|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM,Açılış Tarihi: 24 Şubat 2009 (00:10), Konuya Son Cevap : 24 Şubat 2009 (00:48). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Şubat 2009, 00:10 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | İSLAM VE KADIN TARTIŞMASININ CİNSELLİK BOYUTU İSLAM VE KADIN TARTIŞMASININ CİNSELLİK BOYUTU efendim islam ve kadın tartışmasının önemli bir boyutu-bence-cinsellikle olan ilişki. efendim islam'a göre cinsellik, kişinin, sadece ama sadece ailesi içinde ortaya çıkması gereken bir özelliktir, dolayısıyla dışarıda cinselliği öne çıkarmayı islam yasaklar. bana kalırsa bunun iki boyutu vardır. birincisi, bu kadına zulümdür, çünkü gözler onun üzerinde olur, ama ne maksatla olur ikincisi, bu erkeğe zulümdür, çünkü, cinselliğini sadece aile içinde yaşaması gerekirken, birileri kendisini sadece görüntü boyutuyla çağırmaktadırlar, iki tarafa zulüm olan bir şeyin neden yapıldığını sorgulamak gerekir. efendim bu konuda birkaç noktaya değinmek istiyorum. birincisi, dindar olan insanlarla cinsellik arasındaki ilişkinin kesinlikle yanlış değerlendirilmesidir. eğer, iş hayatınızda bayanların elini sıkmayan birisini görürseniz, modern düşüncede bir insan olarak genellikle onun ne kadar şehvet düşkünü olduğunu falan düşünürsünüz. halbuki, karşınızdaki şehvet düşkünü olsa, muhtemelen elinizi hararetle sıkardı. ya da onun şehvetine sahip çıkamadığını düşünürsünüz, öyle ya iş hayatında ne işi vardır şehvetin. efendim halbuki bu çok muzdarip olunan fiili işleyen kişinin gayesi, kimilerinin 'islamın arap bozması versiyonu' kimilerinin daha ileri gidip '14 asır öncesinin çöl kanunları' dediği islamın hükümlerini uygulamaktır. 'sizden birinin yabancı bir kadına dokunması, alnına çivi çakılmasından daha kötüdür' hadisine uymaktır. peki neden islam bu konuda hassastır? islama inanan bir insanın sorabileceği soru budur. nedeni de yukarıda ifade etmeye çalıştığım konudur. çünkü, islam insanın cinsel yönünü SADECE aile içinde ortaya çıkarmasını amaçlamaktadır. peki bu kadar katı olmaya ne gerek vardır, basit bir el tokasıyla insan başka dünyalara mı gitmektedir? kızgın kumlardan serin sulara mı atlamaktadır zihninde? efendim insanların cinsel ilgi ve alakaları malumunuzdur ki değişkendir. kimi er kişiler el sıkmadan huy kapabilirler, kimileri ise şöyle sıkı bir danstan bile etkilenmeyebilirler (mi acaba?) peki buradaki ölçü ne olacaktır sizce? yani cinselliği aileye hasretmek için ne gibi önlemler almak lazımdır? bu sorunun cevabını, yüce Allah ve onun resulu vermiştir. arap bozması islamdan bahsedenlerin de bu konuda bir ölçü koymasını tavsiye ederim, madem siz yeni bir din icat edebiliyorsunuz, şöyle yatarken içinizi temizleyip bütün görevlerinizi icra ettiğiniz, o zaman onun fıkhını da koyun efendim. sınırlar bellidir efendim. yabancı bir bayanla bir erkek muhabbet tarzında konuşmamalıdırlar. bayanlar ve erkekler, toplum içinde tesettürlü olmalıdırlar, tesettürün sınırları da son derece bellidir. bu sınırları tekrar ediyorum ALLAH koymuştur. kendisi sınır koymak isteyen arkadaş varsa, onun koyduğu kurallara karşı geliyordur vs. modern düşüncenin ise bu konuda koyabileceği bir sınır yoktur. burada 'zamana ve yere göre" prensibi hakimdir zannumca. plajda mesela, kesinlikle bildiğimiz mayolar kullanılmalıdır, aksi takdirde daha fazla ilgi çekilecektir. mayo kullanılarak ilgi çekilmemektedir efendim, bilginize. iş hayatında ise, kadınların şöyle kendilerini sıkı sıkıya gösteren kıyafetler giyinmesi esastır, çünkü şık olmak lazımdır, önce giyiminize bakılır. bu kıyafetlerin nereleri ne kadar göstereceği konusuna girmiyorum. günlük hayatta da aynı şey geçerlidir, bulunduğunuz yere göre değişir, ama şöyle gençliğini yaşayan bir genç kızın ille de göbeğinin görünmesi lazımdır en azından arada bir. sırtının görünmesi neredeyse şarttır, her ne kadar bazen fıtrat gereğince örtmeye çabalasa da, şöyle dar bir bluz ve pantolon, olmazsa kısmen kısa bir etek, bacaklarımızın güzelliğinin sağır sultan tarafından görülmesi lazımdır, yoksa boşa gidecektir bacaklar. ayrıca bluzun beyaz gibi olması ve çamaşırın gözükmesi de ayrı bir güzellik katabilir bazen. gerdanın açık olması da özellikle iyidir, hele sıcak havalarda. yani nedir efendim, insanların şehvetini çekmeyecek giyim tarzı nedir sizce? bildiğim kadarıyla insanların duyguları zamana göre değişmiyor, yani bir erkeğin bu duygusu, plajda da işte de evde de çarşıda da aynıdır, evet ya, roller farklıdır, rolleri karıştırmamak lazımdır. ve ister inanın ister inanmayın, biyoloji ilmine göre, erkekler cinsel duygu açısından daha sık ve daha hızlı ajite oluyorlar. bu ajitasyonu artırmanız lazımsa o ayrı. nereye geliyorum? insanların 'şehvet uyandırmayacak' tarifleri son derece değişkendir dolayısıyla, eğer böyle bir normatif düşünceniz varsa, bunu ya kafanıza göre belirleyeceksiniz (duruma göre davranmak bunun bir çeşididir) ya da ilahi kaynağın emirlerine boyun eğeceksiniz. bunun da yolu tesettür ve diğer islami kurallardır efendim. din bütünü değerlendirir ve kuralı ona göre vaz eder, sizin içinizin temiz oluşu, öyle kolay kolay gaza gelmemeniz bi şey ifade etmez ve bunun ötesindeki herşey iki cinse de ZULÜMDÜR, ve allah zulümü yasaklar. tesettür, kadının toplum nazarında meta olmasını engelleyip şahsiyet olmasını sağlayan en önemli özelliktir. erkeklerin tesettürü çok sorun olmadığı için bahsetmiyoruz. bakın sonraki durağım neresi olacak. kadınların çalışması konusunda da örtünme meselesi önemlidir. kadınlarımız bugün çalışırlarken, son derece süslenmektedirler, ben kadının cinsel yönünü bu şekilde öne çıkardığı durumda karakterini kaybettiğini düşünüyorum, kendisi kaybetmese de ona bakan -onlara göre medeniyetsizler- böyle algılayacaklardır. öyle ya, o sadece güzel giyinmek istemiştir, bazı mesleklerde bunun daha ileri olduğunu söylemek için sekreterlik ve hosteslik örneklerini verdim, yoksa başka bir amacım yoktu. sizce bu meslekteki bayanların 'güzel' giyinmesinde gelenlere 'hoş' görünme amacının bir katkısı yok mudur? pazarlamada reklam sektöründe kadının bu amaca yakın kullanıldığını teslim etmeyeniniz olmasadır, kadının tam anlamıyla 'kötü kullanımını' ise saymıyorum. tırnak içinde güzel ve hoş kelimelerinin anlamları için yukarıya ve aşağıya bakınız. dolayısıyla örtünmenin olmadığı bir çalışma ortamında, kadın ve erkeğin serbestçe bir arada olduğu bir çalışma ortamında orada olmazsa da başka yerlerde insanların duyguları pekala açığa çıkabilir, aldatma vs. konusunda bunu söylemeye çalışıyordum. efendim bu 'sorunu' aşmak için insanları eğitebiliriz. yani yukarıda da değindiğim gibi, insanlar 'rollerini' iyi oynamalıdırlar, plajda bayanlara bakmamalıdırlar, işyerinde bayanın güzelliğine takılmamalıdırlar, bunu da eğitimle sağlarsınız. hı hı, sağlarsınız. (başka bişey deyecektim vazgeçtim) evet, eğitimle bunu bir miktar değiştirmek mümkündür belki ama, insanların en temel içgüdülerinden birinden bahsediyoruz burada. nerede ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz, olmuyor da zaten. bildiğiniz ve tahmin edebildiğiniz bütün örnekleri hatırlatıyorum. efendim, biliyorsunuz zaten dinimiz de bu eğitim konusunda oldukça önemli mesajlar veriyor, önemli emirler içeriyor. mesela müslüman bir erkeğe sokağa çıktığında, artık televizyonda da, bir yabancı bayana 'dik dik' bakmamayı, yolunu görme amaçlı ilk bakıştan sonra gözünü çekmeyi emrediyor. beğenmediğiniz bir emir olan kadınla tokalaşmamayı emrediyor, bacı, iş arkadaşı falan olarak da görseniz de zevkine muhabbetlere dalmamayı emrediyor. ve bunları TESETTÜRLE BERABER emrediyor. aslında bunlar da tesettür kadar önemli emirler, ama biz müslümanlar olarak formata takıldığımız için bunları daha az görebiliyoruz (bakın aaa. özeleştiri.) ve bütün bunları da yaratan ve yarattığının fıtratını eğilimlerini en iyi bilen emrediyor. bir roman okumuştum, bir enstantenesi çok hoşuma gitmişti. amin maoluf'un mutlaka okuyan vardır. kahramanımız bir handa kalmaktadır, handa çalışan bayanla muhabbeti ilerletmiştir ve şöyle bir söz geçer romanda yaklaşık olarak (elinde roman olan varsa tam yazsın lütfen) "bir kadınla dostça bir sohbetin (cinsel olmayan anlamında kullanıyordu heralde) de ne kadar keyifli olabileceğini keşfettim". efendim galiba bir gün sonra, kahramanımız ve kadın başka keyifler almaktadırlar. rabbimiz bu yüzden zinaya yaklaşmayın buyurur, yani kusura bakmayın, insan doğasındaki gerçekleri ihmal etmeyin. insan doğasındaki gerçekleri, yani fıtratı en iyi bilen de Allah'tır. lütfen allah'ın emrine uyun. bana kalırsa islam ve kadın konusunda anlatılmayan bir konuyu açıklamaya çalıştım. bana şehvet düşkünü, eğitimsiz, diyecek olanlar hatta iyiden hakaret edecekler çıkacak, biliyorum. fakat, bir kişinin bile kendi durumunu düşünmesini sağlayabilirsem ne mutlu bana? meta olarak görülme, yalnızca magazine düşen insanlarda yok yani. islamda zina-ceza konusunu, iki şahit ve mirasta yarım pay konusunu, dört kadınla evlenme konusunu, kadının çalışması konusunu (biraz kaldı ays_un hn'a verilecek bir cevap var, ama bu daha acildi) ifade ettim. bunların en temelinde, islamın kadına biçtiği rolün olduğunu önemle vurgulamak istiyorum. hangi ülkede uygulandığına gelince. efendim, islam bir dindir ve şu ağır aksak dünyada, hele hele maddeciliğin esiri olmuş dünyada tamaman bir sosyal düzene dökülmesi çok zordur, fakat önemli olan niyetler ve çabalardır, nihai düşüncelerdir. eğer siz islamın hak din olduğuna inanmışsanız, onun nas (kimileri dogma diyor) olarak kabul edilen herşeyinin her zaman ve her durumda en iyi olacağına inanmak zorundasınız. eğer inanıyorsanız, buyrun yazalım neden şeriat devletlerinde ideal bir islam düzeni yaşanıp cümle aleme örnek olunmuyor. kaldı ki bu da bir çarpıtmanın ürünü olabilir. suudi arabistan'da kadının durumunu öğrendiğimiz vasıta medyadır. iranda kadının durumunu öğrendiğimiz vasıta da medyadır. formula bir arazisi üzerinde 7 karısıyla yaşayan sahte şeyhi, onun islam köyünü günlerce haber yapıp sonra gariban emekli imamın tahliyesinden hiç bahsetmeyen de medyadır. geçmişte bir zaman 'imamın keçisi çalındı'yı 'imam keçi çaldı' diye yamultan medyadır. güç odaklarının sözcülüğünü yapıp devletten koca ihaleler, koca borç ertelemeleri (doğan) koca akreditasyonlar, koca teşvikler alan medyadır. nihayetinde, şu gün bildiğimiz haliyle bize giysilerimizi dayatan, plaj kültürünü tek tatil vesilesi olarak gösteren öğelerden en önemlisi de medyadır (özgür olma kavramı maalesef ÇOOOK zayıf, insanın herşeyden etkilenme zayıflığını görünce) giysilerinizi hiçbir etki altında kalmadan kendiniz mi tasarlayıp giyiyorsunuz? hayır, MİLLET ne giyiyorsa, esas olarak siz de onu giyiyorsunuz. MİLLET'in ne giydiğini kim belirliyor, özgür iradeleri, soru şu olmalı, bu özgür iradeyi kim belirliyor?????? ne diyorduk, suudi arabistandan bahseden medyadır. bunu demekle suudi arabistanı benimsemiş olmuyorum. neredeyse bütün türbeleri put diye yıkan bir anlayışın ürünü sonuçta, fakat iran'daki eğitim almış kadınlara bakabilirsiniz işin garibi onlar da çok 'batılılaşmış'lardır, bu arada türkiyede kalmayı düşünüyorum, baştan söyleyeyim. eleştiriye dayanamayan sistemler de sistem sayılmazlar. yani islama inanıyorsanız, gelin dininizi orjinalinden öğrenin, şurada şu olmuş konusuna girmeyin, şeylerin asılları ile çalışın, fotokopi makinaları maalesef çok iyi değil, kopyalarda MUTLAKA silinmeler oluyor. selametle. allah, bildiği ile amel edenlerden eylesin. ZETETİK |
Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı | Kur'ân-ı Kerim Genel | Medineweb | 1 | 2884 | 01 Ocak 2013 16:58 |
Muhammed ve İnançlılar / Röportaj | Anket'ler-Röportaj'lar | EyMeN&TaLhA | 1 | 2760 | 02 Kasım 2010 01:14 |
Ebuzerr / (Ali Şeriati) | Ashab-Kiram(r.a) | Mihrinaz | 5 | 4952 | 16 Temmuz 2010 01:33 |
BAKMAK YETMEZ.... | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Mihrinaz | 4 | 2225 | 24 Nisan 2010 15:15 |
İN'SANLARDAN... | Serbest Kürsü | Beytül Ahzan | 3 | 2224 | 02 Mart 2010 22:27 |
24 Şubat 2009, 00:48 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Cvp: İSLAM VE KADIN TARTIŞMASININ CİNSELLİK BOYUTU ha bu arada eğitim ile cinsel duyguların arasındaki ilişkiyi aydınlatabilecek bir metafor buldum. eğitimsiz olanlar, bütün bayanlara bakmaktadırlar eğitimli olanlar ise daha seçicidir, daha ciddidir bu konuda. metaforumuz şu. eğitimsiz olanlar, önlerine gelen her şeyi okuma telaşındadırlar, halbuki herşeyi okumaları pek mümkün değildir, kaldı ki heceleyerek okumaktadırlar. eğitimli olanlar ise herhalde hızlı okuma kurslarına gitmiş olsalar ki, neyin okunup neyin okunmayacağını bilmektedirler, okuma tekniğinden haberdardırlar, ayrıca göz gezdirme ve tarama tekniklerini çok iyi kullanmaktadırlar, sonuç olarak eğitimliler daha çok ve verimli okumaktadırlar. buraya yazdıklarımdan, kadın erkek ilişkisini sadece cinsellik boyutunda gördüğüm, görmeye çalıştığım gibi bir sonuç çıkarılmamalıdır. evet, cinsellik, kadın erkek arasındaki ilişkinin sadece bir boyutudur, fakat bugünkü tartışmalarımızda yer alması gerekirken tamamen ihmal edilen önemli bir boyut. evet, insan bir bayana bacı olarak bakabilir, kardeş olarak görebilir, iş arkadaşından öteye hiç bir şey olarak düşünmeyebilir. fakat, unutmayalım ki içinde bulunduğumuz çevre zorunlu olarak sizi bazı şeylere yöneltebilir, sizin bu yönelime göre hareket edip etmemeniz ayrı bir şeydir. dediğim gibi, kimileri sıkı bir danstan bile herhangi bir şey hissetmeyebilirler (bu bazı sorunları gösterebilir ya, neyse) fakat, ilkeler, kişilere göre değil, ilişkilere göre konulur. kadın erkek arasındaki evlilik dışı ilişkilerin de negatif sonuçlar üretmesi son derece doğaldır (siz bu negatifliği sorun görmeyebilirsiniz) bizim toplumumuzda halen bunların AŞIRI BÜYÜK sorunlar üretmemesinin ardında, yine beğenmediğiniz dini ve ahlaki terbiye yatmaktadır. fakat, toplumsal olarak öne sürülen bir ahlak, hiçbir zaman kalıcı olamaz. okuyanlarınız vardır, finlandiyada 'beyaz zambaklar ülkesinde' isimli kitapta bahsedilen devrimsel bir dönüşüm gerçekleşir, herkes kendi görevini yapar ve ülke çok hızlı biçimde kalkınır. peki, şimdi ne haldedir insan yapımı finlandiya ahlakı acaba? aslolan dini ahlakın, onun ilkelerinin öne çıkarılmasıdır. selametle./ ZETETİK |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Her Sıkıntının bir İmtihan Boyutu Vardır | Mihrinaz | Kişisel Gelişim ve Psikoloji | 1 | 11 Nisan 2022 23:29 |
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi 09/03/2018 İSLAM’DA KADIN: ADALET, MERHAMET VE HAKKANİYET | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 07 Mart 2018 18:29 |
Kalıcı öğrenmenin 3 derinlik boyutu | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 09 Ocak 2015 23:16 |
Kul hakkının sosyal boyutu | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 12 Ağustos 2014 15:27 |
Kipriklerin boyutu neden sabittir | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 07 Nisan 2009 22:32 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|