|
Konu Kimliği: Konu Sahibi BANU AKSOY,Açılış Tarihi: 24 Ocak 2009 (11:14), Konuya Son Cevap : 24 Ocak 2009 (14:53). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Ocak 2009, 11:14 | Mesaj No:1 |
Sitem-i İhtar Sitem-i İhtar Ey Kardeşlerim! Solmuş güneşlerin yenilgilerle büyüyen ,adı zafer tarlalarına şayan olan kahramanların evlatlarından sizlere selam olsun ! Dünya vadisinde kıyama durmuş yüreklerimizle kurşundan bilyeler oynanan sokakların kirli yüzlü, çakır gözlü evlatlarından selam olsun ! Savaşın anavatanından, acının anavatanından, kanın anavatanından, şehadetin anavatanından ruhları hanzalalardan selam olsun ! Virane bakışlı çocukların bıçakları ile ağaçlara kazıdıkları sitemleri aktarıyorum bu bildiri de sizlere ! Onlar ki yürekli tankların ucunda namluda çarpan mazlumlar. Kazıdıkları ağaçlardan hala kan sızarken geç kalmamış olmak adına, yetişmeniz adına bu sitem-i ihtar ! Bir bedene koşan kurşun çarpmadan tutmanız, kömür karası bulutlara vahdetin beyaz güvercinlerini biz yanmadan uçurmanız adına bu sitem-i ihtar ! Bizler baharları kabirden sonralara bıraktık , ama size diyeceklerimiz var ! Bu dünyada bahar gören ve bize bir çiçek getirmeyi unutan kardeşlerim. Ateşin ortasında yanan ellerimize sorarız biz.. Neden sapanlar tutar onları , sizin yerinize?. Yaramız kan revan dökülürken neden yine yaramız deva olur bizlere?. Zalim küfrü yağarken başımıza zindanlarda.. Neden zindan duvarları şefkat gösterir bize sizin yerinize?. Sizin yanı başımızda olacak yüreklendirmeleriniz olacakken, Neden bir çocuğun ağzında ki tarihler öncesi marşlarla medet arar hüzünleniriz?. Zalimin adresi belli iken, Neden bu adrese bir türlü uğramayanların aymazlığı ile öldürülürüz?. Kudüs naralar atarken şafaklarda, Afganistan da gaip olurken bir elçi, ve şehadet yudumlarken Çeçenya’da bir cihad eri, Neden sizler sıcak sofralarınızda bizden hiç bahsetmezdiniz?. Sorularımızın cevaplarını kabirlerimize, yüreklerimize, yaralarımıza, gözyaşlarımıza, e-mail olarak yollarsanız seviniriz. Zira halimizin anı anını tutmamakta,bir bakmışsınız şehadet şerbeti, bir bakmışsınız ölüme ramak kalmanın kolda bacakta gözde nişanesi,birde bakmışsınız ateşin gelip iki göğsünüzün arasına bir çocuk çığlığına bezenerek düşüvermesi. Biz ki… Asırlardır söylenen türkülerin en hazini en kutlusu en güzeli Biz ki; Adres vermiyoruz ,siz zaten biliyorsunuz, Filistin, Çeçenya, Afganistan, Irak, Lübnan… mazlum toprağının kokusunu izleyin bulursunuz. Ey kara defterlere batının figüranı olarak geçecek olma yolunda yürüyen Kardeşlerim ! Çok bekledik sizleri, hala da bekliyoruz, bekleyeceğiz. Gelmediniz.. En mazlum anlarımızda, en yitik, en keşmekeş, en kutlu, en gözyaşı sel anlarımızda gelmediniz,gelemediniz… Bekliyoruz gelirsiniz diye.. Bakanın umut görmediği Ortadoğu’nun, Kafkasya’nın gül bitmez topraklarına umut adında güller ekerek. Ve bekleyeceğiz de öyle değil mi. Çünkü biz biliyoruz sınanmanın mübarek tadını ve gelecek olan, sınanmayanın sınanacağı anları. ! Ey kapitalizmin hamuruna el bulamış çarkın tam ortasında dönüp duran kalbi gark etmemiş Kardeşim ! Yıkımın tarihçesini gözyaşı ile yazan halkların kardeşliğini bekletmek kolay olmasa gerek. Bilin ki, en isyankar zamanlarımızda isyanımız zalime değildi aslında, Sizin bu pervasızlığınızaydı. Nasıl kapıldığınızaydı isyanımız, kapitalist arzuların menziline. Benim zulüm mevzilenen cephelerime düşen bombaların sahiplerinin ellerini gülümseyerek sıkan ellerinizeydi isyanımız en çok. Onlarla kadeh tokuşturduğunuz beyaz masa örtülerineydi. Dişlerinizde ki parıltılaraydı isyanımız,yangınımız, ağıdımız. Bir Endülüs vardı bir zamanlar, İslam’ın binbir yıldızı,destanların destan olup aktığı diyar. Bu diyarların kitaplarını okuyan evlatların bu diyarları yıkana olan muhabbetineydi bizim isyanımız acımız ! Ey Kuranın yeryüzünde emanet edildiği zihni gaflette olsa da mübarek bilinen mübarek elçi, ey kalbi cihadı, tebligatı terk eden uykuda kardeşlerim ! Zalimin görevi zalimlik değil miydi ? Ya sizin göreviniz neydi ? meydanlarda vahdet naraları atan diliniz bize şaka mı yapıyordu yoksa ? Endülüs’te parlayan İslam yıldızını nişane gibi takıp yakasına, Şamilin ruhunu nakşedip içindeki cihad ruhuna, Mescid-i Aksa’nın hüznünü yerleştirip narına koşacak Müslüman nerede?. Televizyonlardan izlediğiniz anlık sızılar mı sadece bize beslediğiniz muhabbet! Bin bir kalem oynatılıyor ülkelerinizde bizler adına, sadece okuduğunuz kadar bize sevginiz. Taklidi bir müslümanı anlamalıyız.. biz virane evlerin kalaşnikof kelamlı çocukları. Sizler bizim ağır beyinlerimize artık yetmiyorsunuz. Her geçen gün yiten bir inanç süzüyoruz bu savaşlardan, darplardan sizlere. Ve hüzün biriktiriyoruz avucumuzun bir kenarına yaptığımız havuzlarda sizler adına. Karabulutların dolaştığı bu İslam coğrafyaları güneş bekliyor artık ! Biz biliyorduk bizden öncekilerin başına gelenler bizimde başımıza gelecekti.. Biz biliyorduk dünya Müslüman için gül bahçesi değildi. Biz biliyorduk hüda için hevayı terk etmek gerekti, biz biliyorduk inanırsak sapanla tank yenilirdi,biz biliyorduk alnımız secdede aşındıkça zalimin kahrı olurdu,biz biliyorduk Rabbimizin kahhar adı vardı,biz biliyorduk ‘La tehzen ! İnnellahe meena ‘(1) tesellisi geceye düşen yıldızlardandı, biz biliyorduk intifada bu topraklarda yeşeren bir çiçekti ve biz biliyorduk kardeşlerimiz bizi yara bellemişti. Biz biliyorduk ‘Allah’a ve O’nun Resulü’ne iman edersiniz mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Bu sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (61/11) ‘ ayeti hasbihal için inmemişti. Biz biliyorduk ki vahdet ebter bırakılmamıştı, bir sahibi vardı. Bizim bildiğimize bilen kardeşlerimize, bilmenin suskunluğunadır bizim sitemimiz. Ve gecikmiş bir kardeşliğin acısıdır sitemimiz. Evlerinizde başınızı rahatça koyduğunuz yastıklara değil, başınızadır sitemimiz. Bizi unutturmaya çalışan korkak sistemleredir sitemimiz. Yönünü batıya dönen güneşlere karanlığımız. Mazlum kanı üzere ortaklık düşünen zihniyetlere sitemimiz. Bizimle santranç oynayan figüranlara sitemimiz. Ey çöl kumu gibi yumuşak hayatlarında muhakemeden uzaklaşmış, aczi adımlayan Müslümanlar ! Ey siyasetlerini en olunmadık mecralara kullanan , ekonomilerini salt para döngüsü üzerine kuran Müslümanlar ! Ey zihnini dünya masalları ile örmüş, gerçeklik ekseninden uzakta düşünen Müslüman ! Ey Gal-u Belada söz veren ve bizi unutan Müslüman ! Ey kıblesini bilen ama yüz çeviren Müslüman ! Ey açıktan gizliden vahdet halkasına bilerek bilmeyerek kırbaç vuran Müslüman ! Ey cihadı sadece söz zanneden Müslüman ! Ey kardeşinin kanı dökülürken sıcak sıcak çay yudumlayan Müslüman ! Ey erkekleri dövülerek evinden alınırken ağıdı duası birbirine nakşeden kadınlardan bihaber Müslüman ! Artık biliyorsunuz ki vahşeti izlemeye para vermeye luzüm yok ! Silkinmesini, sızlamasını,dua etmesini,koşmasını,elimizden tutmasını,cihad etmesini,yaramızı sarmasını,ağlamasını,bize tebessüm etmesini,yanımıza gelmesini,bizi savunmasını,bizimle mücadele etmesini,bizimle bağırmasını, beklediğimiz Kardeşlerimiz ! Şimdi düşünün ! Düşünceyi eyleme dökmeye niyet ederek, kalkın orucunuza. Bu coğrafyalardaki fırtına bir gün size de patlayacak, ya o zaman. ? Ya o zaman, sizin sınavınız geldiğinde cevabınız ne olacak. Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı pek yakındır. (3) Bu toz bulutu halkasına dahil olmadan vahdet halkasından selam ediyorum size Ey kardeşlerim. Yaratanın sana sınavı ulaştığında elin kime dokunuyor olacak mizanda ölçtünüz mü hiç. Terazi kimden yana olacak . Yoksa siz hala orada olanlardan mı olacaksınız. İnna fetahna diyen diliniz kalbinizi mi yalanlayacak size bizi gösterip. Kalbiniz LA ! dediğinde toz bulutunda yönünüz bitaraf mı kalacak?. (1) Üzülme, Allah bizimle beraberdir. (Al-i İmran Suresi, 40, Ayetten) (3)Bakara Sûresinin 214 . Ayetinde | |
Konu Sahibi BANU AKSOY 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
SOYADI AŞIK OLSADA BU AŞKI NE ANLAR ''o'' | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 2 | 1861 | 19Haziran 2010 01:32 |
Gelin Kalbimizde Çatırdayın Çocuklar | Makale ve Köşe Yazıları | KARAKÖSE | 2 | 1787 | 11 Nisan 2010 01:47 |
Ruh Risalesi | Şiirler ve Şairler | Hazan Mevsimi | 1 | 2073 | 13 Ocak 2010 13:33 |
Müslümanın Zulmü | Makale ve Köşe Yazıları | dua dilencisi | 2 | 2307 | 05 Ocak 2010 23:44 |
Masumiyet | Şiirler ve Şairler | KayıpKentli | 1 | 2133 | 20 Kasım 2009 13:06 |
24 Ocak 2009, 14:53 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Sitem-i İhtar
siteminede, mateminede, serzenişinede, kızgınlığıneda, şefkat tokadınada, kardeşliğine de, kanına da, imanına da, sapanına da, şehidine de, şehadetine de, figanına da, feryadına da, gazzene de, halepçene de, çeçeniyanada, ebu gureybine de... selam olsun... selam olsun ensarada ensar olmak duasıyla..uyanmasak uyandırırlar.. ensar olabilmek için,ensar denen ihve yi sindirmek gerek.. bu din bir laf değil,peynir gemisi hiç değil.. peynir gemisi sandık ki,hep ağladık,ağlatıldık, niye yürümüyor diye sorgulayamadık.. sorgulayın ki sorgulanma vakti gelmeden..! selam sana kudusum... kalemin dinmesin kardeşim.. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Sessizce sitem | Aysima | Şiirler ve Şairler | 8 | 12 Mart 2018 16:06 |
Dosttlara sitem | _bülbül_ | Şiirler ve Şairler | 1 | 06 Mayıs 2009 22:57 |
Sitem | enda | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 3 | 05 Mayıs 2009 21:05 |
ateşe tapan sana bu sitem | MescidiAksa | Şiirler ve Şairler | 1 | 13 Ağustos 2008 17:50 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|