|
Konu Kimliği: Konu Sahibi YaŞuHa,Açılış Tarihi: 03Haziran 2011 (20:24), Konuya Son Cevap : 03Haziran 2011 (20:24). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
03Haziran 2011, 20:24 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Mumin ile munafığı ayırt eden gerçek Mumin ile munafığı ayırt eden gerçek MUMİN İLE MUNAFIĞI AYIRT EDEN GERÇEK Muhammedu'bnu Osman ibni Kerame, Halidi'bini Mahled'den, o da Suleyman'ubnu Bilal'den, o da Şerîku'bnu Abdullahi'bni Ebi Nemir'den, o da Atadan, o da Ebu Hureyre Radıyallahu Anh'den Rasulullah Aleyhisselâm'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir; "Kim Benim bir dostuma (veli kuluma) düşmanlık ederse Ben ona savaş açarım, kulum Bana kendine farz kıldığım amellerden daha sevimli bir amelle yaklaşamaz. Kulum nafile amellerle de bana yaklaşmaya devam ederse, ben onu severim. Onu sevdiğim zaman da, onun duyan kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey istediğinde istediğini veririm, Bana sığındığı zaman kendisini korurum, Mu'min bir kulumun canını almakta tereddüt ettiğim kadar hiçbir şeyde tereddüt etmiş değilim. O ölümü istemezken, Ben de fazla yaşlanarak fena duruma düşmesini arzulamam." (Buhari: Rikak: 38) CİHAD ŞARTLARI ve HÜKMÜ Cihada ilk önce Müslümanların başlaması - düşman başlamasa bile farz-ı kifayedir. Müslümanların bir kısmı tarafından düşmanın şerri def edilirse cihad farz-ı kifaye , def edilemezse farz-ı ayn olur. Köle ve kadın bile olsalar Müslümanların bir kısmı tarafından bu cihad yapılırsa , diğer bütün Müslümanlardan düşer. Şayet hiçbir vakitte hiç bir kimse tarafından cihad vazifesi yapılmazsa , terk etmeleri sebebiyle mükellef kimselerin hepsi günahkar olur. Bundan mesela Anadolu halkının cihad etmesiyle Hindistan ahalisinden farziyyetin düşeceği anlaşılmasın. Çünkü düşmanın şerri def edilinceye kadar sırasıyla yakın bulunan beldelerdeki Müslümanlara cihad farz olur. Müdafaa ancak bütün Müslümanların savaşmasıyla olursa namaz , oruç gibi cihad da mükellef olan bütün Müslümanlara farz-ı ayn olur. Bir cenazeyi techiz ve tekfin etmek de bunun gibi sırasıyla yakın bulunan beldelerdeki Müslümanların üzerine lazımdır. Bu bahsin tamamı Durer’dedir. “Müslümanların bir kısmı tarafından düşmanın şerri def edilirse ilh ….” Yani hududlardan birinde çıkan bir harbi önlemek için orada bulunan İslam kuvveti kifayet ettiği takdirde cihad farz-ı kifaye olup bütün Müslümanların silah altına alınmasına lüzum görülmez.Eğer harb sahasında bulunan İslam kuvveti kifayet etmezse , harb mıntıkasında ve civarında bulunan bütün efrad harb için seferber haline getirililir ve cihad bir farz-ı ayn olur. “ALLAH-u Teala’nın … kavl-i kerimi ilh….” Cihadı emreden ayeti kerimeler şu tertip üzere indirilmiştir: “Şimdi sen ne ile emrolunuyorsan (kafalarını çatlatırcasına) apaçık bildir.” (Hicr 94) buyurmuştur. Sonra İslam dinine güzellikle ve tatlılıkla davet emredilmiştir. Nitekim ALLAH-u Teala : “(İnsanları) Rabbinin yoluna hikmetle güzel öğütle davet et ! Onlarla mücadelenin en güzelini yap.” (Nahl 125) buyurmuştur. Bundan sonra savaşa izin vermiştir. Nitekim ALLAH-u Teala : “Kendilerine karşı harb açılan Müslümanlara zulme uğradıkları için cihada izin verilmiştir.” (Hac 39) buyurmuştur. Daha sonra düşman harb açtığında onlara karşı koymakla emrolundu.Nitekim ALLAH-u Teala: “Düşmanlar sizi öldürürlerse siz de onları öldürün” buyurmuştur . Bundan sonra haram olan aylar geçmek suretiyle cihad emredildi. Nitekim ALLAH-u Teala : “(Dokunulması) haram olan aylar çıktığı zaman , artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün” (Tevbe 5) buyurmuştur. En son bütün zamanlarda ve bütün mekan(yer)larda cihad farz kılındı . Nitekim ALLAH-u Teala: “Size harb açanlarla ALLAH yolunda siz de muharebe edin. Fakat aşırı gitmeyin . Şüphesiz ki ALLAH aşırı gidenleri sevmez.” (Bakara 190) buyurmuştur.Bu bahsin tamamı Es-Siyeru’l Kebir şerhindedir. “Müslümanların bir kısmı tarafından bu cihad yapılırsa ilh…” Yani cihad ölüyü yıkamak , kefenlemek, cenaze namazını kılmak ve selam almak gibi farz-ı kifayeler. Mükelleflerin hepsine birden farz kılınmıştır.Bundan dolayı farz-ı kifaye bir kısım Müslümanlar tarafından yapıldığı takdirde diğer Müslümanlardan düşer. Çünkü farz-ı kifayeden maksad yapılmasıdır. Mükelleflerden hiç biri bunu yapmazsa , bunu bilen ve mükellef olan bütün Müslümanlar günahkar olur. Farz-ı ayın böyle değildir. Çünkü farz-ı ayın mükellef olan Müslümanlardan her biri üzserine ayrı ayrı farz kılınmıştır. Bundan dolayı farz-ı ayın bir kısım Müslümanlar tarafından yapıldığı takdirde diğerlerinden düşmez. Bunun için farz-ı ayın , farz-ı kifayeden efdaldir. “Düşman İslam memleketine hücum ederse ilh…” Yani düşman İslam beldelerinden bir beldeye ansızın girerse , cihad farz-ı ayn olur . Bu hale “nefir-i amm” denilir. “İhtiyar” adlı kitabta : “Nefir-i amm ; bütün Müslümanlara muhtaç olunmasıdır” diye tarif edilmiştir. “Bütün Müslümanların cihada çıkması ilh ….” Yani kadınlar kocalarından , köleler efendilerinden ,borçlular alacaklılarından izinsiz çıkarlar. İmam Serahsi : “Nefir-i ammede cihad edebilecek baliğ olmayan çocukların cihada çıkıp savaşmalarında her ne kadar ana–babaları razı olmasalar bile - bir beis yoktur “ demiştir “Cihadın vacib olması için ilh…” Yani bir kimseye cihadın vacib olması için silah kullanmaya kudretinin bulunması , erzaka ve gideceği yer sefer müddeti kadar olursa bineğe malik olması şarttır. Harb olduğunu bilmesi de şarttır. Kadihan , Kuhistani . REDDUL – MUHTAR ALE’D –DURRİ’L – MUHTAR Müellifi : İBN-İ ABİDİN CİLT 8 SAYFA 374 - 381 Tercüme : Ahmed Davudoğlu Şamil yayınevi CİHAD ve NEFİR Bazı alimler : “Cihad , düşman topluluğu saldırmadan önce , nafile ; düşmanlar saldırdıktan sonra ise, farz-ı ayn ‘dır” demişlerdir. Alimlerin ekserisi ise : “Cihad , her halde , fazdır : Düşmanın saldırmasından önce, farz-ı kifaye ; saldırmasından sonra ise , farz-ı ayın’dır. “ demişlerdir. Sahih olan kavil de budur. NEFİR NEDİR ? Nefir : Istılahta , bir beldede bulunan Müslüman halkın ; canlarına , mallarına , çoluk ve çocuklarına saldırmak üzere , düşmanın gelmekte olduğundan haberdar edilmesidir. Böyle bir haber alınınca , o belde halkından , gücü cihada yeten her şahsa , cihad etmek üzere çıkması farz olur. Böyle bir haberden önce , kişinin cihada çıkmaması hususunda , ruhsat ve genişlik vardır. Böyle bir haber gelince de , şarktan garbe , bütün İslam alemine , cihad farz-ı ayn olmaz. Bu durumda ancak , düşmana en yakın olan ve cihada gücü yeten Müslümanlara , cihada katılmaları farz-ı ayın olur. Bu durumda , düşmana uzak olanlara ise , cihad farz-ı kifaye olur; farz-ı ayın olmaz. Bu gibi kimseler için , cihadı terk etme genişliği de vardır. Fakat , düşmana yakın olanlar , -cihaddan – aciz olur ve düşmana mukavemet edemezlerse veya tembellik ettikleri için , diğer Müslümanların cihada katılmalarına ihtiyaç hasıl olursa ; bu durumda , bunlara yakın olanlara ve bu sıra ile , şarkta ve garbte İslam aleminin her yanında bulunan Müslümanlara , cihad , , farz-ı ayın olur. FETAVAYİ HİNDİYYE Tercume : MUSTAFA EFE Cilt 4 Sayfa 137- 138 – 249 Akçağ yayınları CİHADIN LÜGAT VE TERİM MANASI Cihad lugatta: (cehede), (yechedu), (cehden veya cuhden) kökünden gelmiştir, (cehede) fiilinin masdarı (el-cühdü) damme ile veya fetha ile olup vus'at (güç) veya takat manasına gelir. Denilmiştir ki: (el-cuhdu) dammeli olduğu zaman vus'at ve takat manasına, (el-cehdu) fethalı olduğu zaman meşakkat manasına gelir. (El-celdu) fethalı olduğu zaman en son had manasına da kullanılır. Ayetle "En son hadde kadar yemin ettiler" yani "çok kuvvetli bir şekilde yemin ettiler" (el-cuhdu vel-cihadu) Cihad lûğatta: İnsanın iyi şeylere nail olması veya kötülüklerin defi için var gücüyle bütün takatini sarf etmesi manasına gelir. ( Lisanul Arab, Kamus ul Muhit ) Şer'an ve ıstılahen cihad: Dört mezhebin fukahası, cihadın, savaş ve savaşta yardımlaşma manasında muttefiktirler. Şimdi dört mezhebin fukahasının tariflerini takdim edelim: 1- Hanefi mezhebine göre : İbnu Humam, Fethul Kadir de (5/187) şu ibareyi zikreder: "Cihad: Kâfirleri, hak olan dine davet etmek ve kabul etmezlerse onlarla savaşmaktır." Kaşani ise Bedai isimli eserinde (9/4299) şöyle demiştir. Cihad: "ALLAH yolunda canla, malla, dille savaş yapmak suretiyle bütün gücün ve takatın sarf edilmesidir." 2- Malikilerde cihad: İ'la-i kelimetullah için müslümanların,kendileriyle anlaşma yapmadıkları (yani zımmilerin dışındaki) kafirlerle savaşması veya o savaşta hazır bulunması veya kafirlerle savaşmak için topraklarına girmesidir. (Haşiyetul adevi/Essaidi 2/2, Eşşerhus sağir/Ekrab-ul mesailik/Edderdir 2/267) 3- Şafiilere göre: Bâcûri demiştir ki: "Cihad; ALLAH yolunda savaşmaktır."(Elbacüri/ İbnu'l Kasım 2/261l) İbni Hacer ise: "Şer'an, kafirlerle savaşta gayret sarf etmektir." demiştir. ( Elfeth 6/2) 4- Hanbelilere göre : Cihad kafirlerle savaşmaktır. Umdetül fıkh (s.166) ve Muntehaliradat (1/302) isimli kitaplarda cihad şu şekilde tarif edilmiştir. "İ'la-i kelimetullah için güç sarf etmek ve savaşmaktır." Özet olarak; Cihad savaş manasına gelir. Fi sebilillah kelimesinde ilk akla gelen şey cihaddır. İbni Rüşt Mukaddimesinde (1/369): (Kılıçla cihad: Din için müşriklerle savaşmaktır. Kim ki kendini ALLAH için yorarsa O'nun yolunda cihad etmiş olur ve cihad sadece ALLAH yolunda olur. Cihad kelimesi söylendiğinde ancak ve ancak kafirler İslama girinceye veya cizye verinceye kadar kılıçla mücadele etmek anlaşılır.) İbni Hacer, Fethul Bari de (6/29) şöyle demiştir; fi sebilillah lafzından ilk akla gelen şey cihaddır. Şeyh Abdullah Azzam / Cihad Ahkâmı MUHAMMED SURESI 20- İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi. Ama hükmü açık bir sûre indirilip de, içerisinde savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanların ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün. Oysa onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur. Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetle Nebi’ye (s.a.v) soruldu: “ALLAH yolunda cihad etmeye denk ne var?” “Güç yetiremezsiniz” dedi. Üçüncüsünde : “ALLAH yolunda cihad edenin misali , ALLAH yolunda cihad edenin , evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla , geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir” dedi. (Muslim, İmare: 29 ; Tirmizi , Cihad : 1) Rasûlullah (s.a.v) buyurdu ki: "i’ne yoluyla alış-veriş yaptığınız öküzlerin kuyruğuna yapıştırdığınız, tarımı seçtiğiniz ve cihadı terk ettiğiniz zaman, ALLAH size öyle bir zillet musallat eder ki, dininize dönünceye kadar onu üzerinizden atamazsınız." ( Sunen-i Ebu Davud, Kitabu'l-İcare, B. 54, Hds. 3462. Ayrıca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 2, Sh. 42, 84.) CİHADA GİTMEK İÇİN ANNE BABADAN İZİN ALMAK ŞART MIDIR ? Merhametinden dolayı onlara alçak gönüllülük kanadını indir ve de ki: "Rabbinı, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse, Sen de onlara öyle rahmet et!" İsra 24 KURTUBİ TEFSİRİ 8. Cihad İçin Anne-Babanın İzni: Anne babaya iyilikte bulunmak, onlara karşı iyi davranmanın kapsamına -eğer cihad farz-ı ayn değilse- onların iznini almadan cihad etmemek de vardır. Sahih'te, Abdullah b. Amr'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: Bir adam, Peygamber (sav)'in yanına gelerek, cihad etmek için ondan izin istedi. Hz. Peygamber: "Annen baban hayatta mıdır?" diye sordu. O, evet deyince Hz. Peygamber: "Sen onlar hakkında (onlara iyilik yapmak suretiyle) cihad et." diye buyurdu. Bu, Muslim'in lafzıdır. [Buhâri, Cihâd 138, Edeb 3; Muslim, Birr 5; Ebû Dûvûd, Cihâd) 31; Nesâl, Cihad 5: Musned, II, 165, 188. 193, 197, 221] Sahih'in dışındaki hadis kitaplarında da şöyle demektedir: Evet, ve onları ben ağlıyor bırakıp geldim. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Git, onları ağlatığın gibi güldür." [Ebû Dâvûd, Cihâd 31; Nesâi, Bey al 10; İbnMâce, Cihâd 12; Musned, II, 160, 194, 198.] Bir başka rivayette de şöyle denilmektedir: "Senin, annen baban ile birlikte onların (yanlarındaki) yatakta uyuman, onların seninle gülüşüp seninle oynaşmaları, senin için benimle cihad etmenden daha faziletlidir. " Bunu da İbn Huveyzimen'dan nakletmektedir. [Suyûtî, ed-Durru'l-Mensûr, V, 263.] Buhârî bu hadisi "Birru'l-Valideyn" (Anne-Babaya İyi Davranmak) bölümünde şu lafızlarla zikretmektedir: Bize Ebu Nuaym haber verdi. Bize Sufyan, Ata b. es-Saib'den haber verdi. O, babasından, o, Abdullah b, Amr'dan dedi ki: Bir adam, Peygamber (sav.)'a, hicret etmek üzere bey'at etmeye geldi. Ancak bu sırada anne-babasını ağlar bırakıp gelmişti. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Onların yanlarına dön ve onları ağlattığın gibi güldür." [Buharı. el-Edebtu'l-Mufred, Lübnan tarihsiz, s. 5] Îbnu'l-Munzir dedi ki: Bu hadis-i şerif nefir (farz-ı ayın olan seberberlik çağrısı) vuku bulmadığı sürece anne babanın izni olmaksızın cihada çıkmanın yasakiığını ihtiva etmektedir. Eğer nefir söz konusu olursa, o takdirde zaten herkesin cihada çıkması vacip olur. Bu husus Ebu Katade yoluyla gelen hadiste gayet açıktır. Rasûlullah (sav), kumandanlar ordusunu (Mute ordusunu) gönderdi... Bu arada Zeyd b. Harise, Cafer b. Ebi Talib ve ibn Revâha'nın başından geçenleri de söz konusu etmekle birlikte, Rasûlullah (sav)'ın munadisinin bundan sonra: Topluca namaza! diye nida etmesi üzerine herkesin toplandığını da söz konusu etti. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) ALLAH'a hamd-ü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Haydi çıkınız, kardeşlerinizin yardımına koşunuz. Hiç kimse de geri kalmasın." Bunun üzerine, oldukça sıcak bir günde insanlar piyade olarak ve binekli olarak savaşa katılmak üzere yola çıktılar. [Musned, V, 299, 301.] İşte Hz. Peygamber'in: "Kardeşlerinize yardımcı olmak üzere çıkınız" diye buyurması, cihaddan geri kalmak hususunda mazur görülebilmenin nefir (umumi seferberlik) çağrısı söz konusu olmadığı hallerde olacağına delildir. Diğer taraftan Hz. Peygamber'in: "Ama hep birlikte savaşa çıkmanız İstenirse, hep birlikte savaşa çıkınız" [ Buhârî, Cezâıı VSayd 10, Cilıâd 1", 27, 194, Cizye 22; Muslim, Hacc 445, İınâre 85: Ebû Dûvûd, Cihâd 2; Tirmizî, Siyer 33; Nesâi, Bey'at 15: İbn Mâce, Cihâd 9. Dârimî, Siyer 69: Musned, I, 226, 266, 316, 355, 111, 401, VI, 466] hadisi de bununla birlikle aynı gerçeği dile getirmektedir. Derim ki: Bu hadis-i şeriflerde şuna da delil vardır: Farzlar, yahut menduplar eğer bir arada bulunacak olursa, bunlar arasından daha önemli olana öncelik tanınır. Bu anlamdaki açıklamaları el-Muhasibi, "Kitabu'r-Riâye" adlı eserinde yeterince açıklamış bulunmaktadır. [İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 10/366-367] 9. Cihada Çıkmak İçin Muşrik Anne ve Babanın İzni Alınır mı: Cihad farz-ı kifaye ise, kişinin cihada katılmak için müşrik anne-babasinın iznini alıp almayacağı hususunda ilim adamları, farklı görüşlere sahiptirler. es-Sevrî, onların İznini almaksızın gazaya gitmez, der. Şafiî ise: Onların iznini almaksızın gazaya gidebileceğini söylemiştir. İbnu'l-Munzir de şöyle demektedir: Dedeler de babalar gibidir, nineler de anneler gibidir. O bakımdan kişi yine onların iznini almaksızın gazaya çıkamaz. Ben, onlar dışında kardeşler ve sair akrabaların da iznini almayı gerektiren herhangi bir delil bilmiyorum. Ama Tavus, kız kardeşlerin ihtiyaçlarını karşılamanın, ALLAH yolunda cihaddan daha faziletli olduğu görüşünde idi. [İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 10/367-368] Şeyh Ebu Musab Ez-Zerkavi'nin ilk ve tek görüntülü açıklaması olan bu videoyu, Arapça'dan dilimize çevirmekteki maksadımız; kafirlerin medya ve basın kuruluşlarında yayınlananın aksine, Mucahidlerin ilahi kelimetullahı (La ilahe illallah) sözlerin en üstüne koymak için savaştıklarını Türk kamuoyuna bildirmek ve Mucahidlere karşı kalplerinde kuşku bulunan Müslümanlara şifa olmasıdır. Rabbimizden bu videoyu hazırlayıp yayına sunanlardan razı olmasını ve bu video aracılığıı ile, kalplerde iman ateşi bulunan Müslümanları uyandırmasını diliyoruz. |
Konu Sahibi YaŞuHa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Aile Edep demekti | Şiirler ve Şairler | YaŞuHa | 2 | 2275 | 04 Mayıs 2014 21:47 |
Kardeşimize dua lütfen | Dua Bölümü | MusabBinumeyr | 4 | 2527 | 04 Aralık 2013 19:38 |
Kilonuz mu var? sorun degil artık/Medineweb | Diyet/Spor | gün ışığı | 4 | 2957 | 27 Kasım 2013 21:45 |
Üzüm çekirdeği mucizesi | Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp | YaŞuHa | 2 | 2454 | 27 Kasım 2013 21:34 |
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak? | Makale ve Köşe Yazıları | Mihrinaz | 7 | 3340 | 26 Kasım 2013 20:23 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İnsan ve Ayırt Edici Özelliği | Mihrinaz | Hafta'nın Konusu | 5 | 06 Aralık 2021 09:10 |
Mumin olmak bedel ister | Nebevi Sevda | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 02 Mayıs 2018 11:25 |
Gerçek aşk | Esma_Nur | Serbest Kürsü | 0 | 01 Temmuz 2010 17:08 |
Vefat eden kimsenin malına taalluk eden haklara ölçü | _bülbül_ | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | 0 | 13 Nisan 2009 09:29 |
acı ama gerçek | Seyyid | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 22 Ekim 2008 15:28 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|