|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 15 Şubat 2011 (13:15), Konuya Son Cevap : 17 Şubat 2011 (20:02). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
15 Şubat 2011, 13:15 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | İçi Boşaltılmış Din(i)dar’lık İçi Boşaltılmış Din(i)dar’lık Kur’an İslamından uzak bir yaşam sergileme gayesinde olanların kutsallık atf edip din içerisine sokmuş oldukları bidatlerin başında Kandiller gelmektedir. Allah Resulü Muhammed döneminde olmayan ve dinin özü gibi lanse edilen bidatleri kutsallaştıranlar, islamın bir bütünlüğünü unutarak belli gün ve geceleri kutsallaştırmaktadırlar… Kuran’ı yeniden indirildiği günün heyecanı ile hayatımıza geçirmek istiyor isek! Allah’ın berrak dini İslam içerisine serpiştirilmiş tüm hurafe ve bidatleri elimizin tersi ile silmek zorundayız. Bidat-ı hasene adı altında uyuşturucu din anlayışlarına karşı tek ölçü olan hakikati hayata hâkim kılmak ile başlamalıyız. Kur’an’i emirler yaradılış gayemizin yeryüzüne halife kılınışımızın amacını bir bütünlük içerisinde yaşama aktarmamızı düzenleyerek bizlere rehberlik etmektedir. Temel rehber Kur’an gibi bir kaynak ne yazık ki! Hayatın her safhasında olması gerekir iken, hayat kitabı olmaktan öte ölülere bidat olan kandil gecelerine süslü kılıflarda duvarları süslemek için amel edilmeye başlanmıştır. Yaradılışta eşit olan insanlar, Allah’ın emir ve yasaklarına uyma sureti ile en üstün makama çıkabildiği gibi en aşağı makamada inebilme özelliğine sahiptirler. Bu inişli ve çıkışlı yaşamda Kur’an siyasal, ekonomik, toplumsal, bireysel, hukuki, ibadi hususlarda temel esasları belirleyerek insanlığın tüm zaman ve yaşamsal alanlarına ait temelleri vaaz etmiş ve dinin kemale erdiğini beyan etmiştir. Kuran’ın tüm alanları kapsayan bu özelliği unutturularak, kutsanma adına bidat ve hurafelere kaynak olarak gösterilmeye başlanmıştır. Müslüman olabilmeyi başarabilmiş olanların anlayışları Kur’an’i olmadıkça Allah’ın emrettiği kulluğun nasıl olduğu anlaşılamaz. İmana erebilenler, Kur’an’i metodu izlerken, bir ilaç misali hangi ilacın hangi ağrıya, hastalığa tedavi amaçlı kullanıldığını bilmek ile beraber onun nasıl kullanılacağını da bilmek ile mükelleftirler. Bu esaslar idrak edilmediği vakit fayda elde edilemez… Papağanlar gibi okumaları bir kenara itip anlatılmak istenen mesajları anlamak ve hayata aktarmak ile mükellefiz. Lakin kimileri Allah’ın kitabında eksiklik varmış gibi, dine ekleme ve eksiltmeler ile kendi üretmiş oldukları şeyleri ilave etmeye kalkışmaları dinde eksiklik varmış gibi Kuran’dan insanları uzaklaştırmaya çalışmışlardır. Bu mantık sahiplerine şu soruları sormak gerekir: Kur’an ölüye okunmak içinmi? Kutsallığı hiçte olmayan belli gün ve gecelerde sevap kazanmak içinmi? Hastalara şifa olsun diyemi? Süslü bez parçaları içinde duvarlara asılsın diye mi? Bilim kitabı veya tarih kitabımı? Sadece İbadet kurallarını belirlemek için mi ? Bu ve benzeri bir bütünlükten ayrı anlayışlara karşı bizler bir bütünlük içerisinde şu hakikati haykırmak ile mükellefiz. Hakk ile Batılı ayıran, Müslüman/Mümin ile Kafir/Müşrik olanların kimler olduğunu belirleyen ve kendisine uyanların Mümin/Müslüman uymayanların ise Kafir/Müşrik olduklarını hükme bağlamak adına her alanda ahlaki,siyasi,toplumsal,bireysel ölçüleri hayata hakim kılmak ve kulluğun yalnız ve yalnız Allah’a olduğunu bunun dışında kalan tüm düzen ve sistemleri reddetmek için gönderilmiştir. Evet hangisi? "Elif, Lam, RA. Bu Kitap, hâkim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da onu uzun- uzadıya açıklanmış bir Kitap'tır. Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim." (Hud - 1,2) Kuran’dan başka hükümlere uyanlar o uydukları hüküm ve düzenlerin kulu ve kölesi olurlar. Bizler Kur’an ile yaşamaya evet diyor isek Kur’an ve Resulünün emrettikleri ile yaşamak zorundayız. Onun dışında kalan ne var ise eğer onun ilkelerine uyuyor ise kabul eder uymayanları ise reddetmeliyiz. Kuran ve Resulüne uymayı ilke edinenler, dışında kalanlar başka kitap veya söylemlerin egemenliğini kabul ettikleri vakit kendi heva ve heveslerini ilah edinmişlerdir. "En doğru yola ileten kitap Kuran'dır..."(İsra–9) Temel kaynak Kur’andan daha güzel ve açıklayıcı hiçbir kılavuz olamayacağı hakikatine rağmen bidat ve hurafelerin had safhada olduğu diğer kılavuzları! Seçme hakkımız yok çünkü böylesi bir seçim İslam dini olamaz Tüm hurafe ve Bidatlere karşı öz inancımızı ortaya koyabilmeliyiz. Hiçte kutlu olmasın belli gün ve geceleriniz! (ALINTI)
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
Konu Sahibi Yitiksevda 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Akılsız Bedenler | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 1 | 2305 | 20Haziran 2017 01:11 |
Kibir hastalığı / mevlüt hönül | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 0 | 2213 | 24 Mayıs 2016 17:24 |
Hainler! – Dokuzlu Çete ve Karakter(siz)leri /... | Makale ve Köşe Yazıları | İslaminesil | 1 | 2019 | 19 Mayıs 2016 23:06 |
Çocuk İstismarı ve Ensest – Modern Lût Toplumu /... | Makale ve Köşe Yazıları | İslaminesil | 1 | 2010 | 19 Mayıs 2016 23:02 |
Vicdanla Cüzdan Arasında / MEVLÜT HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 0 | 1972 | 19 Mayıs 2016 22:59 |
17 Şubat 2011, 20:02 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: İçi Boşaltılmış Din(i)dar’lık Meselâ egemenliği yüce Allah'ın ortaksız tekeline verme ilkesi inanç alanında, tek başına anarşi ile düzen arasındaki yolayırımıdır. Bu ilke benimsenmedikçe insanlığı saplantıların, hurafelerin, sahte egemenliklerin boyunduruğundan kurtarmak mümkün değildir. Böyle durumlarda insanlar çok sayıda sahte ilahlara, bu sahte ilahların ihtiraslarına, yüce Allah ile kul arasına giren simsarlara, ilahlığın "kendine özgü" özelliklerinin gaspedicileri olarak ortaya çıkan krallara, padişahlara, cumhurbaşkanlarına ve diktatörlere kul-köle olmaya mahkûmdurlar. Tamamı ile yüce Allah'ın kendine özgü yetkileri olan Rabblığı, egemenliği, kayıtsız-şartsız otoriteyi ve ortaksız yönlendirmeyi kendilerine yakıştıran bu sahte ilahlar ve diktatörler, insanları, sahte ve "çalınmış" otoriteleri önünde boyun eğdirirler. Herhangi bir sosyal, politik, ekonomik, ahlaki ya da devletlerarası sistem, eğer belirgin, net ve istikrarlı bir prensipler bütünü üzerine oturmak istiyorsa, kişisel arzulara ve kötü amaçlı saptırmalara karşı varlığını garantiye almaya özen gösteriyorsa, mutlaka böylesine yalın ve böylesine net bir biçimde "Allah'ın birliği" ilkesine dayanmak, öncelikle bu ilkeyi oturtmak zorundadır. Eğer amaç insanlığı ezilmişlikten, yılgınlıktan ve yaygın endişeden kurtararak onu yüce Allah'ın bağışı olan gerçek "onur"la donatmak ise mutlaka egemenliği, rabblığı, kayıtsız-şartsız otorite ve ortaksız yönlendiriciliği yüce Allah'ın tekeline vererek kulların hiçbir şekilde bu yetkiye ortak olmaya yeltenmemelerini teminat altına almak gerekir. İslâm ile cahiliye arasında, hak ile zorbalık arasında tarih boyunca süregelen amansız savaşın konusu yüce Allah'ın evrenin ilahı olup olmadığıdır, yoksa yüce Allah'ın sebepler ve evrensel kanunlara egemen olup olmadığı meselesi değildir. Bu iki kutup arasındaki temel çatışma ve amansız savaş konusu, insanların rabbi kim olacak, yani insanlar üzerinde kimin yasaları egemen olacak, onların hayatına kim yön verecek, "itaat" kime yöneltilecek meselesidir. Yeryüzünün mücrim zorbaları, azgın tağutları bu hakkı gaspederek insanlar üzerinde onu kullana gelmişler, bu gasp eylemi ile insanları yüce Allah'ın egemenliği dışına çıkararak ezmişler, onları yüce Allah'ın onurlu kulları yerine kendilerinin onursuz köleleri haline getirmişlerdir. Buna karşılık tarih boyunca bütün peygamberler ve islâmi hareketler sürekli olarak bu "çalınmış" otoriteyi zorba diktatörlerden geri alıp onu tekrar asıl sahibine, yani yüce Allah'a geri vermek için mücadele etmişlerdir.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
AMERİKA’YI ’’TEKÂSÜR’’ KRİZİ HELAKE SÜRÜKLEYECEK Mustafa İslamoğlu | sevginin_bedeli | Serbest Kürsü | 1 | 19 Nisan 2014 01:34 |
‘’ Evladı-Ekrâd’’ Değerlerini Batılılaşma Adına Yitiriyor. | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 18 Şubat 2013 15:37 |
Kur’an’da Şirke Açılan Kapı: “Allah’ı Hakkıyla Takdir Edememe” | bilinmez | Tevhid Ve Şirk Konuları | 0 | 20 Ekim 2012 14:54 |
Hiçbir İnsan Köleleştirilemez ‘’ La Yüsteraqu İnsanun ’’ | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 12 Nisan 2011 14:21 |
Günümüz İSLAM aleminde içi Boşaltılmış ZİKR kavramını ele alalım/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 8 | 03Haziran 2010 01:06 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|