|
Konu Kimliği: Konu Sahibi bilinmez,Açılış Tarihi: 16 Aralık 2012 (14:52), Konuya Son Cevap : 31 Ocak 2014 (02:06). Konuya 91 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
08 Ocak 2014, 19:41 | Mesaj No:31 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER.. Alıntı:
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
10 Ocak 2014, 16:08 | Mesaj No:33 | |
Durumu: Medine No : 27674 Üyelik T.:
25 Nisan 2013 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER.. Alıntı:
vallahi kuran'a ve sünnete uymayan birşeyde sessiz kalamam arkadaşım değil siteden yeryüzünden dahi silseler..
__________________ Müslüman olmak bütün otoriteleri reddedip sadece Allah'ın otoritesini kabul etmektir.. | |
10 Ocak 2014, 18:58 | Mesaj No:34 |
Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER..
Allah dostlarından birine sormuşlar: - Utanmıyor musunuz Allah ile kulları arasına girmeye? Tebessüm etmiş: - Ama biz araya girmeyince araları bozuluyor. -------- Sözün özü: Tarikatlarda kul ile Allah arasına girilmez. Aksine, araya girenler nasıl çıkarılır onlar gösterilir...
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
10 Ocak 2014, 20:20 | Mesaj No:35 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER..
MAHMUT EFEDİNİN KUR’ANA AYKIRI GÖRÜŞLERİ İstanbul Fatih de bulunan İsmail ağa çematin lideri olan Mahmut efedi tıpkı diğer tarikat şeyhleri gibi kitaplarında insanları küfrün şirkin karanlığına davet etmektedir. Bu cemat mensupları tarafında zamanın en büyük gavsı, evliyası olarak inanılan biri konumunda. Şimdi Mahmut efendi olarak bilinen bu şahsiyetin kurana aykırı inançlarını aktaralım kendi kitaplarında. ŞAHI NAKŞİBEND’İN BÜTÜN DÜNYAYI AYAĞINDAKİ TIRNAĞI GİBİ HERŞEYİNİ GÖRME ŞİRKİ Bütün büyük velilere çivi denir. Bunlar kainatın çivisidir. Kainatı bunlar tutuyor. Bunlar olmasa kainat yerle bir olacaktır. Çünkü Mürşid: Ruhun babasıdır. Tazim hakkı onundur. Şah-ı Nağşibend Hazretleri’nin bir müridi vardı. Hızır aleyhisselam ona göründü. O da hiç onun tarafına bakmadı. Ve benim hızırım orada dedi. İkinci kez tekrar göründü, yine tarafına bakmadı, üçüncü defa pazarda göründü ve Hızır (aleyhisselam) onu kucakladı ve bazı kelimeler söyledi. Mürid, Şah-ı Nağşibend Hazretleri’nin yanına geldiği zaman ona dedi ki ’’ Pazarda görüştünüz ’’ Evliyaullah ile bacak atılır mı ? Onlarla müsabakaya girilirmi ? Şah-ı Nağşibend Hazretleri, onların karşılaşıp konuştuklarını nasıl bildi ? Evliyaullah ile başa çıkılırmı ? Onlar büyük adam. Bizim bilemeyeceğimiz kadar büyük Şah-ı Nağşibend Hazretleri. Bütün dünya bana tırnağım üstü gibidir. Buyurmuştur. Dünya onlara tırnak gibi olunca o dünyada bir şey olur da onlara görünmez mi ? Ya Rabbi ! Onları bizden, bizi onlardan hepimizi Sen’den ve Habib’inden ayırma . Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 167 Yasin yayınları Bütün insanlar ve canlıların görmesi tamamen belirli bir sınır cercevesinde dir. İnsanın görmesi ile Allahın görmesini kıyas etmek mümkün değil. Bizim görmemiz bir sınır çecevesinde dir.ama Allah ın görmesi sınırsızdır. Bütün dünya benim tırnak üstüm gibidir sözü şunu gösteriyor. Şahı Nakşibendi bütün dünyadaki olup biten her şeyi çok rahat bir şekilde göre bilir. Bu inanç bunu gösteriyor evliya diye nitelenen insanlar baş parmaklarını nasıl net bir şekilde göre biliyorlarsa aynı netlikle bütün dünyada olup biten her şeyi göre biliyorlar. Böyle bir inancı ortaya koyduğunuz vakit allah’ın görme sıfatını Allah tan başkasına vermiş olursunuz. Bütün kainata olup biten her şeyi sınırsızca sadece Allah cc görür. Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En’am Suresi, 59) “Sizin Allah’tan başka taptıklarınız, Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah’ındır. O, Kendisi’nden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf Suresi, 40) “Belki kendilerine yardımları do¬ku¬nur diye Alla¬h’ın berisinden tanrı¬lar edindi¬ler. Ama onların yar-dıma güçleri yetmez. Oysaki kendi¬leri onlar için hazır as¬kerdirler. “ (Yasin 74-75) Kendilerine dayanak olsun diye, Allah’ın berisinden tanrılar edindiler. Tam tersi; onlar bunların ibadetlerini tanıma¬yacak ve bunlara düşman olacaklardır. (Meryem /81-82) ÖLÜLERDEN YARDIM İSTEMESİ “İşlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınızda kabir ehlinden yardım isteyiniz.” (Mahmut USTAOSMANOĞLU başkanlığında bir heyet, Ruhu’l-Furkan Tefsiri, İstanbul 1992, c. II, 82.) “Bir veli ölünce ruhu, kınından çıkmış kılınç gibi olur.” (Ruhu’l-Furkan, c. II, s. 67) CEVAP: Ölmüş insanlardan yardım istenileceğini söyleyen Mahmut efendi açıkça bu söylemiyle insanları küfre şirke davet etmektedir. Allah cc dururken Allahın öldürdüğü insanlardan yardım istemeyi meşru gören bir insanın Kur’anla sorgulanması gerekir. Neden Allah tan yardım isteyin ibaresi yokta Allahın öldürdüğü insanlardan yardım isteniliyor. Yani Allah cc bunu caiz görseydi neden Kur’anda açık bir şekilde bunu bildirmemiştir. BÜYÜK ŞİRKLERDEN BİR TANE DAHA Necmeddin-i Kübra ise şeyhin selam vermesini beklemeye koyuldu. Ayaktayken ona bir hal geldi. Gördü ki ,kıyamet kopmuş, orada cehennem orada cehennem, insanları tutup tutup ateşe atıyorlar. O ateşin etrafında bir tepe var . Bir şahıs da o tepenin üzerinde oturmuş . Her kim o şahsı göstererek . Ben bu zata bağlıyım derse onu bırakıyorlar. Cehenneme atmıyorlar . Derken birden Necmeddin-i Kübra’yı (kuddise sirruh) da tutup çekiyorlar . O ’’ Ben de o zata bağlıyım ’’ diyor. Bunun üzerine onu bırakıyorlar . Necmeddin –i Kübra o tepenin üzerine çıkıyor, bakıyorki o zat Şeyh Ruzbehan’dır. Huzuruna gidip, ayaklarına kapanıyor. Şeyh efendi : Bir daha hakikat ehlini inkar etmeyesin diyor ve onun ensesine kuvvetli bir sille vuruyor. Necmeddin’i Kübra yere düşüyor, yere düşünce gözlerini acıyor bakıyorki şeyh Efendi namazını tamamlamış selam vermiş, Necmeddin-i küra , şeyh efendiye yaklaştı, O’na hürmet etti, Şeyh efendi manada olduğu gibi açıktan da ensesine bir sille attı ve daha önce söylediği sözü tekrarladı. Necmeddin Kübra kendini büyük görme ! o an, maneviyat ulularını beğenmeme hastalığı Necmeddin’i Kübranın içinden çıkıp gitti. Şeyh Efendi ona : Geri dön ! Şeyh Ammar’ın hizmetine gir dedi. Şeyh Ammar’a verilmek üzere bir mektup yazdı, Necmeddin-i Kübra ile gönderdi. Mektup da şunlar yazılı idi. ’’ Her ne kadar bakırın varsa, bana gönder, onları halis altın edeyim, yine sana yollayım.’’ Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 183 Yasin yayınları RABITA İNANCI RABITA NEDİR ? Rabıta,bir müridin, mürşid-i kamilinin ruhaniyetiyle beraber, suretini kalp gözünün önüne getirerek hayal etmesi ve kalbiyle ondan yardım istemesinden ibarettir. Çünkü mürşit,yetiştirme ,yardım etme,feyiz verme,kemale erdirme ve tebliğ duyurma da Efendiz in vekilidir. İşte bu mana Allah,için ve Allah uğrunda şeyhe karşı olan tam bir muhabbetten ibarettir. Zira Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Selem) bizimle Allah’u Teala arasında vasıta olduğu gibi,mürşit de bizimle efendimiz ( Sallallahu Aleyhi ve Selem) arasında vesiledir. Ve o bizi hak yola ve Allah-u Tealanın zikrine irşat edendir. Ona karşı olan bu sevgi vacip olan bir iştir. Çünkü ’’ Allah yolunda sevmek ve Allah yolunda buğzetmek vaciptir.’’ (Ruhu’l-Furkan, c. II, s. 64) İkinci edep rabıta edebidir. Bunun kemale (en üstün derecesi) iki gözün arasında olan hayal hazinesi ile mürşidin ruhaniyetinin yüzüne hatta gözünün arasına bakmaktır. Zira orası feyiz kaynağıdır. Ondan sonra mürşide karşı kendini alçaltarak,son derece tevazu ilFe yalvarmak ve onu Mevla ile kendi arana vesile kılmak üzere ,mürşidinin ruhaniyetinin hayal hazinesine girip oradan kalbine ve derinliklerine yavaş yavaş indiğini düşünüp seninde peşinde yavaş yavaş oraya oraya aktığını ve indiğini hayal ederek ,şeyhini kendi nefsinden geçinceye kadar hayal gözünden kaybetmeyesin. Zira kalbin derinliğine son yoktur ve seyr-i ilallah (Arşın üstüne kadar olan manevi yürüyüş) kalp den hasıl olur.. Eğer cemi vukuf (kalbin bütün yönelişleri) bu rabıtayla olsa , kalbin derinliklerine inmek daha süratli olur. (Ruhu’l-Furkan, c. II, s. 79) “Rabıta bir müridin, mürşid-i kâmilinin ruhâniyetiyle beraber, suretini kalp gözünün önüne getirerek hayal etmesi ve kalbiyle ondan yardım istemesinden ibarettir. (Ruhu’l-furkan, c,II, s.64.) İnabeden, rabıtadan gayrisi zelillik sayıldı. Kulu Allah’ın rızasına kavuşturmaya inabe, rabıta en büyük sebeptir. Başka sebepler aramak zelilliktir, gereksizdir, boşunadır. Mamud Ustaosmanoğlu Sohbetler Sayfa 336-Siraç Kitabevi, İstanbul-1995 MÜRŞİDİN ALLAHIN SIFATLARIYLA SIFATLANMASI ŞİRKİ (ACIK BİR ŞİRK) Üçüncü yol Müşahede (Allah Hazretlerini görür gibi olma) Makamına ulaşmış ve sıfatı zatla tahakkuk.( Allahu teala Hazretlerinin öz zatına ait sıfatların mahzarı,tecelli ettiği,parladığı bir yer haline gelmiş) olan bir şeyhe rabıta etmektir.Çünkü onu görmek Allahı hatırlamaktır. . (Ruhu’l-furkan, c,II, s.67.) MAHMUT EFENDİNİN ŞEYHİNİ İLAHLAŞTIRMASI Benim şeyhim ismi Abdullahdır.O bu alemde gavsı azam makamındadır. Ben bu cihanda ondan başkasını bilmem varımı cismimi,canımı ( her şeyimi ) ona feda ettim.sende her şeyini feda etki Hakka gidelim Cemali Ba kemale erelim. (Ruhu’l-furkan, c,II, s.86.) ŞEYHE BAĞLANMADAN ALLAH’A ULAŞILMAYACAĞI İFTİRASI Eğer sen , bir şeyhe bağlanmadan bin sene kendi başına Allah’a kavuşmak için inleyip dursan, böylece O Mevla Tealayı bulman mümkün değildir. Sen , o padişahlar padişahı olan Mevla Tealayı, onun aynası mesabesinde olan kamil insandan gözet. O kamil insanın gönlüne girerek, Mevlaya varan yolu bul. Hemen onlara gönül bağlayıp ( rabıta edip) Hakka gidelim. (Ruhu’l-furkan, c,II, s.81.) VELİLERİN LEVHİ MAHFUZU GÖRMELERİ Diğer bir tasavvufî tevile göre: Levh-i Mahfuz’a, ruhaniyeti (manevi ta¬rafı) nefsanî kirlerden temizlenmiş olanlardan başkası vakıf (haberdar) olamaz. Ona ancak melekler ve melekânî (meleklere ait) sıfatları takınan büyük veliler muttalî olabilir. Ruh’ul-Furkan Tefsiri cilt 1 – Mahmud Ustaosmanoğlu, sayfa 18 sirac Kitabevi, İstanbul-1991 ALLAH’A ULAŞMA YOLU ANCAK ŞEYHLERE KÖLELİK YAPMAKLA MÜMKÜNDÜR. Bir mürid mürşidi için niye emrediyor, niçin yasaklıyor ? derse mürid olamaz. Çünkü inat ediyor, inatla bu iş olmaz. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 171 Yasin yayınları Nitekim İsmail Hakkı Bursevi (kuddise sirruh) buyurduki: Talebe akıl ve şeriat ölçüsüne göre, hacasından hoş olmayan bir hal görse bile, işlerine sözlerine , hal ve hareketine asla itiraz etmemelidir. Onda gördüğü o daranışı kerih görüp hocasının bu konuda cahil olduğu , hata ettiği gibi su-, zanlarda bulunmamalıdır. Akside hatayı kendi göz ve idrakinde aramalıdır. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 173 Yasin yayınları Yedinci kat semadan yerin altına düşmek, kalp erbabının mürşitlerin kalplerinden düşmekten hayırlıdır. Ve bu şöyle izah edilir: Çünkü ehlullahın nazarından düşmek, Hakk’ın nazarından düşmeye sebep olduğundan batın ashabının kalbinden düşmek, helak olmanın başıdır. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 173Yasin yayınları 70 BİN KELİME’İ TEVHİD LE CENNETİ GARANTİ ALTINA ALMAK (ÖLÜYE CENNETE GİRME SİGORTASI) Bir rivayete şöyle gelir: ’’ Bir insan ölse, arkasında 70 bin kelime-i tevhid okunulup ruhuna bağışlanılsa, cehennemde bile olsa tevhidin hürmetine çıkarılır. ’’ Meşayıhtan bir zat bunu duyunca, acaba sağlam kaynaklı mı dır diye tereddüt etti. 70 bin kere kelime-i tevhid dedi, kimsenin ruhuna bağışlamadı. Bir gün davetli olarak gitmiş olduğu yemek ziyafetinde idi. Davetliler arasında bir çocuk da vardı. Herkes yemeğe başladı çocuk daha yiyecekti ki aniden kaşığını bıraktı ağlamaya başladı. O zat sordu ? ’’ Oğlum ne oldu ? ‘’ Çocuk : ’’ Efendim kısa bir süre önce annem vefat etmişti bir an onun yeri gösterildi bana, cehennemde idi alevler içersinde yanıyordu. Buna üzüldüm ’’ dedi. Bunun üzerine şeyh efendi bundan evel okuduğu yetmiş bin kelime-i tevhidi çocuğun annesinin ruhuna hediye etti. Bir süre sonra çocuk sevinçle tebessüm etmeye başladı. Şeyh efendi yine sordu ’’ Oğlum şimdi ne oldu ? Çocuk Efendim meleklerin annemi cehennemden çıkarıp cennete koyduklarını müşahede ettim. Dedi. Böylece şeyh efendinin de rivayetinin sıhatli olup olmadığı hakkındaki tereddüdü zail oldu. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 97-98 Yasin yayınları MÜRŞİDİN HUZURUNA GİTME BİD’ATLERİ Mürşidinin huzuruna gitmeden evvel uyulması gereken edepler sırasıyla şöyle dir. 1) Abdest alınır 2) Bütün günahlar için on beş defa yahut daha fazla istiğfarda bulunur. 3) Fatiha ve ihlas şerif sureleri okunup mürşidin ruhaniyetine hediye edilir. 4) Yolda rabıta üzere olmalı,sağa sola bakmadan mümkün olduğu müdetçe nazar ber- kadem (ayakları üzerine bakılarak ) yürümelidir. Geçmiş zamanlarda müridler camiye,tekke yahut başka bir yere gidecekleri zaman, yanındaki ihvanları ile gidecekleri yere kadar konuşmadan rabıta üzere yürümeye sözleşirlerdi. Sizlerde mümkün oldukça böyle yapmaya gayret ediniz. Dinimizin haram kıldığı giyim tarzlarını sergileyen vitrinleri , afişleri Adem’e (aleyhiselama) yasak edilen meyve gibi biliniz iltifat etmeyiniz ta ki harama düşmeyesiniz. 5) Hanım ihvanlarımızda yürüşlerine dikkat etmeli. Tesettürlerinin şerefini muhafaza etikleri halde, halde rabıta üzere son derece vakur ve edepli yürümelidirler. Tesettürlü hanımların içerisinde, kopuklar nasıl yürüyorsa öyle yürüyenler vardır. Şunu unutmayınız tesettür İslam’ın temsil eder. Sayfa 192 Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 192 Yasin yayınları ALLAH’ TAN ERİMEK Kul, Mevla ile sütle şeker (in durumu) gibidir. Bu nasıl olacak? Şeker sütte eridiği gibi, kul da Mevlanın varlığında eriyecek,kul fena-fillah makamına erişecek. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 65-66 Yasin yayınları DUA EDERKEN ALLAH TAN BAŞKASINDAN İSTEME ŞİRKİ Rabıta ve murakabe de tevazu üzere Allah Teala dan yardım ve O nun dostlarından da himmet isteyeceksiniz. Bu, dilencilik tevazuluk işidir. Kibir kafanı kaldırdın mı olmaz. Rabıta esnasında süt dökmüş kedi gibi boyun bükük isteyeceksin. Ya Rabbi sana kavuşmak istiyorum maksudum matlubum sensin, bu dostunun vesilesiyle beni zatına kavuştur. Rabıta edilen zata da Ey Rabbimin dostu ey Rabbimin sevgilisi elimden tutun, bu tarikata ehil eyleyin, evlatlığa kabul edin Rabbime kavuşmam için vesilem olsun denilerek himmet istenir. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 60Yasin yayınları
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
10 Ocak 2014, 20:33 | Mesaj No:36 |
Durumu: Medine No : 15266 Üyelik T.:
14 Aralık 2011 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER..
o bahsettiğiniz ete kemiğe burundu cümlesi montaj değil fakat neden dediğinidee açıklamış hocamız eleştiri videosu yayınlıyosunuzda neden açıklamasını yayınlamıyorsunuz anlamadım ben linki yayınladım ama telden olduğu için yanlış olmuş geri çektim teke tek de bununla ilgili açıklaması var bakabilirsiniz Youtube dan irşadul müridinden örnekler sunmuşsunuz mürşidin huzuruna gitme bidatleri diye kusura bakmayın da muftuylle toplantıya giderken bile takım elbiseler kıravatlar giyinip gidiyosunuz allahın veli kuluna o pırlanta o Allah dostlarının yanına giderkende abdest alıp tövbe edip öyle huzura varılsın
__________________ ''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. halbuki,biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak........'' |
10 Ocak 2014, 20:53 | Mesaj No:37 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER..
Bu saygı değil tazim dir...insanlara yapılan bu tür tazimlerde şirktir.. [YT]EpQyO1udZ0c[/YT]
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
10 Ocak 2014, 20:59 | Mesaj No:38 | ||
Durumu: Medine No : 668 Üyelik T.:
19 Aralık 2007 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER.. Alıntı:
Alıntı:
takım elbise ile gitmeleri medeniliktir,kuraldır. ama abdest almak tövbe etmek istiğfar etmek ???????????? KENDİNİZE GELİN YA! | ||
10 Ocak 2014, 21:27 | Mesaj No:39 |
Durumu: Medine No : 15266 Üyelik T.:
14 Aralık 2011 | Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER..
medenilik mi iyiymiş arkadaşım abdest tövbe bunlar da temizliktir temiz insanlara temiz gidilir sonuçda tovbeyi gittiğin zata etmiyosun rabbine ediyosun temizleniyosun öyle gidiyosun neyse bunu ne ben anlatabilirim nede anlamak istemeyenler anlayAbilir rabbim cümlemizi doğru yoldan ayırmasın
__________________ ''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. halbuki,biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak........'' |
10 Ocak 2014, 22:31 | Mesaj No:40 | |||
Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER.. Alıntı:
Sizin küfürle itham ettiğiniz bu kişi, geceleri teheccüde kalkan, Allah için namaz kılıp alnını secdeye koyan ve öğrencilerine de geceleri teheccüde kalkmalarını, namazı ihmal etmemelerini, her anlarını Allah ile geçirmelerini ve dillerinden Allahın zikrini düşürmemelerini tavsiye eden birisi... Şimdi bir kez daha düşünün... Böyle birine kafir demek ve şirkin karanlığına davet ediyor demek, Allah adına karar vermek değil de nedir? Alim değilim... Ama kıt bilgimle sorularına parça parça cevap vermeye çalışayım... Yalnız şunu da iyi bilin ki, sizin anlayamayıp küfür dediğiniz her sözün islama uygun bir açıklaması vardır... Şimdi: Alıntı:
Alıntı:
(Yeryüzünde Allah diyen Müslüman kaldığı sürece kıyamet kopmaz.) [Müslim, Tirmizi] Hal böyle iken, dilini bırak, tüm hücrelerine kadar Allah diyen ve Allahı anan bu kulların çivi olmasından gayet doğal ne olabilir... Senin benim Allah deyişimizin samimiyeti ne kadardır... Yaptığın alışveriş seni Allah demekten alıkoyuyorsa, Allahı bu anış ne kadar gafilanedir... Onları ise hiç bir şey Allahı anmaktan alıkoymuyor... Öyle erler vardır ki onları ne ticâret, ne alım satım, Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkar onlar. (Nur suresi 37) Beni sorarsan, kıldığım namazlardan bile gafilim... Ya sen...? Her anında Allah ile isen müjdeler olsun, sen de gönül dostlarından birisindir... Kalbi her anında Allah diyen birine tazim etmeyip de kime edeceksin... Böyle bir insanın elini öpmeyeceğiz de kimin elini öpeceğiz... Kaldı ki, yaratılanı hoş gördük yaratandan ötürü...
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | ||||
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 47 | 05 Ekim 2016 18:34 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|