|
Konu Kimliği: Konu Sahibi aslıı,Açılış Tarihi: 26 Eylül 2012 (20:00), Konuya Son Cevap : 07 Ocak 2014 (13:20). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Eylül 2012, 20:00 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 15266 Üyelik T.:
14 Aralık 2011 | sabır üç çeşittir sabır üç çeşittir SABIR 3 ÇEŞİTTİR ”Muhakkak Allah sabredenler ile beraberdir” Allah Teala bir kul ile beraber olursa, o kula birşey olur ... mu?Hep başımıza gelen dertler Mevla Teala Hazretlerini unutmaktandır.bu da günahların başıdır. Biraz da sabırdan bahsedelim: Sabır acıya, zorluğa katlanmak, nefse ve bedene ağır gelen hallere telaş göstermeksizin mukavemet etmektir. Allah’u Teala Hazretlerinin isimlerinden birisi de ”Sabur” ismi şerifidir. Sabır güzel bir meziyettir. Her kimde sabır varsa onda ilahi kuvvetten bir tecelli kokusu vardır. Sabır üç çeşittir: 1-İbadetlere devam etmede sabır 2-Günahlardan kaçınmada sabır 3-Bela ve musibetlere karşı sabır Cenab-ı Hak ayeti kerimemizde özellikle sabrın kıymetine işaretle: ”Muhakkak Allah sabredenler ile beraberdir” buyuruyor. Sabrın büyüklüğünden ve faziletinden dolayıdır ki Allah’u Teala Hazretleri sabredenlerin mükâfatını ölçüsüz kılarak şöyle buyurmuştur: ”Ancak sabredenlere mükâfatları hesapsız (ölçüsüz) olarak verilecektir.” (Zümer 10 dan) Secde suresinin 24. ayet-i kerimesinde de Cenab-ı Hak Celle ve Ala Hazretleri, Tevrat ehlinin dini vazifelerinde ve düşmanlardan gelen eziyetler karşısında göstermiş oldukları sabırlarından dolayı onlardan, hidayet rehberleri olan imamlar vücuda getirdiğini beyan ediyor: ”Ve (O İsrailoğulları) sabrettikleri zaman onlardan rehberler kılmıştık ki bizim emrimizle doğru yola sevk ederlerdi. Ve ayetlerimize yakinen (şüphesiz) inanmışlardı.(Secde 24) Sabır her işin başıdır. Sabredemeyen hiçbir kimse kendisinden bekleneni veremez. Mevla Teala Kuran-ı Kerim’in birçok yerinde bize sabır öğütlemektedir. Bunlardan bir tanesi de Lokman suresinde geçen şu ayeti kerimedir: ”Oğulcağızım! Namazı dosdoğru kıl ve iyilikle emret kötülükten nehyet. Ve sana (bu sebeple) isabet eden belaya sabret. Zira böyle yapmak muhakkak büyük insanların yaptığı işlerdendir.”(Lokman 17) ŞEHİDLERİN MAKAMI Şimdi sohbet ayetimize devam edelim: ”Ve Allah(-u Teala) Hazretlerinin yolunda öldürülenler hakkında ölüler demeyin. Bilakis (onlar) diridirler, fakat siz (onların hayatını) hissedemez, (anlayamaz) sınız.” Bu ayeti kerime, Bedir muharebesindeki şehitler hakkında nazil olmuştur. Bu harpte ölen kimselerin arkasından:”Dünya nimetlerinden ve lezzetlerinden istifade edemez oldular” dediler. Cenab-ı Hak bu ayeti kerimeyi inzal buyurarak aslında onların diri olduğunu beyan etti. Fakat bu diriliğin nasıl olduğu hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir. Selef-i Salihinin çokları bu hayatın ruh ve cesetle olduğu görüşüne gitmişler, ancak biz bunun şeklini bilemeyiz demişlerdir. Bazılarına göre ise, bu ayetin manası:”Onlar amellerinin sevabının kesilmemesi hususunda diriler gibidir, demektedir. Çünkü onlar Mevla Teala Hazretlerinin dinine yardım yolunda öldürüldüler. Din dünya üzerine galip olduğu ve Allah-u Teala yolunda muharebe eden bir kişi bulunduğu müddetçe bunun sevabı onlara yazılmaktadır. Zira bu sünneti ilk olarak onlar başlatmışlardır. Cabir İbn-i Abdullah (Radıyallahu Anh) ‘den rivayet ediliyor: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün bana baktı ve:”Ey Cabir! Seni mahzun görüyorum”. buyurdular. Ben:”Ey Allah’ın Resulü babam şehid oldu. Arkasından borç ve kalabalık bir aile bıraktı” dedim. Bunun üzerine Allah’ın Resulü ”Ya Cabir! Sana haber vereyim ki Allah hiç kimseyle perde arkasından olmaksızın konuşmamışken, babanla yüz yüze konuştu ve ona: İste benden vereyim buyurdu. Baban ”Ya Rabbi! Beni tekrar yaratta ikinci bir defa şehit olayım” dedi Allah-u Teala Hazretleri:”Bu mümkün değil. Onlar bir daha dünyaya dönmezler emri benden sebkat etti (geçti).” buyurdu. Cevaba karşı baban:”Öyleyse ya Rabbi bunu arkamda kalanlara haber ver” Allah azze ve celle Hazretleri de ”bunu yaparım” buyurarak şu ayetleri inzal etti: ”Allah yolunda öldürülenleri ölüler zannetme. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında rızıklandırılırlar”(Ali imran 169) ”Ve onlar Allah’dan bir nimet ile bir fazl ile müminlerin mükâfatını Allah’ın elbette zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler”(Ali İmran 171) Bu ayeti celilere şehitlerin ne kadar yüksek mertebelere ve sevinçli bir hayata nail olduklarını bizlere göstermektedir. Nefahatül Üns kitabında İbni Farıd Hamevi Hazretlerinin oğlu Seyyid Kemalettin Muhammed’den şöyle bir olay nakledilir: ”Bir gün Mısır medreselerinden birine gittim. Medresenin kapısında yaşlı bir bakkal vardı. Gördüm ki abdest alıyor. Ama şeriat emirlerine göre düzenli bir şekilde değil. Önce kollarını yıkadı, sonra ayaklarını yıkadı, sonra başını meshetti sonrada yüzünü yıkadı. İçimden geçirdim ki: Bunca zamandır medrese kapısında bunca fakihler içinde daha bir abdest almasını öğrenememiş. Bunun üzerine o yaşlı adam hemen bana bakıp şöyle dedi:”Ey Ömer sana olacak fetih hicazda Mekke’de olacaktır. Oraya git. Sana gelecek gönül açıklığı zamanı gelmiştir.” O zaman anladım ki o adam, Allah’ın veli kullarındandır. O şekilde tertipsiz abdest alması da halini gizlemek içindir. Hemen yanına gidip şöyle dedim: Ey seyyidi! Ben nerede, Mekke nerede! Nasıl gideyim, yolu da bilmiyorum. Hemen eli ile işaret edip şöyle dedi: İşte Mekke önünde. Bakıp Mekke’yi gördüm. Sonra Mekke’ye yöneldim. Mekke benim gözümden kaybolmadı. Fetih kapıları da bana açıldı. Tam 15 sene Mekke’de kaldım.5 vakit namaz için Harem-i Şerifte hazır oldum. Bir gün o yaşlı bakkalın sesi kulağıma geldi -Ey Ömer Kahire’ye gel, ölümüme hazır ol!-Hemen acele oraya gittim. Baktım ölüm döşeğinde. Kendisine selam verdim. Selamımı aldı. Bana birkaç dinar verdi.-Bununla teçhizimi, tekfinimi, yaparsın dedi. Daha sonra tabutumu taşıyanlara bir dinar ver falan yede tabutumu bırak, orada bekle. Dağdan bir kimse inecek namazımı onunla kılarsın. Ondan sonra yüce hakkın emrini bekle.” Vefat ettiği zaman vasiyetlerini yerine getirdim. Tabutunu dediği yere bıraktım. Gördüm ki dağdan bir kimse aşağı doğru iniyor. Geldi ve şöyle dedi:-Ey Ömer! ileri gel de namaz kılalım. Namazdan sonra büyük yaradılışlı bir kuş aşağı indi. Tabutu yutup diğer kuşlara karıştı. Hepsi tesbih ederek uçup gittiler. Bu hale çok şaşırdım. O kimse dedi ki:-Ya Ömer işitmedin mi ”şehidlerin ruhları cennette istedikleri yerde uçarlar. Bunlar kılıç şehidleridir. Muhabbet şehidlerine gelince bunların cesetleri ve ruhları bir yeşil kuşun içindedir. Bu da onlardandır Ya Ömer” İşte Allah yolunda, Allah’da fani olmak suretiyle ölenlerin mükâfatı budur. Allah yoluna canımızı feda etmeye bakalım. Din için mücadele etmekten çekinir, gerektiğinde canımızı vermekten korkarsak kâfirler bize galip olur. Bir çoban, aslanların ve kurtların olduğu bir vadide sürünün başında uyursa, onun yerine aslanlar, kurtlar çobanlık eder. İşte biz bu uyuyan çoban gibi olduk. Allah (Celle Celaluhu) bizi uyandırsın. Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: ”Ey iman edenler size öyle bir kazanç göstereyim mi ki, sizi acıklı bir azabtan kurtarıversin.”(saf suresi:10) Düşmanların bizim dinimize saldırmasından daha büyük bir azab-ı elim mi var? Çocuğun gözünün önünde namaz kılmaz. Bundan daha büyük azab-ı elim olur mu? “Allah’a(celle Celaluhu) ve resulüne iman edip mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihat ederseniz. Bu sizin için daha hayırlıdır eğer bilirseniz.”(saf suresi:11) Cihat, İslamın en üstün noktası olduğundan dolayı bu mertebeye ulaşanlar, dünyadaki cihat etme şan ve şereflerinin yanında cennete de en yüksek dereceleri elde edeceklerdir. Onlar her iki dünyada da yüce kişilerdir. Eğer böyle yaparsanız ne olur biliyor musunuz? “Allah(celle Celaluhu) günahlarınızı bağışlar ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere adn cennetlerindeki güzel ve hoş saraylara koyar. İşte bu en büyük kurtuluştur.”(Saf suresi:12) “Başka (bir müjde daha ) var ki onu seveceksiniz. Allah’dan bir zafer ve yakın bir fetihtir. Ve müminlere müjdele”(Saf suresi:13) Ya Rabbi! Okumasını, dinlemesini nasip ettiğin gibi tatbikini de nasip eyle. Bu nimetlere mazhar olmak en büyük saadettir. Mevla Teala Hazretleri ders ayetlerimizde evvela sabır ve namazla kendisinden yardım istenilmesini tavsiye edip arkasından da fisebilillah muharebede şehid olan kimselerin bedenleri itibariyle ölüler iseler de, hakiki hayat itibariyle diri olduklarını buyurdu. Şimdi de sabredilmesi lazım gelen bazı bela ve musibetlerle, kullarını imtihan edeceğini beyan etmek üzere şöyle buyurdu: “Vallahi elbette biz, sizi biraz (düşman) korku(su), biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden (yana) eksiltmekle imtihan edeceğiz. Ve (Ey Habibim!) sabredenleri çok müjdele.” Yani Mevla buyuruyor ki: “Size imtihan eden kimsenin muamelesi gibi muamele edeceğim. Böylece sizin nasıl bir kul olduğunuz ortaya çıkacak.” Sohbetler Kitabı 1. cilt 5. sohbet
__________________ ''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. halbuki,biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak........'' |
Konu Sahibi aslıı 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Birlik ve beraberlik ahlakımız | Serbest Kürsü | aslıı | 0 | 1991 | 04 Mart 2014 01:22 |
Çocuk ve yalan | Çocuk ve Aile Sağlığı | aslıı | 0 | 2307 | 04 Mart 2014 01:20 |
yeterlilik deneme sınavı | Deneme Sınavlar/Paylaşımlar | fatmabalci19 | 1 | 3851 | 15 Mart 2013 16:54 |
kur'an'da peygamber hanımlarına uyarılar | Kur'ân-ı Kerim Genel | aslıı | 0 | 2694 | 14 Şubat 2013 11:48 |
miniklere sorduk <3<3 | Hz.Muhammed(s.a.v) | " İdiL Su " | 1 | 2146 | 03 Şubat 2013 22:48 |
06 Ocak 2014, 23:40 | Mesaj No:2 |
Cevap: sabır üç çeşittir
SABIR: Derdini Allah'a şikayet etmemek değildir. Bilakis Allah'a şikayet edeceksin ki derdine derman bulasın. Hz. Eyyub as ' da derdini Allah'a şikayet edince şifasını bulmuştu. Amaaaaa.... Sadece Allah'a... Dert başkasına şikayet edilmez... Sabır, derdini Allah'tan gayrına şikayet etmemektir. Başta da kendi nefsine şikayet edip yakınmayacaksın.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
07 Ocak 2014, 12:08 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: sabır üç çeşittir
Sabrın tarifi gerçekten tam manasıyla asla olamaz anlatılmaz tarifi yok dile gelir yanı yok ateşin ortasına düşmek sonrasında hem yanmak yanarkende sabrı öğrenmek öğrenirkende lal olmaktır, sabır dilsiz ,sözsüzdür...Canın yanarken yanan canına beyninle laf anlatmaktır sabır ..Yüz şeklini gizlerken gözlerinden dökülen göz yaşlarını saklamaktır ..Kendi canın yanarken başkalarının yarasını sarmaktır sabır sararkende sabrı yeniden yeniden yaşamaktır...
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. |
07 Ocak 2014, 13:20 | Mesaj No:4 | |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: sabır üç çeşittir Alıntı:
| |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Musibetlere Sabır | nurşen35 | Serbest Kürsü | 1 | 05 Ekim 2020 20:53 |
Sabır,,,,, | Sükutu-Ezber | Sükutu-Ezber | 9 | 26 Temmuz 2019 20:17 |
Boşanmak mı, sabır mı? | Belgin | Evlilik-Nikah Konuları | 14 | 21 Temmuz 2014 13:47 |
Sabır, Hoş Bir Buluttur.. | İslaminesil | Serbest Kürsü | 1 | 28 Nisan 2014 18:44 |
Sabır ve Namaz | neslihan | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 40 | 28 Mayıs 2012 13:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|