|
Konu Kimliği: Konu Sahibi YaŞuHa,Açılış Tarihi: 27 Ağustos 2011 (22:35), Konuya Son Cevap : 27 Ağustos 2011 (22:35). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
27 Ağustos 2011, 22:35 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Okul Fitnesi ve Kafirin Eğitim Sistemi Okul Fitnesi ve Kafirin Eğitim Sistemi [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Tevhid düşmanları İslam tarihi boyunca edindikleri tecrübeler doğrultusunda bu Din’i direk olarak etkisiz kılamayacaklarını görebilecek bir geçmişe sahiptirler. Bu nedenle en geçerli metod olarak İslam ve özellikle İslam’ın direği olan Tevhid’i kavramların içlerini boşaltmak sureti ile bu Din’e karşı sürdüre geldikleri savaşı günümüz hizmetkarları ile son hızla sürdürmektedirler. Özellikle ilk çıkışı itibari ile Tevhidi görünen ve sonrasında Tağuti güçlerce üzerlerine uygulanan baskı sonucunda bir anda sanki mutasyona uğramışçasına Tağutlar ile aynı çizgiye, onların rızasına uygun gelen görüşleri kuşanarak toplumun karşısına çıktılar. Özellikle de Tevhid ile yeni tanışan veya tanışmak üzere olan Müslüman’lar için de büyük bir fitne haline geldiler. Böylelikle sözüm ona Tevhid çizgisindeki insanlara şirin görünecek, tağutlara karşıymış gibi söylemleri kuşanacak ve devamında da alttan alta Tevhid’in altını oyarak egemen güçlere olan hizmetlerini sürdürecekler. Bu fitnecilerin hedef kavramları arasındaki en güncel mesele Okul Fitnesi olarak gün yüzüne çıkıyor. Muvahhid Müslümanlar’ın bugüne kadar tağut ve ona bağlı kurumlardan sakınması dahilinde uzak durdukları, çocuklarını asla göndermedikleri tağut’un eğitim sistemi yaldızlı sözlerle sarmalanarak artık meşrulaştırılma yoluna gidiliyor oluşuydu. Demokrasi din’inin mabedi konumunda olan okullar’a çocukların teslim edilmesinde bir beis görmeyen bu zihniyet, geçmiş devirlerdeki gibi evlatlarını diri diri toprağa gömen zihniyete benzer bir düşünce ile ifsadını her yere yaymaya çalışıyor. Ancak bunu o kadar profesyonelce yapıyorlar ki, aslında bu davranışa onay vermediğini söyleyerek bir yandan da çocuklarını tağuti sistemin okullarına “onları küfürden beri” bir şekilde gönderdiklerini söyleyenlerin de masum olduklarını iddia ediyor. Tevhid’i tam anlamı ile özümseyememiş insanlara yine tevhid’in gerektirdiği bazı davranışların zor gelmesi, bu zorlanış ile beraber de kendilerine sunulan şeytani kolaylık yolu ile de sözüm ona Muvahhid bir Müslüman olabilecekleri telkini yapılmak istenmektedir. Tıpkı geçmişte cihad’ın, zekat’ın, hicretin bir vesile ile bazı insanlara zor gelmesi gibi. Bu zorluk!lardan arındırılmış bir beyin ve davranış metodu, zaten bunlardan kurtulmak isteyen henüz tevhid bilincini tam kuşanamamış olanlar tarafından ilgi ile karşılanacaktı. Tağut’u reddeder bir şekilde görünecekler, muvahhidçilik oynayacaklar bir yandan da tağut’un sistemleri ile kol kola girerek günü kurtaracaklar. Tabi her şer odağı gibi bu zihniyetin odağı ve planlayıcıları olanlar, konuya cevaz verme noktasında insanların karşısına çeşitli argümanlarla çıkmak zorunda olduklarını bildiklerinden kendi söylevlerini de geliştirdiler. Şimdi bu Tevhid düşmanlarının savlarını ve yaslandıkları görüşleri tanıyalım;
Tağut’un eğitim sistemi ve onun uygulandığı okullar aynı zamanda demokrasi din’inin merkezleri, ibadethaneleri konumundadırlar. Çünkü çocuklar bu okullarda demokrasi, laiklik ve kemalizm din’inin tüm öğretilerini öğrenir ileride de samimi birer kafirler olarak karşımıza çıkarlar. Yarın Tevhid ile çarpışacak, Şeriat’a karşı düşman olacak olan en seçkin insanlar bu eğitim vesilesi ile bu şeytani onura ulaşacaklar. Yani bu okullar tağut’un tam merkezi, ve onu ordusunun yegane kaynağıdır. Bu okullarda eğitim görecek olan çocuklar, sınıf seviyelerine göre matematik, fizik, fen, edebiyat gibi ilimlerden faydalandığı gibi bir yandan da iyi bir demokrat, kemalist, laik insan nasıl olunurun eğitimi alacaktır. Ancak asıl hedefin hubel’i seven, mümkünse tapan bir neslin yetişmesi için kurulmuş şer yuvalarıdır. Peki, kendisinin Müslüman olduğunu iddia eden bir kişi çocuğunu nasıl okula gönderecektir, isterseniz gözümüzde canlandırmak sureti ile inceleyelim.
Henüz bembeyaz bir defter yaprağı gibi olan çocukların kalbini, bedeni ile beraber tağut’un yetişmiş, eğitimli askerlerinin eline teslim ediyor, ettiriyorlar. Çocuk belli zaman sonra hubel aslında o kadar da kötü bir kişi değil, eğer öyle olsaydı sınıftaki bu kadar çocuk içtenlikle onu öven marşlar, sözler okurlarmıydı? Hem onu ailesi bu kadar kötü olan bir yere gönderirler miydi? Onlar kendisinin öz ana ve babaları değil miydi? Hiç merak etmeyin bu sözler ajitasyon değil bilakis, yarın hemen hemen tüm çocukların hissedeceği düşünceler bunlar olacaktır ki bu konuda profesyonel olan bir din okuluna, demokrasi din’inin mabedine çocuklarınızı kendi ellerinizle göndermişinizdir. Unutmayın, cehalet devrinde çocuklarını toprağa diri diri gömenler de ana-babaydı ve onların da kendilerince mantıklı nedenleri vardı. Buraya kadar olan bölümde, konuya Müslüman’ın hissi bakış açısı ile bakmak sureti ile belki kalpleri nasırlaşmış olanların kalbine ilaç olabileceğini umuyoruz. Makalemizin bundan sonrasında da inşallah ilmi açıdan bakmaya çalışacağız. Peygamberimiz (s.a.v): “İlim talep etmek her Müslüman erkek ve kadına farzdır.” buyurduktan başka; “bu ilim dindir, dininizi kimden aldığınıza dikkat ediniz.” (Müslim) Diyerek ilimden kastın ne olduğunu ve kimlerden bu ilmi talep edebileceğimizi net bir şekilde görüyoruz. Bırakın mürted ve bel’amlardan ders almayı bundan daha hafifini bile Peygamberimiz (s.a.v) kıyamet alametlerinden saymıştır. “Kıyamet alametlerinden biri de küçüklerden ilim tahsil olunmasıdır.” Küçüklerden maksat bid’atçılar, inançları ve itikatları Ehl-i Sünnete uygun olmayan kimselerdir. (Kutubi site c:1,s:312) Rasulullah(s.a.v) Ömer(r.a)’in elinde Tevrat yapraklarını görünce çok kızdı ve şöyle buyurdu, “….. Eğer Musa (a.s) sağ olsaydı, bana uymaktan başka bir şey yapmazdı.” (Ebu Ya’la, Ebu Davud et Tayalisi) Ö.N.B Hukuki İslamiye adlı Fıkıh kitabında küçük çocukların bakımı ve terbiyesi hakkında şu fetva yer almaktadır: “Hızane (çocuğu büyüten ve terbiye eden kadın ) Müslüman veya zimmi (yani İslam devleti içinde vergi vererek, Müslümanların kontrolü altında yaşayan gayri müslim) olmalıdır. Binaenaleyh harbiyyelerin (darul harpte bulunan ve Müslüman olmayan kimselerin) ve mürtedlerin bir Müslüman veya zimmiye terbiye etme hakları yoktur. Ancak bir çocuk zimmiye olan hizanesinin (bakıcısının) yanında aklı kesinceye, dinleri anlayacak bir çağa gelinceye kadar bırakılabilir. Aklı kesince ondan (zimmiden de) alınır. Ta ki gayri Müslimlerin ahlak ve tavırlarıyla ahlaklaşmaksın. Bu müddetin 7 yaşla sınırlandırılması münasip görülmektedir. (Ö.N.B Hukuki İslamiye) Bu fetvada görüldüğü gibi Müslümanların kontrolü altındaki bir zimmiye (ehli kitaba) 7 yaşına kadar bakım ve terbiye için çocuk verilebiliyor, fakat mürtede, ne Müslüman nede zimmi bir çocuk hiçbir surette verilemiyor. Çünkü “mürted ne kâfire nede müslümana velayet edemez”. diye fıkhı bir kaide vardır. (Vehbe Zuhayli c:9, s:156 ) Şimdi, okula çocuğunu gönderen ve Müslüman olduğunu iddia eden kişi, hangi kontrolü elinde bulunduruyor, verilecek olan dersten, okunacak olan konulardan, sınıftaki puttan….hangisine Müslüman olduğunu iddia edenin kontrolü söz konusudur. Bir ayette “Müminler müminleri bırakıp kâfirleri veli edinmesin. Kim bunu yaparsa artık Allah(c.c.) ile ilişiği kesilmiş olur.” (Ali İmran-28) Bir hadisi şerifte; “İsrailoğullarının âlimlerini bile, günah işleyenlerle oturmaya yiyip içmeye devam etmelerinden dolayı kalplerini birbirine benzettiğini “ Pey-gamberimiz(s.a.v) bizlere haber vermiştir. Hani başlarda da dedik ya; zamanla o çocuk yıllarca oturup kalkacağı sınıf arkadaşlarından istese de istemese de kalpleri zamanla onlara benzeyecektir. Yoksa böyle yapılmasına rağmen sizinkinin sağlam kalacağının bir delili var mı? Rabbinize karşı, bu sözüne karşı söyleyecek bir sözünüz mü var? İsrailoğulları ile ilgili bahsi geçen hadisi şerifin sonunda, “ böylece bu hadisi şerif delâlet eder ki, sadece men etmenin kâfi olmadığına, bilakis bunun yanı sıra kızmanın, vazgeçmedikleri takdirde onlardan ayrılmanın meclislerinde oturmamanın gerekliliğine delalet etmektedir. (Tarikatı Muhammediyye s:369, Berika c:4, s:516 ) Yine Peygamberimiz; “İlim İslam’ın hayatıdır” (Camius-sağır) buyurduğuna göre İslam’a hayat ve canlılık verecek olan ilmin bel’amların yahut tağut’un yeminli askerlerinin öğreteceği ilim olmadığı da izaha gerek kalmadan anlaşılmaktadır. (İslami Hr. Fıkhı) Ayrıca farzı-ayn olan bilgilerin ve hatta daha fazlasının öğrenilebileceği bir meclis ve cemaat var iken velev ki böyle bir cemaat olmasa bile kafirlerin meclisine gitmek çok tehlikeli bir harekettir. Bu durumun insanı küfre götüreceğini Sadreddin Yüksel Hoca Efendi söylemiş ve bel’amlar insana küfrü de öğretir demiştir. Hâlbuki “bir vaiz küfür kelimesi konuşur, dinleyenlerde itiraz etmezlerse kafir olurlar. Bir rivayete göre de, vaiz o küfür kelimesini konuştuktan sonra onun küfür olduğunu bildikleri halde orada otururlara kâfir olurlar” denmiştir. Hafız Ali Reşad hocanın da bu konudaki fetvası şöyledir: “İlmi kimden öğrenirsen öğren! diye onlardan olan öğretmenlerde okuyan ve okutan, her halde onları seven ve sayan “O takdirde sizde onlar gibisiniz” kaydına girdiğinden, namaz kılmasın, oruç tutmasın hiç yorulmasın. Çünkü yemeği ve kestiği yenmez ibadet ve şahadeti ve hiçbir hayrı kabul olmaz. Eşhedü billâh kâfir ve mürteddir” (Muhafazakâr gazetesi. 1966) Yine bu konu hakkında Bostanül Arifin adlı kitapta şunlar yazılıdır: “İlim, ancak emin ve güvenilir kimselerden alınmalıdır. Çünkü dinin kıvamı ilim iledir.” (Tenbihul Gafilin s:50) Ubbad b. Kesir Rasulullah(s.a.v)’ın şöyle buyurduğunu anlattı: “Şahitliği makbul olmayan kimse ile konuşmayınız” Hasan Basri’ de şöyle der: “Bir kimse güzel söz söyler, kötü amel işlerse, ondan ilim almayınız. Ona itimat etmeyiniz” Eğer buna karşılık şöyle denirse: Rasulullah (s.a.v) “İlim mü’minin yitiğidir, bulduğu yerden alır” (Tirmizi) sözüne ne dersin? Buna şöyle denir; “Onu bulduğu yerden alır, ama söyleyeni sağlam, sözü doğru olursa. Fakat haber veren sağlam olmazsa, ondan bir şey alınmaz.” (Tenbih’ul Gafilin, Bostan’ul Arifin) İslam, Müslümanların farz-i kifaye olan kimya, fizik, astronomi, tıp, teknik, ziraat, işletmecilik ve buna benzer ilimleri Müslüman olmayandan veya muttaki olmayan müslümandan almasına müsaade eder. Ancak onlardan öğrenebilmesi için öğrendiği konuda kendisinden ders alabileceği muttaki müslümanın bulunmaması ve imamın (emirin) izni gerekir. İslam, bir müslümanın, akidesini, düşünce sistemini, Kur’an’ın tefsirini, Peygamberin hayatını, tarihini ve tarihteki aktifliğini, idare düzenini, siyasetini, edebiyatını, müslüman olmayan kaynaklardan veya dinine bağlı olmayan Müslümanlardan almasına müsaade etmez. Tevhidci! olduklarını iddia eden gruplar kendilerinden olduğu iddia ettikleri Taliban Mücahidlerinin de itikadlarını bilmediklerinden yahut anlayamadıklarından olsa gerektir haberlere konu olan onlarca okulu yaktıkları ve bombaladıkları (boş durumdayken) tüm internet haberlerinden rahatlıkla görebilirler ki zaten bu Mücahidlere de Tağut’un okullarına cevaz vermesi düşünülemezdi. Bu sözler ve deliller ışığı altında konuyu değerlendirecek olan samimi Müslümanlar, uyanık olun. Din’inizi bunlara cevaz veren din düşmanlarından koruyun, kendileri yine kendilerinde olduğu ilimi göstermek adına Arapça bir dünya şeyler okuması sebebi ile kendilerine alim havası veren bunlar gibilerden Resulullah (s.a.v) zamanında bolca olduğunu unutmasınlar. Ebu lehebler, ebu cehiller kadar mı Arapça biliyorlar ve konuşuyorlar? Yahut onların şairlerinden daha güzel sözler mi söylüyorlar? [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Konu Sahibi YaŞuHa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Aile Edep demekti | Şiirler ve Şairler | YaŞuHa | 2 | 2287 | 04 Mayıs 2014 21:47 |
Kardeşimize dua lütfen | Dua Bölümü | MusabBinumeyr | 4 | 2563 | 04 Aralık 2013 19:38 |
Kilonuz mu Var? Sorun Değil Artık/Medineweb | Diyet | gün ışığı | 4 | 2999 | 27 Kasım 2013 21:45 |
Üzüm çekirdeği mucizesi | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | YaŞuHa | 2 | 2491 | 27 Kasım 2013 21:34 |
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak? | Makale ve Köşe Yazıları | Mihrinaz | 7 | 3352 | 26 Kasım 2013 20:23 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
AKTS sistemi nedir? | Medineweb | Soru Cevap Arşivi | 9 | 13 Ocak 2016 18:01 |
Mikroplar ve bağışıklık sistemi | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 08 Şubat 2015 16:26 |
okul öncesi eğitim faaliyetleri | sessiz23 | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 12 Nisan 2009 11:20 |
Kâfirin cehennemdeki bir azı dişi Uhud Dağı kadardır, hadisini nasıl anlamalıyız? | _bülbül_ | Bilgi Dağarcığı | 0 | 10 Nisan 2009 15:39 |
Şu sıfatlar kafirin mi müminin mi? | Aysima | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 08 Kasım 2008 12:36 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|