|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KARAKÖSE,Açılış Tarihi: 05 Ağustos 2011 (10:04), Konuya Son Cevap : 20 Ekim 2011 (21:11). Konuya 22 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
11 Ekim 2011, 22:01 | Mesaj No:11 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
islam ilimleri kaynağını kurandan almakta olup,çeşitili alanlara ayrılmıştır.tefsir akaid fıkıh sünnet vs.kuran dışında tartışılmaz bir kaynak yoktur.sünnet de tartışılmaz oluduğu kuranca sabittir.biz sünneti diğer adıyla hadisleri tartışmıyoruz,hadislerin rivayetlerindeki sıkıntılarda takılıyoruz.kaldı ki bu takılma da bizim işimiz olmamalı,hadis ana bilim dalında mutehasıslar bu konuda söz sahibidir.kim ne derse desin,sünnet olmayınca islam ilimlerinin,ibadetlerin,ukubatların yüzde sekseniz yaşanmaz hale gelir.aşağıda bazı örnekler verecem ; 1-maide 41 de,"....çalan erkeğin ve kadının elini kesiniz" ayet bu...ne kadar keseceğiz,bilekten mi,dirsektenmi omuzdan mı? bunu sünnet açıklar. 2-nisa 2 de," ....zani erkek ve kadına yüz değnek vurun" bu değnek nedir?neresine vuracağız? kafasınamı kalçasınamı böğrünemi gözüne mi ?balyozmu,sopamı,mendilmi,öldürücümü,inciticimi... ? bunu sünnet açıklar. 3-nisa 103 te,"...namaz müminlere vakitleri belirlenmiş bir farzdır", "namaz kılın zekat verin" gibi anayasada geçen konuların beyanı sünnet belirler.kaç vakittir,kaç rekattır,ne okunacak,zekatın içeriği aksamı vs sünnet belirler. 4-bakara 151 de," ......size kitabı hikmeti öğreten ve bilmediklerinizi size bildiren bir peygamber gönderdik" nisa 80 de ," peygambere itaat eden Allaha itaat etmiş olur."ayetlerine bakarsak,Resulsuz,sünnetsiz bir islam başta kuran naslarına aykırı olduğu görülecektir. yani sünneti hadisi inkar etmek imanı götürür.sünnetin yani bize kadar gelen rivayet zincirinin sağlıklı olup olmadığı notasında sıkıntılar olabilir. ki, bunu alanının mutehasısları muhadisler fakihler mufesirler yeterince bize hazır sofra kurmuşlardır.hadisi onlarca kısma ayırmışlardır.her gördüğün hadis ile amel etme hatası konusunda aydınlatmışlardır. saygılr..
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
12 Ekim 2011, 16:11 | Mesaj No:12 |
Durumu: Medine No : 14298 Üyelik T.:
08 Ekim 2011 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
bugüne kadar ehli sünnet alimleri tarafından tenkide uğramamış bu hadisler acaba günümüzde azcık ilimleriyle cumhuru allemeleri hiçe sayan kişiler tarafından mı sahih olup olmaması tartışılacak yani bunları tartışabilmek için bi büyüklerin ilmi seviyesine gelelim şöyle 1 milyon 2 milyon hadis bilelimde ondan sonra kendimizi ifade ederiz
|
12 Ekim 2011, 19:02 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
Her müslümanım deyip idda eden her kişi kendi DİNİNİN ADAMI olmak zorundadır.Dininin gereklerini sadece belli bi zümrenin tahakkümüne bırakanlar İSLAM DİNİN DEYİM AMA GEREKLERİNİ BİLMİYORUM,deyip dininden habersiz olurki buda Allahın vahiysinden habersizlikle eş değerdir karşılığıda içinden çıkamayacağı cehennem olur,[yunus süresi 7,ve 8] bakın.. Ne demek ya hadisler belli kişilerce tahlile tabi tutulmuş ,tamamda imam buhari niye rivayet edilen sözlerin ayırımına gitmişte İmam ebuhanifeden nakil yapmamayı kendine dustur etmiş.Hadis alimleri bile kendi aralarında mutabık değildirler ki SİTE YÖNETİCİSİ ABDULMELİK,hocanın açıklamasına göre HADİS[SÖZ],leri kabul etmemek İMANISIZLIK OLUYOR.O zaman,Ebu hanife ve buhari arasında hangisi İMANSIZ.... Yaptığınız açıklamadaki iddanız ne kadarda SAKAT FARKINDAMISINIZ. Ayrıca mahşerde KURANA GÖRE SORGUYA ÇEKİLECEK İNSANLAR,Ozaman bazı gruplar kurandan bulamadıkları için yarabbi dur biz başka bi kitap hatta kitaplarla da geldik onlarda vardı bizim yaptıklarımız ,zaten YARABBİ SEN KURANDA HİÇ BİR ŞEY AÇIKLAMAMIŞTIN Kİ,BU KİTAPLARDA AÇIKLAMIŞTIN MI [kendileriyle getirdikleri hadis,fıkıh,risale,mektubat ,falancının,fincancının kitapları] mıı diyecekler... Kuranda vaktiyle NAMAZDA,ZEKATTA,EL KESMEDE,SOPADA VS ALLAHIN DİNİNİN HER GEREĞİ AÇIKLANMIŞTIR VE RASULULLAHTA SADECE VAHİYE UYMUŞTUR..Bulamayanlar yeterince ya kurana muhattab olmamışlar YADA ATALARININ BIRAKTIKLARINI AŞAMAYIP DİN EDİNMİŞLERDİR... Rasulullahta kuranı mübinde şunu demiştir enam süresinde,Ben bana vahyolundan başkasına uymam.Bir müslüman içinde rasulunun izinde olmak sadece bu şekilde olur. Ayrıca örneğin kuranda haramlar belli ve rasulullahta bunların ışığında şunu YAPMIŞTIR ENAM 145 BAKIN...Ve bu gün fransız biri müslüman olsa ve kurbağa yemeye devam etse yukarda HADİS HAVARİLİĞİ YAPANLAR BU MÜSLÜMANI HARAM YİYİCİ OLARAK GÖRERCEKLERDİR.Ne kadarda sakat bi anlayış üzerinde ve yaklaşımında olduğunuzun dahi farkında değillerdir böyle dinde aşırı gidenler. Ayrıca Allaha itaat edin rasulunede itaat edin veya KURANI VE HİKMETİ vrdim şeklindeki ayetleride parçacı yaklaşanlar Rasullerede sanki kuran dışında bi VAHİY VERİLMİŞTE Güya buda gizli vahiymiş gibi ve buda SÜNNETTİR DİYORLARSADA Rabbimiz rahman müslümanlardada HİKMETİ vereceğini söylüyor ve müslüman olanada UYMAYI ZORUNLU KILIYOR O zaman her müslümanın sünnetini nereye koyacan veya her müslümana itaatı nereye bağlıyacan... Kısacası HİKMETTE,RASULE İTAATTE,ALLAHIN HÜKMÜYLE HÜKMEDİP VAHİYE BAĞLILIKTIR.. Sağdan soldan rivayet taşımak değil.Rasulullah yaşamıyor bu gün ve insanlar sanki rasulullah yaşıyormuş gibi anlatımlar ve rivayetlerde verip buda İMANDANDIR DEMELERİ BOŞ VE ASILSIZDIR... Bu gün ve her dönemde yaşayan müslüman için birinci sıkıntı dininin aslı olan kuranı eniyi şekilde anlayıp kurana göre yaşamak olmalıdır ve zaten o zamanda RASULULLAHIN YAPTIĞINIDA YAPMIŞ OLUR...Rasullah için enbüyük şeref kuranı yaşamasıydı ve O da öyle yaşadı... |
14 Ekim 2011, 03:02 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu Ne demek ya hadisler belli kişilerce tahlile tabi tutulmuş ,tamamda imam buhari niye rivayet edilen sözlerin ayırımına gitmişte İmam ebuhanifeden nakil yapmamayı kendine dustur etmiş.Hadis alimleri bile kendi aralarında mutabık değildirler ki SİTE YÖNETİCİSİ ABDULMELİK,hocanın açıklamasına göre HADİS[SÖZ],leri kabul etmemek İMANISIZLIK OLUYOR.O zaman,Ebu hanife ve buhari arasında hangisi İMANSIZ.... Yaptığınız açıklamadaki iddanız ne kadarda SAKAT FARKINDAMISINIZ. LA DİYEBİLMEK ADLI ÜYEDEN ALINTI Bak şimdi güzel insan İslam devleti olduğu zaman bu devlet yapısı bir hukuk üzerine bina edilir, yani bugünkü tağuti rejimlere dayalı devlet yapısı nasıl ise İslam devlet yapısıda aynı olacaktır. Aradaki tek fark biri Allah'ın hükümlerine göre yapısını oluşturur diğeri beşer (insanların) hükümlerine göre yapısını oluşturur. Biraz daha konuyu acacak olursak bugün yaşadığımız ülkede nasıl sorunlar mevcut ise islam devletide olsa aynı sorunlar yaşanacaktır. Örneğin: Trafik kazaları, tapu işlemleri, kimlik işlemleri, boşanmalar,evlenmeler, kavgalar, hastahaneler, belediye işleri ticaretle ilgili çek senet işleri gibi meselelerden tutunda apartman yöneticiliği hatta apartman görevliliği gibi birçok problemler meydana gelmeye devam edecektir. İslam devletinde müslüman hakim bu tür meslelerle karşılaştığında nasıl hüküm verecek buna açıklayabilirmisiniz. Eğer bu meselelerle ilgili Kur-an da hüküm bulamazsa ki bulamaz o zaman bu hakim Allah'ın hükümleri ile değil insanlar tarafından konulmuş yasalarla hüküm vermek zorunda kaldığından dolayı Maide 44 ün hükmüne göre kafir olmuş olur. Meseleyi şöyle anlamak lazım İslam devlet yapısını Kur-an ve sünnet üzere bina eder.İslam devleti bu yapısını oluştururken a dan z ye bir hukuk oluşturur. Bu hukuku oluştururken dinin aslını oluşturan kaidelerin dışında kalan meselelerde yine bir hukuk oluşturur. İşte bu hukuka İslam literatüründe fıkıh denir. Bu hukuk bazen İslama aykırı olmayan örf ve adetlerdende yararlanır. Bu fıkıh alanı Peygamber efendimizin Kur-an-ı en ince ayrıntıları ile uygulama biçimidir. Bu uygulama biçimi Allah (a.c.) tarafından kabul görmüş biz insanlar için olmazsa olmaz olarak emiredilmiştir. Her hangi bir devlet,yapısını oluştururken kısır salt düşünceler üzerine bina ederse, o devlet yapısı devletten çok bir mecradan öteye geçmez. Bu sebeple islam devleti geçmiş tarihlerde yapısını oluştururken, devlet temelini İslamın bu geniş fıkhı üzere bina etmiştir. Tarihte bunun örnekleri vardır. Burada mesele şu olsa gerek ; Peygamberin söylediği söylenen sözlerin yada yaptığı veya yapmadığı rivayetlerle ilgili gelen haberlerin sıhhat derecesi ile ilgilidir. Kur-an tabi ki müslümanların mihenk taşıdır, buna kimsenin itirazı olamaz. Sünnet Kur-an'ın pratiğe aktarılmış olup Allah tarafından kabul görmüş şeklidir, meseleyi böyle anlamak lazımdır. Ne Kur-an'sız bir Peygamber ne de Peygambersiz bir Kur-an düşünmek biz müslümanların kabul edebileceği bir mesele değildir. Allah ve rasullerinin arasını ayıran Yahudi ve Hiristiyanlar nasıl helak olduysalar bizlerde aynı şekilde helak olmuş oluruz. Kur-an ve sünnet ilişkisini iyice anlayabilmek için İslam devlet yapısını çok iyi bilmek gerekir. Aksi takdirde din adına olan düşüncelerimiz evrenselliğini yitirmiş kısır bir döngüden öteye geçmez. Osmanlı devletinde her ne kadar benimsemediğim tarafları olsada islam şeriati üzere yapısını oluşturmuştur. Eğer ki Osmanlı devlet yapısı iyice incelenirse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Osmanlı devlet yapısını örnek vermemdeki sebep yaşadığımız zaman dilimine çok yakın tarih olduğu içindir. Allah'a Emanet Olunuz...
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
14 Ekim 2011, 10:15 | Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
[QUOTE=kamer34;142219]Ne demek ya hadisler belli kişilerce tahlile tabi tutulmuş ,tamamda imam buhari niye rivayet edilen sözlerin ayırımına gitmişte İmam ebuhanifeden nakil yapmamayı kendine dustur etmiş.Hadis alimleri bile kendi aralarında mutabık değildirler ki SİTE YÖNETİCİSİ ABDULMELİK,hocanın açıklamasına göre HADİS[SÖZ],leri kabul etmemek İMANISIZLIK OLUYOR.O zaman,Ebu hanife ve buhari arasında hangisi İMANSIZ.... Yaptığınız açıklamadaki iddanız ne kadarda SAKAT FARKINDAMISINIZ. LA DİYEBİLMEK ADLI ÜYEDEN ALINTI Bak şimdi güzel insan İslam devleti olduğu zaman bu devlet yapısı bir hukuk üzerine bina edilir, yani bugünkü tağuti rejimlere dayalı devlet yapısı nasıl ise İslam devlet yapısıda aynı olacaktır. Aradaki tek fark biri Allah'ın hükümlerine göre yapısını oluşturur diğeri beşer (insanların) hükümlerine göre yapısını oluşturur. Biraz daha konuyu acacak olursak bugün yaşadığımız ülkede nasıl sorunlar mevcut ise islam devletide olsa aynı sorunlar yaşanacaktır. Örneğin: Trafik kazaları, tapu işlemleri, kimlik işlemleri, boşanmalar,evlenmeler, kavgalar, hastahaneler, belediye işleri ticaretle ilgili çek senet işleri gibi meselelerden tutunda apartman yöneticiliği hatta apartman görevliliği gibi birçok problemler meydana gelmeye devam edecektir. İslam devletinde müslüman hakim bu tür meslelerle karşılaştığında nasıl hüküm verecek buna açıklayabilirmisiniz. CEVAB...Tamam sayın başeditör,konu bu değilki konu Kuranda olan bi hükme rağmen ,başka bi hükmü rasulullaha atfedip doğruluğunu savunmak,örneğin,RECM... Yoksa sizin sorduğunuz HAKİM BU DURUMLARDA NASIL HÜKÜM VERECEK,sorusuna gelince sayın başeditör trafik işaretlerinde İŞİ EHLİNE DANIŞIN AYETİNİN IŞIĞINDA kuranın hükmüyle çakışmayacak şekilde ADELETİ TECELLİ EDERSİNİZ OLUR GİDER.İslamın analaşırlığını bu kadarda zora sokmanın hem vebali hemde bi anlamı yok ki .. Eğer bu meselelerle ilgili Kur-an da hüküm bulamazsa ki bulamaz o zaman bu hakim Allah'ın hükümleri ile değil insanlar tarafından konulmuş yasalarla hüküm vermek zorunda kaldığından dolayı Maide 44 ün hükmüne göre kafir olmuş olur. Cevabım.Kuranda her meseleye cevab vardır yeterki kişi ALLAHIN HÜKMÜNE RAZI olsun.Yalnız bu önden YOK ANLAYIŞIYLA GİDEN insan zorlanıp farklı yönlerde kaya bilir.Bir insan Allahın hükmüne razı olarak kurana yeterince yönelince gayet basit bi şekildede çözüme ulaşır..Kuran nasıl hükmedilmesin her konuda açıklamıştır.8insanın başına gelecek her meseledede böyle vahyedilmiş bi rabbani metod dizynıdır]. Meseleyi şöyle anlamak lazım İslam devlet yapısını Kur-an ve sünnet üzere bina eder. CEVABIM.Kimin sünneti üzerine ,BU GÜNKİ TRAFİK İŞARETLERİ HAKKINDAKİ vb verdiğiniz konular hakkındaki verilecek hakim kararıda HÜKMÜ VEREN HAKİMİN SÜNNETİ OLMAZ MI sizlerin anlayışına göre,Halbuki ben sadece BİR SÜNNETE İNANANLARDANIM ODA ALLAHIN SÜNNETİ DEĞİŞMEYEN HEMDE....Hiç bir zaman ve peygamberlerin dönemlerinde bile İSLAM SADECE ALLAHIN SÜNNETİ ÜZERİNE BİNA EDİLMİŞTİR,Hiç bir peygamberinde insiyatifine bıraklmamıştır. Örneğin sizlerin anlayışına göre HAYIRDA YARIŞMAK ADINA İBADETLERDEKİ[sünnet deyilen] nafile ibadetlerde kişiye has tır,fikir düşüncelerde her dönemin içtihadi durumlardır İÇTİHADLER DEĞİŞKENDİR,zamana ,mekana,şartlara vs DURUMLARDA,bunlar peygamberlerin dahi İÇTİHADLERİ OLSADA BU BÖYLEDİR,ve bu gün ki sözler peygamberlere isnad edilsede bunun GERÇEKLİĞİNİ BİZLER BİLEMEYİZ,Peygamberdendeduymamış yalnız müslüman için bi konuda karar verecekse kuranın hükmüne bağlı olrak gelen her bilgiyi şöyle değerlendirmrlidir,MÜSLÜMAN SÖZÜ DİNLER HAK OLANINA UYAR,zümmer,18] ,HAK VE BATILIDA ANCAK KURANIN BÜTÜNLÜĞÜNE GÖRE KARARLA VEREBİLİR.. İslam devleti bu yapısını oluştururken a dan z ye bir hukuk oluşturur. Bu hukuku oluştururken dinin aslını oluşturan kaidelerin dışında kalan meselelerde yine bir hukuk oluşturur. İşte bu hukuka İslam literatüründe fıkıh denir. CEVAB.Her dönemde fıkıh değişe de bilir sorun bu değil ki sorun Kuranda olan bi hükme rağmen,farklı bi yolla BAŞKA Bİ HÜKÜMLE HÜKMETMEK ve bu gün her konudada bu böyledir. Bu hukuk bazen İslama aykırı olmayan örf ve adetlerdende yararlanır. Bu fıkıh alanı Peygamber efendimizin Kur-an-ı en ince ayrıntıları ile uygulama biçimidir. Bu uygulama biçimi Allah (a.c.) tarafından kabul görmüş biz insanlar için olmazsa olmaz olarak emiredilmiştir. CEVAB.İnsanlar hiç bir dönem vahiysiz kalmamışki sayın başeditör TABİKİ ÖRFLERİNDE İSLAMIN HÜKÜMLERİDE OLACAK vr Allah rasulune bu yönde talimatlar vermiştir vahiyle ve rasulullahta BU YÖNDEKİ DURUMLARDA YER YER ISLAHADİ Bİ METOD UYGULAMIŞTIR.Örflerdeki bu durumlarda İNKILABİ METOD TABİKİUYGULANAMAZ BU SÜNNETULLAHA TERS Bİ DEFA,Örneğin enfal 35 te müşriklerde o dönemde namaz kılyor ve el çırparak ıslık çalarak bunu yapıp hemde tavaf yapıyorlar bu yöndede rabbimiz NAMAZIDA,TAVAFIDA,Rasulullaha vahiyle ısladi yönde kısmı yapılandırmalar yaparak ASLINA DÖNDERMİŞTİR.İnkılabi bi metod uygulansa NAMAZDA,TAVAFTA,yok edilirdi.Şimdi bu yönde NASIL RASULULLAHHÜKÜM KOYMUŞ ÖRFSEL OLARAK veya rasulullah nerde hüküm koymuş ki burda hükmü beyan eden yine ALLAH TIR.. Her hangi bir devlet,yapısını oluştururken kısır salt düşünceler üzerine bina ederse, o devlet yapısı devletten çok bir mecradan öteye geçmez. Bu sebeple islam devleti geçmiş tarihlerde yapısını oluştururken, devlet temelini İslamın bu geniş fıkhı üzere bina etmiştir. Tarihte bunun örnekleri vardır. Burada mesele şu olsa gerek ; Peygamberin söylediği söylenen sözlerin yada yaptığı veya yapmadığı rivayetlerle ilgili gelen haberlerin sıhhat derecesi ile ilgilidir. Kur-an tabi ki müslümanların mihenk taşıdır, buna kimsenin itirazı olamaz. Sünnet Kur-an'ın pratiğe aktarılmış olup Allah tarafından kabul görmüş şeklidir, meseleyi böyle anlamak lazımdır. Ne Kur-an'sız bir Peygamber ne de Peygambersiz bir Kur-an düşünmek biz müslümanların kabul edebileceği bir mesele değildir. Allah ve rasullerinin arasını ayıran Yahudi ve Hiristiyanlar nasıl helak olduysalar bizlerde aynı şekilde helak olmuş oluruz. Kur-an ve sünnet ilişkisini iyice anlayabilmek için İslam devlet yapısını çok iyi bilmek gerekir. Aksi takdirde din adına olan düşüncelerimiz evrenselliğini yitirmiş kısır bir döngüden öteye geçmez. Osmanlı devletinde her ne kadar benimsemediğim tarafları olsada islam şeriati üzere yapısını oluşturmuştur. Eğer ki Osmanlı devlet yapısı iyice incelenirse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Osmanlı devlet yapısını örnek vermemdeki sebep yaşadığımız zaman dilimine çok yakın tarih olduğu içindir. Allah'a Emanet Olunuz... Son olarak fazla uzatmıyayım HANGİ KONUYU KURANDA AÇIKLIYABİYORSUNUZ onu yazın KURAN da,iman,namaz,oruç,zekat,hac,abdest,evlilik,boşanm a,hırsızlık,vs her insanı ilgilendiren hiç bir konuya AÇIK DEĞİL DİYOR SİZİN SAVUNDUĞUNUZ ÇİZGİ ve devamındada KURANI ANLAMAK İÇİN FALANCALARIDA ANLAMAK LAZIM DENİLİYOR..EEE tabiki başka kitapları anlamak için o kadar zaman ayırıp kurana gelince hem zaten kurandada bu konular açıklanmamış NİYE KURANA BAKILSIN Kİ ... |
14 Ekim 2011, 12:13 | Mesaj No:16 | |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu Alıntı:
cuma saati yaklaşıyor sonra devam ederiz.ama size düşünmeniz için iki soru soracağım.sünnetin kesinlikle bu dinin yaşanması için şart olduğunu göreceksin. 1-meni mi pis sidik mi ? sidik tabii.peki neden meniden dolayı boy abdesti lazım da ,sidikten dolayı sadece abdest ?pis olandan dolayı boy abdesti alınması gerekmez mi mantığa göre ? 2-oruçmu namazmı daha önemli ? namaz tabii...peki neden hayızlı kadın oruç kazasını yapmak zorunda da,namaz kazasından muaf? mantık gereği namazın kazası daha önemli değil mi? sünnet olmazsa siz bu gibi sorularla batarsınız bizide batırırsınız dini de.
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. | |
14 Ekim 2011, 13:50 | Mesaj No:17 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu Alıntı:
| |
15 Ekim 2011, 15:43 | Mesaj No:18 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
fıkıh(islam hukuku) usulunun tartışılmaz hukukçusu imam şafii ümm adlı temel eserinde şöyle söylüyor; 1-birinci delilimiz kurandır.sünnetin beyanına(ayet açıksa) gerek yoksa kuran yeterlidir. 2-beyana muhtaç ise sıhhatı sabit olan sünnet tartışılmaz delildir.(islam ilimlerinde ihtisas sahibi bu alimler sahih sünneti tesbit etmişlerse bize susmak kabullenmek düşer) 3-kuran ve sünnette yoksa icma-ı fukaha tartışılmaz delildir. 4-ashabın görüşü 4.delildir. 5-ilk dört madde de delil bulunamıyorsa kıyasa başvurulur.kıyası ise herkes yapamaz. yukarıda 5 maddelik delil gurubu alimlerin itifakıyla sabittir.bunlar dışına çıkanlar fitne ehlidir,art niyetlidir,cuhela gurubudur. İmam şafii kitabul ümm.
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
15 Ekim 2011, 15:51 | Mesaj No:19 |
Durumu: Medine No : 14298 Üyelik T.:
08 Ekim 2011 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
imam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder: "Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki: - Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz. İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki: - Sen Kur’anı okudun mu? - Evet. - Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı? - Hayır. - Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı? - Hayır. - Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı? - Hayır. - Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7] Hz. İmran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır." Bir âyet-i kerime meali: (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151] İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor. Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir: (Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44] (Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64] Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir: (Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed] (Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi] |
15 Ekim 2011, 15:52 | Mesaj No:20 |
Durumu: Medine No : 14298 Üyelik T.:
08 Ekim 2011 | Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu
imam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder: "Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki: - Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz. İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki: - Sen Kur’anı okudun mu? - Evet. - Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı? - Hayır. - Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı? - Hayır. - Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı? - Hayır. - Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7] Hz. İmran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır." Bir âyet-i kerime meali: (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151] İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor. Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir: (Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44] (Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64] Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir: (Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed] (Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi] |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Müslümanlarda Tüketim Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 20 Nisan 2024 22:43 |
Müslümanlarda Cami Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 08 Ekim 2013 21:26 |
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 6 | 04 Ocak 2012 14:20 |
Müslümanlarda İbadet Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 18 Eylül 2010 22:29 |
Müslümanlarda Milliyetçilik Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 03Haziran 2010 23:06 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|