|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi: 28 Aralık 2013 (14:29), Konuya Son Cevap : 28 Aralık 2013 (14:29). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
28 Aralık 2013, 14:29 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | sakarya ilitam Hadis 5. Hafta sakarya ilitam Hadis 5. Hafta HADİS 5. HAFTA Hadislerin sahih olup olmadıklarının tespiti için sened ve metin açısından incelemeye tabi tutulduğuna daha önce işaret edilmiş ve sened incelemesi de 1-Ravinin güvenilirliği 2-Ravinin hadisi hocadan muteber bir yolla alması başlıklı iki ana konuya ayrılmıştı. Ravinin güvenilirliği başlığı altında da isnad zincirinin ilk üç halkasını teşkil eden sahabe, tabiun ve etbau’t-tabiin tabakasının tanıtımı yapılmıştı. Burada aynı başlığın devamı mahiyetinde ravide aranan nitelikler çerçevesinde cerh-ta’dil konularıyla ravinin uyması gereken adab üzerinde durulacaktır. 1.Ravide Aranan Nitelikler Ravinin güvenilir (sıka) sayılması için onda mânevi ve maddi bazı nitelikler aranır ki, mânevi nitelikler adâlet başlığı, maddi nitelikler zabt başlığı altında incelenir. Adâlet, kişinin, dinin hükümlerine uygun yaşaması, halk nazarında şahsiyetini zedeleyecek söz ve işlerden kaçınması demektir. Ravinin müslüman, temyîz kabiliyetine sahib (âkıl) ve bulûğa ermiş (bâliğ) olma şartları da adâlet vasfı içinde mütâlaa edilir. Başkasına hadis nakledecek olan kimsede bu niteliklerin bulunması gerekir. Zabt ise, ravinin öğrenmiş olduğu bir hadîsi, başkasına nakledinceye (edâ edinceye) kadar, öğrendiği gibi koruması demektir. Bundan da, hadîsi ezberden rivayet edecekse onu ezberinde tutabilmesi, kitabından rivayet edecekse kitabını tahriflerden koruyabilmesi, mânâ ile rivayet edecekse mânâyı bozup bozmayacak şeyleri bilmesi kastedilir. Abdullah b. Ömer gibi bazı sahabiler bu hususa özel itina göstermiş ve hadîslerde, mânâ bozulmasa da, bir kelimenin bile benzeriyle değiştirilmesine veya yerinin öne-arkaya alınmasına razı olmamışlardır. Diğer taraftan aynen rivayet etme imkânı olmadığında hadîslerin, mânâ bozulmamak şartıyla, Hz. Peygamber’in lafızlarının yerine benzerleri kullanılarak rivayet edildiklerini gösteren haberler vardır. Meselâ Muhammed b. Sîrîn şöyle demiştir: "Ben hadîsi on kişiden işitirdim, mânâları bir, lafızları farklı olurdu". Bu bir zaruretten kaynaklanıyordu. Hadîslerin mânâ ile rivayetlerinin caiz olduğu görüşünde olan zatlar arasında Hz. Aişe, Abdullah b. Mes’ûd ve Enes b. Mâlik gibi sahabileri, sonraki nesillerden ise Âmir eş-Şa’bî, İbrahim en-Neha’î, Sufyan b. Uyeyne ve Yahya b. Sa’îd el-Kattân gibi alimleri zikredebiliriz. Mânâ ile rivayet, mânâyı bozmayacak şekilde yapılmalı, aksi halde mânâ ile rivayeti caiz değildir. Ayrıca mânâ ile rivayetin caizliği, hadîslerin kitaplara geçmesinden önce idi, ondan sonra da caiz değildir.Bir kimsenin zabt sahibi olduğu, rivayet ettiği hadislerin diğer sıka ravilerin rivayetlerine uygun oluşuyla bilinir. 2. Râvînin Ta'dîli Ravide bu iki nitelik bulunursa ona sıka (çoğulu: sıkât) denir. Ravide bu niteliklerin bulunduğunu söylemeye, buna hükmetmeye ise ta'dîl denir. 3. Ravinin Cerhi Ravide bu iki niteliğin birinin veya ikisinin kısmen ya da tamamen bulunmadığını söylemeye ise cerh denir. Raviyi cerh etmek gıybet sayılmamıştır. Çünkü burada, önemli bir bilgi kaynağının korunmasına yönelik bir zaruret vardır. Raviler on noktadan cerh edilirler. Bunlara metâin-i aşere: On tenkid noktası denir. Söz konusu bu noktaların beşi adâlet sıfatına, beşi zabt sıfatına yöneliktir. Adâlet sıfatına yönelik tenkid noktaları: Kizb: Hz. Peygamber’e yalan isnatta bulunmak, iftira etmek. Bu en büyük haramlardandır. Hatta bazı alimlere göre insanı dinden çıkaran bir günahtır. Böyle birinin rivayet ettiği hadis, gerçekte doğru da olsa, mevzû’ adını alır. İttihâm bi'l-Kizb: Hz. Peygamber’e yalan isnatta bulunduğu tespit edilmemiş olan, ancak günlük konuşmalarında yalan söylediği görülen kimsenin, Hz. Peygamber’e de yalan isnatta bulunmuş olabileceği düşünülerek bununla suçlanması. Bu şekilde suçlanan ravinin rivayet ettiği hadis, dinin herkesçe bilinen esaslarına aykırı ise mevzû’, değilse metrûk veya matrûh adını alır. Fısk: Ravinin amellerinde büyük günah işlemesi veya küçük günahlarda ısrar etmesi. Bu durum ona olan güveni zedeler. Bu özelliği taşıyan ravinin rivayet ettiği hadise munker denir. Bid'at: Ravinin dinin esaslarına aykırı bir inanca sahip olması. Bu inanç onu dinden çıkarıyorsa onun rivayet ettiği hadislerin alınamayacağı konusunda görüş birliği vardır. Söz konusu inanç raviyi dinden çıkarmıyorsa o zaman, alimlerin büyük çoğunluğuna göre bu inancını yayma gayreti içinde (dâî) değilse, onun rivayeti kabul edilir. Cehâlet: Ravinin tanınmaması. Ravinin şahsının tanınmamasına cehalet-i ayn, güvenilirlik durumunun bilinmemesine cehalet-i hal denir. Şahsı tanınmayan ravi mechûlu’l-ayn, güvenilirlik durumu bilinmeyen ravi ise mechûlu’l-hal adını alır. Bir kimseden iki kişinin hadis rivayet etmiş olması onun şahsının tanındığını gösteren bir işaret sayılmıştır. Bu kimse artık ma’rûf kabul edilir. Zabt sıfatına yönelik tenkid noktaları: Kesretu'l-Galat: Ravinin çok hata yapması. Buna fuhş-i galat da denir. Böyle bir ravi dikkat etse de hata yapar, yanılır. Böyle bir niteliği olan kimsenin rivayet ettiği hadis munker adını alır. Fartu'l-Gaflet: Ravinin çok dalgın, çok dikkatsiz olması. Böyle bir ravi dikkat etse yanılmayacaktır. Bu özelliğe sahip kimsenin rivayetine munker denir. Vehm: Ravinin tereddütlü yani bazen bir şekilde bazen başka şekilde rivayet etmesi. Vehm sahibi ravinin rivayet ettiği hadise muallel adı verilir. Muhâlefetu's-Sıkat: Ravinin diğer güvenilir ravilere aykırı rivayette bulunması. Böyle yapan ravinin rivayet ettiği hadis, durumuna göre, mudrec, maklûb, muztarib, musahhaf ve muharref adını alır. Sûu'l-Hıfz: Ravinin hafızasının zayıf olması. Böyle olan kimseye seyyiu’l-hıfz denir. Hafıza zayıflığı, ileri yaşlarında veya bir felaketin ardından, sonradan ortaya çıkan kimseye ise muhtelit denir. 4. Ravide Cerh ve Ta'dîlin Birleşmesi Bir raviyi bazı alimler cerh, bazıları ta'dîl etmiş olabilirler. Bu, hadis tarihinde çokça görülen bir durumdur. Cerh ve ta'dîlin teâruzu da denilen bu durumda ne yapılacağı konusunda görüş birliği yoktur. Böyle bir durumda; cerhin öne alınması veya hangi taraf daha çok ise yahut hangi taraf daha yetkili ise ona göre muamele yapılması gerektiği ya da bir şey yapılamayacağı şeklinde farklı görüşler serd edilmiştir. Bunlardan en çok kabul edilen görüş, birinci yanı cerhin öne alınması ve ravinin cerh edilmiş (mecrûh) sayılması gerektiği görüşüdür. 5. Râvînin Cerh ve Ta'dîlinde Kullanılan Lafızlar Hadis alimleri, ravilerin adâlet ve zabt yönünden durumlarını kısa ifadelerle belirtmeye çalışmışlardır. Bu hususta kullanılan kalıp ifadeler ise bazı alimler tarafından kuvvet derecelerine göre sıralamaya tabi tutulmuşlardır. Hadis tarihinde bunu ilk yapanın İbn Ebî Hâtim er-Razî olduğu bilinmektedir. Daha sonra İbnu's-Salâh, ez-Zehebî, el-İrâkî, İbn Hacer ve es-Sehâvî gibi birçok alim benzer tasnifler yapmıştır. Burada örnek olarak İbn Ebî Hâtim'le es-Sehâvî'nin tasniflerini zikredebiliriz. İbn Ebî Hâtim'in tasnifi şöyledir: Ta'dîl lafızları: 1. Sıka, Mutkın (Böyle birinin hadisiyle ihticac edilir); 2. Sadûk, Mahalluhu's- Sıdk, Lâ Be'se Bih (Böyle birinin hadisi yazılır ve incelenir); 3. Şeyh (Böyle birinin hadisi de yazılır ve incelenir); 4. Sâlihu'l-Hadîs (Böyle birinin hadisi, başka bir rivayetinin olup olmadığı araştırılmak üzere yani "i'tibâr" için yazılır). Cerh Lafızları: 1. Kezzâb, Zâhib, Metrûk (Hadisi yazılmaz); 2. Zaîfu'l-Hadîs (Hadisi atılmaz, i'tibâr için alınır); 3. Leyse bi-Kaviyy (Hadisi yazılır ve i'tibâr edilerek incelenir); 4. Leyyinu'l-Hadîs (Hadisi yazılır ve i'tibâr edilerek incelenir). es-Sehâvî sözkonusu lafızları altışar kümeye ayırır: Ta'dîl lafızları: 1. Evseku'l-Halk, Esbetu'n-Nâs, İleyhi'l-Munteha fi't-Tesebbut; 2. Lâ Yus'el an Mislih; 3. Sıka Sebt, Sıka Hucce, Sebt Sebt; 4. Sıka, Sebt, Keennehu mushaf, Mutkın, Huccet, Hafız, Zâbıt; 5. Leyse bihi Be's, Lâ Be'se bih, Sadûk, Me'mûn, Hıyâru'l-Halk; 6. Mahalluhu's-Sıdk, Revev anh, Yurva anh, İle's-Sıdk Mâ Huve, Şeyh Vasat, Vasat, Şeyh, Sâlihu'l-Hadîs, Mukarebu'l-Hadîs, Ceyyidu'l- Hadîs.. (İlk dörde girenlerin hadisleriyle ihticac edilir, 5. sırada bulunanın hadisi yazılır ve incelenir, 6. sırada yer alanın hadisi i'tibar için alınır). Cerh Lafızları: 1. Ekzebu'n-Nâs, İleyhi'l-Munteha fi'l-Vaz', Ruknu'l-Kizb; 2. Kezzâb, Yeda', Yekzib, Vaddâ', Deccâl, Vada'a; 3. Yesriku'l-Hadîs, Muttehem bi'l-Kizb, Muttehem bi'l-Vaz', Sâkıt, Hâlik, Zâhib, Metrûk...; 4. Rudde Hadîsuh, Zaîf Cidden, Vâhin bi-Merre, Tâlif, İrmi Bih...; 5. Zaîf, Munkeru'l-Hadîs, Lehu Menâkîr...6. Fîhi mekâl, Zu''ıfe, Fîhi Za'f, Ta'rif ve Tunkir... (İlk dört sıradakilerin hadisleri hiçbir suretle alınmaz. 5. ve 6. sıradakilerin ise i'tibar için alınır). 6. Râvînin Âdâbı/Uyması İstenen Hususlar Hadis öğrenimi gibi önemli bir işle uğraşan kimsenin bazı hususlara özen göstermesi de istenmiştir. 1-İyi niyet (ihlas): Hadis talibi bu işi sadece ALLAH rızası için yapmaya çalışmalıdır. Bu hadis öğrencisinin birinci görevidir. Hz. Peygamber “Sözümü belleyip tebliğ edenlerin ALLAH yüzünü ağartsın” buyurmuştur. 2-Hadisi ehlinden almaya çalışmak: Hadis öğrencisine bu ilmi ilim, amel ve takvasıyla meşhur hocalardan almaya çalışmak yaraşır. 3-Öğrendiğiyle amel etmek: Hadis talibi öğrendiği hadislerle amel etmeyi bir prensip haline getirmelidir. Abdullah b. Mes’ud, ileri gelen sahabilerin on ayet ezberleyince, onlarla amel etmeden başka ayetlere geçmediklerini haber vermektedir. 4-Hocaya saygı göstermek: Hocaya saygı hadise olan saygının bir sonucudur. 5-Arkadaşlarına yardımcı olmak: İmam Malik “Hadisin bereketinden istifade etmek için, hadis öğrencilerinin birbirlerine yardım etmesi gerekir” demiştir. Hadis müzakeresi bu yardımlaşmanın en önemli yollarından biridir. 6-Tedrici bir metodla çalışmak: Hadis öğrenmek için planlı hareket etmek ve hadis kitaplarını belirli bir sırayla okumak gerekir. 7-Hadis usulüne önem vermek: Hadis talibinin öğrendiği hadislerden yararlanabilmesi için hadis usulünü bilmesi şarttır. Hadis hocasının da uyması gereken adab şu şekilde sıralanmıştır: 1-İyi niyet ve üstün ahlak sahibi olmak. 2-Haddini bilmek ya da ehliyete riayet etmek: Bu ehil olmadan hadis rivayet etmeye kalkışmamak demektir. 3-Daha ehil olana saygı göstermek. 4-Karıştırma ihtimali belirdiğinde hadis rivayetini veya okutmayı bırakmak. 5-Hadise ve hadis meclisine ehemmiyet vermek: Bu amaçla vakarlı, temiz, kılık kıyafetine özenli ve eğitim-öğretim kurallarına riayetkar olmalıdır. 6-Kitap yazmak ve diğer ilmi faaliyetlerde bulunmak. Bir hadis hocası bunlar dışında sürekli yeni bilgiler öğrenmeye çalışmalı, öğrendiklerini uygulamalı, talebe ve arkadaşlarına yardımcı olmalı, önceki ve muasırı alimlere saygı göstermeli, ders saatlerinde titiz davranmalıdır. |
Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... | İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar | nurşen35 | 87 | 33953 | 23 Mayıs 2015 21:53 |
Gülmek isteyenler tıklasın :))) | Videolar/Slaytlar | Kara Kartal | 3 | 4091 | 10 Mayıs 2015 16:16 |
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar | İslami Haberler | Medineweb | 0 | 2745 | 10 Mayıs 2015 16:13 |
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' | Ayın Üyesi | 9Esra | 13 | 9033 | 30 Nisan 2015 14:29 |
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor | Tefsir Çalışmaları | Medineweb | 0 | 3353 | 19 Nisan 2015 15:45 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
sakarya ilitam hadis 6. hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 28 Aralık 2013 14:33 |
sakarya ilitam Hadis Usulü 9.Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 15:01 |
sakarya ilitam Hadis Usulü 8.Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 14:56 |
sakarya ilitam Hadis 10. Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 14:54 |
sakarya ilitam hadis 9-13.hafta özetleri | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 14:42 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|