Ürdün İslâm İlâhiyyat Fakültesi Dekanı Prof Dr Abdülaziz Hayyât başkanlığındaki birinci komisyonun kararları: a) Ehliyetsiz kişilerin yanıltıcı ictihadlarına karşı müslümanları uyarmak gerekir b) Ulemanın, çağımızın getirdiği meseleleri çözmek üzere ictihad etmeleri gereklidir c) Öğretim müesselerinde programlar müctehid yetiştirmeyi hedef alarak düzenlenmelidir d) Halkın, meselelerini, ehliyetli âlimlere götürmeleri istenmelidir e) Âlimler, asrın problemlerini kavrayacak seviyeye gelmeli ve asrın problemlerini halletmek için mutemed mezheplerden (ictihadlardan) en uygun olanını seçmelidirler f) Kitap ve sünnetin nassları ile icmaa aykırı ictihad yapılamaz Ma'rûf Devâlîbî'nin başkanlığındaki ikinci komisyonun kararlarından bazıları: a) Komisyon bu asırda ictihadın zarûrî olduğu hükmünü teyid eder b) İslâm dünyasında ferdî veya toplu halde (cemâî, akademilerde) yapılan ictihad teşebbüslerine bir bütünlük ve düzen kazandırılmalı, faaliyetlerin haber ve bilgisini yayan periyodikler çıkarılmalıdır c) Bir İslâm fıkıh ansiklopedisi çıkarılmalıdır d) Mukeyeseli İslâm hukuku tedris eden fakülteler kurulmalıdır e) İctihad komisyonları ve akademileri öncelikle şu konular üzerinde durmalıdır: - İslâm İktisad teorisini ortaya koymak - Sosyal adalet prensibini incelemek - İslâm bankaları tecrübesini ve İslâmî sigorta müesseselerini incelemek, sonra da bunları İslâm ülkelerinde yaygınlaştırmak - Gıda ve meşrûbat mevzûularında haram-helâl açısından incelemeler yapmak -Haccda kesilen kurbanlar meselesini, fukaralığa çare ve israfı önleme prensiplerinden hareketle çözüme bağlamak - Yeni bazı ameliyat şekillerini ve organ nakillerini, insanın değeri ve hayat hakkı açısından inceleyerek şer'î hükme kavuşturmak Dr Fâdıl el-Cemâlî'nin başkanlığındaki üçüncü komisyon, müctehid yetiştirme hedefine yönelik eğitim ve öğretim tedbirlerinin alınmasını teyid etmiş, değişecek ictihadların örf, âdet ve zamana bağlı amme menfaatlerine dayalı olan ictihadlar olduğunun altını çizmiş, toplu ictihadların gerekliliğine işaret etmiş ve ictihad mertebesine gelememiş insanların taassub göstermeden bir mezhebe tâbî olabileceğini ifade etmiştir | |
Konu Sahibi _bülbül_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Adem olmaktır tek hevesim | Şiirler ve Şairler | Kara Kartal | 4 | 2721 | 22 Mayıs 2010 11:27 |
Dostlarımız........ | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | su damlası | 4 | 2345 | 09 Mayıs 2010 10:35 |
İsmailce kurban olabilmek | Hacc-Umre-Kurban | kurtmehmet | 3 | 3098 | 21 Kasım 2009 20:58 |
Ömür seccadesini gönül dergahına serenlere...... | Makale ve Köşe Yazıları | _bülbül_ | 2 | 2316 | 12 Kasım 2009 21:52 |
çarpık çağ..... | Şiirler ve Şairler | _bülbül_ | 2 | 2043 | 12 Kasım 2009 21:43 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Çok önemli tesbit | Esma_Nur | Sağlık / Beslenme | 0 | 25 Kasım 2023 21:21 |
Önemli Bir Bilgi | vuslat_ | Taziye-İlan-Selamlaşma | 3 | 06 Temmuz 2019 01:16 |
ictihad-hadis-icma-kıyas-müctehid-ÖZET | f_hoca | Fıkıh | 0 | 06 Aralık 2015 16:22 |
En Önemli Görev | vertyucek | Kur'ân-ı Kerim Genel | 0 | 10 Mart 2013 20:55 |
(!)önemli(!) | TıLSıM | Serbest Kürsü | 5 | 26 Şubat 2009 10:08 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|