Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Tasavvuf-Tarikat

Konu Kimliği: Konu Sahibi aslıı,Açılış Tarihi:  26 Aralık 2011 (18:57), Konuya Son Cevap : 26 Aralık 2011 (23:42). Konuya 24 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 26 Aralık 2011, 23:14   Mesaj No:21
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:İqra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14869
Üyelik T.: 30 Kasım 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 52
Konular: 12
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: mürşid... mürşidi kamil....

Alıntı:
aslıı Üyemizden Alıntı Mesajı göster
fesubhanallahh.... yahu senin imamı buhari dedigin zat uydurma hadis katagorisine koydugun zat 8000 küsür hadisi var her hadisinde gusul abdesti alıp istihare namazı kılan aylarca yol gidip bi bi hadisi ögrenmek adına vardıgı yerdede elinde yem var gibi atı çagırıp kandıran adam benide kandırır diyip dönen bi zat bu kadar hadislere titizlik gösteren bi zata ne iftiralar ya rabbiii ne iftiralar....
Sizce Peygamber (sav) bunları söylemiş olabilirmi?


"Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim." ( Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852 )

"Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz. "(İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239 )

"Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm." (Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003)


"Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır ." (Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720)

"Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta." (Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805)


Okuyun bi değerlendirin kardeşim.
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Aralık 2011, 23:20   Mesaj No:22
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: mürşid... mürşidi kamil....

Halife osman diyim sorun değil ne anlayışta olduğumu sizden rica etsem delilleri ile açıklasanızda bende size cevabımı vereyim kardeşim ...
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Aralık 2011, 23:24   Mesaj No:23
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: mürşid... mürşidi kamil....

8- OLAĞANÜSTÜ YOLLARLA YARDIM

MÜRİT- İnsanlar birbirinden yardım istemezler mi? Bu da Allah’tan başkasından yardım iste­mek olmaz mı?


BAYINDIR- Yardımlaşmayı emreden çok sa­yıda âyet ve hadis vardır. Ama herkes bilir ki, ruhanîlerden beklenen yardım farklıdır. Onlardan insanların güç yetiremediği konularda ve olağan dışı yollarla yardım istenir. Bu, ya bir kor­kudan kurtulmak veya bir isteğe kavuşmak için olur.


Mesela İstanbul'da Tuzla'da bindikleri otomo­bille sele kapılıp sürüklenenlerden biri, "Ya Seyyidenâ Hamza!" diye Hz. Hamza'yı yar­dıma çağırdığını yazıyor 1. Eğer bu zat orada bulunan kişi­leri çağırsaydı yadırganmazdı. Ya da her şeyi her an görüp gözeten Allah Teâlâ'dan yardım is­teseydi güzel bir şey yapmış olurdu. Ama o, İstanbul'dan binlerce kilometre uzaktaki kabrinde yatan, olup bitenden haberi olmayan Hz. Hamza'yı çağırıyor. Demek ki o, Hz. Hamza'nın çağrıyı işittiğine, oraya gelip kendisini kurtaracak güç ve kuvvete sahip olduğuna inanıyor. Yoksa dar zamanda Hz. Hamza'yı hatırlar mıydı? Öyleyse, bu zat, Hz. Hamza'da bazı insanüstü sıfatlar olduğunu hayal ediyor. Bunlar hayat, ilim, semi, basar, irade ve kudret gibi sıfatlardır.


Hayat dirilik demektir. Bu zat Hz. Hamza'yı diri saymasaydı yardıma çağırmazdı.


MÜRİT- Ama şehitler ölmez.


BAYINDIR- Doğru, Allah yolunda öldürülenler gerçekte ölmüş olmazlar. Ayette şöyle buyurulur:

وَلاَ تَقُولُوا لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ اَمْوَاتٌ بَلْ اَحْيَاۤءٌ وَلٰكِنْ لاَ تَشْعُرُونَ (154)

154-Allah yolunda öldürülen­lere ölüler deme­yin, aslında onlar di­ridirler, ama siz bunu anlayamazsınız."(Bakara 154)


Bu, bizim anlayacağımız bir dirilik değil­dir. Eğer öyle olsaydı, Hz. Hamza'nın şehit olmasına Hz. Muhammed sallal­lahu aleyhi ve sellem o kadar üzülür müydü? Çağırınca gelse, zaman zaman çağırır, hasret giderirdi.


Abdullah b. Mes'ud diyor ki; "Biz Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin Hz. Hamza'ya ağla­dığı kadar bir şeye ağladığını görmedik. Onu kıbleye doğru koydu, cenazesinin ba­şında durdu ve sesli olarak hıçkıra hıçkıra ağ­ladı (2)


Hz. Hamza'yı şehit eden Vahşî, yıllar sonra müslüman olunca Hz. Muhammed ondan kendi­sine görünmemesini istemişti (3).

Şehitler konusuna tekrar değineceğiz.


Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ölünce, Allah ondan razı olsun, Ebu Bekir önemli bir ko­nuşma yapmıştı. Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre, şöyle demişti:


"Bakın, sizden kim Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme kulluk ediyorsa işte Muhammed ölmüş­tür. Kim de Allah'a kulluk ediyorsa şüphesiz o di­ridir, ölmez. Allah Tealâ buyuruyor ki: "Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de nice elçiler ge­lip geçti. O ölür veya öldürü­lürse gerisin ge­riye mi döneceksiniz? Her kim geri­sin geriye dö­nerse, o Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah şükre­denlere mükafat verecektir."(Al-i İmrân 3/144)


Abdullah b. Abbas diyor ki, "Ebu Bekir okuyun­caya kadar Allah'ın böyle bir âyet indirdiğini sanki hiç kimse bilmiyordu. Artık insanlar­dan kimi dinle­sem bu âyeti okuyordu. Saîd b. el-Müseyyeb de bana, Ömer'in şöyle dediğini bil­dirdi:


"Vallahi Ebu Bekir'in o âyeti okuduğunu işi­tince öyle oldum ki, kendimden geç­tim. Ayaklarım beni taşıyamaz oldu. Ayeti okuduğunu duyunca yere yığıldım. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gerçekten öl­müştü(4)."


Şu iki âyet de Hz. Muhammed ile ilgilidir:
وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَ أَفَإِيْنْ مِتَّ فَهُمْ الْخَالِدُونَ (34)
34-"Senden önce hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü olacaklardır?" (Enbiya 21/34)
اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَ (30)
30- "Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da öle­cek­lerdir."(Zümer 39/30)


Buna göre Hz. Hamza'nın anlayabileceğimiz manada diri olduğunu kim söyleyebilir?


Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Allah neyi gizlediğinizi, neyi açığa vurduğu­nuzu bilir.
Allah'ın berisinden çağırdıkları ise bir şey ya­ratmazlar; esasen kendileri yaratılmıştır.
Onlar ölüdürler, diri değil. Ne zaman dirile­ceklerini de bilemezler.(Nahl 16/19-21)


Maalesef bunlar, kendi kötü emellerine Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi bile alet ediyorlar. İnsanlar üzerinde kurdukları baskının devamı için yalan ve iftira ile meşgul oluyorlar. Bunca âyete rağmen Hz. Peygamberin sağ olduğunu ve onunla görüştüklerini iddia ediyor, hatta onun, bir müfettiş gibi denetleme yaptığını bile söyleyebiliyorlar.


Gözlerini hırs bürümüş bu insanların uslanması zor ama birazcık aklını kullananlar için Hz. Ömer'in şu sözünü naklet­mek isterim:

"İsterdim ki, Allah'ın Elçisi yaşasın da bizden sonra ölsün. Her ne kadar Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ger­çekten ölmüş ise de Allah aranıza bir nur koymuş­tur; siz onunla hak yolu bulursunuz. Allah Muhammed'i de onunla hak yola sokmuştur (5)"


O nur, Kur'an'dır. Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem veda hutbesinde şöyle demiştir:

"Aranızda, sıkı sarılırsanız artık sapıtmayaca­ğınız bir şey bıraktım, Allah'ın kitabını" (6)


İşte hak budur. "Hakkın ötesi sapıklık de­ğildir de ya nedir?"(Yunus 10/31-32)


Sözü geçen şahsın Hz. Hamza'da varsay­dığı sıfatların ikincisi ilim sıfatıdır. İlim, bilmek ve kav­ramak demektir. İnsanda da ilim sıfatı vardır ama bu, onun öğrenebildiği ve kavrayabildiği şeylerle sınırlıdır. Onları da zamanla unutur. Allah'ın ilmi sınırsızdır. O, her şeyi en ince ayrıntısına kadar en doğru biçimde bilir ve asla unutmaz.


İstanbul'a hiç gelme­miş olan Hz. Hamza'nın çağrıldığı yere gelmesi için, olayın geçtiği İstanbul- Ankara yolunun Tuzla'daki bölümünü bilmesi gerekir. O şahıs Hz. Hamza'nın bilgisini, şüphesiz Allah'ın bilgisi gibi saymaz. Ama onu böyle bir yere çağırdığına göre Allah Teâlâ'nın sınırsız bilgi­sinin bir bölümüne ortak saymış olur.


Üçüncü sıfat sem'dir. Sem', işitme gücüdür. Allah insana işitme gücü vermiştir, ama bu, belli titreşimdeki seslerin belli mesafeden işitilme­siyle sınırlıdır.

Hele Hz. Hamza gibi ka­birde bulu­nanlara bir şey işittirmeye bizim gü­cümüz yetmez. Allah Teâlâ şöyle buyurur:


Şüphesiz Allah diledi­ğine işit­tirir. Ama sen kabirdekilere bir şey işitti­re­mezsin. (Fatır 35/22)


Allah her şeyi işitir. En gizli sesler, hareket­ler, içten yakarışlar ve her şey onun tarafından işitilir. Şimdi bu zat, İstanbul'dan, "Ya Seyyidena Hamza !" dediği zaman Hamza'nın kendini işittiğini hayal ettiğine göre onu Allah'ın işitme sıfa­tına ortak etmiş olmaz mı? Çünkü bu şekilde bir işitme, Allah'tan başkası için söz konusu değil­dir.


Dördüncü sıfat basar'dır. Basar, görme gücü demektir. İnsanlarda da görme gücü var­dır, ama bu çok sınırlıdır. Allah Teâlâ, en küçük şeyleri bile en ince ayrıntısına kadar görür.


Kilometrelerce uzakta, kabirde yatan birini yar­dıma çağıran kişi, onun kendini gördüğünü kabul etmiş olur. Yoksa onun durumunu nasıl kavrasın? Bu şekilde bir görme, yalnız Allah'a mahsus olduğun­dan bu şahıs Hz. Hamza'yı Allah'ın görme sı­fatına da or­tak saymış olur.


Beşincisi irade, altıncısı da kudret sıfatıdır. İrade, dilemek ve tercih etmektir. Kudret de bir şeye güç yetirme anlamına gelir.

İnsanın iradesi de kudreti de sınırlıdır. Ölünce bu konuda hiçbir şeyi kalmaz. O şa­hıs Hz. Hamza'nın, bu çağrıyı kabul edecek iradeye ve gerekli yardımı yapacak kudrete sahip olduğuna inanmasa onu çağırmaz. Bu, olağan dışı bir irade ve kudret yakıştırma­sıdır. Bu an­lamda irade ve kudret sahibi tek varlık Allah Teâlâ'dır. Öyle ise o şahıs Hz. Hamza'yı Allah'ın bu iki sıfatına da ortak saymış olur. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ عِبَادٌ أَمْثَالُكُمْ فَادْعُوهُمْ فَلْيَسْتَجِيبُوا لَكُمْ إِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ (194)


أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَعْيُنٌ يُبْصِرُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا قُلْ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ ثُمَّ كِيدُونِي فَلَا تُنظِرُونِي (195)


إِنَّ وَلِيِّي اللَّهُ الَّذِي نَزَّلَ الْكِتَابَ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِحِينَ (196)


وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَكُمْ وَلَا أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ (197)



194- "Allah'ın yakınından çağırdıklarınız da, sizin gibi kullardır. Eğer haklıysanız onları çağırın da size cevap versinler bakalım.

195- Onların yürüyecek ayakları mı var, yoksa tutacak elleri mi var, ya da görecek gözleri mi var, veya işitecek kulakları mı var? De ki: "Ortaklarınızı çağırın sonra bana tuzak kurun, hiç göz açtırma­yın."

196-"Çünkü benim velim Kitap'ı indiren Allah'tır. O, iyilere velilik eder."

197- "Onun berisinden çağırdıklarınız kendilerine yardım edemezler ki size yardım etsinler."(Araf 7/194-197)

“Belki kendilerine yardımları do­ku­nur diye Alla­h’ın berisinden tanrı­lar edindi­ler. Ama onların yar­dıma güçleri yetmez. Oysaki kendi­leri onlar için hazır as­kerdirler. “ (Yasin 36/74-75)


Kendilerine dayanak olsun diye, Allah'ın berisinden tanrılar edindiler.
Tam tersi; onlar bunların ibadetlerini tanıma­yacak ve bunlara düşman olacaklardır. (Meryem 19/81-82)


İşte şirk budur. Yani Allah'a yakın bilinen kimseleri yalnız Allah'a ait bazı özelliklere sahip görüp yardımını istemek şirktir.


"De ki, baksanıza, Allah'ın yakınından neyi çağırıyorsunuz? Gösterin bana, yeryüzünde yaratmış oldukları ne vardır? Yoksa onların göklerde bir payı mı bulunuyor? Bu konuda bana, bundan önce gelmiş bir kitap veya bir bilgi kalıntısı getirin bakalım. Eğer doğru sözlü kimseler iseniz."


"Allah’ın yakınından kendisine kıyâmet gününe kadar cevap vere­meyecek kimseyi çağı­randan daha sa­pık kimdir? Oy­saki bunlar onla­rın çağrısının farkında değillerdir. (Ahqâf 46/4-5)


MÜRİT- Allah istese Hz. Hamza'ya bu özellik­leri veremez mi?


BAYINDIR- Allah'ın gücü her şeye yeter ama Allah'ın gücü ile delil getirilmez. Bunca âyet varken Hz. Hamza'ya özel bir güç verildiğini kim iddia edebilir? Bakın, Allah'ın elçileri de dahil hepimiz Allah'ın kulu, yani kölesiyiz. Allah da bizim Rabbimiz, yani Efendimizdir. Kölenin efendisi kar­şı­sında hiçbir yetkisi olmaz. Bu sebeple elçiler de dahil hiçbir insanın Allah karşısında bir yetkisi ol­maz. Allah'ın verdiği yetkiler olursa o başka. Hele yukarıdaki âyet­lerde olduğu gibi Allah'ın kimseye yetki verme­diğini açıkça belirttiği bir konuda bazı­larını yetkili saymak affedilemeye­cek bir suç olur.


MÜRİT- Ama bu zat, bir başka yerde Hz. Hamza'nın yardıma geldiğini bizzat görmüş. Diyor ki, "Cin diyebileceğim bir yaratık beni elimden tuttu ve götürmeye çalıştı. Çok bunal­dım. Birden istim­dad ile "Ya Hz. Hamza!" de­dim. O şanlı sa­habi benim davetime icabet etti ve adeta odanın içinde beliriverdi. Cin onu görünce korkudan geri geri gitti ve duvardan süzülerek gözden kay­boldu (7)."


BAYINDIR- Dara düşen herkese yardım eden Allah Teâlâ, onun da sıkıntısını gide­rince, o bunu Hz. Hamza'nın yaptığını sanmış. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurur:

أَلَا إِنَّ لِلَّهِ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَتَّبِعُ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ شُرَكَاءَ إِنْ يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ (66)

66-"Şunu bilin ki, göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Allah'ın yakının­dan[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ortak­lar çağıranlar neyin pe­şin­dedirler?
Bunların peşine takıl­dığı belli bir ku­runtudan başka bir şey değildir. Onlarınkisi sa­dece saçma­lamadır."(Yunus 10/66)

1- Küçük Dünyam- Zaman Gazetesi 28 Kasım 1996.
2- Safiyy'ur-Rahmân el-Mebar Kefûrî, er-Rahik'ul-mahtûm, Beyrut 1408/1988, s. 255-256.
3- Buhârî, Meğâzî, 23.
4 Buhârî, Meğâzî, 83.
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Aralık 2011, 23:27   Mesaj No:24
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: mürşid... mürşidi kamil....

a- Olağanüstü gücün kaynağı



MÜRİT- Hz. Hamza'yı yardıma çağı­ran kişinin asıl istediği şey, Allah'ın Hz. Hamza'yı yardıma gön­dermesidir. Bunun Allah'tan başkasını tanrı edinmekle ne il­gisi olur?


BAYINDIR- O sözü inceleyelim:

1- O zat bir yerde diyor ki, "Büyük ve mu­kad­des ruhlardan istimdâd (yardım talebi) ola­bilir (1)."
Ama Allah Teâlâ bu iddiayı şöyle reddediyor:

قُلْ مَنْ يُنَجِّيكُمْ مِنْ ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ تَدْعُونَهُ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً لَئِنْ أَنجَانَا مِنْ هَذِهِ لَنَكُونَنَّ مِنْ الشَّاكِرِينَ (63) قُلْ اللَّهُ يُنَجِّيكُمْ مِنْهَا وَمِنْ كُلِّ كَرْبٍ ثُمَّ أَنْتُمْ تُشْرِكُونَ (64)


63-"De ki: "Sizi karanın ve denizin ka­ranlıkla­rın­dan kurtaran kim­dir? Bundan bizi kurtarırsan şük­reden­lerden olacağız diye ona gizli gizli yalvarır yakarır­sınız."

64- De ki: "Allah sizi ondan ve her sı­kıntıdan kur­tarır, sonra da ona ortak koşarsınız."(En'am 6/63-64)
Yani sıkıntı sırasında yalnız Allah'a sığınırlar, sıkıntı geçince Hz. Hamza gibi birini çağırdıklarını, onun yardımıyla kurtulduklarını söylerler.

2- Hz. Hamza'ya bu gücü Allah'ın vereceğini hayal etmek neyi değiştirir? Çünkü bunun bir delili yoktur. Hz. Hamza'nın bu çağrı­dan haberi bile olmaz. Şu ayetler üzerinde bir daha düşünelim:

"De ki, baksanıza, Allah'ın yakınından neyi çağırıyorsunuz? Gösterin bana, yeryüzünde yaratmış oldukları ne vardır? Yoksa onların göklerde bir payı mı bulunuyor? Bu konuda bana, bundan önce gelmiş bir kitap veya bir bilgi kalıntısı getirin bakalım. Eğer doğru sözlü kimseler iseniz."

"Allah’ın yakınından kendisine kıyâmet gününe kadar cevap vere­meyecek kimseyi çağı­randan daha sa­pık kimdir? Oy­saki bunlar onla­rın çağrısının farkında değillerdir. (Ahqâf 46/4-5)


Müşrikler, tanrılarının gücünü Allah'tan aldı­ğını hayal ederlerdi. Ama bu, dayanaksız bir iddiaydı. Müşriklerle ilgili şu âyetleri biraz dü­şünmek gerekir.

قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنْ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ أَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنْ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنْ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ فَسَيَقُولُونَ اللَّهُ فَقُلْ أَفَلَا تَتَّقُونَ (31)


فَذَلِكُمْ اللَّهُ رَبُّكُمْ الْحَقُّ فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلَّا الضَّلَالُ فَأَنَّا تُصْرَفُونَ (32)


31-"Desen ki: 'Gökten ve yerden size rızık veren kim? Ya da işitmenin ve gözlerin sahibi kim? Kimdir o diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran? Ya her işi düzenleyen kim?' Onlar: 'Allah'tır!' di­yeceklerdir. Deki; 'O halde sakınmaz mısınız?'

32- İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Hakkın ötesi sapıklık değildir de ya nedir? Nasıl da çevrili­yor­sunuz?"(Yunus 10/31-32)

Müşrikler Kabe'yi tavaf ederken şöyle der­lerdi:


"Lebbeyk lâ şerîke lek illâ şerî­kun huve lek temlikuhu ve mâ me­lek"

"Emret Allah'ım, Senin hiçbir ortağın yoktur. Yalnız bir ortağın vardır ki, onun da bütün yetki­le­rinin de sahibi sensin."


Bunu bize nakleden İbn Abbas diyor ki, onlar "Lebbeyk lâ şerîke lek = Emret Allah'ım, Senin hiçbir ortağın yoktur." dediklerinde Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, "Yazık size, burada kesin, burada ke­sin." derdi (2)

Allah'ın vermediği bir yetkiyi putlarında varsay­maları müşrik olmaları için yetiyordu. Puta bu yet­kiyi verenin Allah olduğunu söylemeleri bir şeyi değiştirmiyordu.

Ayette şöyle buyuruluyor:
وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَمَا لَيْسَ لَهُمْ بِهِ عِلْمٌ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ نَصِيرٍ (71)

71- "Allah'tan önce (3) öyle şeye tapıyorlar ki, Allah onun hakkında hiçbir kanıt indirmemiştir. Onunla ilgili kendilerinin de bir bilgisi yoktur. Zalimlerin yardımcısı olmaz."(Hacc 22/71)

(Onlar Allah'ı bırakıp da O'nun, haklarında hiçbir delil indirmediği, kendilerinde de bir bilgi olmayan şeylere taparlar. Zulmedenlerin yardımcısı olmaz.)


MÜRİT- Bu zat o çağrıdan sonra "Adeta Hz. Hamza odada beliriverdi." diyor. Bir de şöyle bir hatırasını anlatıyor: "Eski bir dostumun hanımı ra­hatsızdı. Çare aramadıkları yer kalmamıştı. İçinde Bedir Savaşı'na katılan sahabelerin isimleri de bu­lunan bir dua mecmuasını vereyim diye kendile­rine gittim. Geleceğimden kimsenin ha­beri yoktu.


Ben merdivenlerden çıkarken bacımız trans halinde imiş. Cinler ona, "Hoca geliyor; fakat biz onun hakkından da geliriz" diyorlarmış. Kapıyı çaldım. Arkadaşım beni gö­rünce çok şaşırdı. 4

"-Bu dua mecmuasını bacımız üzerinde ta­şı­sın, mutlaka faydası olur, cinler yanına soku­lamaz­lar." dedim ve geçtim salona oturdum.
Sonra arkadaşım, bu dua mecmuasını ha­nımı­nın üzerine koymuş. Trans halindeki ba­cımız, "Nasıl, Hz. Hamza geldi diye kaçıyorsu­nuz de­ğil mi?" diye
bağırmaya başlamış 5 "

Şimdi bütün bunlar yalan mı?


BAYINDIR- O kadar ayete değil de bu iddialara kafayı takmış olmanızı anlamak gerçekten çok zor. Bunlar sa­dece şeytanın bir oyunu olabilir.


1- Küçük Dünyam-2, Zaman Gazetesi 28 Kasım 1996.
2- Müslim, Hacc, 22, Hadis no 1185.
3-دُونِ kelimesi ½gabl= önce manasına da gelir. Bu ke­lime ile ilgili ola­rak 9 numaralı dipnota bakılabilir.

4- Trans Fransızca’dan dilimize geçmiş bir kelimedir. Anlamı şudur: Kendinden geçme, uyaranlara karşı duyarlığın yok olduğu ve çevrede olup bitenlerin algılanmadığı bir tür uyku durumu.

5-Küçük Dünyam-2, Zaman Gazetesi 28 Kasım 1996.

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Aralık 2011, 23:42   Mesaj No:25
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: mürşid... mürşidi kamil....

Tarikatların genel felsefesi asla sahabeye dayanmamakta bilakis Hint mistizmi üzeredir.Bu felsefenin kaynağı Kurandan ziyade Brahmanizm Budizm gibi hint inançlarındandır...Bu inanç sistemlerinden alınan kurallar Arapça ve Farsça dillerdeki terimler ile kamufle edilerek İslam içerisine sokulmuştur lakin asla İslam olamamıştır.

İslam Allah tarafından tamamlanmış bir dindir artı ve eksiye müsade etmez...


Tarikatlarda özellikle nakşilerde Şeyh/Reyhler ve birinci derecedeki halifeleri ! tarikatın felsefesi ile ilgilenirler müritler bu konuda bilgi sahibi olmazlar.Tarikat felsefesinin reel amacı toplumu siyasal,sosyla ve ekonomik alanda yönetmek soymak koyunlaştırıp aklının kullanamamasını sağlamaktır şeyhe teslimeyet esası ve sorgulanamaz kuralı ile
halihazırda ülkemizde şovmen soytarılarından tutunda menzil putperestine kadar hepsi feodal bir sistem ile safi kalpleri ile onlara yönelen insanları sömürmektedirler...


Tasavvuf denilen Kuran dışı kavram çünkü kuranda Tasavvuf ismi geçmez ve İslami bir terim değildir bilakis Nakşilerde özellikle budizmin temeli vardır ve kavramlarının hemen hemen hepsi budizm kaynaklıdır...


Hint kökenli teorisyen Nakşibende ruhanileri ! bu kavramları Sanitçeden Arapçaya ve

Farsçaya çevirmişlerdir Bunların bazıları karşılıklarıyla şöyledir:



Yoga: Rabıta
Çitta: Huş der dem
Mantra: Wird
Vritti: Masiva
Nirvana: Fenafillah
Samadhi: Rabıta-i telebbusi
Upanişad: Seyr-u Süluk adabı
Penc Prana: Letaif-i Hamse
1.Upana: Kalp
2.Prana samana: Ruh
3.Apana: Sır
4.Sushumna: Khafiy
5.Pingala: Akhfa


Budizmde varolan anlayışın Tasavvuf adı altında isimleri değiştirilerek sunulan terimleri itirazı olan var ise bana bu terimleri Kurani boyutu ile açıklayıp izah etsin kimsenin sözüne ve anlattıklarına ihtiyaç hissetmediğim için Kuran ve Canlı örneği Allah resulu Muhammed'den örnek isterim....

Halen bu kadar hakikate rağmen Tarikat adı altındaki şebekeleri kutsayanlar ile aynı dinden değilim benim dinim hurafe bidat ve şahısların dini değil Allah azze ve cellenin apaçık dinidir gayrisi kimden olursa olsun ayaklarımın altındadır...
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Kamil Mürşide Varmasan Olmaz mehmet akif2 Şiirler ve Şairler 1 02 Aralık 2016 21:56
Mürid ve Mürşid ilişkisinde Rab Tecellisi Esadullah Tasavvuf-Tarikat 7 06 Şubat 2016 09:45
Mürşid Mürid Ve Edepler İqra Tasavvuf-Tarikat 48 27 Aralık 2014 09:20
Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 17 18 Şubat 2014 18:21
Mürşidi kamilin yardımı resullahın dilinden.inanmayanlara zinnureyn Tasavvuf-Tarikat 0 01 Ocak 2009 01:26

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.