Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL,Açılış Tarihi:  31 Mayıs 2013 (02:20), Konuya Son Cevap : 31 Mayıs 2013 (17:10). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır.
Alt 31 Mayıs 2013, 02:20   Mesaj No:1
Medineweb Aktif Üyesi
Mevlüt HÖNÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mevlüt HÖNÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18779
Üyelik T.: 20 Mayıs 2012
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Memleket:Malazgirt
Yaş:48
Mesaj: 151
Konular: 93
Beğenildi:17
Beğendi:0
Takdirleri:32
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Şiddetin Sonucu (Stockholm Sendromu)/Mevlüt Hönül

Şiddetin Sonucu (Stockholm Sendromu)/Mevlüt Hönül

Stockholm Sendromu ile ilgili bilgilerin bir kısmını buraya aktarma sureti ile konuya giriş yapmak istedim detaylı bilgi almak isteyenler altta vermiş olduğum linkten takip edebilirler.

Yıllarca kendi katillerini el üstünde tutan C.H.P Atatürk İnönü ve benzerlerini kutsayan zihniyet sahiplerinin hastalığına tıbben Stockholm Sendromu denilmektedir. Bu hastalığı tarih bazında bir değerlendirme ile ele alalım.

Tarih 1926-1930 yılları arası Ağrı bölgesinde yapılan ayaklanmalar en son Zilan Katliamı ile şiddetin doruğuna varmıştır. Ayaklanmaların çoğunluğunda Kürtlerin baş gösterdiği bilinmektedir. Lakin Kürtleri Zilanda hunharca katleden zihniyetin uşaklarını, yıllarca baş tacı edenler katliama maruz kalan Kürtler idi. Kendilerini katleden rejimin güçlerine destek verenleri Bey, ağa isimlendirmeleri altında baş tacı yaparak bu hastalıktan olan paylarını almışlardır.

Tarih 1937 Dersim Katliamı. Tek partili dönemlerin C.H.P si iktidar Atatürk Reisi Cumhur Trabzon müzesinde bulunan katliam/harekât planını bizzat hazırlayan ve uygulatan kişi. Asıl sorulması gereken soru Dersim halkını katleden sürgünlere yollayan perişan eden C.H.P Atatürk ve benzerlerini kutsamak onları iktidara taşımak adına oy vermek apaçık hastalıktır kendi katillerini kutsamaktır.

Ülkemiz bazında eğitim seviyesi yüksek bir yer olarak bilinen Dersim bölgesinde yaşayan halklara şu soruyu sormam gerekiyor.

İmam Ali’yi İmam Hüseyin’i dillerinden düşürmeyenler.

Seyyid Rıza’nın misyonunu sürdürdüklerini iddia edenler nasıl tezat içerisinde olduklarını neden görmüyorlar?

Kendilerine en büyük zulmü yapanları bugün en çok destekleyenler kim?

İmam Hüseyin’in şu sözünü hatırlatmam gerekiyor:

‘’ Ben Zalimler ile alçakça Yaşamaktansa Ölümü Saadet Biliyorum’’

Tarihten bir iki örnek ile sunmaya çalıştığım hastalık hususunda kendimizi sorgulayarak, tedavi yollarını aramalıyız. Kendi katillerimize baş tacı yapacağımıza hakkı söylemeli ve söyletmeliyiz.

Tarihte bu hastalığın başlangıç evresi Allah Resulünden sonra. Emevi katillerinin iktidar dönemi ile başladığını bugün zalimlere rahmet okuyanların onları hazret veya benzeri olarak adlandıranların durumu aynıdır hastalığa yakalanmışlardır. Katilleri kutsamış baş tacı yapmışlardır. Şehadet şerbetini içenleri ise unutmuşlardır. Katillerini kutsama sureti ile.

Bu ve benzeri birçok örnek verilebilir. Zalimlerin iktidarı her zaman Mazlumların omuzunda kendine hayat bulur, sürü psikolojisi ile hareket etme anlayışına sahip olanlar Akıl ile harekete ne zaman geçmeyi düşünmektedirler?
Bugün insanların kanını sülük gibi emen Bankalara olan sevgi başka nasıl tarif edilebilir hastalık değilse nedir?

Rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama noktasına gelmeleri ve kendisini rehin alan kişilerle geçirdikleri sürenin sonunda onlara yardımcı olmaya başlaması ve nihai olarak da onlarla özdeşim kurmalarına Stockholm Sendromu denmektedir.

Bu sendromun anlamını genişleterek insanın kendisini zora sokan, üzen koşulları benimsemesi, savunması ve bu koşulları yaratan nedenleri görmemesi, ezenin yanında yer alması olarak da tanımlayabiliriz.

Sürekli şiddet yaşamanın bir sonucu olarak kurbanlar saldırganla özdeşleşmeye ve bir hayatta kalma stratejisi olarak onun için hareket etmeye başlayabilir. Kurbanın iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir karar değil, şiddetin doğrudan sonucudur.

Sürekli şiddet yaşamanın bir sonucu olarak kurbanlar saldırganla özdeşleşmeye ve bir hayatta kalma stratejisi olarak onun için hareket etmeye başlayabilir. Kurbanın iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir karar değil, şiddetin doğrudan sonucudur. (Herman, 1992)

STOCKHOLM SENDROMUNUN GÖRÜLDÜĞÜ BELLİ BAŞLI GRUPLAR

Rehin alma durumu ve benzer bir baskı yaratan kaçırılma durumlarında (rehine-esir alan)
Tecavüze uğrama, ensest ya da cinsel tacize maruz kalan çocuklarda (istismara uğrayan çocuk-istismar eden ebeveyn)
Savaşta bulunma, savaş esirleri, toplama kamplarında yaşama durumlarında
Hayat kadınlarında (pazarlanan)
Aile içi şiddete maruz kalınması durumlarında (dövülen eş-döven eş)
Yoğun dini (tarikat benzeri ) ve siyasi baskı uygulanması durumlarında (brainwashing durumlarında) (takipçi-lider)
Uzun süren hapishane deneyimlerinde (tutuklu-gardiyan)
Ev hapsine maruz bırakılma durumlarında

TARİHÇESİ

İlk kez psikiyatr Bejerot tarafından tanımlanan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşanan bir olaydan almaktadır.

Banka soyguncusu tarafından 6 gün boyunca rehin tutulan banka görevlisi bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır.

Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler, sonunda da onunla evlenir.

23 Ağustos 1973 günü Stockholm’de bir bankayı soymak üzere basan soyguncular 4 banka görevlisini 6 gün (131 saat) rehin tuttu.

Soyguncular banka personeline iyi davrandı, aralarında iyi ilişkiler oluştu;
Rehineler polisin bankayı basacağını fark edip soyguncuları uyardılar;
Daha sonra mahkemede soyguncular aleyhine ifade vermek istemediler, savunma ücreti için para topladılar. Olay, “soyguncular bankadan para çalamadılar ama bazı insanların kalbini çaldılar” biçiminde yorumlandı…

1974 yılında Patty Hearst isimli bir milyoner kadın bir terörist grup tarafından kaçırıldıktan 2 ay sonra onlarla birlikte bir banka soygunu yaparken yakalandı. Avukatları SS mazeretini kullandıysa da mahkeme kabul etmedi ve hapse mahkûm etti.

2001 yılında İngiliz bayan gazeteci Yvonne Ridley, Afganistan’da Taliban tarafından kaçırıldı, ilk 11 gün onlarla kavga etti, yemek yemedi. İslâm dinini incelemesi şartıyla serbest bırakıldıktan sonra İslâm dinine ilgi duydu, 2003 yılında da Müslüman oldu.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
31/05/2013

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
“...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”
İmam HÜSEYİN (a.s)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik Makale ve Köşe Yazıları AlimOğlu 47 20806 16 Eylül 2016 00:11
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 2626 18Haziran 2016 02:59
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 2233 22 Şubat 2016 23:34
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 1861 26 Ocak 2016 23:38
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül Makale ve Köşe Yazıları 'Yolcu' 3 2329 10 Mayıs 2015 23:35

Alt 31 Mayıs 2013, 10:52   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
muallime - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:muallime isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14876
Üyelik T.: 01 Aralık 2011
Arkadaşları:13
Cinsiyet:Anne
Mesaj: 874
Konular: 134
Beğenildi:137
Beğendi:67
Takdirleri:484
Takdir Et:
Standart Cevap: Şiddetin Sonucu (Stockholm Sendromu)

Gavurların anlamadıkları şey şu; Bir insan suç işlemişse iyi bir insan olamaz.Her uçak kaçıran ,banka soyan orada hemen öldürülmelidir.Hele bunu yapan Müslümansa hemen öldürülmelidir.

Halbuki gasp edilen hakkını duyurmak için uçak kaçıran Filistinli ,Türk komandoları tarfından öldürüldüğünde ,hostes ağlamış ve o çok iyi bir insandı neden öldürdünüz demişti.
Hostes komandanın , istihbaratın, göremediğini görünce ..Stockholm sendromu !!haha..

Düşünsenize milyardersiniz ve ekmeğe muhtaç biriyle günler geçirince Dünyanın kaç bucak olduğunu anlamışsınız niye Sendrom olsun!!!

Karakolda bir polis tutklu bir çocuğa gülümser 16 yaşındadır.
_Neden burdasın? hırsızlık ?
_annen baban ?
_başkalarıyla evlenip beni unuttular.
_peki üzülmüyormusun bak siciline de işlemiş?
_açlığa ancak bir gün dayanabiliyorum abi !!

Bu da Stockholm sendromu mu yoksa polisin Merhameti mi?
Aslında polis normal olarak içeri alıp bir güzel dövmeli değil mi!!



2001 yılında İngiliz bayan gazeteci Yvonne Ridley, Afganistan’da Taliban tarafından kaçırıldı, ilk 11 gün onlarla kavga etti, yemek yemedi. İslâm dinini incelemesi şartıyla serbest bırakıldıktan sonra İslâm dinine ilgi duydu, 2003 yılında da Müslüman oldu.
-----Yazardan alıntı-----

Şu cümle yazının fiyaskosu olmuş. Konuyu anlamadığınızı ortaya dökmüş. (Müslüman olmuş yani sendroma kapılmış...)

Stockholm sendromunu boşverin ..Aklımızda kalması gereken şey şu; İnsanlar kendi haytlarının dışında olağan üstü bir durumla karşılaşınca akılları basiretleri açılır. Bu olaylarda olduğu gibi...
__________________


Alıntı ile Cevapla
Alt 31 Mayıs 2013, 14:15   Mesaj No:3
Medineweb Aktif Üyesi
Mevlüt HÖNÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mevlüt HÖNÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18779
Üyelik T.: 20 Mayıs 2012
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Memleket:Malazgirt
Yaş:48
Mesaj: 151
Konular: 93
Beğenildi:17
Beğendi:0
Takdirleri:32
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Şiddetin Sonucu (Stockholm Sendromu)

Talibanın esir aldığı bir insan üzerinden değerlendirme yapmanız olağan ve sonucu güzel buna itirazımız yok. Lakin kendi katillerini baştacı eden Ülkemiz insanı bu sendroma kendini kaptırmış ve zalimlerin siyaseti söylemleri ile özdeşleşmişlerdir C.H.P Zihniyetini destekleyenler geçmişte C.H.P Zihniyetince katledilenler değilmiydi Bugün Atalarını yerlere göklere sığdıramayanlar Atalarının emri ile katledilmedilermi. Koruculuk sistemini benimseyenler yıllarca bu zulme uğrayanlar değilmiydi sonrası kendileri zalimleşmedilermi vs vs örnekler çoğaltılabilir. Sendromu anlamadığımı belirtmişsiniz doğrudur efendim biz anlamayanlardan olmayada razıyız! Doğu Güneydoğuda var olan siyasi yapılanmanın infazlarına alkış çalanlar bu sendroma yakalanlar değilmidir .
__________________
“...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”
İmam HÜSEYİN (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 31 Mayıs 2013, 17:10   Mesaj No:4
Medineweb Sadık Üyesi
muallime - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:muallime isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14876
Üyelik T.: 01 Aralık 2011
Arkadaşları:13
Cinsiyet:Anne
Mesaj: 874
Konular: 134
Beğenildi:137
Beğendi:67
Takdirleri:484
Takdir Et:
Standart Cevap: Şiddetin Sonucu (Stockholm Sendromu)

Alıntı:
Mevlüt HÖNÜL Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Talibanın esir aldığı bir insan üzerinden değerlendirme yapmanız olağan ve sonucu güzel buna itirazımız yok. Lakin kendi katillerini baştacı eden Ülkemiz insanı bu sendroma kendini kaptırmış ve zalimlerin siyaseti söylemleri ile özdeşleşmişlerdir C.H.P Zihniyetini destekleyenler geçmişte C.H.P Zihniyetince katledilenler değilmiydi Bugün Atalarını yerlere göklere sığdıramayanlar Atalarının emri ile katledilmedilermi. Koruculuk sistemini benimseyenler yıllarca bu zulme uğrayanlar değilmiydi sonrası kendileri zalimleşmedilermi vs vs örnekler çoğaltılabilir. Sendromu anlamadığımı belirtmişsiniz doğrudur efendim biz anlamayanlardan olmayada razıyız! Doğu Güneydoğuda var olan siyasi yapılanmanın infazlarına alkış çalanlar bu sendroma yakalanlar değilmidir .
Müslümanların içinde bulunduğu fitne fesadı ve yangını çeşitli şekillerde yorumlayabiliriz. Lakin Atatürkçü ve CHP li olmak ile korucular ve doğunun siyasal yapılanmasının infazına alkış çalmak ayrı şeyler ....Birinde din karşıtı olmak var, diğerinde mazlumun zalime dönüşmesi...

Aslında uzun ve gereksiz bir cevap oluyor ama 2011 tarihinde İbrahim Karagül, Suriye ve Irak için yazmış bugün de hiç bir şey değişmediği için ,Ve sizin anlatmak istediğiniz şeyi iyi ifade ettiği için aşağıya alıyorum..


Utandıran örnekler: Mazlum da zalimleşir!

İki gündür, Tunus'tan Suriye'ye uzanan kuşaktaki gelişmelerin utanç verici, aşağılayıcı örneklerini izliyorum. Siyasi değerlendirmeleri, bölge içi ve bölge dışı müdahale ve güç çatışmalarını, rejim sorunlarını ve hak taleplerini bir kenara bıraktım.

Öyle örnekler var ki, insan neye inanacağını şaşırıyor. Propaganda amaçlı bilgi kirliliği ihtimallerini göz önünde bulundurmama rağmen Irak'ta gördüğümüz çirkinliklerin giderek bütün bu ülkelerde salgın haline dönüşebileceği ihtimalini düşünmeye başladım.
Rejimler, kendine karşı ayaklananları aşağılıyor, öldürüyor, işkence ediyor. Bunu biliyoruz. Ama hak talepleriyle sokağa çıkanlar da rejim mensuplarına aynı şeyleri yapıyor. Irak'ta da öyle olmuştu. Saddam zulmüne direnip bedel ödeyenler, gücü ellerine geçirdiklerinde aynı uygulamalara imza atmışlardı. Mazlumlar bir anda zalimleşmişlerdi.

Şu an bu ülkelerde de gücü eline geçirenlerin ya da belli bölgede güce ulaşanların karşıtlarına uyguladıkları muamele, rejimlerden farklı değil. Öldürüyorlar, işkence ediyorlar, aşağılıyorlar, korkunç bir intikam hırsıyla insan onurunu yerle bir edecek örneklere imza atıyorlar.

Bir öfke derinleşiyor, kök salıyor. Bu öfkenin onlarca yıl sürecek bir intikama dönüşeceğini elbette biliyoruz. Bu yüzden ne tür örneklerle karşılaşacağımızı az çok tahmin ediyoruz. Korkumuz rejimlerin, liderlerin baskıları değil. Bunların üstesinden gelinebilir. Dış müdahaleler bir gün sona erebilir ya da bitmek zorunda kalabilir. Ama bu öfke, kin, kolay kolay silinmez.

Bağdat'ta sokakların nasıl ayrıldığını, yüzlerce yıl birlikte yaşayanların birbirini nasıl boğazladığını gördük. Aynı örnekleri Suriye'de de mi göreceğiz? Libya'da, Yemen'de de görecek miyiz? Şiilerle Sünniler, Araplarla Arap olmayanlar ya da aşiretler birbirini mi boğazlamaya başlayacak?

Bizi ürküten, endişeye sevkeden, umutlarımızı kuran bunlar.
Libya'da Kaddafi karşıtlarının, ülkenin büyük bölümünü ellerinde tutan muhalif güçlerin, ellerine geçirdikleri Kaddafi yanlısı kişiye yaptıkları zulüm, aşağılama, o çirkin görüntüler hepimizin yüzünü kızartacak türden. Afganistan işgali sırasında Kuzey İttifakı askerlerinin Taliban milislerine yaptıkları gibi. Bunlar olurken Kaddafi yanlıları da ellerine geçirdiği muhaliflere aynısını yapıyor tabi. Libya'dan gelen o görüntüyü izlemenizi asla tavsiye etmem.

Bahreyn'de farklı mı oluyor? Rejim karşıtı Şii muhalefetin eylemleriyle öne çıkan Ayet el Girmezi isimli 20 yaşındaki kadın, polis tarafından götürülüyor. Ailesi haber salamıyor. Bir şekilde askeri hastanede komada olduğu öğreniliyor. Daha sonra işkence ve tecavüz edilip öldürüldüğü ortaya çıkıyor. İddia böyle. Aklıma, Ebu Gureyb ve diğer esir kamplarındaki kadınların trajedisi, çığlıkları geldi yıllar sonra.

Suriye'ye bakıyorsunuz, elleri bağlı muhalifler, özel birlikler tarafından kameralar önünde aşağılanıyor, işkenceye tabi tutuluyor, insanlar öldürülüyor. Ya bilmediklerimiz, duymadıklarımız, görmediklerimiz? Bağram esir kampındaki korkunç olayları ne zaman sonra duyduk? Irak'ı her köşesindeki işkence merkezlerini ne zaman duyduk? Bugün Libya'da, Yemen'de ve başka ülkelerde olan trajedilerin haberlerini, görüntülerini ne zaman duyacağız?

Bir şiddet kültürü, acımasızlık tarihin her döneminde her coğrafyada yaşandı, yaşanıyor, biliyoruz. Biz, insan ırkı böyleyiz. Ama bu yaşananları kanıksamamızı gerektirmiyor. En haklı taleplerin, meşru arayışların arkasından gelen kötü şeylere de hep birlikte direnmek karşı koymak zorundayız.

Daha çok şey göreceğiz. Tunus'ta Bin Ali'nin karısı Leyla'nın Mossad bağlantılarını, Mısır'da Hüsnü Mübarek ailesinin kirli işlerini, Ömer Süleyman'ın İsrail/ABD istihbaratına ülkesini nasıl sattığını, devrilen liderlerin isimlerinin sokaklardan hatta o ülkenin tarihinden bile silinmeye çalışıldığını gördük. İnanın Libya'daki iç savaş uzun sürerse korkunç şeylere tanık olacağız. Aynı şekilde, rejim karşıtı hareketlerin olduğu bütün ülkelerde içimizi sızlatacak, başımızı öne düşürecek, yüzümüzü kızartacak örnekler göreceğiz.

Çünkü bu oyun, sokakta kanı akıtılanlar kadar değil. Daha büyük, daha karmaşık. İngiltere, Fransa ve İtalya komandoları Libya'da kara operasyonlarına başladı. Çek Cumhuriyeti bile asker göndermeye hazırlanıyor. Özel güvenlik şirketleri yani paralı askerler buralara gönderiliyor. Paylaşım masaları kuruluyor. Pazarlıklara göre dost-düşman belirleniyor. Ülkeler müthiş bir açgözlülükle iç çatışma ve gerilim yaşayan ülkelere müdahil oluyor. Hiç birinin, bu ülkelerde yaşayan, yıllardır ezilen kitlelerle ilgili özel bir kaygısı yok. Onlar sadece çatışmayı artırıp aradan neler kazanacaklarının hesabını yapıyor.
Müthiş ihanetler görüyoruz. Hep gördük, görmeye de devam edeceğiz. Kişisel iktidar uğruna ülkesini, halkını satan liderlerden, siyasi gelecek vaadine kanıp devletini satan yöneticilerden, yine iktidar vaadiyle ülkesinin kaynaklarını kendi elleriyle medet umdukları ülkelere sunan özgürlük yanlılarına kadar.
Bunların faturası çok ağır oldu, öyle de olmaya devam edecek. Dostlukların ve düşmanlıkların birbirine karıştığı bir dönemdeyiz. Eski dostlar öfkeli düşmanlara dönüşürken düşmanlar aynı masa etrafından toplanabiliyor. Taraflar sürekli değişiyor. Amman'da Suriye büyükelçisi ile İsrail heyeti arasında görüşmelerin yapıldığına dair son iddia gibi. Zihnimizi berrak tutmak için, bilgi kirliliğine ve hamasete yenik düşmeden her şeyi dikkatle izleme yükümlülüğümüz var. Ne düşüneceğimize, kime inanacağımıza karar verenlere izin vermek yerine kafamızın daha da karışmasını tercih etmeyi göze almamız lazım.

İbrahim Karagül ,Yenişafak 22 04 2011
__________________


Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Irk Ayrımı /Mevlüt Hönül Yitiksevda Makale ve Köşe Yazıları 4 08 Eylül 2021 09:08
Dinin Özü: Dua/ Mevlüt HÖNÜL Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 1 02 Mart 2015 18:53
Çağda(ı)ş(ı) Ebu Leheb’ler /Mevlüt Hönül Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 0 20 Mayıs 2012 22:51
Sorguluyorum!!/Mevlüt Hönül Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 2 05Haziran 2010 22:40
Hakk ve batıl/Mevlüt Hönül Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları 0 05Haziran 2010 16:01

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.