Çad’dan Türkiye’ye 'insanlık' çağrısı

[EyMeN&TaLhA]

Çad’dan Türkiye’ye 'insanlık' çağrısı

Türkiye’nin Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas da Türkiyeli yardım kuruluşlarına ve hayırseverlere çağrı yaptı
Mustafa Uzun’un haberi:

Afrika’nın merkezinde yer alan Çad’dan yükselen feryatlar Türkiye’ye ulaştı. Sudan, Kamerun ve Libya’dan kaçan mültecilerin sığındığı Çad, son 2 hafta içerisinde 100 bini aşkın mülteciye kapılarını açtı. Kızgın çöllerde bekleyen mülteciler çok zor şartlar altındalar. Ölümler başladı. 40 civarında çocuğun öldüğü mülteciler kuru ekmeğe muhtaç. Türkiye’nin Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas da Türkiyeli yardım kuruluşlarına ve hayırseverlere çağrı yaptı.

KADIN VE ÇOCUKLAR SAVAŞTAN KAÇIYOR

Bölgede yaşanan sıkıntılar hakkında bilgi veren Büyükelçi Kavas; “2003 yılında Sudan’ın batısındaki Darfur’da başlayan iç çatışmalar neticesinde 300 bin Darfurlu Çad’ın doğusundaki Vafi-Fira, Veday ve Sila bölgelerindeki kamplara göçmüşlerdi. 2013 yılı başında da Sudan, Ortaafrika ve Çad ortak sınırına yakın ve Sudan tarafında kalan Um Dukhum şehri çevresindeki altın madenlerinin paylaşımı konusunda Misseriya ve Salamat kabileleri arasındaki şiddetli çatışmalar çıktı. Bu kabileler birbirlerinin köylerini yakıp yağmalamaya başlayınca öncelikle kadın ve çocuklar 60 kilometrelik mesafeyi yürüyerek Çad tarafına geçtiler ve Dar Sila bölgesindeki Tisse şehrine yakın bölgeye ulaştılar” diye konuştu.

3 HAFTA İÇİNDE YARDIM GİTMEZSE FELAKET GELECEK

Çad’ın son iki ayda gelen ve sayıları toplam 75 bini geçen mültecilere kendi imkanları ile sahip çıkamayacağını söyleyen Türkiye’nin Büyükelçisi Prof. Kavas; “Üç göç dalgası içerisinde şu anda en zor şartlarda olanlar son iki ay içinde Darfur’dan gelenlerdir. Bunlara bu Mayıs ayının ikinci haftası sonuna kadar gerekli her türlü insani yardım ulaştırılamayacak olursa belli su birikintileri arasındaki adacıklarda mahsur kaldıklarında kendilerine bir daha yardım göndermek mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu.

BÜYÜK FACİA OLABİLİR

Eğer erken davranılmazsa büyük felaketlerin olabileceğini ifade eden Kavas, şöyle devam etti; “Tissi’deki yeni açılan kamplara kullanılabilen kara yolundan sonra sekiz saatlik zorlu bir yolculukla ve 50 civarında su birikintisi geçilerek ulaşılmaktadır. Üç hafta sonra bu birikintileri araçlarla ve özellikle gıda ve diğer malzeme taşıyan kamyonlarla geçmek imkansız hale gelecektir. Tissi’ye bugün bile sadece küçük uçaklarla personel ve acil ilaç taşınabilmektedir. Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin elinde gıda ve diğer ihtiyaç malzemeleri stok’u bulunmamaktadır. Kamerun’un liman şehri Duala’daki depolarından kamyonlarla taşınacak malzemelerin kamplara ulaşması yirmi günlük bir yolculuk gerektirmektedir. En kullanışlı ve acil olanı başkent Encemine’den alınacak malzemeler iki günde ve doğudaki Abeşe’den alınacak olanlar ise bir günde taşınabilecektir.”

ACİL İHTİYAÇLAR

Halen hiçbir barınak bulunmayan Tissi kamplarında on binlece Darfurlunun bulabildikleri ağaçların gölgesinde günlerini geçirmekte olduklarını söyleyen Kavas; “Nehir yatağından su temin edip kullanmaktadırlar. Bir an evvel çadır, sivrisineklere karşı ciminlik, üzerine oturabilecekleri ve yatacakları halıfleks tarzı sergiler, un, makarna, bebekler için süt tozu, şeker, tuz, çay, sabun, suyu mikroptan arındıracak klor, giymek için kıyafet, gece soğuyan iklimde ısınmak için battaniye ve özellikle sıtma dahil bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli ilaçlar temin etmeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu.

40 KİŞİ ŞİMDİDEN ÖLDÜ

Büyük bir insanlık dramının yaşandığı Çad’ın doğusundaki kamplarda şimdiden beliren kızamık hastalığı yüzünden yedi çocuk vefat etti. Ayrıca diğer hastalıklardan da ölenlerin sayısı 40’ı geçmiş bulunuyor. Bu durumda eğer uluslararası toplum insani yardım faaliyetlerini üç hafta içinde bu insanlara ulaştıramazsa binlerce insanın ölümüne seyirci kalınacağını söyleyen Büyükelçi Kavas; “Türk Sivil Toplum Kuruluşları Somali’de, Myanmar’da, Mali’de ve Suriye’de büyük bir özveri ile mültecilere ve yardıma muhtaç insanlara el uzattı. Artık Çad’da on yıldır yaşanan bu drama da gereken eli uzatmanın vakti geldi ve bir an evvel harekete geçilmesi gerekmektedir” dedi.

CANSUYU DERNEĞİ YARDIM ELİNİ UZATIYOR

Öte yandan Çad’da yaşanan insanlık dramına Türkiye de sessiz kalmıyor. Dünyanın birçok bölgesinde muhtaç ve mağdur insanlara yönelik çalışmalar yapan Cansuyu Derneği, bölgeye yardım elini uzatıyor. Derneğin, acil ihtiyaç, gıda ve ilaçlardan oluşan bir yardım ekibini bölgeye göndereceğini söyleyen Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü; “Hayırsever vatandaşlarımızdan bu defa Çad’daki kardeşlerine yardımlarını esirgememelerini rica ediyoruz” diye konuştu.
alıntıdır

[EyMeN&TaLhA]

Dünya, Myanmar'daki Müslüman soykırımına seyirci

Burma hükümeti, etnik temizlik kampanyasına katkı sağlamaktadır
Müslümanların katledildiği Burma'da hükümet, suçluları cezalandırmak yerine Budistlerin 'kaygısını' giderecek bir adım atıyor. Şiddet olaylarını inceleyen komisyon Müslüman nüfusu azaltacak bir doğum kontrol uygulaması önerdi.

Burma'da (Myanmar) hükümet tarafından, ülkenin batısında Müslümanları hedef alan saldırıları araştırması için kurulan komisyon, Müslümanlar arasında nüfus artışını kontrol altına almak için doğum kontrol programı uygulanması önerisinde bulundu. Komisyon tarafından hükümete sunulmak üzere hazırlanan raporda, Budistlerin komşu ülke Bangladeş'ten gelen, yasa dışı göçmenler olarak gördükleri Müslümanların artan nüfusuyla ilgili endişelerinin iki toplumun barış içinde birlikte yaşamasına büyük engel oluşturduğu belirtildi. Çareyi Müslümanların nüfusunu kontrol altına almak için aile planlaması programları uygulamakta bulan komisyon, bölgedeki çeşitli merkezlerde doğum kontrol eğitimi verilmesini önerdi.

125 BİN KİŞİ EVLERİNİ TERKETTİ

Hükümete Arakan (Rakhine) eyaletinde yaşayan herkesin vatandaşlık durumunun belirlenmesi çağrısında bulunan komisyon, en azından gerilim azalana kadar iki toplumu birbirinden mümkün olduğunca uzak tutmak için güvenlik görevlilerinin sayısının artırılması gerektiğine işaret etti. Söz konusu komisyon Devlet Başkanı Thein Sein tarafından geçen yıl atanmış 27 üyeden oluşuyor. Geçen yıl Myanmar'ın Arakan eyaletinde Budistlerin düzenlediği saldırılarda çoğu Müslüman 200 kişi yaşamını yitirmişti. Yüzlerce ev ve iş yerinin ateşe verildiği çatışmalar yüzünden 125 bin kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı. İnsan hakları kuruluşları bu rakamların daha yüksek olduğunu elirtiyor.

Örgüt raporu: Etnik temizlik!

İnsan Hakları İzleme örgütü, Burma hükümeti'ne bağlı komisyonun hazırladığı raporu son derece yetersiz olarak nitelendirdi. Örgüt, geçen hafta yayımladığı 153 sayfalık raporda, Burmalı yetkilileri, Arakan eyaletinde Rohingya Müslümanlarına karşı etnik temizlik yapmakla suçlamıştı. Örgütün Asya'dan sorumlu Müdür Yardımcısı Phil Robertson, şunları ifade etmişti: 'Burma hükümeti, evlerini terk etmek zorunda kalan Müslümanlara yardım ulaştırılmasını engelleyerek ve seyahatlerini kısıtlayarak etnik temizlik kampanyasına katkı sağlamaktadır. Saldırılara bir an önce son vermemesi ve suçluları yargılamaması durumunda Burma hükümeti olaylardan sorumlu olacaktır.'

AA