Eğitimde Bediüzzaman Modeli

[nurşen35]

Eğitimde Bediüzzaman Modeli

Üç ayrı zamanda gerekli girişimlerde bulunduğu halde bir türlü istediği üniversiteyi kuramayan Said Nursi , bütün vatan sathını mekteb yaparak , evleri üniversite haline getirir.

Fen bilimleri ve din bilimlerini birleştiren küçük küçük dersaneler kurmayı başarır. Bu hareketin ölçülerini , standartlarını belirler ve '' lahika '' adını verdiği mektuplarını biraraya getiren kitaplarını da yazar. Bununla ilgili uygulamalar konusunda talebeleriyle mektuplaşarak dersane tarzındaki evlerde din ilimleri ile pozitif ilimlerin birlikte işlenebileceği eğitim modelini oluşturur.

Bediüzzaman modeli de denilebilecek , formel olmayan bu eğitim tarzı, formel eğitimin dini bilgilerdeki eksiğini de tamamlar. Formel yoldan hayata geçiremediği eğitim modelini Bediüzzaman , enformel, yani gayriresmi ama meşru bir yolla , yasalara aykırı olmayacak şekilde uygular ve öğrenciler yetiştirir.
Bu şekilde sadece lise , üniversite talebeleri değildir. Esnaf, köylü , çiftçi vatandaş bu grup içinde yer almaktadır.

Önce yazarak , sonra müzakere ederek , onlarla birlikte defalarca okuyan Bediüzzaman , bu okumalardan kendisininde istifade ettiğini her zaman dile getirir.
Böylece kendi kitaplarının da talebesi olur. Uyguladığı bu metod kendisine özgüdür. İslam tarihinde bu metotla Kur'anı Kerimin ve imani bilgilerin öğretildiği başka bir tarzına rastlanmaz.
Said Nursi bu metodla yetişen talebeleri Anadolu'nun her yayılır , bir çoğu hapishanelere girer, yargılanırlar ve beraat ederler.
Fakat sonunda Bediüzzaman'ın bu eğitim tarzı ve fikirleri Anadolu'da ciddi kabul görür.





Nevzat Tarhan...

[nurşen35]

Talebelerinden Tahir Ağabey , yazılan Risale-i Nur'ları Said Nursi'den alıp, evinde hanımı ve büyük kızıyla birlikte elde yazarak çoğaltıyorlardı. Risale-i Nur'ları ne kadar fazla yazarlarsa o kadar çok aileye ulaştırarak dini bilgilerin unutulmaması için gayret sarfediyorlardı.
Tahir Ağabeyin bir de küçük kızı da vardı. Ailedeki bitmez tükenmez İslam hizmetini içten içe seyrederdi.
Bir gün Tahir Ağabeye görevliler , İslam hizmetiyle ilgisi olup olmadığı konusunda baskı yapıyorlardı. Artık Risale- Nur'ları ev ev dolaşarak dağıtma görevi tehlikeye girmişti.
Fakat bu hayırlı hizmetin ne olursa olsun devam etmesi gerekiyordu. Çok dikkatli olmalıydılar. Küçücük bir hata Risalelerin dağıtılmayıp, İslamiyetin unutulmasına neden olabilirdi.
Tahir Ağabey, bu görevi küçük kızına devretti. Artık küçük bir kız çocuğundan kimse şüphelenmeyecek ve bu hizmet devam edecekti.
Ne büyük yürekleri vardı, onların. İslamiyet için ölümü bile göze almışlar ve mücadeleden vazgeçmiyorlardı.
Tahir Ağabey , hanımı ve büyük kızı Risaleleri elde yazarak çoğaltıyor ve küçük kızı da iletilmesi gereken evlere götürerek , bu Risalelerin Anadolu'ya dağılmasına yardımcı oluyor ve mesuliyetini yerine getiriyordu.

Bir şikayet üzerine Said Nursi ve Tahir Ağabey tutuklanarak hapse gönderildiler. hapishanede de bu kutsal görevleridevam ediyor ve etrafındaki herkese İslamiyetin unutulmaya yüz tutmuş bilgileri sergiliyorlardı. Hep birlikte namaz kılıp dua ediyorlardı.
Böyle muhteşem insanların sınavlarıda devam edecekti tabiki !
Hapishanede aldığı bir haberle Tahir Ağabey yıkılmıştı.
Nasıl yıkılmasın evlat acısı onu olduğu yere çökertmişti. Büyük kızı uzunca bir süredir , rahatsızdı ve vefat etmişti.
21 yaşındaydı ve dünyadaki görevini hiç bir insana nasip olmayacak bir şekilde tamamlamıştı.
Evladının cenazesine bile katılamadı. Bu acı onu içten içe yakarken, belli bir zaman sonra bir acı haber daha hapishaneye ulaştı. Artık hanımını da kaybetmişti.




Said Nursi'nin Yaşamından Kesitler...