|
Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi: 04 Aralık 2007 (12:40), Konuya Son Cevap : 28 Mayıs 2012 (00:29). Konuya 42 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
01 Şubat 2010, 10:48 | Mesaj No:41 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: ***26.Haftanın Konusu EDEP***
Edeb konusu insanın aklına gelince, hemen haya-utanma anlamı çağrışıyor.Mesela; Edepsiz denildiğinde;hayasız,utanmaz kimse anlamı veriliyor. Halbuki benim incelediğim kadarıyla edeb ile haya aynı anlamda kullanmaz,ikisi farklı çağrışımdır. Arapça'da "edeb"in çoğulu olarak "âdap" olarak kullanılır.Türkçede "edeb" haya-utanma olarak kullanılırken,"adap" ise usuller,yöntemler olarak kullanılır.Bir kavramın tekili farklı,çoğulu farklı olarak kullanılıyorsa o zaman ortada o kavramın yanlış kullanılımı vardır. Edeb,bir iş yaparken o işin nasıl yapılması gerektiğini ortaya koyan bir ifadedir.Çoğulu ise "adap"tır. Mesela;Eskilerin çok kullandığı bir cümle var:Edep Ya Hu Bir yere destursuz,izinsiz giren kimseye bu söz söylenir ki,bu yere edebinle,usulunce yani izin ve selam vererek gir anlamına gelir. Ya da bu cümlenin söyleniş tarzına göre ya da yeri ve konumuna göre değişkenlik ifade edebilen bir cümledir ve hayatın bir çok alanında bu cümle kullanılır. Yine ilmin gereklerinden biri olan"edep" de ilmin alınış ve insanlara anlatış yöntemini bilmeden yapılan ilimin faydadan çok zarar getireceğini ifade eden bir kullanımdır. Edebin de yeri,kişi ve zamana göre değişkenlik ifade edebilir.Mesela; Allah'a karşı edebli olmak ifadesi,kişinin Allah'a karşı en güzel şekilde kulluğunu yapmasıdır.Kişi namazında (Fatiha suresinde) "Ya rabbi ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz " deyip,namazdan sonra Allah'tan başkalarına ibadet/kulluk etmesi ve başkalarından yardım istemesi/istianesi bir anlamda Allah'a karşı edebsizlik yapmak değil de nedir? Edebin bir çok kavramla ilişkisi vardır ama o kavramlardan birisi ile sınırlandırmak olayı belli kalıplar içerisene sokmak demektir ki bu da edeb kavramının anlamını daraltır. Bizler bazen Kur'ani kavramları Türkçe dar kalıplara sığdırmaya çalışıyoruz gibime geliyor. |
01 Şubat 2010, 23:30 | Mesaj No:42 |
RE: ***26.Haftanın Konusu EDEP***
'EDEP, edepsizlerin edepsizliklerine, kabalıklarına, kötü sözlerine sabır ve tahammül etmektir. ' (Hz.Mevlana)
| |
28 Mayıs 2012, 00:29 | Mesaj No:43 |
Durumu: Medine No : 13855 Üyelik T.:
22 Mayıs 2011 | Allah’a Karşı Edep Nasıl Olmalı Şunu hemen ifade edelim ki, hayâ ve edep, öncelikle insanı yoktan var eden, onu hadsiz nimetlerle besleyen, her yerde hazır ve nazır olan, bütün kâinatı ve yarattığı her mahlûku murakabe eden Cenab-ı Hakk’a karşı olmalıdır. Kişi, önce Cenab-ı Hak’tan, sonra da insanlardan utanmalıdır. Zaten Allah’tan hayâ etmeyen insanlardan da utanmaz; insandan utanmayan kimse de Allah’tan utanmaz. Nitekim bir hadis-i şerifte “Hayâ imandan bir şubedir.” (Müslim, İman, 57, 58) buyrulmuştur. Peygamber Efendimiz (asm) bir gün; “Allah’tan gereği gibi hayâ edin.” buyurdular. Bunun üzerine yanında bulunan sahabeler: “Ya Resulallah! Elhamdülillah biz Allah’tan hayâ ediyoruz.” deyince, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdular: “Allah’tan hakiki olarak hayâ etmek; başı ve içindekileri haram olan şeylerden korumak, haram yemekten ve zinadan sakınmak, ölümü ve dünyanın fani olduğunu düşünmektir. Ahiret mutluluğunu isteyen kimse, dünya ziynetlerine önem vermez. İşte böyle yapan kimse, Allah’tan hakkıyla utanmış olur.” (Tirmizî, Kıyâmet 25) Buna göre, kişi dinleyip, görüp öğrendiğinden, yiyip içtiğine kadar her şeyin Allah'ın rızasına uygun olmasına dikkat etmelidir, gerçek hayâ budur. Zîra başın taşıdıklarından ağız, göz, kulak, dil gibi maddî ve zâhirî; hâfıza, hayâl, tefekkür gibi ruhî ve görünmez duygu ve özellikler kastedilmektedir. Yine hadiste geçen batnın ihtiva ettiklerinden maksat da mide, cinsel organ, kalp, el ve ayaklar gibi batın ve batna bağlı her şeydir. Bu uzuvların ilgili olduğu bütün fiiller buraya dahildir. Şu halde insan bütün organlarını helâlde kullanmadıkça hakikî hayâya eremez. Hayânın pek çok mertebesi vardır. En üst mertebesi: Zâhiren ve bâtınen, içiyle dışıyla kişinin Allah'tan hayâ etmesidir. İşte bu, kişiye müşâhede makamı kazandıracak olan murâkabe makamıdır. Evet, Cenab-ı Hakk’a iman edip, emir ve yasaklarına riayet ederek nefsini ıslah edenler, onu hakiki sevenler, edep, hayâ ve iffet dairesinde hareket edip rızasına uygun yaşayanlar, Hz. Peygamber’i dinleyip itaat edenler, ebedî bir hayatta nihayetsiz nimetlere ve saadetlere mazhar olacaklardır. |
Konuyu Toplam 7 Kişi okuyor. (0 Üye ve 7 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın hutbesi:08.01.2016 EDEP VE HAYÂ | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 07 Ocak 2016 17:35 |
37. Haftanın Konusu ''Başörtüsü'' | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 7 | 31 Aralık 2010 00:22 |
Haftanın Konusu TEVHİD | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 1 | 14 Ağustos 2010 11:46 |
13. Haftanın Konusu (TAHRİF) | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 9 | 07 Temmuz 2009 11:37 |
Haftanın Konusu | MERVE DEMİR | Hafta'nın Konusu | 6 | 15 Mart 2009 00:36 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|