Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL,Açılış Tarihi:  21 Mayıs 2012 (12:21), Konuya Son Cevap : 21 Mayıs 2012 (12:21). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 21 Mayıs 2012, 12:21   Mesaj No:1
Medineweb Aktif Üyesi
Mevlüt HÖNÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mevlüt HÖNÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18779
Üyelik T.: 20 Mayıs 2012
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Memleket:Malazgirt
Yaş:48
Mesaj: 151
Konular: 93
Beğenildi:17
Beğendi:0
Takdirleri:32
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Din baronlarına ilahi kaynaklardan tokat /Mevlüt Hönül

Din baronlarına ilahi kaynaklardan tokat /Mevlüt Hönül

Gerek dini kaynaklarda ve gerekse tarih ile sabit olan hakikat şu ki: Her dönem dine karşı duranların yine din ehli olduğu, Kuran’ın beyanı ile Bel’am-Samiri- İncilin beyanı ile Ferisi Papazlar, Tevrat’ın beyanı ile Hahamlar gibi din ehli olupta insanları kendi heva hevesleri ve dünyevi çıkarları uğrunda yanlışa sevk eden anlayış sahipleri, her daim Hakkın tezahürüne karşı kendi mevcut olan dini statükolarını ve vurgunculuklarını korumak adına Hakk adına Hakk ile mücadele etmişlerdir.


Batıl olarak zuhur eden din anlayışları asla dinsizlik değildir, Hakk olan dinin temel kavramlarından yararlanma sureti ile dini motifler ile süslenerek sunulan zehir şerbetleridirler. Dinlerin ortaya çıkışı mevcut olan bir dine karşı olmuştur. Bu çıkışa ilk itiraz eden taife statükocu din anlayışı üzere saltanat kuranlar olmuştur. Bunlara örnek verecek olursak İlahi kaynakların tümünde ve Peygamberlerin hayatlarında bu güruhlara karşı amansız mücadele ettikleri görülecektir.


1:İncilden Örnekler-Musevi Din Adamları-Ferisiler-


Matta.16: 6 İsa onlara, "Dikkatli olun, Ferisilerin ve Sadukiler'in mayasından kaçının!" dedi.


Matta.16: 12 Ekmek mayasından değil de, Ferisilerle Sadukiler'in öğretisinden kaçının dediğini o zaman anladılar.



Matta.23: 13-14 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Göklerin Egemenliği'nin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyor, ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz!


Matta.23: 15 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız.


Matta.23: 15 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız.


Matta.23: 23 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa'nın daha önemli konularını -adaleti, merhameti, sadakati- ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi.


Matta.23: 25 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur.


Matta.23: 26 Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar.


Matta.23: 27 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz.


Matta.23: 29 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız.


Luka.11: 39 Rab ona şöyle dedi: "Siz Ferisiler, bardağın ve tabağın dışını temizlersiniz, ama içiniz açgözlülük ve kötülükle doludur.


Luka.11: 42 "Ama vay halinize, ey Ferisiler! Siz nanenin, sedefotunun ve her tür sebzenin ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Tanrı sevgisini ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi.


Luka.11: 43 Vay halinize, ey Ferisiler! Havralarda en seçkin yerlere kurulmaya, meydanlarda selamlanmaya bayılırsınız.


Hz İsa ve Meryemin hayatına baktığımızda iffetli duruşlarına, namuslarına ilk lekeyi atan dinsizler, materyalistler, Darvinciler, Maocular, laikler değil o asırda din adına var olduklarını iddia eden FERİSİLER idi. Hz İsa (a.s) dünyaya gelişinden ölümüne kadar, çektiği tüm acı ve ızdırapların kaynağı dinin savunucuları olarak piyasada var olup iddiada bulunan ama hakikatte Şirke hizmet eden güruh Ferisiler idi.


Musa, Lut, Nuh, Salih, Zekeriya (a.s) Allah Resulü Muhammed (s.a.a) dönemlerine baktığımızda yine onların iletmeye yaşamaya çalıştıkları, Hakk olan dine karşı çıkanlar, aynı taifenin devamı olanlardır. Uhud, Bedir, Hendek, Beni Kureyza, Taif ve daha bir çok savaşta ona karşı savaşanlar içerisinde dinsiz, materyalist vb hemen-hemen kimse yoktu diyebiliriz. Hepside doğru veya yanlış bir şekilde kendi heva ve hevesleri ile oluşturmuş oldukları bir dine ve yaratıcıya inanıyorlardı.


Ali’ye, Hasan’a, Hüseyin’e ve tüm ehlibeyte karşı savaşan kişilerden kimse inançsız değildi, hemen-hemen hepsi İtikat’ta Allah’a iman etmiş, inançlı kişiler idi yaşamda inançları ne idi bunu sorgulamak lazım. Allah’ın indindeki din olan İslam’mı yoksa kendi oluşturmak istedikleri Halkın dinimi idi sorusuna vereceğimiz cevap. Kapitalist, saltanatçı, Arapçı anlayışın ağırlıkta olduğu atalarının inançları idi.


Adem (a.s)’dan itibaren başlayan insanlık tarihi,Tevhidi bir inanç sistemi ile başlamıştır. Tağutu reddeden, mazlumdan yana olan, sömürmeyen, din sınıfı anlayışından ziyade din ehli anlayışı ile insanlara en yüce değerleri kazanmasına hayatına yön vermesine, ilahi kanunlara teslim olmaya çağıran tek din olan İslam’ın temel öğretisi Tevhit-Adalet-Eşitlik-Dayanışma vb kavramlar dairesi ekseninde bir yaşam sunar.


2:Tevrat’tan Örnekler Bilge Geçinenler-Hahamlar
YEŞAYA:



Yşa.1: 3 Öküz sahibini, eşek efendisinin yemliğini bilir, Ama İsrail halkı bu kadarını bile bilmiyor, Halkım anlamıyor."


Yşa.1: 17 İyilik etmeyi öğrenin, Adaleti gözetin, zorbayı yola getirin, Öksüzün hakkını verin, Dul kadını savunun."


Yşa.2: 8 Ülkeleri putlarla dolu; Elleriyle yaptıkları, Parmaklarıyla biçim verdikleri Putların önünde eğiliyorlar.


Yşa.5: 20 Kötüye iyi, iyiye kötü diyenlerin, karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların, acıya tatlı, tatlıya acı diyenlerin vay haline!


Yşa.3: 14-15 RAB halkının ileri gelenleri ve önderleriyle davasını görecek. Rab, Her Şeye Egemen RAB onlara diyor ki, "Bağları yiyip bitiren sizsiniz, Evleriniz yoksullardan zorla aldığınız malla dolu. Ne hakla halkımı eziyor, Yoksulu sömürüyorsunuz?"


Yşa.5: 21 Kendilerini bilge görenlerin, akıllı sananların vay haline!


Yşa.5: 22-23 Şarap içmekte sınır tanımayanların, içkileri karıştırıp içmekten çekinmeyenlerin, rüşvet uğruna kötüyü haklı çıkaranların, haklıların hakkını elinden alanların vay haline!


Yşa.10: 1-2 Yoksullardan adaleti esirgemek, Halkımın düşkünlerinin hakkını elinden almak, Dulları avlamak, Öksüzlerin malını yağmalamak için Haksız kararlar alanların, Adil olmayan yasalar çıkaranların vay haline!


Yşa.10: 3 Yargı günü Uzaklardan başınıza felaket geldiğinde ne yapacaksınız? Yardım için kime koşacaksınız, Servetinizi nereye saklayacaksınız?


Tevrat’ı incelediğimizde din hayatın ta kendisi olmakla beraber, dinin Yahudi din bilginleri tarafından ilahi yasaların öngördüğü yaşam felsefesine her alanda müdahale edilerek, din hahamların tekeli altına alınarak bir din sınıfı anlayışı meydana getirilmiştir. Tevrat’ta Giyim biçiminden, ziraata, toplumun örgütlenmesine, hatta maddi ve manevi hastalıklar karşısında yapılacak işlere kadar her şey en ince detayına kadar ilahi yasalarla belirlenmiştir.


Bu ilahi yasaları, kendi çıkarları doğrultusunda her dönem olduğu gibi bugünde, dini kendi heva hevesleri doğrultusunda yorumlamaktan çekinmeyen zihniyetler bulunmaktadır.Bu anlamda dine karşı her zaman dini tekellerine alanlar yine dinin karşısına din adına sert bir şekilde dikilmişlerdir.


"Yunanlılar yasaların felsefesini''
'' Romalılar da bilimini yaptılar''
''Yahudiler ise yasaları din haline getirdiler''
''İslamcılar ise islamı kurumsallaştırarak parçalara bölüp kendi tekellerini oluşturdular''



Mevcut anlayışların en büyük mağdurları her daim mazlum, mahrum ve ezilmiş kitlelerdir.



3:Kuran’dan Örnekler Bel’am-Samiri-Karun
Bel'am:

Allah'ın ayetlerini bildiği halde onu azıcık bir menfaat karşılığında gizleyen bir karakterdir. Bildiği Allah'ın ayetleriyle amel etmekten vazgeçip, bunların yerine şeytanın rehberliğine sığınan kimsedir. Allah'ın rızası yerine güçlünün, iktidarın ve otoritenin isteklerine göre dini şekillendirerek Allah’ın gazabına müstahak olandır. Allah'a tabi olmak yerine kendi hevasına tabi olmuştur. Allah’ın yasalarını yalanlaması nedeniyle köpeğe benzetilmiştir.

Firavun dönemine mahsus bir şahsiyet değildir. Kıyamete kadar her daim zuhur edecek olan dini çıkarları uğrunda ahlaksızca satan kişiliklerdir. Hz. Muhammed (s.a.a.) tarafından kötülüğü beşeriyete bildirilen bir fitne ve fesat odağıdır.

ZEMAHŞERİNİN KURAN TEFSİRİNDEN BELAM KİMLERDİR AÇIKLAMASINA BİR BAKALIM:

Sahip bulunduğu ilim hazinelerine karşılık, “dünya” için “din”ini satan, âhiretini dünyaya değişen ve bu doğrultuda azgın yöneticiler ve tâğutlarla işbirliği yapan, onlara hizmet veren, dini ve bilimi âlet edip kullanarak insanları zâlimlerin buyruğuna ve boyunduruğuna sokan kimliği simgeleyen bir addır Bel’am.

Tâbiri câizse, Allah’ın peygamberine, Allah'ın dinine karşı, Allah adına mücâdele veren ve halk katındaki itibarını bahane ederek tevhid mücâdelesine karşı direnen bir azgın! Bir kısım müfessirler, bu âyetin, Ümeyye bin Ebi’s-Salt hakkında nâzil olduğunu beyan etmişlerdir. Bu kişinin de, Hz. Muhammed (s.a.s.)’e nübüvvet görevi verilmeden önce “hanif”lerden olduğu, Allah’ın kısa bir süre içerisinde peygamber göndereceğini söyleyip durduğu halde, gurura kapılıp ona iman etmediği bilinmektedir. Rivâyetlerdeki ortak yön, muayyen bir şahsı tariften çok, onun prototip karakterini ortaya koymasıdır. Nüzul sebebinin husûsî olması, hükmün umûmî olmasına engel değildir. Kıyâmete kadar Bel’am’ın vazifesini yapan “Bel’am” tipi, bu karakterin yapısı ortaya konulmaktadır. İnsanları “Allah adını kullanarak” aldatan, hevâ ve heveslerini tatmin için tevhid akidesini tahrip eden Bel’am’ın etkisi korkunçtur.

Bel’am; Firavun’un ilkelerini Allah’ın dini adına muhâfaza eden bir mel’undur. Her düzenin bir sâdık bekçisi vardır. Tâğûtî düzenin sâdık bekçisi ise hiç şüphesiz Bel’am’dır. Câhiliyye düzeninde Bel’am sadece bir kişi değil; bir çetedir. Evet, Bel’amlar çetesi tâğûtî düzen tarafından örgütlenmiş bulunan bir haydutlar çetesidir. Bel'amlar çetesi, tâğûtî düzen içerisindeki kiralık din bezirgânlarıdır. Tabii ki bunları kiralayan tâğûtî düzenin kendisidir. Bu Bel'amlar çetesinin kökü Firavun düzenine dayanır. Bel'amlar çetesinin ilk reisi Bel'am bin Baura'dır.

7/A'râf sûresindeki âyetleri dikkate alarak Bel'am'ın vasıflarını şöyle sıralamak mümkündür:

Bel'am, Allah'ın âyetlerini bilen bir âlimdir.

Bel'am, Bildiği Allah'ın âyetleriyle amel etmekten vazgeçip, bunların yerine şeytanın rehberliğine sığınan kimsedir.

Bel'am, Allah'ın rızâsı yerine, gazâbına müstahak olmuştur.

Bel'am, dünyevî menfaat için imanını ve ilmini satan bir din hâinidir.

Bel'am, Firavunî düzeni devirmeye çalışan muvahhidlere hırlayan bir köpektir.

Bel'am, Allah'a tâbi olmak yerine kendi hevâsına tâbi olmuştur.

Bel'am, Allah'ın yasalarını yalanlaması nedeniyle köpeğe benzetilmiştir.

Bel'am, sadece Firavun dönemine mahsus bir şahsiyet değildir. Aksine ümmet-i Muhammed içerisinde de ortaya çıkmış ve daha da çıkacak olan bir şahsiyettir.

Bel'am, ümmet-i Muhammed'e düşman, ümmet-i Muhammed de Bel'am'a düşmandır.

Bel'am, Hz. Muhammed (s.a.s.) tarafından kötülüğü beşeriyete bildirilen bir fitne ve fesad odağıdır.

Bu vasıflar kimde bulunursa o bir Bel'am'dır. Câhiliyye düzeninin kuşatması altındaki toplumlarda devlete bağlı bir din vardır. Bu devlete bağlı dinin mümessilleri Bel'amlardır. Bu Bel'amlar, her yerde ve her zaman dine bağlı devlet anlayışına karşı savaşırlar. Tâğûtî düzenin her türlü icraatını İslâm'ın mührüyle mühürlemeye çalışırlar. Tâğûtî düzenin kapılarında ev sahibinden kemik bekleyen köpekler gibi kuyruk sallarlar. Tâğûtî düzenin hatırı için İslâm dinine eklemede ve çıkarmada bulunurlar.

Bel'amlar çetesi, İslâm coğrafyasında küfrün iktidar olması ve iktidarının devam etmesinin en büyük destekçisidir. Bugün İslâm coğrafyasının siyasî iktidarı İslâm'ın elinde değildir. Devlete bağlı din serbest, dine bağlı devlet yasaktır. Dine bağlı devletin zarûretinden bahsedenler zindanlarda, devlete bağlı dini anlatanlar ise kürsülerdedir.

Kur'an, Bel'amları köpeğe benzetir. Köpek, ev sahibinin itikadî yapısına bakmadan sadece kendisine verilen kemikler karşılığında evi bekler ve eve girmek isteyen yabancılara/aileden sayılmayanlara karşı direnir.

Câhiliyye düzeni için Bel'amlar büyük bir silâhtır. Her ne zaman câhiliyye bir kanun uydurursa Bel'amlar bu kanunun İslâm dinine uygun olduğunu iddia ederek halkı itaate mecbur etmeye çalışırlar. Câhiliyye düzeninde tâğutlar kanun uydururlar; Bel'amlar ise bu uydurulan kanunları müslüman halka kabul ettirler. Tâğutlar emir verirler, Bel'amlar emre itaati sağlarlar. Câhiliyye düzeni için Bel'amlara duyulan ihtiyaç, düşman sahibi bir kişinin kapısını bekleyen bir yırtıcı köpeğe olan ihtiyaç gibidir. Yani, câhiliyye düzeninin ayakta kalması için, bu düzenlerde Bel'amların bulunması zarûridir.

İslâm coğrafyasında siyasî otoriteyi elinde bulunduran müşrik otoriteler, bu otoritelerini Bel'amlara borçludurlar. Bazen topun, tüfeğin yapamadığını Bel'amlar yapar. Çünkü Bel'am, Firavun'un siyasî ihtirasını ve Karun'un câhilî sermayesini; insanları Allah adına aldatarak koruyan mel'undur. Bel'am, bir anlamda bilimin mücessem put haline gelmesidir. Çünkü Bel'am, Hz. Mûsâ ile karşı karşıyadır. Allah'ın peygamberi ile, Allah adını kullanarak mücâdele etmekten çekinmemiştir. Bu işin mâhiyeti düşünülürse; hem Karun, hem Firavun, kitleler üzerindeki gücünü Bel'am'dan almıştır denebilir. Câhiliyye düzenine karşı savaşan muvahhidlerin önündeki en büyük engel, köpek sıfatlı Bel'amlardır. Bu gün tâğûtî düzeni devirmeye çalışan muvahhidlere "ehl-i fitne" sıfatını verenler Bel'amlardır. Halbuki tâğûtî düzenin kendisi bir fitnedir. Bu fitneyi muhâfaza etmeye çalışan Bel'am ise başlı başına bir pisliktir. Bu konuda bir tâğutun katili Muhammed bin Mesleme (r.a.) şöyle diyor: "Zâlim idarecilerin kapısındaki âlimlerden, pislik üzerindeki sinek daha güzeldir." (Zemahşeri, Keşşâf II/434) (4)



Samiri:
Tüm kuvveti ve kudreti altında parada ve güçte arayan kendisini buna kaptırmakla beraber, kendisi gibi karakterler ortaya çıkarmak için halkının iman ettikten sonra altının ve paranın kudretine tapması için çalışan ve bunun için Musa’ya iftira atacak kadar alçalan bir kişilik yapısıdır. Bu karakteristik yapı bugünde Yahudilik Hıristiyanlık ve İslamcılık adına insanlığı her zaman gücün ve maddiyattın arkasında sürüklemeye çalışmaktadır.



Karun:
Karun’a gelince: Aslında bu karakteristik anlatım özellikle İslamcılar açısından çok önemli dersler ortaya çıkarmaktadır. Karun’un en büyük özelliği sahip olduğu derin bilgi ve buna bağlı olarak dini bilgisi üzerinde geliştirdiği ekonomik zenginliğidir. Halkın öncü kesiminin ısrarla ‘’Ey Karun Allah’ın sana bahşettiği bu nimetleri neden ihtiyaç sahiplerine İnfak etmiyorsun’’ dediklerinde, Karun’un cevabı aslında bugünün din bar onlarının verdiği cevabı ortaya koymaktadır.



Karun: ‘’Bu nimetler bana kendi bilgimin karşılığı olarak verilmiştir’’ cevabını vererek bu günün din simsarlarının, din üzerinden Karunlaşanların ortaya koyduğu tavrı göstermiştir. Bugünün din bar onları da Peygambere atfedilen ‘’Ben Müslüman’ın Zengin Olanını Severim’’ uydurmasını kendileri için kalkan olarak kullanarak Karunluklarını meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.


Gelelim günümüzün dine karşı din oluşturan kesimlerine:

Peygamber’in ısrarla ‘’Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir’’ Sahih hadisine rağmen bugün özellikle İslam dünyasında bırak komşunun açlığını, komşunun elindekini almanın gayreti içinde. Paylaşımdan, İnfak’tan, Yardımlaşmadan uzak hep bana anlayışı ile malı biriktirdikçe biriktiren Karunlaştıkça Karunlaşan infakı kuruşlar ile ifade eden Zekat’ı ‘’Kırkta Bir’’emevi anlayışı ile gören Zekatımı veririm Jipimede binerim diyebilecek kadar bencilleşen.

Evine ekmek götüremeyen babayı, çocuklarına aş yapamayan anneyi, evlenemeyen bekarı, sahipsiz yetimleri, dulları, miskinleri, yoksulları düşünemeyen ama kendi sefası için milyarlar harcayarak havuz sefalarına meşruiyet kazandırma adına, Peygamberin ve Sahabesi Hz. Ebubekir’inde havuzları olduğu yalanını dini kılıflara bürüyerek haykırmaktan geri durmayan, lüks daire, son model araç alma yarışında olupta, medyalarda sohbetlerde, stadyumlarda, dernek çatıları altında boy göstererek halkı adeta FERİSİLİK dinine davet ediyorlar.


Bu İslamcıların çoğu ne yazık ki: Sohbetlerde karunu ve akıbetini anlatmalarına rağmen Karunlaşmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Kendi çıkarları uğrunda oluşturdukları eylemsel mekanizmaların zarar görmemesi için, İsrail terör devletinin yapmış olduğu işgale karşın hakka şahitlik adına, mazlumların yanında yer almak isteyen her din ve düşünceden insanların içinde bulunduğu gemiye, baskında İsrail’i otorite görerek aklayacak açıklamalarda bulunanlar hangi karakteristik yapıyı ifade ederler?


İlahi dinlerin ve bu dinleri, halka anlatan Peygamberlerin ve mensuplarının en büyük düşmanları, dinsizler, materyalistler, koministler, sosyalistler, laikler değil aksine dine karşı sınıfsal din oluşturmaya çalışan dini çıkar ve güç kapısı haline getiren din bar onlarıdır.



MEVLÜT HÖNÜL
26/06/10
MALAZGİRT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
“...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”
İmam HÜSEYİN (a.s)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik Makale ve Köşe Yazıları AlimOğlu 47 20915 16 Eylül 2016 00:11
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 2627 18Haziran 2016 02:59
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 2234 22 Şubat 2016 23:34
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 1862 26 Ocak 2016 23:38
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül Makale ve Köşe Yazıları 'Yolcu' 3 2335 10 Mayıs 2015 23:35

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Irk Ayrımı /Mevlüt Hönül Yitiksevda Makale ve Köşe Yazıları 4 08 Eylül 2021 09:08
Dinin Özü: Dua/ Mevlüt HÖNÜL Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 1 02 Mart 2015 18:53
Kim Hakkaniyetle Konuşacak /Mevlüt Hönül Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 1 17 Eylül 2014 20:37
Tarihte isyanlar/Mevlüt Hönül Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 8 16 Mart 2011 15:36
Sorguluyorum!!/Mevlüt Hönül Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 2 05Haziran 2010 22:40

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.