|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM,Açılış Tarihi: 02 Kasım 2007 (01:21), Konuya Son Cevap : 01 Ekim 2009 (21:55). Konuya 8 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
02 Kasım 2007, 01:21 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Yağmur... Yağmur Yağmur…. Islatırmısın, ömrümün kasvet dertlerinin kaldırımlarını süzülürümsün sel olup ta mücrim gönlümün sokaklarına sürüklermisin günahlarımı,mağfiretin bağrına sel olup gider misin, sevda denizinin susuz girdabına Yağmur! alıp götürür müsün sevdamı ,sevda diyarına çağlarda haddini aşıp ,ulaşır mısın yürek çölüne gözyaşımı cem edip katıp götürür müsün benden bir damla ,benden bir mağrur çise Yağmur! İletir misin göz yaşlarımı ,iletir misin selamımı medine’nin gülüne bir kaç damla su ile… hep enginlere ulaşırsın da sevgiline tanımazsın engel yıkıp geçtiğinde ardına bakmazsın kavuşmak için mi ne? Yağmur olmak gerekiyorsa kavuşmak için Sevgililer sevgilisine…. Yağmur! Bir akabilsem Medine’ler Medinesine Selamın ,sevginin ,hülyaların çeşmesine… Gerekiyorsa aşmak bendini,sel olup karışmak Umursamadan sahrayı ,unutmak olsa da deryayı İhanet buysa sevgiliye,alınmaz derya Yeterki varabilsek ,ıslak utangaç gözyaşlarıyle Yağmur! Ona bir damla sevdayı,bir çise duayı Bir de selamı…. Bir kez daha gözgöze gelsem ıslak duygularımda Yüreğime koyduğum….medine’yle Ben gidemesem de ,medine’yi göremesem de Halimi bildirir melekler ,peygamberime Yağmur! Sen varamasanda arada sahralar Çöl sıcağı seni kucaklar Beni sevdalar ülkesine Medine’ye taşır bu yürek Senin de selamını iletirim O kutlu nebiye….. ..... |
Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı | Kur'ân-ı Kerim Genel | Medineweb | 1 | 2913 | 01 Ocak 2013 16:58 |
Muhammed ve İnançlılar / Röportaj | Anket'ler-Röportaj'lar | EyMeN&TaLhA | 1 | 2770 | 02 Kasım 2010 01:14 |
Ebuzerr / (Ali Şeriati) | Ashab-Kiram(r.a) | Mihrinaz | 5 | 4969 | 16 Temmuz 2010 01:33 |
BAKMAK YETMEZ.... | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Mihrinaz | 4 | 2236 | 24 Nisan 2010 15:15 |
İN'SANLARDAN... | Serbest Kürsü | Beytül Ahzan | 3 | 2266 | 02 Mart 2010 22:27 |
02 Kasım 2007, 20:35 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Yağmur... İbrahim Sadri-Yağmur Yıllardır bozbulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Hasretin alev alev içime bir ân düştü Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış, mâzide Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bîcan düştü Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım O mücellâ çehreni izleseydim ebedî Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Sarardı yeşil yaprak; dal koptu, fidan düştü Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü Kâtil sinekler deldi hicâbın perdesini İstiklâl boşluğunda arılar nâdân düştü. Bazen kendine âşık deli bir fırtınaydım Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü Mazluma sürgün evi; zâlime cihan düştü Sana meftûn ve hayran, sana râm olanlara Bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryâdım Tereddüt oymak oymak kemirdi gurûrumu Bahîradan süzülen bir yaş da ben olsaydım Haritanın en beyaz noktasına kan düştü Kırıldı adâletin kılıcı, kalkan düştü Mahkûmlar yargılıyor, hâkimler mahkûm şimdi Hakların temeline sanki bir volkan düştü Devlerin esrarını aynalara sorsaydım Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü İlkin karardı yollar; sonra heyelân düştü Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer Sensizlik diyârından püsküllü yalan düştü Madenî arzuların ardında seyre daldım Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Şehirler kâbus dolu; köylere duman düştü Tersine döndü herşey sanki; âsûman düştü Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayalî Hazîndir ki, dertleri aşmaya ummân düştü Saatlerin ardında hep kendimi aradım Bir melâl zincirine takıldı parmaklarım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkûm olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım Güzellik şâhikası gülümserdi yüzüme Senin visâlinle bir gülmüş de ben olsaydım Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryân düştü Toplumun gündemine koyu bir isyân düştü İniltiler geliyor doğudan ve batıdan Sensizlikten bozulan dengeye ziyân düştü Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Yağmur, sayrılığıma seninle dermâan düştü Beynimin merkezine ölümsüz fermân düştü Silindi hayalimden bütün efsûnu ömrün Bir dönüm noktasında aklıma Rahmân düştü |
20 Aralık 2007, 16:31 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 25 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Yağmur Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-i hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat Yıllardır boz bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Hasretin alev alev içime bir an düştü Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla Evlerin anasına dikilir yeşil bayrak Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım Heyula, bir ağ gibi ördü rüyalarımı Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım Bir cezir yasadım ki, yaşanmamış, mazide Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım |
20 Aralık 2007, 16:34 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 25 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: YAĞMUR Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri Paramparça, ateşler şahının hayalleri Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım O mücella çehreni izleseydim ebedi Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü Katil sinekler deldi hicabın perdesini İstiklal boşluğunda anılar nadan düştü Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin Ebedi aşka giden esrarlı yollarında Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü On asırlık ocağın savururdum külünü Bazen kendine asık deli bir fırtınaydım Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü Badiye yaylasında koklasaydım izini Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar Seninle yıkasaydım acılar dehlizini Ne kaderi suçlamak kalırdı ne intihar Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım |
20 Aralık 2007, 16:38 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 25 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: YAĞMUR Haritanın en beyaz noktasına kan düştü Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi Hakların temeline sanki bir volkan düştü Firakınla kavrulur çölde kum taneleri Ahuların içinde sevdan akkor gibidir Erdemin, bereketin doldurur haneleri Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir Şemsiyesi altında yürürsün bulutların Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların Devlerin esrarını aynalara sorsaydım Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından Madeni arzuların ardında seyre daldım Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali Hazindir ki; dertleri aşmaya umman düştü Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır Sesini duymayanlar girdabında boğulur Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin Saatlerin ardında hep kendimi aradım Bir melal zincirine takıldı parmaklarım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım |
20 Aralık 2007, 16:40 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 25 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: YAĞMUR Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin Mekanın fırçasında solmayan resim senin Yağmur, bir gün elimi ellerinde bulsaydım Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Tavanı çöktü askın; duvarlar üryan düştü Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü İniltiler geliyor doğudan ve batıdan Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü Islaklığı sanadır ahımın efganımın İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın Nazarın ok misali karanlıkları deler Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü Nefesinle yeniden çizilecek desenler Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler Anneler çocuklara hep seni içirecek Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü Şarkısıyla yasadık yıllar yılı baharın İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım NURULLAH GENC |
20 Aralık 2007, 18:55 | Mesaj No:7 |
Cvp: YAĞMUR
Allah Nurullah abimizden razı ola... Şiirleri muhteşem. Ama ben en çok Herşey yanıp gül oldu kitabındaki Çanakkale ile alakalı şiirlerine bayılıyorum............... | |
29Haziran 2008, 21:59 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 9 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Yağmur
Ayrılık getirecek bu YAĞMUR belli; Havada yine hicrân kokusu var. Sen bu ellerden gittin gideli, Ağlıyor ardından hep bu YAĞMUR'lar. Ayrılık getirecek bu YAĞMUR belli... Feryâtlar, feryâtlar.. duymuyor kimse! Vicdânlar sağır, taş ve ateşten - Yaratılmış, sahte, dar bir elbise. Yamaçta aksi, kısacık ve içten - Feryâtlar, feryâtlar.. duymuyor kimse! Eller semâlarda; bulutlu gözler: Bu karanlık gecenin sabâhı nerde? Gözyaşları gözyaşlarını izler; Ve bir yaprak gibi titrerde, Eller semâlarda; bulutlu gözler: Taş kalplere anlatmak ahh.. Ne kadar zor - Gerçeklerin masal olmadığını. Bir darbe de dostun kendisi kor; Basar hemen sonra da kahkâyı... Taş kalplere anlatmak ahh.. Ne kadar zor! .. Beklemek, beklemek.. Acaba neyi? Sevgi nedir bilmeyen gönüllerden - Bir parça, küçücük.. Dostça sevgiyi.. Herşeye rağmen bıkmayıp yeniden, Beklemek, beklemek.. Acaba neyi? İnanmak.. Ahhh.. Sonuna dek inanmak.. Sonuna dek ve de gülercesine - Ateşe bağrına gâmlı uzatmak.. Baharında birgün geleceğine, İnanmak.. Ahhh.. Sonuna dek inanmak.. Zulümler,zulümler.. Sonsuz zulümler.. Neden: Çünkü bu dava tehlikeli(!) .. Açmasın, açmasın diye bu temiz güller İğrenç yüzünde çağdaşlık maskeli - Zulümler,zulümler.. Sonsuz zulümler.. Erkek olamadık biz sizler kadar; Seyrettik uzaktan sizi hüzünle. Seyrettik, seyrettik sadece o kadar; Bu kavganın gerçek yüzünde, Erkek olamadık biz sizler kadar... Rüyâlarda gezdik sizden habersiz; Amaçsız, pembe - beyaz rüyâlarda. Tasasız, gâyesiz, duygusuz ve hissiz - Gafletler, gafletler ve hep ardarda Rüyâlarda gezdik sizden habersiz; Bulanmış nehirler nefsin tasında, Günâhlar zevk olmuş, haramsa âdet. Saklıymış meğer senin her gözyaşında, Hakîkî mutluluk, gerçek saadet. Bulanmış nehirler nefsin tasında... Artık uyan, uyan eyy Tûde-i Zinde Kalk ayağa sen de Sakarya gibi! Uykular gezinen mahmûr yüzünde - Açmalı sevdânın diriliş vakti! .. Artık uyan, uyan eyy ;Tûde-i Zinde Canlanın siz de eyy solgun çiçekler, Canlanın siz de bir kıyâm vakti.. Ve şu kırık dallarda teker teker, YAĞMUR damlalarını öper gibi, Canlanın siz de eyy solgun çiçekler! .. Islanın ve eriyin bu gözyaşlarında, Başörtüsü mendil herrr bacınızın... Erkeklik nedir görün varın da; Varın bunu defterinize böyle yazın! Islanın ve eriyin bu gözyaşlarında! ! ! Mevlâ`m affeder (!) bizi; sen de affet! Affet bizleri ne olur buna muhtâcım.. Sen eyy gül ü rahmet, sen eyy hüsn ü iffet; Affet bizleri ne olur eyy bacım; Mevlâ`m affeder (!) bizi; sen de affet! |
01 Ekim 2009, 21:55 | Mesaj No:9 |
RE: Yağmur Yağmur! Yağ da öfkemiz yok olsun. Yağmur! Yağ da rahmet kokusuyla ruhum huzur bulsun. Yağmur! Yağ da sessizliğim son bulsun. Yağmur! Yağ da dertlerim derman bulsun. yağmur; içimde çakan şimşekten sonra gelen, yağmur; ruhumu temizleyip de yüzümde nihâyet eden, yağmur; sersefil kalbime mis kokusunu veren, yağmur; çisil çisil gönlümden inen. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
YAĞMUR'UN KALEMİNDEN...(1) | AŞK'ÜL İSLAM | Makale ve Köşe Yazıları | 8 | 01 Ekim 2023 09:58 |
Yağmur Yolcusu.../medineweb | su damlası | Gönülden Dökülen Nağmeler | 2 | 20 Eylül 2023 21:53 |
Müthiş yağmur yağıyor | Nebevi Sevda | Taziye-İlan-Selamlaşma | 0 | 23Haziran 2020 14:14 |
ve durdu yağmur..... | AşıkıZehra | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 10 Şubat 2009 00:00 |
Yağmur Duası | MERVE DEMİR | Dua Bölümü | 0 | 16 Eylül 2008 03:12 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|