|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Esma_Nur,Açılış Tarihi: 08 Temmuz 2013 (17:31), Konuya Son Cevap : 10 Temmuz 2013 (11:40). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
08 Temmuz 2013, 17:31 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Ramazan bizi mübarek kılsın. Ramazan bizi mübarek kılsın. Hayatın dağdağasında kaçımız dağılmaktan korunabiliyoruz ki? Aklımız dağılıyor. Düşüncemiz dağılıyor. Duygularımız dağılıyor. En beteri hayatımız dağılıyor. İç bütünlüğümüzü kaybediyoruz. Yani, kendimizi kaybediyoruz. Kendimizi kaybedince, insanı da, hayatı da, eşyayı da kendi bütünlüğü içinde göremiyor, okuyamıyor, algılayamıyor ve anlayamıyoruz. Parçanın parça olduğunu gözden kaçırıyor, parçayı bütün sanıyoruz. Parçayı bütün sanmak, hem parçaya hem bütüne haksızlık oluyor. Zira parçadan bütünün rolünü üstlenmesini bekliyoruz. Parça bu ağır yükü kaldıramıyor. Sonuçta, parça ile bütün arasındaki kopmaz ilişkiyi gözden kaçırıyoruz. Varolan irtibatı dağılan ve dağıtan tasavvurumuzla biz koparıyoruz. Parçayı parça olarak görseydik parçanın altında ezilmeyecek, parçadaki olumsuzluğa takılıp bütündeki güzelliği fark edecektik. Parçada “şer” gibi görünenin bütünde “hayır” olduğunu anlayacaktık. Parçada zeval suretinde tecelli edenin bütünün kemalinden kaynaklandığını fehmedecektik. Bu yüzden gündelik yaşıyoruz. Günü yaşamakla gündelik yaşamak arasında sera ile süreyya arasındaki fark kadar fark var. Gündelik yaşamak, “mutlak zamanı” (dehr) gözden kaçırmak demek. Gündelik yaşamak, zamanı aşan bir zamanın olduğunu fark etmemek demek. Gündelik yaşamak, organizmaya teslim olup ruhu teslim almaya kalkışmak demek. Arif “vaktin çocuğu”dur, “günün çocuğu” değil. Gündelik yaşayanlar, hayatı kendi bütünlüğü içinde göremezler. Hayatı kendi bütünlüğü içinde göremeyen, hayatın çok mertebeli bir hakikat olduğunu, kendi yaşadıkları hayat basamağının, birçok mertebeden sadece biri olduğunu fark edemezler. Yaşadıkları mertebeyi hayatın bütünü sanırlar. Parçayı bütün sanan herkes gibi cezalandırılırlar. Cezaları, bir ömrü bir gün kadar bereketsiz yaşamaktır. Gündelik yaşayanlar, zamanın esiri, hatta oyuncağı olurlar. Esirin ruhu var, oyuncağın ruhu yoktur. Günün getirdiklerine maruz kalırlar. Git gide günlükten anlık yaşamaya geçerler. Kendilerine bakteri muamelesi yaparlar. Tepkileri, sevgileri, aşkları, nefretleri, ilgileri, dikkatleri, rikkatleri, iradeleri, sevinçleri ve hüzünleri anlık veya günlüktür. İşte bir ömrü bir gün kadar bereketsiz kılmanın formülü budur. Kur’an, bu tiplerin ahiretinden bir pencere açarak şu diyalogu nakleder: - Dünyada ne kadar kalmıştınız? - Bir gün ya da bir günün yarısı kadar? İşte bereketsizlik dediğim şey de bu. Bir ömür yaşayacaksınız, ama bir gün kadar bereketsiz geçecek. Peki, bunun tersi de mümkün mü? Elbette, bir günü-geceyi bir ömür kadar bereketli yapmak mümkündür. İşte Ramazan, bize bir geceyi bir ömür kadar bereketli yapmanın formülünü sunan ilahi bir imkândır. Ramazan bize dağılmışımızı toplamak için gelir. Başta kendimizi toplamayı öğretir. Aklımızı, duygu ve düşünce dünyamızı, ruh ve hatta bedenimizi toplamayı öğretir. Ramazan bize parçamızı bütünlemek için gelir. Parçaladığımız hakikatin hakikat olmaktan çıktığını öğretir. Mukayyet zamanı mutlak zamana dikmemiz için elimize bir gök iğnesi tutuşturur. Nasıl ki namaz dünya astarını ahiret atlasına günün beş yerinden dikme talimiyse, oruç da bunun yıllık talimidir. Ramazan bize unuttuklarımızı hatırlatmak için gelir. Başta kendimizi unuturuz. Ramazanın en çok hatırlattığı da kendimizdir. En büyük amacı ise “şahit olan ben” idraki inşa etmektir. Şahit olan ben, şehadet kelimesini sadece diliyle okumaz, varlığıyla okur. Sadece okumakla kalmaz, kelime-i şehadet onun varlığında okunur. O artık hem okuyan, hem okunandır. Hem şahit olan, hem şahit olunandır. Kendisi bu mübarek kelimenin yazılı olduğu fiili ve aktif bir levha olur. İşte o zaman her bir hücresi şu gerçeği haykırır: Biz bu cihana sahip olmak için değil, şahit olmak için geldik. Ramazan bize kaybettiklerimizi buldurmak için gelir. En çok kaybettiğimiz de kendi benliğimizdir. Sahi, kendini kaybeden neyi kazanır ki? “Ben” demeyi hak edecek bir ben idrakine ulaşmayanın “benim” demesi ne kadar da gülünçtür. Böyle birinin “benim” dediği hiçbir şey gerçekte kendinin değildir. O yoktur ki, onun olsun. İşte onun için hakikat şudur: Oruç bizi tutar. Oysa biz, orucu tuttuğumuzu sanırız. Bir yere kadar doğrudur. Zira orucu gerçekten tutanları oruç da tutar. Dik tutar, diri tutar, kendinde ve agâh tutar. Ve işte tam bu nedenle: Oruç tutmak kendini tutmaktır. “Ramazanınız mübarek olsun” demeyeceğim. O zaten öyledir. Ramazan bizi mübarek kılsın. - Mustafa İSLAMOĞLU -
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
Konu Sahibi Esma_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Üfleyin dağıtın | Videolar/Slaytlar | Esma_Nur | 0 | 42 | 12 Aralık 2024 19:26 |
Fetolar bitmez ama! | Taziye-İlan-Selamlaşma | Kara Kartal | 5 | 120 | 21 Ekim 2024 10:49 |
Bulaşık makinasında turşu yapıyoruz | Turşular | Esma_Nur | 0 | 70 | 18 Ekim 2024 23:05 |
Tarifsiz Acımız | Taziye-İlan-Selamlaşma | Vasat | 11 | 382 | 05 Eylül 2024 09:33 |
Yasdayız😭 | Taziye-İlan-Selamlaşma | Vasat | 9 | 257 | 31 Temmuz 2024 13:05 |
08 Temmuz 2013, 20:50 | Mesaj No:2 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Cevap: Ramazan bizi mübarek kılsın. emeğinize sağlık sevgili editörüm..muhteşem bir paylaşım...ramazanın bizi mübarek kılması duası ile...
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
08 Temmuz 2013, 21:06 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | Cevap: Ramazan bizi mübarek kılsın. “Ramazanınız mübarek olsun” demeyeceğim. O zaten öyledir. Ramazan bizi mübarek kılsın. Amin Amin..RAHMAN razı olsun toprağım güzel paylaşım için.Ramazan hepimize mübarek kılınsın inşaALLAH...
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
09 Temmuz 2013, 01:34 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 17509 Üyelik T.:
22 Mart 2012 | Cevap: Ramazan bizi mübarek kılsın.
__________________ Mevlana'ya sormuşlar: ''SEVGİLİ' nasıl olmalı' diye 'dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanılmalı' demiş... |
09 Temmuz 2013, 16:20 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 17229 Üyelik T.:
10 Mart 2012 | Cevap: Ramazan bizi mübarek kılsın. Canı gönülden AMİNN ...
__________________ "..insanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir..." |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
mübarek ramazan | Seyyid | Oruç-Ramazan | 1 | 22 Mayıs 2019 00:40 |
Biz Mi Ramazanı Tutuyoruz,Ramazan mı Bizi Tutuyor?/Muhsin Arslan | Muhsin Arslan | Muhsin Arslan | 6 | 26Haziran 2016 17:59 |
Dirilt Bizi Ey Ramazan! | KardelenGül | Oruç-Ramazan | 0 | 30Haziran 2015 15:12 |
Mübarek Ramazan Ayı ve Duanın Önemi | manolya | Oruç-Ramazan | 1 | 10 Temmuz 2014 17:54 |
Çağır bizi..... | _bülbül_ | Şiirler ve Şairler | 5 | 08 Eylül 2008 03:25 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|