|
Konu Kimliği: Konu Sahibi YASEMİN ATAMAN,Açılış Tarihi: 14 Şubat 2012 (01:53), Konuya Son Cevap : 03 Ocak 2013 (00:09). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
14 Şubat 2012, 01:53 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 11916 Üyelik T.:
02 Mart 2010 | Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ? Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ? Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ? Bu bir gelenekti, gelinlik kız kulağını kapıya dayar dinlerdi.. genç kız kalbini kadere dayar beklerdi.. Kapının pervazına dokununca, sivrilmiş bir kıymık elini hafifçe çizdi. Bir kaç kandamlası birikti, karardı ama akmadı. Küçük bir “ah” dedi ve sonra yuttu bu “ah”ı. İçeride bir dünya kurulduğunu biliyordu ama ya bu dünya kalbinin enkazı üstüne kuruluyorsa? Gittikçe sıkıntı bastı. Holde dolanıyor, biraz sonra bitecek bir mahpusluğun geçmek bilmeyen son dakikalarını yaşıyordu. Kapıların hepsi asi bir gelin gibi, gri kilitleri boyunlarına takınmıştı. Duvardaki resim çerçeveleri bu holün dış âleme açılan tek pencereleriydi sanki. Yarı karanlık bu yer belki altı metrekareydi ama içinde büyüttüğü evhamlar her kareyi doldurmaya yetiyordu. Bir an ayakkabılara ilişti gözü. Çatlamış betonun üzerine çıkarılmış, birbirinden bağımsız ama birbirinin tamamlayıcısı bir çift ayakkabı… “karı-koca gibi” dedi içinden. Biri nereye giderse öteki de oraya gider; kâh biri öndedir, kâh diğeri… Biri tenden soyununca diğeri de soyunur, biri eskiyince diğeri de eskir ama nedense biri hep diğerinden önce delinir. Arkadan vuranı da çoktur, destek olanı da… “ayakkabı işte” dedi bir çifti tutup düzeltirken… Ayrı duran “iki” yi “bir” ledi, uçlarını aynı yöne çevirdi. Gelen gencin ayakkabısıydı bunlar, biraz eskiceydi. Demek ki giyecek daha iyi bir ayakkabısı yoktu. Bunlara ihanet etmediğine ve hemen değiştirip atmadığına göre kanaatkâr birisidir diye düşündü… Demek ki bir ucu Hz. İsa’dandı… Ayakkabı bağlarına takılmış ot tohumları çarptı gözüne birden. İçinden “öndeki yoldan değil arkadaki patikadan gelmiş” dedi. Evin önü asfalttı ve tüm mahalleli bu yolu kullanırdı. Kimse kestirme olan arazi yolunu sevmezdi. Sanki toprak ve çamur kendilerine çok uzakmış gibi kaçarlardı bu patikadan. Oysa o çok severdi bu yolu, yalnızlığını yolun iki tarafına saça saça yürürdü. Saçtığı yalnızlıklar toprağa karışırdı, kendisi felaha. “o yolu kullanmış” dedi. Bu tohumlar benim de eteğime yapışır her seferinde. Toprağı seviyor dedi ve minik bir gülümseme ekledi düşüncelerine.. Demek ki bir ucu Hz. Âdem’dendi. Bir ara kapı aralandı ve ellerini gördü misafirin. İri ve damar damardı elleri. Okumuş diyorlardı ama elleri neden yıpranmış acaba dedi içinden. Bu bir anlık bakışa perçinlenen resim; sanki bünyesinde mücadeleyi besliyordu. “Eller bulutlar gibi hafifse dokunmamıştır demire yahut küreğe; beyazsa ve kararmamışsa, ne mürekkep izinden nasip almıştır, ne de duvar sıvasından”. Çalışan o eller sıva karmış, mala tutmuş gibiydi… Demek ki bir ucu Hz. İbrahim’dendi. Şimdi sesini duyuyordu gencin, ağır ağır konuşuyordu. Kelimeleri; bir kemalat torbasına elini daldırıp seçer gibi alıyor ve dudaklarına yerleştiriyordu. Sesi ahenkliydi. “Kaba söz, kaba bir bedenden çığ gibi düşer, düştüğü yeri hayattan koparır. Katı ve sertçe söylenmiş her harf, diğer harflerden zifte batırılarak ayrılmıştır kenara. Serkeş bir dile değdiğine pişman olup ortasından kırılır nazlı elifler…” O çok nazikti. Sesi kuşdiline çarpıp dönüyor gibiydi.. Demek ki bir ucu Hz. Süleyman’dandı. Ne güzeldi dilinde En Sevgili.. Efendimizden bahsediyordu. Kendiyle birlikte Efendimizin aşkını da getirmişti. Yastık örtüleri daha da beyazlamış, çiçekli danteller gülümsemişti. Cama meyleden sardunya, bir yaprağını bu tarafa çevirmişti. Sehpadan düşen tespih sanki vecde gelmişti. Efendimiz diline değmişti ya sanki tüm oda aydınlanmış, eşyaların özünde kandiller yanmıştı.. Sevindi onun Efendisini sevdiğine.. Demek ki bir ucu Hz. Muhammed Mustafa’dandı. (s.a.v.) Methini çok duymuştu gencin ama yüzünü hiç görmemişti. “Boyu posu, kaşı gözü bir tavada eritmeli takva ölçeğine dökmeli dedi sessizce. Tüm beşerin gözlerini bir zindana hapsedip, hadi gönül gözlerinizi açın diye bağırmalı.” Kasları yavaş yavaş gevşiyordu nedense. “çok komik dedi biz şimdi evlenince bir çift ayakkabı mı olacağız?”, gülümsedi. Ben eteklerimi kapı eşiklerine değdirerek geçerken onun bir bakışından anlayacağım acıktığını ve o aynanın karşısında tıraş olurken bir bakışımdan anlayacak sofranın hazırlandığını. Sonra bir anda açıldı kapı, az önce zindana kilitlediği gözlerin içinden sıyrılan o iki göz esaretten kaçıp çoktan yerleşmişti gencin yüzüne. Bir an ruhunda yağmurlar başladı, midesinde bir dağ peydahlandı sanki dizleri sağa sola kayan ayaklarına hükmedemez oldu. Kafasını çevirdi, boynunu çevirdi, kaşlarını-ağzını-burnunu çevirdi ama gözlerini bir türlü çeviremiyordu. Kapıyı açan kimdi bilmiyordu, yine o bilinmeyen kişi kapıyı kapattı, gözleri de kapının sarı tahtasına kapandı… Dakikalardır dolanıp duran ayaklar o an sabit kaldı ve içinde yükselen dağın karları ağır ağır çözülmeye başladı… Bir koku vardı içinde… Kardelenler kokar mıydı? Güzellik; Hafif, esen bir rüzgâr gibi ferahlatıcı, Pürüzsüz bir denizde yansıyan ışık gibi sakin… Ay gibi haledendi… Ve güzelliği çocukların ellerine bölüştürülen ekmek gibi sıcacıktı. İşte o an anladı gencin demek ki bu hali de Hz. Yusuf’tandı… Ve yine anladı ki o kıymık elini neden peşinen kanatmıştı.. (alıntı)
__________________ |
Konu Sahibi YASEMİN ATAMAN 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Evrensel Tesbihat | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 1 | 2305 | 02 Nisan 2012 15:43 |
Kur'an'ın Tâviz ve Uzlaşmaya Bakışı | Allah(c.c) | YASEMİN ATAMAN | 0 | 2154 | 14 Mart 2012 01:18 |
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız | Tevhid Ve Şirk Konuları | YASEMİN ATAMAN | 0 | 1882 | 14 Mart 2012 01:09 |
Müslümanın müslümanlaşması | Muhtelif Konular | mahsun | 2 | 2234 | 14 Mart 2012 01:06 |
Dünyevileşmek. | Videolar/Slaytlar | Beytül Ahzan | 4 | 2284 | 10 Mart 2012 01:44 |
30 Aralık 2012, 08:11 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 20729 Üyelik T.:
09 Ekim 2012 | Cevap: Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ?
çok güzel bi paylaşım
__________________ Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. (İmam Gazali) |
30 Aralık 2012, 10:02 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ?
Akici guzel bir makale idi, tesekkurler guzel paylasim icin,
|
30 Aralık 2012, 14:33 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 20682 Üyelik T.:
08 Ekim 2012 | Cevap: Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ?
__________________ Hüzünle titreyen gönüle ince bir âh dokunur, Kalbi kırık olanın kalbine Allah dokunur... |
03 Ocak 2013, 00:09 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 22969 Üyelik T.:
14 Aralık 2012 | Cevap: Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız ?
__________________ Hz. Muhammed(Sav) buyuruyorlar ki "Sizin davranışlarınıza bakıp da Müslümanlığa özenen insanlar yoksa imanınızı gözden geçirin." |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
""Evlenince Bir Çift Ayakkabı mı Olacağız?"" | su damlası | Gönülden Dökülen Nağmeler | 3 | 15 Nisan 2023 15:55 |
Evli bir çift düşünün | Nebevi Sevda | Serbest Kürsü | 5 | 16 Eylül 2022 16:21 |
Söz Verene Bir Çift Söz | Muhteşem | Ashab-Kiram(r.a) | 5 | 17Haziran 2020 00:25 |
Bir çift gözyaşı | hznbnm | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 15 Aralık 2012 11:40 |
Allah'a mı kul olacağız, şeyhlere mi? | YASEMİN ATAMAN | Videolar/Slaytlar | 33 | 28 Aralık 2011 21:24 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|