|
Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi: 26 Nisan 2014 (09:44), Konuya Son Cevap : 26 Nisan 2014 (09:44). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Nisan 2014, 09:44 | Mesaj No:1 |
İçimizdeki emin belde İçimizdeki emin belde Küre-i arzda, hatta kainatta nasıl ki Kabe var, insanda dakalb var. Kabe nasıl ki İlahî tecelliyat için bir merkez ise, kalb de bir arş. Arş-ı azam Rububiyyetin kumanda merkezi olduğu gibi kalb de her insanın mahiyetine konulmuş bir telefon gibi Allah ile daimi irtibatı temin ediyor. Aynı zamanda bütün latifelerin de kumandanı kalb. Adeta tüm latifelerimiz kalbden emir alıyor. Peki bizim kalbimizle aramız nasıl? Kalbsağlığımıza dikkat ediyor muyuz? Maddi kalbimiz için yürüyüş yapıp, katı yağlar tüketmiyoruz, sebze ve meyve yiyoruz. Manevi kalbimiz için ne yapıyoruz? Her cihazımızın kendi cinsinden ve neden yapılmış ise o cinsten gıdası var. Etten kemikten olan bedenimiz topraktan yapılmış ve topraktan çıkanlar ile ve hayvanlarla (kendine benzeyenler ile) besleniyor. Kalb ise Allah ile olan irtibatımızdan besleniyor. Allah ile konuşmak olan Kur’an okumakla ve Allah’ın huzuruna çıkmak demek olan namazla ve tefekkürle açılan daimi huzur ile besleniyor, yani daimi olarak Allah’ın huzurunda bulunduğumuza şuur ile. Kalbin baharı olan Ramazan adeta hususi bir bakım uyguluyor kalbimize. Mide fabrikası durunca yani meşguliyetine ara verince ortalık duruluyor beden alemimizde ve kalb daha ziyade çalışmaya başlıyor. Cesedin arzuları ötelenince, ikinci plana atılınca ve kalbin gıdası daha önemsenir olunca yani daha fazla Kur’an daha fazla namaz ile meşgul olunup günahlardan daha ziyade kaçınmaya özen gösterince kalb rahat nefes alıyor. Kabe nasıl emin bir belde ise kainatta, kalb de iç alemimizde emin bir belde. Öyle bir belde ki her daim Rabbinden haber veriyor ve Rabbine bakıyor. Kalbin bâtını Samed’eayinedarlık ediyor. Latifeler ise kalbin hizmetkarları ve onun kumandası altındalar. Kalb, vazifesini yaptığında, Rabbine müteveccih olduğunda, îmana mahal olduğunda latifeler etrafında pervane olmaya başlıyor. Ne zaman ki kalb vazifesini ihmal etti işte o zaman latifeler de o kalbkabesinden yüzlerini çeviriyorlar ve savruluyorlar. Latifeler içinde öyleleri de var ki bir tek haram nazar ile sönebiliyor. Öyle ihtimam istiyorlar ki hakiki gayelerine müteveccih olabilsinler. Ne kadar latifemiz var sorusunun cevabı ise Allah’ın isimleri adedince yani sonsuz latifelerimiz var. Kur’an’da Allah’ın doksan dokuz ismi geçiyor, Cevşen’de bin bir isim ve kimsenin bilmeyip sadece Peygamberimizin bildiği isimler var bir de daha ötesindeki isimler. Her bir latifemiz de kendine mahsus ubudiyet ile vazifeli. Eğer kumandan olan kalb vazifesini yapıp o latifeler için uygun çekim alanı oluşturabilirse latifeler de kalbi tavaf eder gibi kalbin etrafında dönüp, kendilerine mahsus ubudiyetleri yapmak için kalbden gelen emirleri dinliyorlar. Kalb yeterli çekim alanı oluşturamadığında, yani Rabbisi ile irtibatı azaldığında ise latifeler kendi hususi ubudiyetlerine kilitlenemiyorlar. Demek bizim sükunet bulmamız için içimizdeki emin beldeyi keşfetmemiz gerek. Elbette aklı da ihmal edemeyiz yoksa geniş caddeyi bırakıp hususi ve güvenli olmayan tâli yollara sapma tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz. Evliyaya tuzak olan, ilahi bahçelerin ay yüzlü güzelleri olduğu gibi sadece kalb ile gidildiğinde şu şehadet aleminde izahı olmayacak keşfiyatlar söz konusu olabilir. Zahirî şeriata uygun gidebilmek için aklı elden bırakmamak gerekiyor. Kaldı ki bu asrın insanı sadece kalb ile ilerleyebilecek kadar sâfide değil. Aklını o kadar fazla kullanıyor ki kalbi Allah’ı bilip teslim olmuş olsa bile akıl durmuyor, sorular soruyor ve şüpheleri davet ediyor. Bundan evvelki asırlarda genelde kalb ayağı ile gidilebilmiş zira akılla sorgulayan ve aklı ikna olmadıkça rahat etmeyen insan tipi pek yok. İnsaniyet de bebeklik, çocukluk ve olgunluk devreleri geçiriyor ve şu asrın insanı artık tüm cihazlarını kullanıyor. Sadece kalben teslim olmakla iktifa etmiyor aklı da sorguluyor ve ikna olmak istiyor, nedenini niçinini araştırıyor. Allah’a giden yolda nefis ve cismaniyet de önem arz ediyor. Yirmi Sekizinci Söz’den öğreniyoruz ki tüm Esma-i İlahiyyenintecelliyatına en cami ayine cismaniyettedir.Risale-i Nur’un bize açtığı yol öyle bir umumi cadde ki her meşrepten insan içinde yolunu bulabilir ve hususi meşrebi ile beraber yol alabilir. Risaleler hem ilim, hem tasavvuf, hem tarikat hem hakikat hepsini içine alıyor. Esas mesleği hakikattir fakat öyle cami ki içinde tarikati de yaşatıyor. Mesela Nur Talebelerinin her gün beş defa hatmesi olur. Ve ser zakir de Efendimiz AleyhisselatüVesselam’dır. Kastamonu Lahikasında tesbihatı anlatan mektup bunu izah ediyor. Peygamberimizin ser zakirliğinde tüm ehl-i iman ellerinde tesbih “sübhanallahsübhanallah” diyorlar ve biz de o daireye iştirakentesbihatlarımızı yapıyoruz. Hele bir kelime var ki üstüne kitaplar yazılmaya liyakatı var o da “muvacehe” yani Efendimiz’in karşısında, O’na mukabil oturup o teşbihleri çekiyoruz diyor. Kur’an okuyan, namazı kılan ve arkasındaki tesbihatı bu minvalde yapan, sünnete ittiba eden bir mü’minin kalbi elbette çalışır ve letaif askerlerini de kendi etrafında pervane eder. Hele ki mütefekkirane Kur’an okumak demek olan Risaleleri de okuyorsa daimi huzuru kolay kazanabilir. Yeter ki heva ve heves, dünyanın fena ve fani işleri bunların önüne geçmesin, maksud-u bizzat olmasın. İşte bu şartları yerine getirmekle içimizdeki emin beldeye kalbimize ulaşabiliriz ve zıtların cevelan ettiği şu sebepler âleminin ardındaki melekut cihetine bakabilir; her hadisede Rahmetin izini, özünü, yüzünü görebiliriz inşallah. Mü’minin dünyadaki Cenneti de budur zannederim. alıntıdır Afife ARTIK risale haber | |
Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 6330 | 14 Temmuz 2015 13:14 |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 4203 | 14 Temmuz 2015 13:06 |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 5080 | 14 Temmuz 2015 13:00 |
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları | Çocuk ve Aile Sağlığı | Mihrinaz | 2 | 2828 | 14 Temmuz 2015 12:23 |
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? | Çocuk ve Aile Sağlığı | EyMeN&TaLhA | 0 | 2517 | 14 Temmuz 2015 12:03 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İçimizdeki İsrail'liler | salih | Serbest Kürsü | 3 | 18 Aralık 2017 21:40 |
İçimizdeki gevezeliği değil de | EyMeN&TaLhA | Serbest Kürsü | 1 | 29 Temmuz 2014 21:00 |
İçimizdeki Şeytanı Taşlamak | İslaminesil | Serbest Kürsü | 0 | 30 Mart 2014 16:17 |
İçimizdeki Tahammülsüzlük... | MERVE DEMİR | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 03Haziran 2010 01:11 |
Emin | MERVE DEMİR | İslami Kavramlar | 1 | 16 Mayıs 2009 12:56 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|